An-la-şa-mı-yo-ruz...

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Yollarda anlaşamıyoruz, cafe’lerde anlaşamıyoruz, televizyon programlarında anlaşamıyoruz, mahkemede anlaşamıyoruz, evleniyoruz anlaşamıyoruz, boşanıyoruz anlaşamıyoruz velhasıl an-la-şa-mı-yo-ruz…

Anlaşılmaz ve anlaşamayan bir toplum olmaktan ne zaman kurtulacağız, bu bende büyük bir merak konusu. Aynı dili konuşuyor, aynı okullarda okuyor, aynı koşullarda yaşıyor, aynı kişiler tarafından yönetiliyoruz, yaşadığımız ortamlar neredeyse aynı, sadece yaşam şekilleri farklı ama anlaşamıyoruz.

Zaten ülkenin içinden çıkılmaz durumlara düşmesinin nedenlerinden birisi de bu “anlaşamamak” değil midir?

Herkes en iyisini ben bilirim, en iyisini ben yaparım, en iyisini ben yazarım, en iyi ben anlatırım düşüncesinden hareket ederek bu labirentin içinde dolanmaktan usanmadı mı?

Usananlar var elbette ama o usananların da bu anlaşamayanlar üzerinde bir yaptırım gücü yok! Sanırım, ilk kaybetmeye başladığımız günlerden bu yana anlaşamamak bir hastalık olarak bütün toplumu sarmış durumda. Tarihte kaybettiklerimizi fark etmeye başladığımız zaman, biz ne yapıyoruz dedik ve ardından Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Destanı gibi birçok şanlı zafere imza atmayı başardık. Anlaştığımız dönemlerde kazandıklarımızı ne kadar çabuk unutuverdik ki yeniden anlaşılmaz durumlara sürüklendik, yelkenlerini rüzgâra kaptırmış küçük bir tekne gibi.

Şimdilerde, ülke olarak, toplum olarak, birey olarak büyük bir “anlaşamamak” derdiyle karşı karşıyayız. Bakalım bu anlaşamamak bizleri nerelere taşıyacak, hep birlikte göreceğiz. Hoş, zaten her şey ortada ama ben dahası da var diyenlerdenim.

Anlaşılmazlığı bol ve anlaşmaktan uzak yeni günlere yelken açıp ilerleyen bir ülkenin içinde bulunmak sıkıcı, yorucu ve yıpratıcı olsa da yapacak bir şey yok. Madem bu geminin içindeyiz, hadi bakalım, yelkenler fora demeye mecburuz…

Çoğunluğu kaptan, azınlığı tayfa, alışmışız nasıl olsa, öylede olur, böyle de olur…




 

Erkan Nehir

Grafik Tasarımcı & Ressam
Uzman Üye
Kayıt
10 Ocak 2010
Mesaj
2.524
Tepki
54
Güzel bir yazı. Dün gece Okan Bayulgeni izliyordum yine. Hakkı Devrim usta yine çok güzel bir konuya değindi. Bir tartışma programına fikir üretmesi için aynı sektörden insanlar çağırılıyor dedi. Doktorlar, avukatlar, bilim adamları, sanatçılar vs. Fakat en çok tartışmayı bunlar kendi aralarında yapıyorlar dedi. Ve aynı sektörden insanların biraraya gelince neden anlaşamadığını hayretler içinde izlediğinden bahsetti...
Bilgileri ile diğer insanları aydınlatması gereken ustalar, bilim insanları ve sanatçılar sanırım ilk önce kendi içlerinde bir ortak noktaya varmaları ve anlaşmaları gerekiyor.
 

