chat dili sms dili ve türkçemiz

Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.270
Tepki
100
chat dili sms dili ve türkçemiz

bir konu üzerinde söyleşide bulunurken mesajımda silinince ortaya garip bir konu çıktı.
bende konun açığa kavuşması adına minik bir araştırma yaparak sizlerler paylaşmak istedim.
söz konusu söyleşide şunlar yazıyor;


Acele ile ve hızlı yazmak kaygısı ile, çok çabuk iletişime geçmek maksadı ile; hoşçakal yerine hşçkl yazmak olsa olsa KISALTMA YAPMAK olur. Tıpkı Kollektif Şirket yerine Koll. Şti. yazmak gibi. Veya Anonim Şirket yerine A.Ş. yazmak gibi. Numara 53 yerine No. 53 yazmak gibi.

Her ne kadar bu CHAT dili Türkçemizin bozulması olarak niteleniyorsa da telefonda konuşmak kadar sürat isteyen chat yazışmalarında zamandan kazandırmak amacıyla yapılan bu kısaltmalar TEK ŞARTLA HOŞ KARŞILANABİLİR; sadece CHAT yaparken veya telefonda SMS mesaj yazarken! ( Zaten gnctrkcll ifadesi de çok zekice bir reklamcı buluşu olup, gençlerin SMS mesaj yazarken zamandan tasarruf etmeleri nedeniyle aradaki sesli harfleri atmalarını çağrıştırmak ve TURKCELL SMS mesajlarının ne kadar hesaplı olduğunu vurgulamak amacıyla yapılmıştır. Bunun Türkçenin bozulmasıyla veya Türkçeyi bilmemekle, ya da Türkçenin yanlış kullanımıyla ilgisi yoktur.Bunun Grafikerin Türkçe bilgisi konusuyla ilişkili olduğunu düşünmek reklamcılığı bilmemektir.)

Bunun dışında, normal mektup yazarken veya bu sitede FORUMlara yazarken CHAT dili kullanmak son derece yanlıştır. Çünkü acele yazmayı ve kısaltma yapmayı gerektirecek hiç bir zorunluluk yoktur.



gün gelecek yeni nesil gençlere ağzımız açık bakacağız. yeni kuşakla aramız teknolojinin hızla gelişmesi ile birlikte hızla açılacak ve ciddi bir iletişim kopukluğu yaşayacağız.
ve bu maalesef çok "zekice bir reklam buluşu" olarak nitelendiriliyor.
tıpkı osmanlı döneminin divan edebiyatı gibi.
yazılı dilimiz asla iletişim dili olamaz.
işte size kural, işte siza kaide...



bu konuda bakınız:


Hemen hemen hergün kullandığımız telefonda mesajlaşma (SMS) ya da bilgisayarda yaptığımız sohbetlerin Türk diline olumsuz etkileri kaçınılmaz oluyor.Bu konuda araştırmalar yapan Üniversitemizin Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Funda Kara, Güneş Vakfı Merkezi'nde düzenlenen konferansta, teknolojilerin ithalinin söz konusu unsurların da alınmasını kaçınılmaz hale getirdiğini belirterek, "Bilhassa eğitim seviyesi düşük kullanıcılar tarafından dikkat edilmeksizin birer resim gibi algılanan öğeler klişe ifadelere dönüştürülmüştür. Bu durum İngilizce'nin özellikle kelime kısaltma sayesinde Türkçe'yi etkilemesinin sebeplerindendir. Türkçe'yi kullananlar, ya noktalama işaretlerini ve yazım kurallarını bilmemekte ya da bunlara uymakla ilgili herhangi bir duyarlılık taşımamaktadırlar. Üstelik açık, anlaşılır, temiz bir Türkçe yerine hecelerin yutulduğu, sokak dili denebilecek söyleşiler tercih edilmektedir" diye konuştu.
TEKNOLOJİLERİN İTHALİ SÖZ KONUSU UNSURLARIN DA ALINMASINI KAÇINILMAZ HALE GETİRMİŞTİR
Cep telefonu ve genel ağın doğru ellerde doğru bir şekilde kullanıldığında son derece yararlı iki buluş olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kara, "Dünyanın her köşesinden insanların birbirleriyle iletişim kurması, bilgi ve dostluk, sevinç, üzüntü, sıkıntı gibi duyguları paylaşması, bir şekilde yalnızlıktan kurtulması aslında bulunmaz bir nimettir. Ancak sağduyudan uzak, bilgisiz veya dikkatsiz, kötü niyetli, egolarının ve alışkanlıklarının kölesi olan kişilerin elinde bu nimetler de kültürü ve dolayısıyla toplumu ağır ağır yok eden bir silaha dönüşmektedir. Ne yazık ki Türk dili ve kültürü de bu olumsuz gidişten ciddi boyutta etkilenmektedir. Türkçe'nin ne kadar kirletildiğini, yıpratıldığını öğrenmek için iletilerden derlenen malzemelere bakmak yeterlidir. Esas itibarıyla Batı kökenli olan cep telefonu ve genel ağ İngiliz mantığına dayalı bir iletişim sistemi kullanmaktadır. Bu sistemi oluşturan öğelerin arasında harf, rakam ve şekillerden meydana gelen çeşitli kısaltmalar ile alfabemizde bulunmayan harf ve ünlemler sayılabilir. Teknolojilerin ithali söz konusu unsurların da alınmasını kaçınılmaz hale getirmiştir" şeklinde devam etti.
SMS ve Chat dilinin; büyük ölçüde İngilizce'ye dayalı bir işaret dilinin yaygınlaşmasının kişilerin kelime dağarcığının daralmasına, anlama ve yorumlama yeteneklerinin zayıflamasına, deyim ve atasözlerinin yerli yerinde kullanılmamasına sebep olduğunu anlatan Kara şunları söyledi:
"Genel ağ ile cep telefonunun göz ardı edilemeyecek kadar yararları bulunmaktadır. Teknolojinin hemen her alanında kullanılması zamana olan ihtiyacı artırmıştır. Bu açıdan bakıldığında genel ağ ve kısa mesaj dilinin önemli ölçüde tasarrufu sağladığı açıktır. Ayrıca bu imkanlar iletişimde mesafelerin kısalmasına, bilgi alışverişinin daha kolay, daha hızlı yapılmasına ve bunlara bağlı olarak harcamaların önemli ölçüde azalmasına zemin hazırlamıştır."


