Emine Şahin
Üye
- Kayıt
- 17 Mart 2008
- Mesaj
- 3.266
- Tepki
- 100
acı, acıyorum, acı-yorum
acı, tatlının zıddı. her şeyin bir zıddı vardır.
kara ile beyaz gibi. gece ile gündüz gibi.
misalleri uzatayım mı? yok yok siz anladınız zaten.
fazlası sıkıcı olur, yazı uzar gider.
çok şey derken hiç bir şey demediğimizi farkederiz sonra.
son zamanlarda yemekleri de acılı yapar oldum.
acı olmamışsa yemek, hiç sorun değil pul biberim stokta...
son zamanlarda acılarında çeşitli olduğunu farkettim.
kimi sonradan yakıyor insanı. içli içli ve derinden...
kimi de hemen. hemde nasıl biliyor musunuz. ne dudak kalıyor insanda ne damak.
sanki ağzınıza bir kor parçası almışsınızda. aman allahım...
hangisi diye sorarsanız en kötüsü? hemen yakan derim.
inanın, üzerine bir bardak soğuk suyu devirmek bile kafi gelmiyor.
hatta çay varsa sofrada içmek ne mümkün.
yok yok. artık acı alırken bile seçiyorum. çok ve hemen yakıyorsa ellemiyorum.
diğerini alıyorum. o, en azında hemen yakmıyor. şiddeti ne olursa olsun.
yavaş yavaş ve alıştıra alıştıra.
neyse ki biber acısını seçmek gibi bir şansımız var!
acı acı da hiç faydası yok mu acının? olmaz mı?
nasıl iştah açar biliyor musunuz? yedikçe yiyesi gelir insanın.
tıpkı denizin orta yerinde susuz kalan bir insanın, deniz suyuna kanmadığı gibi.
bu iyi tarafı mı? değil mi? tartışabiliriz de su götürmez bir gerçek var ki,
acı insanının içini temizliyor.
hee vallahi içini temizliyor insanın.
acı yiyen bir insanın neden burnu akar? gözlerinden yaş gelir?
Bunun sebebi acı, baharat ya da keskin kokulu yiyeceklerin mukus salgısının
incelmesine ve kolayca akar hale gelmesine sebep olmalarıdır.
Bu tür yiyeceklerin bu sayede ciğerlerin ve
solunum yollarının temizlenmesine yardımcı olduğu biliniyor.
bende son zamanlardaki acıya düşkünlüğümü bulmuş oldum böylece.
eğer sizi bir şey çok üzmüş, canınızı çok acıtmışsa,
bu sizin o şeye ne kadar değer verdiğinizi gösterir.
yani bu acı o şeyin kendisinden olan bir şey değildir.
son vermek elinizdedir, kolay olmasada.
en çokta dostun acı sözleri yıkar insanı değil mi?
bahsettiğim acı varya, işte o acı gibi.
acı üzerine o kadar çok söylemiş sözler var ki!
hepsinden ayrı ayrı ders çıkarmak ve hayatınıza uygulamak mümkün mü?
bence değil. sonuçta herkesin ortak bir bedeni yada ruhu yoktur.
herkes ortak ve bilindik acıları kendi bedeninde tatmalıdır.
acılarla yürümeli, acılarla büyümelidir.
Yemeğin acısını almak,
vücutta ağrıyan bir yerden ağrıyı dindirmek,
bir kimsenin var olan kötü bir olay sonrasında kederini azaltmak'
amaliyattan çıkan hastanızın ağrılarını dindirmek.
cenaze evine gidip dostunuzun acısını paylaşmak.
herşey mümkün dostlar. ama, önemli olan, acı şeylerin tatlı bitmesidir.
ve sonra diyeceğiniz şudur; acı patlıcanı kırağı çalmaz.
canınız acıdığında canınızı acıtanlara acıyın dostlar.
canım acıyor. canımı acıtanlara acıyorum.
saygılar...