Ahmet ALTUN

Font Tasarımı
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
29 Mayıs 2009
Mesaj
1.398
Tepki
36
Ah ahh... Çok yerinde çok zamanında bir yazı oldu bu Ozan Bey.. Koca koca adamlar var şu an forumda.. bazıları yıllardır arkadaşlar.. beraber yemişler beraber içmişler, beraber çalışmışlar sonra araya bir kara kedi girmiş, onlar koca koca adamlar, onlar sanatçı adamlar, onların yaptıkları kadar duruşları ile örnek olması gereken insanlar, aslında örnek olmaya mecburiyetleri yok ama şu an bu meslek alanında bir kargaşa yaşanırken birlik olmaya bu kadar ihtiyaç var iken en azından geçici olarak bu mesleğin duayenleri olarak, öncüleri olarak sağlam duruşlara ihtiyaç varken ; onlar forumda sen böyle yaptın, ben böyle yaptım, göster marifetini vs herkes birbirinin ayıbını ortaya çıkarmaya çalışıyor.
vah vah ki vah vahhh.
Ne zaman hata yaptığımızı anlıyoruz biliyormusunuz ? öleceğimizi hissedip can çekişirken.. İşte o an gözümüzün önünden geçen ne kadar az keşkelerimiz var ise eminim o kadar huzur içinde ölürüz.

Çok teşekkürler bu güzel ve değerli yazı için..
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Teşekkürler Erkan bey, teşekkür ederim Ahmet bey, o konulardan haberdar değilim elbette ama bu zaten toplumsal bir sorun, bir arkadaşımın dediği gibi, kulaklarimizi, yüregimizi acalim, ayni fikri paylasmasak da anlamaya calisalim, anlasalim :)
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
209
Tepki
5
Selam,

Ozan arkadaşımıza bu yazı için teşekkür mü etmek gerekiyor yoksa tam zamanında tam yerinde mi tanımlaması yapmak gerekiyor buna siz karar verin desem yine de anlaşamayız.

An-la-şa-mı-yo-ruz...

Başlığına görünce hemen içeri daldım. Bu başlık altında kimlerin yazdığını merak bile etmedim. Çünkü aşağı yukarı kimlerin yazdığını tahmin ettim. Ben sanırım bir öleceğimi bilemiycem eğer bilirsem de yaptıklarımdan asla pişman olmayacağım. Bakın bu konuda bile Ahmet arkadaşımızla anlaşamadık.

Öncelikle bu yazıda yazan " Duayen " sözüne takıldığımı söylesem sanırım takıldığım bu nokta anlaşamamazlık anlamına gelmez. Bir kere sektörde duayen sözüne ilk karşı çıkanlardan birisi benim. Bu konuyu gündeme getirdiğim yıllar öncesinde yine bu sitede yaşanan tartışma ortamı türünden bir konunun ele alındığı anda ortaya birden atlayıp,

- Ne duayeni kardeşim. Hepimiz öğrenci olmalıyız. Ben yıllardır bu işi yapıyorum ama hala öğreneceğim pek çok şey var. Milleti duayen diye damgalayıp gözünüzde büyütmeyin. Zavallılar kendilerini bir süre sonra bir şey sanmaya başlar.


türünden bir yazı yazmıştım. Anlaşma ortamını herkesin sektörün birer sadık öğrencisi olmaya yönlendirmeye çalışmıştım. Ne oldu biliyor musunuz..? Bir tahminde bulunun bakalım. Birbirleriyle tartışan, didişen hatta sonunda gırtlak gırtlağa gelenler birlik oldu ve bana çullandı.

Ne terbiyesizliğim, ne ahlaksızlığım ne de utanmazlığım kaldı. İşte bu kafa yapısına sahip kişilerin olduğu ortamların hiç birinde herhangi bir kişiyle anlaşabilmek bir yana ortak platformda buluşabilmek bile mümkün değildir.

