Merhaba; az once bir konu okudum, ben de bu konuda -hazir vaktim varken- birseyler yazmak istedim.
Bu yazida, surekli bahsedilen 'ask` kavraminin aslinda varolmadigina dair dusuncelerimi size felsefi kanitlarla aktarmaya ve sizi 'ask'
denilen seyin simdilik halen dogada da yaratilamadigina dair ikna etmeye calisacagim.
Umarim yaziyi okurken sıkılmazsiniz...
Buyrun.
Iki cins arasinda ASK var Midir?
Sorgu ve Onerme:
Onerme1 : Oyle ki vardir, aksi halde bu 'sey'in olmadigina dair bir inanc da olmamaliydi.
Onerme2 : Oyle ki yoktur, zira bu 'sey' bir Fenomen degildir, aksi halde varligi somut, devingen ve mutlak olmaliydi.
Kanitlama: Burada yukaridaki Onerme1 ve Onerme2'yi daha aciktan analiz etmeye calisacagim.Bakalim ASK denilen duygulara gercekten yukaridaki
2 cevabi verebiliyor muyuz.
Onerme 1: Masada bir elma vardir (Onerme Varligi Mutlak/Birseydir ve Vardir)
Onerme 2: Masada bir elma yoktur (Onerme Varligi Mutlak/Birseydir Fakat Yoktur)
Burada ikinci ornekteki onermenin varliginin mutlakiyetine olan inancin temel sebebi (Masada Bir Elma Yoktur), ornek1'de bahsedilen ve adina
Elma denilen cismin varliginin Onerme1'de mutlak olmasidir.Yani Elma cismi, masada en az 1 kez olmustur, o yuzden Elma cisminin masada en az
1 kez olmama ihtimaline de inanilabilir.
Simdi Ask denilen kavrami yukaridaki onermeye sokmaya calisalim.
Soru1: Ask var midir? Onerme1: Ask vardir. (Onerme Varligi Mutlak)
ise
Soru2: Ask yok mudur? Onerme2: Ask yoktur. (Onerme Varligi? - )
Gordugunuz gibi ortaya garip bir celiski cikti. Yani ASK'a Elma ornegindeki gibi hem ''ASK Birseydir ve vardir'' hem de ''ASK Birseydir ama
yoktur '' diyemiyoruz. Peki neden?
Cunku Ask Nihilist bir yapiya sahiptir, yani ASK bir HIC'tir, yoklukculuktan gelmistir.
Cunku ASK anlamdan ve değerden yoksundur ya da hep oyle birakilmistir.
Peki bir seyin ASK olabilmesi icin kendisine herhangi bir anlam veya deger yuklenmis olmasi on sart midir?
Bunu,o anlamin ve degerin niteligi belirler elbette ki. Yalniz bu degerlerin ve niteligin argumanlarini ise bizler belirlemisizdir.
O halde olacak olan ''sey'' bize gore olacaktir.
***
Depresif Imitasyonlar:
Simdi anket tarzinda `Neden Evleniriz?`seklinde bir soru yoneltsem cok farkli seyler yazilirdi. Ben burada da kendi cevap hakkimi kullanarak
konuya birseyler yazacagim ve sizi evliligin karsi cins sevildigi icin onunla gercklestirilen bir eylem olmadigina dair ikna etmeye
calisacagim.
Aslinda bu konuda akla hemen sorulacak bircok soru geliverir, bunlar: Neden Evleniriz? Asik oldugumuz icin mi? Ask var midir? Ask nedir?
Varsa Ask Biter mi?ASK olmalimi, Bir seye asik olmussak onu seviyor muyuzdur? vb...
Gelin sizlerle simdi bir bakinalim konumuzun arka sokaklarina.
Ask bilinene gore en az iki kisi arasindaki duygulari ifade etmekteymis.O halde sorulmasi gereken soru su: Iki Cins Arasinda gercekten Ask
denilen sey var midir?
Ben askin şu an gercekte hic varolmadigina inandigim icin bu soruyu kendi adima hic sormuyorum bile, o yuzden `yoktur` da diyemiyorum.Zira
yukaridaki Onerme1'den hatirlayacagimiz uzere birseyin `yok` olmasi icin en azindan bir kez ve surekliligi tekrar bir sekilde `var` olmasi
gerekir.