Emine Şahin
Bütün acılara dayanılır da yeter ki, ekmeğin olsun. - Cervantes
acı, tatlının zıddı. her şeyin bir zıddı vardır.
kara ile beyaz gibi. gece ile gündüz gibi.
misalleri uzatayım mı? yok yok siz anladınız zaten.
fazlası sıkıcı olur, yazı uzar gider.
çok şey derken hiç bir şey demediğimizi farkederiz sonra.
son zamanlarda yemekleri de acılı yapar oldum.
acı olmamışsa yemek, hiç sorun değil pul biberim stokta...
son zamanlarda acılarında çeşitli olduğunu farkettim.
kimi sonradan yakıyor insanı. içli içli ve derinden...
kimi de hemen. hemde nasıl biliyor musunuz. ne dudak kalıyor insanda ne damak.
sanki ağzınıza bir kor parçası almışsınızda. aman allahım...
hangisi diye sorarsanız en kötüsü? hemen yakan derim.
inanın, üzerine bir bardak soğuk suyu devirmek bile kafi gelmiyor.
hatta çay varsa sofrada içmek ne mümkün.
yok yok. artık acı alırken bile seçiyorum. çok ve hemen yakıyorsa ellemiyorum.
diğerini alıyorum. o, en azında hemen yakmıyor. şiddeti ne olursa olsun.
yavaş yavaş ve alıştıra alıştıra.
neyse ki biber acısını seçmek gibi bir şansımız var!
acı acı da hiç faydası yok mu acının? olmaz mı?
nasıl iştah açar biliyor musunuz? yedikçe yiyesi gelir insanın.
tıpkı denizin orta yerinde susuz kalan bir insanın, deniz suyuna kanmadığı gibi.
bu iyi tarafı mı? değil mi? tartışabiliriz de su götürmez bir gerçek var ki,
acı insanının içini temizliyor.
hee vallahi içini temizliyor insanın.
acı yiyen bir insanın neden burnu akar? gözlerinden yaş gelir?
Bunun sebebi acı, baharat ya da keskin kokulu yiyeceklerin mukus salgısının
incelmesine ve kolayca akar hale gelmesine sebep olmalarıdır.
Bu tür yiyeceklerin bu sayede ciğerlerin ve
solunum yollarının temizlenmesine yardımcı olduğu biliniyor.
bende son zamanlardaki acıya düşkünlüğümü bulmuş oldum böylece.
eğer sizi bir şey çok üzmüş, canınızı çok acıtmışsa,
bu sizin o şeye ne kadar değer verdiğinizi gösterir.
yani bu acı o şeyin kendisinden olan bir şey değildir.
son vermek elinizdedir, kolay olmasada.
en çokta dostun acı sözleri yıkar insanı değil mi?
bahsettiğim acı varya, işte o acı gibi.
acı üzerine o kadar çok söylemiş sözler var ki!
hepsinden ayrı ayrı ders çıkarmak ve hayatınıza uygulamak mümkün mü?
bence değil. sonuçta herkesin ortak bir bedeni yada ruhu yoktur.
herkes ortak ve bilindik acıları kendi bedeninde tatmalıdır.
acılarla yürümeli, acılarla büyümelidir.
Yemeğin acısını almak,
vücutta ağrıyan bir yerden ağrıyı dindirmek,
bir kimsenin var olan kötü bir olay sonrasında kederini azaltmak'
amaliyattan çıkan hastanızın ağrılarını dindirmek.
cenaze evine gidip dostunuzun acısını paylaşmak.
herşey mümkün dostlar. ama, önemli olan, acı şeylerin tatlı bitmesidir.
ve sonra diyeceğiniz şudur; acı patlıcanı kırağı çalmaz.
canınız acıdığında canınızı acıtanlara acıyın dostlar.
canım acıyor. canımı acıtanlara acıyorum.
saygılar...
Emine Şahin
Bütün acılara dayanılır da yeter ki, ekmeğin olsun. - Cervantes