Kişilerin birbirlerini geliştirmesi ve sektörel bazda yardımcı olabilmesi ortamının oluşturulmuş olması bile bu şahıslar için bir anlam ifade etmez. Bu kişilere,

- Gelin sektör için bir güzellik yapalım. İnsanlara zorluklarla öğrendiğimiz bilgi birikimlerimizi aktaralım. Hiç değilse bizden sonraki nesil bu zorluklarla mücadele etmesin. Gelir düzeylerini de artırmanın yolunu ve yöntemini aktaralım...

dersiniz ( ki bunu bazı kişilere özellikle kabul etmeyeceklerin bile bile teklif ettik te ) bu şahıslar ne yapar biliyor musunuz..? Hiç bir şey yapmasalar yaptıklarından daha yararlı olacaklar ama hiç birşeyden bile geride davranırlar. Suçlamaya, aşağılama, karalamaya, küfretmeye, hakaret etmeye, iftira etmeye, aslı astarı olmayan suçlamalarda bulunmaya başlarlar.

Tüm bunlara karşın yine de sabrınızın son sınırlarını zorlarsınız, alttan almaya, hoşgörülü davranmaşa çalışırsınız bu tür şahıslar bunu kendilerinin üstünlüğünü kabul etmiş olarak algılayıp insanın sinirlerinin yerinden oynatacak türden saldırı ve iftiralarına devam ederler. Karşılıklı konuşursunuz, yanlış yaptığını, olmaması gereken bir tavrı sergilediğini kendilerine anlatmaya çalışırsınız, hatta oluşan tüm bu durumu toparlamaya çalışıp tarafları bir araya gelmeye davet edersiniz. Tahmin edin her zamanki gibi yine kötü olan sizce kim olur..?

- İyi de biz bu kişilerle biz nasıl anlaşıcaz..?

Hiç birimizin İsa olmadığı düşünüldüğünde ve bir yanağımıza tokat atıldığında diğerini çevirme arzusuyla yanıp tutuşmadığımıza göre bu ve buna benzer kişilerle biz aynı ortamı nasıl paylaşıcaz..? Nasıl anlaşıp, nasıl aynı bakış açısında buluşucaz..? Bu sizce mümkün mü..? Eğer mümkünse o zaman sanırım terslik bende. İyi niyetli yaklaştığınızda ortak suçlamalara tabi olduğunuzda tüm kişisel gururunuzu bir yana itip, saldırıları duymamazlıktan gelip, hakaretlere maruz kaldığınızı umursamayıp, kişiliğinize yönelik saldırılarda savunmaya geçmeyip durumu oluruna bırakmayı hatta duymamazlıktan gelip umursamadığınızı düşünelim sizce bu kişiler veya şahıslar her kimseler artık neyin ne olması gerektiği konusunda nadim olup,

- Yahu bu adama haksızlık yaptık. Bakın canını dişine takıp bizi uzlaştırmaya çalıştı. Biz eşeklik etmişiz, gelin şunun gönlünü alalım…

mı diyecekler. Hiç sanmıyorum. Eğer yürekten öyle düşüneceklerine dair içimde en küçük bir umut olsa daha öncesinde bir çok kez yaptığım gibi yine bu şahısları bir araya getirip uzlaşma yolunu ararım. Bundan da hiç gocunmam. Hatta övünç duyar yaptığımın doğru olduğunu da sesim kısılıncaya kadar haykırırım. Ama hiç sanmıyorum. Menfaat, kişisel çıkar duygusu, kibirlenme, aşağılama ve en önemlisi de ruhsal bunalımları bu şahısları ne yazık ki esir almış. Esir almak burada az kalan bir tanımlama bile olabilir. Bu şahıslar bu davranışlarından besleniyorlar. Bu davranışlarını bilinçli olarak yapıyorlar.

- Pardon arkadaşlar kaza oldu, dilim sürçtü, parmağım kaçtı, klavyem takıldı. Şu bilgisayarı da bir türlü değiştiremedim beni olur olmaz yerde mahçup ediyor…

türünden birisi açıklama yapsın dişimi kırıcam. Yapmazlar, yapamazlar. Çünkü varlık nedenleri ortadan kalkar. Amaç önüne gelen ya da gelmeyen herkese saldırmak, kara çalmak, iftira atmaksa eğer bu malum şahıslar orada biter. Hem de anında. Şimdi size bir daha soruyorum bu şahıslarla hangi düzlemde, platformda ya da adına ne derseniz deyin orada buluşulabilir. Aranızda buluşabileceğini iddia eden varsa bir zahmet yöntemini bana da anlatırsa canı-ı yürekten memnun olur kendisine özel ve genel teşekkürlerimi sunarım.