ARGO VE KÜFÜRE SIK RASTLANIYOR
Kısa mesaj yazarken ve chat yaparken, daha kolay olduğunu düşünerek kullanılan kısaltmaların, aslında çok daha zor olduğunu belirten Kara, "SMS ve chat dilinde noktalama işaretlerine uyulmuyor, açık bir Türkçe kullanılmıyor. Argo ve küfüre sık rastlanıyor. Türkçe'nin ne kadar kirletildiğini görebiliyoruz" dedi, Yrd. Doç. Kara.

alıntı: http://www.bloggerdal.com/2008/11/sm...i-bozuyor.html
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
209
Tepki
5
Selam,

Konu anlamlı ve güzel bir noktada ele alınmış. Konuyu aktaran Emine arkadaşımıza bu anlamda teşekkür ederim.

Sayın Kara bence meslektaşlarının yaptığı gibi konuyu her zamanki gibi tümüyle akademik yaklaşım şekliyle ele almış ve kendince değerlendirmeye çalışmış. Haklı olduğu noktalar var. Yalnız yanıldığı önemli bir nokta var. Türk toplumunun bugün içerisine düşürüldüğü açmaza ve bu açmazın nasıl oluşturulduğuna değinmemiş.

Eleştirme hakkımı kullanarak kendisini bu anlamda eleştirel bir yazıya tabi tutmak durumundayım...

Türk toplumu teknolojiye bugün dünyanın tüm diğer ülkelerinden eminim daha hızlı bir şekilde uyum sağlamaktadır. Bu uyum özellikle toplumumumuz genç neslinin yoğun olmasıyla ilgilidir. Yoksa orta yaş ve üzeri nesillerin teknolojinin ipinin ucunu çoktan kaçırdığını sanırım burada anlatmak için çok yoğun bir çaba sarf etmeyeceğimiz düşüncesindeyim. Nesiller arasındaki fark söyleminin orta yaş ve üzeri insanlarda yaşamsal süreçte sürekli tekrarlandığı ve giden neslin yerine gelen yeni neslin de aynı söyleme sarıldığı düşünüldüğünde bu anlamda değişen herhangi bir yaklaşım biçimi ne yazık ki oluşturulamamış.

Nesiller arasındaki kopukluk yeni yetişen neslin teknolojik gelişmelere ve sosyolojik dönüşümlere olması gereken en doğru uyum sürecini yaşayamamaktadır. Durum bu olunca da ortaya gelişimin ipinin ucunu kaçırmış bir eski nesil ve ipin ne olduğundan habersiz bir yeni nesil ortalarda aklı sıra çalım satarak, caka yaparak dolaşmaktadır. Bu tür dolaşmaların ne kimseye herhangi bir yararı ne de toplumun gelişimine bir katkısı olamaz.