Yani bir sey devamliligi sadece tekraren surekli ise `var`dir. Ornegin surekli goruruz ya da surekli duyariz ya da surekli uyuruz ya da
surekli bir seyler yeriz ve bunlari hergun tekrarlariz. O halde bunlar `birsey` dir ve `vardir` ve `yok` da olabilirler.
Ornekleme:
Bir ekmek once `birsey` iken onu tukettigimizde artik cismen eski yerinde yoktur fakat yeni birtane daha -aynindan- temin edebilir ve BU
TEMINATA COK SADIK KALIRIZ.(Iste anahtar cumle...)EKMEK Cismi vardir,yoktur,varligi ve yoklugu mutlaktir.
Yani biyolojik acligimizin siddeti artinca tekrar bir ekmegi ayni ya da gorece daha fazla bir siddetle temin ederiz ya da etmek isteriz...
O ekmegi bir gun kaybetme olasiligini asla aklimiza dahi getirmek istemeyiz ve bunun olmasindan korkariz...
Gereklilik Sorgusu:
-ASK denilen seyin dogada gercekten de iki cins arasindaki mutlakiyeti gerekli midir?
Yani uremek icin ya da birliktelige sahip iki cins olabilmek icin illa ask denilen sey mi olmali?
*Evet olmali, zira insanoglunun aksi halde hayvanlardan hicbir farki kalmazdi.
-Peki Hayvanlarin ureme gudulu cinsi yasam bicimleri yanlis midir? Ya da Insanoglunun, cinsi iliskilerini hayvanlarinki gibi yurutmesi
yanlis midir?
*Soz konusu surekli bir uygarlik ise evet, insanoglunun iliskilerini hayvanlarinki gibi yurutmesi olumlu degildir, zira hayvanlarin beyni
insanoglununki gibi olsaydi onlar da iliskileri dahil sosyal yasamlarinda uygarliga dogru evrilirlerdi. Zira hayvanlarin beyninde iliski
baglaminda belli bir gudusel kaygi vardir, o da UREME ve bunun getirdigi gudusel sahiplenme.
***
Neden Evleniriz?
Bence insanlar o olmayan ask sebebiyle evlenmezler, aşk sadece bu yolda var olduğuna inanılan bir etkendir.
Bu davranışın esas sebebi bazi filozoflara (ve bana gore de) şoyle tanımlanmıştır.
Evlilik, yani amacsal adıyla Üreme, Anaerkil ve Ataerkil toplumlarda soyun devamı niteliği sebebiyle kaygısal bir güdüden kaynaklanan
toplumsal sozleşme gereği insani bir ihtiyaçtır. Tabii ki bu gudu, hayvanlarinkinden daha kompleks bir yapiya sahiptir.
Yani savunulan tez ozetle şudur: Evlilik toplumlarda soyu devam ettirme kaygısıyla ortaya çıkan, toplumsal sözleşmeyle
(Resmi Nikah) meşrulaştırılan bir ihtiyaçtır. (yani asik olundugu icin evlenildigi kanisi esasen yanlistir.)
Nitekim var olduğuna inanılan ve adına aşk denilen duyguları yasadığınız her insanla evlenmezsiniz, bu husus filozoflarımizin tezine açık bir
kanıttır. Oysaki eş adaylari evlendiği her diğer eşiyle aşk olarak tanımlanan o biyolojik duyguları gecici sure yaşayabilir.( Ask'a inan
kimselere göre.)
Rutubetli kokan kampus anfilerimizden ve suratsiz hocalarimizin bitmeyen konusmlarindan da anladığımiz üzere insanlar evlilik eylemini aşk
olarak tanımladığı duygular sebebiyle yapmazlarken bu eğilimi sadece ozde toplumsal sözleşme gereği yerine getirmektedirler.
Bu sözleşme maddelerinin neler olduğunu zaten nikaha katılanlar, nikahlarda şahitlik edenler ya da evlilik yapanlar bilirler. Ben bilmem.
Sevgililik durumu ancak devlet yetkisine bağımlı olarak gerçekleşen resmi sözleşme ile eşlilik özelliği kazanır.
