Hayat paylaşınca güzel!

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Ne güzel bir reklam filmi, amacına ulaşmış bir çalışma. Toplumun çoğunluğu bu düşünce içinde olsa gerek, birçok arkadaşım beğeniyle izlediğinden bahsetti. Peki, gerçekten hayatı paylaşmayı, seven bir toplum muyuz? Asıl garip olan, bu reklam filmini çok beğendiğini ve etkileyici bulduğunu söyleyen tanıdıklarımın, bencil bireyler oluşudur.

Paylaşımların, uzun zaman önce birileri tarafından, içimizden çekip aldıkları bir “ruh” olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor muyum? Gerçekten her şeyden uzaklaşıp bir düşünün. Düşünün, en son neyinizi, birisiyle paylaştığınızı. Paylaşsanız bile, bir hesap içinde olmadan, bunu yaptığınızı hatırlaya bildiniz mi? Dürüst olun, korkmayın, bu aramızda kalacak.

Paylaşma olgusu daha ikili, üçlü yaşlarda aşılanır toplumumuzda. Daha o yaşlarda ebeveynler tarafından paylaşmanın güzel yanları öğretilir. Ebeveynler tarafından öğretilen bu duyguyu, okul sıralarında kaybederiz!

Bencilliğin iyi bir şey olmadığını biliriz hepimiz, biliriz ama ne kadar uyguluyoruz? Toplumumuzda son zamanların en popüler durumu, bencillik ve vurdumduymazlık diyebiliriz aslında. Bunu yazarken en ufacık bir gocunma hissi uyanmıyor içimde. Nedeni basit, ben de bencilleştirme çalışmalarının sonunda, buna ayak uydurmuş olanlardanım beklide.

Eskileri hatırlıyorum. Birçok insan, yalnız yemek yemezdi, yalnız yemek, ayıp, günah veya çok acayip bir şey gibi algılanırdı. Sofrasında birilerinin bulunması, cidden mutlu ederdi insanları. Hafta sonu pikniğe mi, gidilecek? Ne yapar, ne eder, yanına mutlaka bir komşu, bir arkadaş, bir tanıdık alma isteği hissedilirdi. Şimdilerde, lokantalar yalnız yemek yiyenlerle, piknik alanları küçük aile bireylerinin eğlenceleriyle dolu.

Tabi bu, yeni oluşum toplumunun ve bireysellerin bir kabahati değil. Toplumu bu hale getiren, bazen bilinçli oluşum hareketleri, bazen de bilinçsizce o yönde yetişen/yetiştirilen yeni bireylerdir.

Zaten toplum olarak mutsuzluğumuzun ve ciddi anlamdaki başarısızlığımızın ana nedenlerinden birisi de, paylaşımdan uzak oluşumuz değil midir? Dünyada birçok başarılı bilim adamlarımız var, her biri kendi dalında başarılı ve amaçlarına ulaşmışlar. Peki, neden toplumcu değiller, hiç düşündünüz mü? Bunlar, neden bir araya gelerek, ülke için, toplum için bir çalışma içine girmezler? Bunun da belki birçok nedeni vardır ama bana göre, bencilliklerinden bu hareketi yapmazlar, yapamazlar!

Siyasileri düşünün şimdi de, hepsi bencilce hareket ederler, bencillik ve bireysellik yüzünden sahip oldukları iktidarları, koltuklarını kaybederler ama bencil düşüncelerinden asla arınamazlar. Başta sahip oldukları “paylaşımcı” düşüncelerini kaybettikleri için, sonları sessiz bir hiç olmaktan asla öteye geçemez.

Yine de hala “hayat paylaşınca güzel” diye düşünen bireylerin olması veya bulunması, insanı mutlu etmiyor değil. Reklam filmlerinde olsa da, hayatı paylaşıyoruz! Bu paylaştığımız hayattan keyifte alıyoruz.

Ne mutlu “hayatı paylaşıyoruz” diyenlere!

Ozan Muhammet CANDAN
grafikerler.org
 

Ozgul

Üye
Kayıt
2 Eylül 2010
Mesaj
808
Tepki
57
Evet, çok etkileyici bir reklam filmiydi…

Paylaştıkça çoğaldığımız gerçeğini unutuyoruz sürekli. Halbuki verdiğimizi alıyoruz hem de kat kat fazlasıyla. Bencilleştikşe küçülüyoruz, küçüldükçe alma-verme kapasitemiz de azalıyor. En basitinden bir selamı dahi esirgiyoruz, tanıdıklarımızdan bile! Üşengeçlik mi vurdumduymazlık mı, ne sebep oluyor buna bilmiyorum…

Gittikçe yozlaşmadan, hayatın güzelliklerini ıskalamadan yaşamak ve yaşatmak dileğiyle.

Teşekkürler,sevgiler.
 
Yukarı Alt