Resimde Rönesans öncesi akımlar / Erken Hıristiyanlık Sanatı ( resimli )

Yasemin Ertosun

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
21 Haziran 2009
Mesaj
768
Tepki
39
Tarih öncesi çağlardan beri insanlar resme ilgi duymuş. Yontmataş dönemi duvar resimleri bunun en güzel örneği. Mağara insanlarından yüzlerce yıl sonra, Eski Mısır'da mezar odalarına yapılan resimler, ölümden sonra yaşamın devam ettiği inancına dayanılarak yapılmış, basit ve açık çizimlerdi. Firavun, rahip gibi önemli kişiler büyük figürler olarak çizilir, diğer insanlar yan yana sıkışık ve küçük çizilirdi. Katı kurallar yüzünden Eski Mısır'da resim sanatı binlerce yıl hiç değişikliğe uğramadan sürdü.

Eski Yunan'da sanatın çok gelişkin olduğunu, bu güne kadar gelen heykel, tapınak ve taş oymalarından da anlamak mümkün. Resim sanatından kalan az sayıdaki örnekler ve kaynaklardan elde edilen bilgiler, bu alanda da çok güzel örneklerin olduğunu gösteriyor. Resimlerde tanrı ve tanrıçalar, gündelik yaşam, efsaneler konu edilmiş. Eski yunan sanatının en parlak dönemi, Minos (İÖ 1600- 1150) ve Genç Miken ( 1400- 1100) uygarlıkları sırasında yaşanmış. Bu dönem resmine ilişkin en güzel örnekler kırmızı ve siyah ince figürlü vazolar.
Eski Roma'da resim sanatının ne kadar gelişmiş olduğu ancak 18. yy'da ortaya çıktı. Vezüv yanar dağının patlaması (İS 79) sonunda kalın lav tabakalarının altında kalan resimlerde, çeşitli insan figürleri, avcılar, balıkçılar, deniz ve doğa manzaraları, tarihsel olaylar ya da mitolojik olaylar ve destanlar konu edilmişti. Vazo ve duvar resimleri yanında kitap resimleri ve portreler de önemliydi.

Bizans sanatı, zengin kültür birikimiyle diğer sanat dallarında olduğu gibi resimde de önemli bir düzeydeydi. Ortaçağda en büyük kent olan başkent Konstantinopolis’teki saray ve kiliseler renkli cam ve taş kırıklarından yapılmış resimlerle süslüydü. Hıristiyanlığın benimsenmesinden sonraki yıllarda kutsal resimler (ikona) yapılmaya başlandı. Dinsel öyküler, okur yazarlığı olmayanlar için resimlerle anlatılmaya başlandı ve giderek sanatsal bir nitelik kazandı. Kilisenin baskıcı katı kurallarıyla belli bir dönem yerini haç simgesine bıraksa da, kilise denetiminin zayıfladığı dönemlerde mozaik resim çok çeşitli konularda ve daha gerçekçi olarak yapılmaya başlandı. Ayasofya ve Kariye Camisi’ndeki mozaikler İstanbul’da bulunan ve bu güne kalan en güzel örneklerden. Ortaçağ’da tüm sanat dallarında olduğu gibi resimde de bir gerileme yaşandı. Kitap resimleri ağırlık kazandı. Ama 15. ve 16. yüzyıllara sanatta, yeniden doğuş olarak bilinen Rönesans damgasını vurdu, İtalya’da Floransa’dan başlayarak diğer kentlere ve Avrupa’ya hızla yayıldı. Bu gelişmeler sanatta yeni üslupların, yeni yaklaşımların gelişmesine neden oldu

Resimde Rönesans öncesi akımlar

Erken Hıristiyanlık Sanatı

Erken Hıristiyanlık Sanatı, Hıristiyanlığın henüz baskı altında olduğu ve yaygınlaşamadığı dönemlere ait. 600 yıl boyunca, özellikle İtalya ve Akdeniz bölgesinde gelişimini sürdürdü. Resim sanatının yanı sıra mimarlık, heykel ve bezeme sanatlarında da etkili oldu...

Bu akımın ilk örnekleri 2. yüzyıla ait. Özellikle, Roma katakomblarındaki duvar ve tavan resimlerinde... Katakomblar, bilindiği gibi, ilk Hıristiyanların özellikle eski Roma’da ölülerini saklamak için yaptıkları çok geniş ve büyük, içinde geçitler, koridorlar ve tapınma yerlerinin bulunduğu yer altı mezarları. Hıristiyanlığın yaygınlaşmasından sonra, yol gösterici nitelikteki resim ve mozaikler kilise duvarlarını süslemeye başladı...

Özellikleri:

• Geç Antik Çağ’ın sanat eserlerini andırıyordu.

• Putperest sanat yapıtlarıyla benzerlikler gösteriyordu. Ancak işlenen konular putperest yapıtlarından farklıydı.

• Estetik kaygı taşınmıyordu.

• İkonografik açıdan önemli bir sanattı.

• Simgeseldi. Örneğin, balık İsa’yı, ekmek ve şarap Komünyon’u ifade edebiliyordu.

• Hıristiyanlığın yaygınlaşmadığı ilk dönemlerde İsa’nın yaşamı, çektiği acılar ve çarmıha gerilmesi gibi konular işlenmiyordu.

• İlerleyen dönemlerde, Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte İsa’nın yaşamı sık sık işlenmeye başlandı. Hz. İsa’nın mucizeleri sanatçıların en çok rağbet ettiği konuydu.

• Yine ilerleyen dönemlerde anlatım daha soyut ve yalın bir nitelik kazandı. Fiziksel güzellikten çok ruhsal duygulara önem verildi.








 
Yukarı Alt