Öte yandan yeryüzünde insanlar arasında aşk olarak tanımlanan duygular esasen yoktur,hiçtir , oyle olarak tanımlanan bilgi gerçekte
deformasyon geçirmiş duygular zinciridir, bu deformasyonu yaratan ise BIZLERIZ ve bu cok acidir.
Yukaridaki sav'a kanıtla Materyalist (Pozitivizm) felsefecilere göre bir cismin var olabilmesi için onun sürekliliğini yitirmemesi ön
şarttır. Demekki bir bilginin doğru olabilmesi onun sürekli olabilme durumuna bağlıymis.
Mahkemelerde Ayrılık Ve Boşanma Davaları:
Ötede de arz ettiğim gibi evlilik aşk sebebiyle yapılmayıp tabanda toplumsal sözleşme gereği üreme kaygısıyla legalleştirilen bir olgudur.
Esasen hiç kimse asık olduğu için evlenmemiştir, birey sadece sebebin bu olduğunu zannetme yanilgisinda bulunmuştur.
Oyle ki evlilik sadece toplumsal bir sözleşmedir.
Bazi Istatistikler:
2009 yılı boşanma davalarına bakan yetkili yer mahkemelerinde yapılan istatistiklere göre boşanma davalarının %75’i maddi sebeplerdir.(bunu
TUIK'ten aldim fakat guncel degil)
Fakat ayrılık davalarının tamamı ise manevi sebeplerdir.
(Ayrılık: Tarafların isteği üzerine mahkemelerce Hâkim kararıyla eşlerin birbirlerini 2 yıl süreliğine görmeme birbirlerinden ayrı
ikametlerde bulunma durumudur.
Boşanma: Tarafların isteği üzerine Mehkemelerce Hâkim kararı sonucu eşlerin evliliklerinin hukuki olarak son bulması durumudur.)
Oysa Başta Evlilikte 2 Şekilde Sözleşme Yapılırdı:
1: Yazılı sözleşme: Eşlilikten doğan hukuki şartlardan faydalanmak için evlilik beyaninin altına atılan imzayla eşliliği karsilikli meşrulaştırma işlemidir.( Örn: Nafaka hakki.)
Simdi SIKI Durun...
2: Sözlü sözleşme: "İyi günde ve kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek birlikte olacağımıza söz veriyorum." şeklindedir.
(ISTE KOCA BIR YALAN...)
1. si maddi kaynaklı bir sözleşmedir.
2. si manevi kaynaklı bir sözleşmedir.
Aşk şeklinde tanımlanan duygular bunlardan 2. seçenekte yer alır.
Şimdi bakalım insanlar onlara göre asık olduklarından mı evleniyorlar...
1. şıktaki sözleşme eşlerden herhangi biri tarafından fesh edilirse 2.sözleşme hukuk önünde otomatikmen geçerliliğini yitirmektedir.
Yani sözün özü: Eve para getirmezsen(Genel İtibariyle.) eşine göre AŞK kalmaz hatta belki Sevgi ve Bağlılık da eş tarafından dondurulur... Ya
da kişi, icip esini dovebilecek bir vahseti normal karsilayabiliyorsa 1,kiside ASK denen bir sey gercekte yoktur 2,onun Esince de ASK
kalmaz...
Aşık olduğum için evlendim diyenler, aşk denilen tanıma inananlar:
Hani İyi günde ve kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek birlikte olacağınıza söz veriyordunuz da peki şimdi ne oldu? Onunla
ekmek-soğan yemek zor mu geldi de hemen boşanma davası açtınız?Ya da o zarif, naif, gozunden yas dusse bin kez olmeniz gereken esinize hangi
hayvaniyetle dokunabildiniz, vurabildiniz?
Bunca zamandır ASK olarak tanımlanan bu degerlerın bu vahsetlere tahammulu var mıdır?
***
Ozetle EVLILIK DE SADECE TOPLUMSAL BİR SÖZLEŞMEDEN İBARETTİR.
Ne Yazik...
Oysa hakikatte AŞK da olabilirdi...
Biyolojik acligimizi dindirebilmek icin her gun 70 Kurus'a bir ekmek aliriz da peki
ASK denilen seyin hergun 70 kurusluk degeri yok mu?
NEDEN OLMASINDI KI?