Bu toplum evinde kitap bulundurduğu için aylarca içerde yatan bir neslin haykırışlarını trene bakar gibi izlemiştir. Bu toplum ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde krizin sosyal sonuçlarının toplumu ne hale getireceğini anlatmaya çalışan kişilere alaycı yaklaşımlar sunmuştur. Bu toplum 12 Eylül gibi bir belanın içerisinden geçerken yapılan soytarılıkları alkışlayarak desteklemiştir. Bu noktada daha pek çok örnek verilebilir.

Bir toplum düşünün ki kendisine yönelik olarak ortaya atılan her tür tasarrufu kaygısız, umursamaz ve kabullenir yaklaşır ve sonrasında üzerinde oynanan oyunları gözmezlikten gelirse yalnız dilini değil, sonunda herşeyi kaybeder.

Bir söz vardır.

- Araba devrildikten sonra akıl veren çok olur...

Araba devrilmek üzere ama içerisinde bulunan herkes camdan dışarı bakıp sanki hiç bir şey yokmuş gibi idavranıyor. Lastiği patlamış canttan gelen sesi oyun havası sanıp oynamaya başlıyor. Eksoz patlamış gelen çatlak sesleri duyunca ninni söyleniyor düşüncesiyle oturduğu koltukta uyuya kalıyor.

Felaket tellallığı yapmak gibi bir düşüncem yok ama ortada var olan saçmalıklara da işaret etmek istiyorum. Yoksa bu tür şeyleri aşmak aslında olduğundan daha kısa sürede ve sağlıklı bir şekilde olabilir. Hatta olmaması yanlış olur. Siz herhangi bir avrupa ülkesinde kullanım klavuzu o ülkenin resmi dilinde olmayan bir ürünün satılabileceğini düşünebilir misiniz..?

İmkansız hatta kesinlikle olmayacak bir durumdur bu. İzin vermezler, ilgili ürünü satın almazlar. Yalnız bununla kalmayıp bir de bu ürünü satmaya çalışan kurumu aşağılarlar. Peki biz ne yapıyoruz..? Yabancı bir dille satılan ürünü eğer üç kuruş ucuzsa üzerine atlayarak satın alıyoruz. Almakla kalmayıp bir de yakınlarımıza alması için sanki gönüllü pazarlamacı modunda ilgili ürünün reklamını yapıyoruz.

Adına MSN denen yazışma alanında günlük yaşamda bile kullanmaya çekindiğimiz sözleri sanki marifetmiş gibi yazmayı kendimiize yakıştırabiliyoruz. Türkçemizin en önemli anahtar harflerini oluşturan sesli (ünlü) harflerini kullanmadan yazmayı kendimiz için marifet biliyoruz. Üstelik bir de bunu yapan kişiler nokta, virgül denen işaretleri kullanmanın ne olduğundan, nereye konulması gerektiğinden bir haber şekilde yazdığımızı sanıyoruz.

Yazmak buysa tabiki.

Dilimizin teknolojik gelişimlere uyum sağlama özelliğine sahip olmadığını söyleyenlere isterseniz birkaç örnekle karşılık verelim.

Bundan yıllar önce Türkiye'ye ilk bilgisayar geldiğinde zamanın başbakanı olan zat bilgisayara " Computer " denmesi konusunda oldukça ısrarlı davranıyor ama toplumun aklı başında olan kesimi bu ısrarı umursamıyordu. Şimdi bugün ilgili olan hemen herkes tarafından adına " Bilgisayar " denen bu alet Türkçe'de yerini aldı. İşte size Türkçe karşılığı bulunmuş güzel bir söz. Bilgisayar...

Yine teknolojik gelişmenin ürünü olan bir aletin ismiyle devam edelim. Hani teknoloji denince akla bir de bilgisayarın yanında eksik olmayan, bilgisayarda yapılan herşeyin kağıda aktarılmasını sağlayan bir alet var ya işte onu da yine aynı zat " Printer " diye tanımlamıştı. Ama ne oldu o aletin adı şimdi " Yazıcı " olarak tanımlanıyor.

Bunun yanında üçgen, dörtgen, açı gibi pek çok sözcüğün de güzel Türkçemize kim tarafından kazandırıldığını da sanırım anlatmaya gerek yok. Biraz araştırın kim olduğunu göreceksiniz.

Türkçemiz günümüzde gelişen teknolojinin tüm gereksinimlerini karşılayacak ivmeyi kendi içerisinde barındırmaktadır. Önemli olan bu gelişmenin motorunu elimize geçirebilmektir. Teknolojiyi elinde bulundurduğunu düşünenler elbette ki tanımlamalarını da bize dayatacaklardır. Önemli olan bu tanımlamaları beleş mal bulmuş, içine dalmış bir anlayışla kabullenmemek ve verdiğim örneklerde olduğu gibi bu sözcüklerin yerine Türkçe karşılıklarını bulmaktır.

Marifet budur...