Bu şahıslar virüs gibidir, girdikleri her ortamı önce rahatsız ederler, sonra bu rahatsızlık huzursuzluğa dönüşür, huzursuzluk kişileri yılgınlığa ve umursamazlığa iter vee o malum son ortam canlılığını yitirir, işlerliğini kaybeder, tartışmadan ve didişmeden insanlar bıkar ve ortamı terk eder. Geriye ne kalır dersiniz. Hiç bir şey. Ben bu tür şahısların daha önce kemirip yok ettiği siteleri an ve an gözlerimle gördüm. Şu an o yapılar birer hayalet site olarak internet üzerinde amaçsız bir şekilde duruyorlar. Harcanan emeğe, tüketilen enerjiye, sarf edilen bilgiye yazık olur.

- Söyler misiniz bana siz siz olsanız bu tür kişilerle ya da şahıslarla hangi çerçevede an-la-şa-bi-lir-si-niz..? Bir zahmet biliyorsanız bana da anlatın. Lütfen anlatın. İnanın ikna olmaya hazır bir şekilde bekliyorum.

Saygılar...
 

Ahmet ALTUN

Font Tasarımı
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
29 Mayıs 2009
Mesaj
1.398
Tepki
36
Melih Bey..

Lütfen Sayın Ozan Bey'in profiline giriniz. konularına bakınız. Kendisi bu konu ve buna benzer konular açar.. hepsi de çok hoştur iyi niyetlidir, duygusaldır. alacağımız dersler vardır.

Ben açılan bu konuyu görünce aynen sizin tabirinizle içeri daldım ve okudum. Tamamı toplumsal anlaşmazlığımızı dile getiriyordu. Fakat ben forumdaki bazı tatsızlık ve kırgınlıkları işin içine kattım konuya biraz pay biçtim şikayet ettim.. Hiç isim vermedim.. Ozan Bey olanlardan haberdar olmadığını beyan ediyor zaten ve hala sizin herhangi bir mesajınız ortada yok iken..

Tekrar belirtiyorum ki hiç isim vermedim, şahıs adresi konu adresi vermedim.. Yakındığım kişilerden birinin siz olduğunuzu hangi kelimemden kanaat getirerek böyle yazdınız. Forumda sadece sizin mi tartışmalarınız var. ?

Toplumsal bir huzursuzluk ve geçimsizlik içinde iken bunu dile getiren ve bundan yakınan bu konu sahibine teşekkür edilmez de ne edilir. ?

Gayet iyi niyetli açılmış bir konunun farklı yönlere çekilmesine mesajımla sebep olduğum için Sayın Ozan Muhammed Bey'den çok özür diliyorum. Dilerseniz mesajımı silebilirsiniz Ozan Bey.
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
209
Tepki
5
Selam,

Ahmet bey benim yazdığım yazıya alınmanıza gerek yok. Ben sizi töhmet altında bırakmak ya da sizin yazınızı eleştirmek için bu satırları kaleme almadım. Yalnız değindiğiniz bir kelimeye atıfta bulundum o kadar. Ben zaten kendimi " Duayen " olarak hiç bir zaman tanımlanmayı kabul etmediğimi belirttim. Hatta bu sitede daha önceki yazılarımın birinde bana övücü sözler sarfeden bir arkadaşa da bu tür sözleri bir daha yazmaması için kendisinden ricada bulundum. Bu anlamda size yönelik bir tavrım yok.