Hakan.D
1/08/11
Bu yazida, surekli bahsedilen 'ask` kavraminin aslinda varolmadigina dair dusuncelerimi size felsefi kanitlarla aktarmaya ve sizi 'ask'
denilen seyin simdilik halen dogada da yaratilamadigina dair ikna etmeye calisacagim.
Umarim yaziyi okurken sıkılmazsiniz...
Buyrun.
Iki cins arasinda ASK var Midir?
Sorgu ve Onerme:
Onerme1 : Oyle ki vardir, aksi halde bu 'sey'in olmadigina dair bir inanc da olmamaliydi.
Onerme2 : Oyle ki yoktur, zira bu 'sey' bir Fenomen degildir, aksi halde varligi somut, devingen ve mutlak olmaliydi.
Kanitlama: Burada yukaridaki Onerme1 ve Onerme2'yi daha aciktan analiz etmeye calisacagim.Bakalim ASK denilen duygulara gercekten yukaridaki
2 cevabi verebiliyor muyuz.
Onerme 1: Masada bir elma vardir (Onerme Varligi Mutlak/Birseydir ve Vardir)
Onerme 2: Masada bir elma yoktur (Onerme Varligi Mutlak/Birseydir Fakat Yoktur)
Burada ikinci ornekteki onermenin varliginin mutlakiyetine olan inancin temel sebebi (Masada Bir Elma Yoktur), ornek1'de bahsedilen ve adina
Elma denilen cismin varliginin Onerme1'de mutlak olmasidir.Yani Elma cismi, masada en az 1 kez olmustur, o yuzden Elma cisminin masada en az
1 kez olmama ihtimaline de inanilabilir.
Simdi Ask denilen kavrami yukaridaki onermeye sokmaya calisalim.
Soru1: Ask var midir? Onerme1: Ask vardir. (Onerme Varligi Mutlak)
ise
Soru2: Ask yok mudur? Onerme2: Ask yoktur. (Onerme Varligi? - )
Gordugunuz gibi ortaya garip bir celiski cikti. Yani ASK'a Elma ornegindeki gibi hem ''ASK Birseydir ve vardir'' hem de ''ASK Birseydir ama
yoktur '' diyemiyoruz. Peki neden?
Cunku Ask Nihilist bir yapiya sahiptir, yani ASK bir HIC'tir, yoklukculuktan gelmistir.
Cunku ASK anlamdan ve değerden yoksundur ya da hep oyle birakilmistir.
Peki bir seyin ASK olabilmesi icin kendisine herhangi bir anlam veya deger yuklenmis olmasi on sart midir?
Bunu,o anlamin ve degerin niteligi belirler elbette ki. Yalniz bu degerlerin ve niteligin argumanlarini ise bizler belirlemisizdir.
O halde olacak olan ''sey'' bize gore olacaktir.
***
Depresif Imitasyonlar:
Simdi anket tarzinda `Neden Evleniriz?`seklinde bir soru yoneltsem cok farkli seyler yazilirdi. Ben burada da kendi cevap hakkimi kullanarak
konuya birseyler yazacagim ve sizi evliligin karsi cins sevildigi icin onunla gercklestirilen bir eylem olmadigina dair ikna etmeye
calisacagim.
Aslinda bu konuda akla hemen sorulacak bircok soru geliverir, bunlar: Neden Evleniriz? Asik oldugumuz icin mi? Ask var midir? Ask nedir?
Varsa Ask Biter mi?ASK olmalimi, Bir seye asik olmussak onu seviyor muyuzdur? vb...
Gelin sizlerle simdi bir bakinalim konumuzun arka sokaklarina.
Ask bilinene gore en az iki kisi arasindaki duygulari ifade etmekteymis.O halde sorulmasi gereken soru su: Iki Cins Arasinda gercekten Ask
denilen sey var midir?
Ben askin şu an gercekte hic varolmadigina inandigim icin bu soruyu kendi adima hic sormuyorum bile, o yuzden `yoktur` da diyemiyorum.Zira
yukaridaki Onerme1'den hatirlayacagimiz uzere birseyin `yok` olmasi icin en azindan bir kez ve surekliligi tekrar bir sekilde `var` olmasi
gerekir.
