Başarı Nedir?

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Sürekli olarak başarısız olmaktan yakınır insanlar, başarılı olduğu konuları görmez gözleri, durmadan, daha başarılı olabilmenin yollarını araştırıp dururlar. Nasıl başarılı olurum sorularına yanıtlar aramak için, öğrenim görürler, araştırma kitapları okurlar, bu konuda yazılmış makaleleri okur, kendine yakın bulduğu kısımları hafızasına almaya çalışır ve hayat içerisinde uygulama yöntemleri üzerinde yoğunlaşırlar.

Bende bu insanlardan birisiyim, hayatım boyunca, okuduğum kitapları üst üste koysam, herhalde ülkenin en büyük kütüphanelerine eş değer bir arşiv oluşurdu, makale ve günlük yazıları bu hesaba katmıyorum. Hayatımı, başarılı olmak konusunda yönlendirme çabaları içinde savrulup durduğum zamanlardan birisiydi, tam olarak hangi tarih, hatırlamıyorum.

Bir sabah erkenden uyanmıştım, penceremi açıp dışarıya baktığımda, o güne kadar hiç aklıma gelmeyen şeyleri düşünmeye başladım. Nelerdi bunlar, birazdan bahsedeceğim, fakat bu konulara girmeden, bir hatırlatmada bulunmak istiyorum, başarılı olmak, gerçekten sizin istediğiniz şekilde bir başarı sınırı mıdır, yoksa dış etkenlerin istediği ve sizden beklediği bir başarı sınırı mıdır?

Buna, net olarak cevap verdikten sonra, yazının diğer kısımlarını okumaya devam edebilirsiniz.

Doğduğunuz zamanı hatırlıyor musunuz? Bu mümkün değil elbette, fakat tahmin edebilirsiniz, dünyaya geldiğinizde dişleriniz var mıydı, herhalde yoktu, zaten bu mümkün değil. Saçlarınız var mıydı? Sanırım birkaç tel vardı veya yoktu. Peki, konuşabiliyor muydunuz? Yürüyebiliyor muydunuz? Fikirleriniz var mıydı? Düşünceleriniz? Hayalleriniz? Duygularınız? Hedefleriniz? Amaçlarınız? Bu sorulara “evet” diyebilen birisi var mı, tanıdınız mı böyle bir insanı? Bu mümkün değil, doğru mudur?

Şimdi, tekrar düşünmenizi istiyorum, önce gözlerinizi açtınız dünyaya, görmeyi başardınız, ailenizle tanıştınız, annenizle, babanızla, gülümsediniz, gülümsediler, el üstünde tuttular sizi, el bebek, gül bebek büyümeye başladınız. Anlamsızda olsa, ilk kez konuşmaya başladınız, karşınızdakiler size uyum sağlayarak, sizin dilinizden konuşmaya çalıştılar, olmadık şeyler yaptılar, beklide, dalga bile geçtiniz o dönemlerde karşınızdakilerle, size ait bir lisanda, konuşmayı başardınız.

Sonra biraz daha büyümeye başladınız, dişleriniz çıktı, artık sadece süt denen o beyaz suyu içmek yerine, ısırmayı ve değişik tatları keşfettiniz, ilk ısırdığınız beklide annenizin parmağı veya yanağıydı, sonra yemek yemeyi başardınız, sevdiğiniz lezzetleri tespit ettiklerinde, sizin sevdikleriniz önünüze getirilmeye başlandı.

Sonra, biraz daha büyümeye başladınız, ilk kez anne, ilk kez baba, beklide, ilk kez dede demeye başladınız, yarım yamalak bir şekilde olsa da konuşmayı başardınız, üstelik alfabenin tek harfini bile öğrenmeden, hatırlıyor musunuz?

Sonra baktınız ki, siz yatarken, herkes iki ayağının üzerinde duruyor, yürüyor, oturuyor, kalkıyor, tüm bunları keşfettiniz. İlk fırsatta kalkmaya çalıştınız yattığınız yerden, yürümek istediniz, fakat yapamadınız, en azından emekleyebilirim ve gitmek istediğim yere varabilirim diye düşündünüz, başladınız emeklemeye, ulaşmak istediğiniz yerlere bu teknikle gitmeye başladınız. Sonra biraz daha uğraşırsam bende onlar gibi yapabilirim dediniz ve birçok zahmet ve denemeler sonrası, iki ayağınız üzerinde durmasını başardınız.

Zaman ilerledikçe, rahat bir şekilde yürümeyi öğrendiniz, bu yetmedi size, koşmayı denediniz, bir kaç kez düşmenize rağmen, sağınızı solunuzu kanatma, kırma pahasına olsa da, koşmayı, zıplamayı, hoplamayı başardınız, hatırlıyor musunuz?