Bununla birlikte ben genelden özele, özelden genele doğru bir akış içerisinde bir yazım tarzıyla konuya tümüyle genel yaklaşım biçimimi belirtmek açısından yaklaştım. O kelimeyi sizin kullanmanız sizi bu yazımda karşıma aldığımı göstermez. Eğer o tür bir ima oluşmuşsa ki oluşmadığı düşüncesindeyim demek ki yanlış bir anlatım olmuş. Düzeltirim, ima etmediğimi genel durumu anlatmaya çalıştığımı belirtirim. Bunda da bir sakınca görmüyorum.

Sizlerin anlaşılması gereken basit konularda bile kişilerin anlaşamadığı üzerine yazıları kaleme alınca ben de kendimce anlaşılamamanın ne anlama geldiği üzerine kendimce yorumda bulundum. Hani ne derler, kişisel yorumlarımızı ortaya serme becerisinde olmalıyız ki anlaşabilmenin ortamını ortaya çıkartmalıyız düşüncesinden hareketle anlaşma ortamının neleri içermesi, nelere yol açması, hangi ortak noktaların oluşamadığı üzerine bir bakış açısı sundum.

En azından bu yaklaşım biçimini gösterdiğim düşüncesindeyim. Sizin de belirttiğiniz gibi isim yok, direkt olarak tanımlama yok. Bu anlamda sizin de üzerinize alınacağınız bir şey bence yok. Her belirtilen düşünce sonrasında yazınızı çekme veya yazıları silme yoluna gitmezseniz memnun olurum. Üstelik sizin yazınız en azından bana itici gelmedi. Gerek yok.

Anlaşılamamak ya da anlaşamamak eğer ortaya çeşitli sorunlar çıkartıyorsa o zaman biz yazdıklarımızla karşımızdaki kişi veya kişilerle ortak noktaların olup olmadığını aramalıyız. Son tahlilde eğer ortak herhangi bir noktamız yoksa mutlaka anlaşmamız gerekir türünden bir yaklaşım izlemeye çalışmamalıyız. Durum o noktaya gelirse işte o zaman kişiler öz benliklerinden yani kişiliklerinden taviz verme noktasına gelirler ki sanırım bunu da hiç birimiz istemeyiz.

Ahmet bey sizden ricam bu tür şeylere takılmayın. En azından bu sitede anlaşabileceğimiz bazı kişilerin olabilme ümidi tükenmesin.

Saygılar...
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Merhaba Ahmet bey, vermiş olduğunuz cevabı silmeyeceğim elbette ki fakat bu tür bir tartışma ortamında olmak istemiyorum, sizin de bahsettiğiniz gibi her zaman amacım, sahibi olduğum bilgileri paylaşmak, yardımcı olabileceğimiz konularda yardımlaşmak, bunun dışında bir amacım olmaz, olmasını da asla istemem...

Dikkat ederseniz burası "köşe yazıları" bölümü ve burada yazılarımı yayınlıyorum, köşe yazılarının altında bir tartışma olmasını hiç tasvip etmediğimi belirtmekte fayda görüyorum. Sonuç olarak köşe yazıları okunur ve değerlendirilir, beğenilirse altına bir teşekkür mesajı yazılır veya katılmadığınız bölümler olursa, PM'den bunu yazan arkadaşa iletebilirsiniz, dediğim gibi sonuç olarak burası bir köşe yazısı...

Şahsınıza göstermiş olduğunuz hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum...
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Merhaba Melih bey, bahsi geçen tartışmalardan ve konulardan haberdar değilim, anlaşılabilmek adına yazdığınız yazınızın amacına ulaşmasını canı gönülden arzu ettiğimi bilmenizi istiyorum.

İlginizden dolayı teşekkür ederim...
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
209
Tepki
5
Selam,

Nazik dileğiniz için ben de size teşekkür ederim. Ayrıca bu şekilde devam etmeniz bence de en iyisi. Dileklerinizi paylaşıyor olmanın mutluluğuyla...

Saygılar...
 
Yukarı Alt