Yani bir sey devamliligi sadece tekraren surekli ise `var`dir. Ornegin surekli goruruz ya da surekli duyariz ya da surekli uyuruz ya da
surekli bir seyler yeriz ve bunlari hergun tekrarlariz. O halde bunlar `birsey` dir ve `vardir` ve `yok` da olabilirler.
Ornekleme:
Bir ekmek once `birsey` iken onu tukettigimizde artik cismen eski yerinde yoktur fakat yeni birtane daha -aynindan- temin edebilir ve BU
TEMINATA COK SADIK KALIRIZ.(Iste anahtar cumle...)EKMEK Cismi vardir,yoktur,varligi ve yoklugu mutlaktir.
Yani biyolojik acligimizin siddeti artinca tekrar bir ekmegi ayni ya da gorece daha fazla bir siddetle temin ederiz ya da etmek isteriz...
O ekmegi bir gun kaybetme olasiligini asla aklimiza dahi getirmek istemeyiz ve bunun olmasindan korkariz...
Gereklilik Sorgusu:
-ASK denilen seyin dogada gercekten de iki cins arasindaki mutlakiyeti gerekli midir?
Yani uremek icin ya da birliktelige sahip iki cins olabilmek icin illa ask denilen sey mi olmali?
*Evet olmali, zira insanoglunun aksi halde hayvanlardan hicbir farki kalmazdi.
-Peki Hayvanlarin ureme gudulu cinsi yasam bicimleri yanlis midir? Ya da Insanoglunun, cinsi iliskilerini hayvanlarinki gibi yurutmesi
yanlis midir?
*Soz konusu surekli bir uygarlik ise evet, insanoglunun iliskilerini hayvanlarinki gibi yurutmesi olumlu degildir, zira hayvanlarin beyni
insanoglununki gibi olsaydi onlar da iliskileri dahil sosyal yasamlarinda uygarliga dogru evrilirlerdi. Zira hayvanlarin beyninde iliski
baglaminda belli bir gudusel kaygi vardir, o da UREME ve bunun getirdigi gudusel sahiplenme.
***
Neden Evleniriz?
Bence insanlar o olmayan ask sebebiyle evlenmezler, aşk sadece bu yolda var olduğuna inanılan bir etkendir.
Bu davranışın esas sebebi bazi filozoflara (ve bana gore de) şoyle tanımlanmıştır.
Evlilik, yani amacsal adıyla Üreme, Anaerkil ve Ataerkil toplumlarda soyun devamı niteliği sebebiyle kaygısal bir güdüden kaynaklanan
toplumsal sozleşme gereği insani bir ihtiyaçtır. Tabii ki bu gudu, hayvanlarinkinden daha kompleks bir yapiya sahiptir.
Yani savunulan tez ozetle şudur: Evlilik toplumlarda soyu devam ettirme kaygısıyla ortaya çıkan, toplumsal sözleşmeyle
(Resmi Nikah) meşrulaştırılan bir ihtiyaçtır. (yani asik olundugu icin evlenildigi kanisi esasen yanlistir.)
Nitekim var olduğuna inanılan ve adına aşk denilen duyguları yasadığınız her insanla evlenmezsiniz, bu husus filozoflarımizin tezine açık bir
kanıttır. Oysaki eş adaylari evlendiği her diğer eşiyle aşk olarak tanımlanan o biyolojik duyguları gecici sure yaşayabilir.( Ask'a inan
kimselere göre.)
Rutubetli kokan kampus anfilerimizden ve suratsiz hocalarimizin bitmeyen konusmlarindan da anladığımiz üzere insanlar evlilik eylemini aşk
olarak tanımladığı duygular sebebiyle yapmazlarken bu eğilimi sadece ozde toplumsal sözleşme gereği yerine getirmektedirler.
Bu sözleşme maddelerinin neler olduğunu zaten nikaha katılanlar, nikahlarda şahitlik edenler ya da evlilik yapanlar bilirler. Ben bilmem.
Sevgililik durumu ancak devlet yetkisine bağımlı olarak gerçekleşen resmi sözleşme ile eşlilik özelliği kazanır.