Bir zaman sonra, kalem ve kağıtla tanıştınız, kalemle bir şeyler yazılıp çizildiğini keşfettiniz, ne bulursanız karaladınız, çizdiniz, bu yetmedi duvarlara, masalara, nereyi bulursanız oraya sanat eserlerinizi ortaya koymaya başladınız. Sonra, bu size göre çok anlamlı çiziklerinizin yerini, okul çağınızla beraber harfler, rakamlar almaya başladı. Yazmayı, okumayı başardınız.

Başarılı oldunuz okulunuzda, başkaları ve aileniz tarafınızdan takdir edilmeyi başardınız. Liseye başladınız, fikirleriniz gelişmeye başladı, olaylara karşı yorumlar yapmaya başladınız, karşınızda yer alanlarla tartışmalara ve fikirlerinizi anlatmaya başladınız, anlatmakla kalmadınız, bunları anlatmayı başardınız. Düşünmeyi başardınız. Sonrasında, sevgi denen o özel duygularla tanışmaya başladınız, hoşlanmayı tanıdınız, aşkı tanıdınız, sevmeyi başardınız.

Üniversite çağlarına geldiniz veya iş hayatı denen dünya ile tanıştınız, okulda fikirlerinizi sonuna kadar savunmayı, doğru bildikleriniz arkasında durmaya başladınız. Doğru olmanın, güzelliğini, temizliğini ve saflığını keşfettiniz. Gerek okul hayatınızda, gerek iş hayatında doğru olduğunuz sürece, başarılı olmanın daha keyifli olduğunu anladınız ve doğru olmayı başardınız.

Hayat o kadar uzun ki, belki saymadığımız ve aklımıza gelmeyen birçok konuyu atlamış olabiliriz. Siz bu hayat denen yolculukta, saymadığımız daha birçok şeyi, çok güzel şekilde başardınız. Bu başarıları yakalayan, uygulayan sizden başkası değildi. Bunun farkında mısınız?

Bir gün arkadaşım, rahatsızlanmıştı, geçici yüz felci olmuştu ve durumu hiç iyi değildi. Aradan yaklaşık on beş, yirmi gün sonra, iyileştiğini söylediğinde çok sevinmiştim. Birlikte yemeğe çıktık ve bana ilk söylediği şey şu olmuştu “yemek yemeyi başardım ya, çok mutluyum” bunu hiç unutmam, her zaman aklıma gelir. Doğru ya, yemek yiyebilmek bile başarı sayılabilirdi, başarının ta kendisiydi, bunu yapamamak vardı veya yapamayan milyonlarca insan vardı.

O gün kendime, şu soruyu sormuştum, başarılı olmak, nedir? Kime göre, neye göredir başarı? Bana göre mi başarılı olmalıyım, başkalarına göre mi? Bu sadece başarı için geçerli değildi elbette, aynı şeyi mutluluk içinde düşünebiliriz. Kime göre mutlu olmalıyım, kendime göre mi? Yoksa çemberin dışında olan insanlara göre mi?

Siz bu anlattıklarımdan yola çıkarak, aklınıza takılan tüm konulara yorumlar yapmayı başarabilirsiniz. Bunu deneyin, göreceksiniz, bunu başarabilirsiniz.

Ne olursa olsun, konunun adı o kadar mühim değil, siz başarılısınız, bulunduğunuz yer, konumunuz, durumunuz hiç önemli değil, siz hayatınız boyunca birçok şeyi başarmış olan bir insansınız, bunu asla aklınızdan çıkarmayın…

Yeni bir konuda, yine birlikte olmak umuduyla, hoşça kalın…

Ozan Muhammet CANDAN
Grafikerler. Org
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
@Emine Şahin



Evet Emine hanım, neye inanırsanız, onu başarmak kolaylaşır...
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
@Hakan Konakçı



Haklısınız Hakan bey, yollar ve yöntemler farklı olsa da, başarı yaşamla iç içe olan bir şey...
 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.266
Tepki
100
@danisman
inanmak, inanmak ve yine inanmak.
hani bir laf vardır. belki de atasözü. yanılıyorsam düzeltin lütfen.
kervan yolda düzülür. bu söz eksikliklerin mutlaka giderilebileceğini,
maksat eksikliklerin tedarik edilmesi olmadığını. sonuca etkin adımların atılması gerektiğini ifade eder.
zaten başarıda sonuca ulaşılması değil midir?

değerli yazınız için teşekkürler ozan bey...
 
Yukarı Alt