Öte yandan yeryüzünde insanlar arasında aşk olarak tanımlanan duygular esasen yoktur,hiçtir , oyle olarak tanımlanan bilgi gerçekte
deformasyon geçirmiş duygular zinciridir, bu deformasyonu yaratan ise BIZLERIZ ve bu cok acidir.
Yukaridaki sav'a kanıtla Materyalist (Pozitivizm) felsefecilere göre bir cismin var olabilmesi için onun sürekliliğini yitirmemesi ön
şarttır. Demekki bir bilginin doğru olabilmesi onun sürekli olabilme durumuna bağlıymis.
Mahkemelerde Ayrılık Ve Boşanma Davaları:
Ötede de arz ettiğim gibi evlilik aşk sebebiyle yapılmayıp tabanda toplumsal sözleşme gereği üreme kaygısıyla legalleştirilen bir olgudur.
Esasen hiç kimse asık olduğu için evlenmemiştir, birey sadece sebebin bu olduğunu zannetme yanilgisinda bulunmuştur.
Oyle ki evlilik sadece toplumsal bir sözleşmedir.
Bazi Istatistikler:
2009 yılı boşanma davalarına bakan yetkili yer mahkemelerinde yapılan istatistiklere göre boşanma davalarının %75’i maddi sebeplerdir.(bunu
TUIK'ten aldim fakat guncel degil)
Fakat ayrılık davalarının tamamı ise manevi sebeplerdir.
(Ayrılık: Tarafların isteği üzerine mahkemelerce Hâkim kararıyla eşlerin birbirlerini 2 yıl süreliğine görmeme birbirlerinden ayrı
ikametlerde bulunma durumudur.
Boşanma: Tarafların isteği üzerine Mehkemelerce Hâkim kararı sonucu eşlerin evliliklerinin hukuki olarak son bulması durumudur.)
Oysa Başta Evlilikte 2 Şekilde Sözleşme Yapılırdı:
1: Yazılı sözleşme: Eşlilikten doğan hukuki şartlardan faydalanmak için evlilik beyaninin altına atılan imzayla eşliliği karsilikli meşrulaştırma işlemidir.( Örn: Nafaka hakki.)
Simdi SIKI Durun...
2: Sözlü sözleşme: "İyi günde ve kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ölüm bizi ayırana dek birlikte olacağımıza söz veriyorum." şeklindedir.
(ISTE KOCA BIR YALAN...)
1. si maddi kaynaklı bir sözleşmedir.
2. si manevi kaynaklı bir sözleşmedir.
Aşk şeklinde tanımlanan duygular bunlardan 2. seçenekte yer alır.
Şimdi bakalım insanlar onlara göre asık olduklarından mı evleniyorlar...
1. şıktaki sözleşme eşlerden herhangi biri tarafından fesh edilirse 2.sözleşme hukuk önünde otomatikmen geçerliliğini yitirmektedir.
Yani sözün özü: Eve para getirmezsen(Genel İtibariyle.) eşine göre AŞK kalmaz hatta belki Sevgi ve Bağlılık da eş tarafından dondurulur... Ya
da kişi, icip esini dovebilecek bir vahseti normal karsilayabiliyorsa 1,kiside ASK denen bir sey gercekte yoktur 2,onun Esince de ASK
kalmaz...
Aşık olduğum için evlendim diyenler, aşk denilen tanıma inananlar:
Hani İyi günde ve kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek birlikte olacağınıza söz veriyordunuz da peki şimdi ne oldu? Onunla
ekmek-soğan yemek zor mu geldi de hemen boşanma davası açtınız?Ya da o zarif, naif, gozunden yas dusse bin kez olmeniz gereken esinize hangi
hayvaniyetle dokunabildiniz, vurabildiniz?
Bunca zamandır ASK olarak tanımlanan bu degerlerın bu vahsetlere tahammulu var mıdır?
***
Ozetle EVLILIK DE SADECE TOPLUMSAL BİR SÖZLEŞMEDEN İBARETTİR.
Ne Yazik...
Oysa hakikatte AŞK da olabilirdi...
Biyolojik acligimizi dindirebilmek icin her gun 70 Kurus'a bir ekmek aliriz da peki
ASK denilen seyin hergun 70 kurusluk degeri yok mu?
NEDEN OLMASINDI KI?
Hakan.D
1/08/11