Saygılar...
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
Okuyuculara yanlış bilgi veriliyor, gerçek dışı beyanda bulunuluyor. Bunu düzeltmek zorundayım.

1-Emine hanım'ın yazısı silinmemiştir; aşağıdaki haliyle' Grafikerin Türkçe bilgisi olmalı mı?' isimli Konuda halen yer almaktadır.

"merhaba hastam;
öncelikle konuyu yanlış yerde açmışsınız. biraz dikkat edilirse...
değindiniz konu güzel bir konu ve haklı nedene dayanıyor. bu konu üzerindeki tatışmalar çok uzayacak ve sanırın net bir sonuca ulaşılamayacak.ben şahsi fikrimi ve kanaatimi şöyle belirtmek istiyorum;
insanlar genelde çift kişiliktir. ilk defa tanıştığınız biriyle nasıl konuşursunuz.(**)ona karşı tavırlarınız nasıl olur. (**)
birde (*) günlük hayatta veya iş ortamında veya çok sık aşındırdığımız arkadaş ortamında nasıl konuşursunuz?
buraya bırakılan mesajlarda( *)bir nevi günlük konuşma edasıyla bırakılan ve kendini ifade edebildiyde ne mutlu tarzında konulardır.doğru mu? tabii ki son derece yanlış. benimki sadece bir bakış açısı.
okuyan bazı arkadaşlar şimdi gülecek belki ama msn dili diye bir şeylerde(*)gelişmekte.
veya "gnctrkll" size ne hatırlatıyor. kısa mesajları uzun nalata bilmek için eski telsimin kısa mesaj sözlüğüne ne demeli?
biliyorum şimdi yazarken bile bazı hatalar arkamdan geliyor! şimdi onları düzeltmeye hiiiç uğraşamam. bu da bir sebep olabilir mi sizce?

saygılar..."


2-Emine hanımın bu yazısı tümüyle imla hataları ve anlam bozuklukları ile doludur.

Kendisi hızlı ve çabuk yazılan CHAT diline ve SMS diline karşı çıkıp TÜRKÇEMİZİ BOZDUĞUNU İDDİA ETMEKTEDİR ama ama 15 satırlık mesajını yazarken arkasından atlı kovalamadığı halde ya acele yazmaktan ya da imla kurallarını bilmemekten en az 15 tane hata yapmıştır. Emine hanım her yazısında TÜRKÇEMİZİ BOZMAKTADIR.

3-İşte ispatı;
-Bir kere başladığı her cümleye küçük harfle başlamaktadır. Bu affedilmez bir BOZMA tarzıdır.
-Kendisini defalarca uyardığım halde hala -de ve -da eklerini bitişik yazmakta ısrar etmektedir. Bakınız onun yazısında (*) işaretli yerler. (birde derken bir de olmalı... şeylerde derken şeyler de olmalı.)
-Soru işaretleri koyması gereken yerlere soru işaretleri koymuyor. Örnek;biriyle nasıl konuşursunuz.(**)ona karşı tavırlarınız nasıl olur. (**) Bu cümlelerin sonuna soru işareti koyması gerek. Hadi birini unuttu, ötekini de mi unuttu?
-Anlamsız cümleler kuruyor; örnek;
"çok sık aşındırdığımız arkadaş ortamında " Arkadaş ortamı çok sık aşındırılmaz. Çok sık bulunduğunuz arkadaş ortamı ifadesi daha doğrudur. Ortam aşındırılmaz, ortamda bulunulur. Kapı aşandırılır. Çok sık kapısını aşındırdığınız arkadaş ortamı ifadesi daha doğrudur.
-Anlamsız cümleye bir örnek daha;
"kendini ifade edebildiyde ne mutlu tarzında konulardır." Bunu anlayan beri gelsin.

4-Türkçe konusunda vaaz vermekten hoşlanan Emine hocanın Türkçesi nereden bakarsan dökülüyor. Bir de "hata yaparsam yaparım, hiç de düzeltmek zorunda değilim" diyor, işte burada;

"biliyorum şimdi yazarken bile bazı hatalar arkamdan geliyor! şimdi onları düzeltmeye hiiiç uğraşamam."

Yaptığı hataları düzeltmekle uğraşmayacağını söyleyen ve hata üstüne hata yapan Sevgili Emine hoca, şimdi benim olmayan hatalarımı düzeltmeye çalışıyor.

Bunun için sıkılmadan , üşenmeden konu açıyor. Millete gerçek dışı beyanda bulunuyor. Kendisine destek olsun diye dil profesörlerinden alıntı yapıyor. Oysa o dil profesörleri benimle aynı şeyi söylüyor: Bakınız ne demiş bu anlı şanlı profesörler;

"Bu açıdan bakıldığında genel ağ ve kısa mesaj dilinin önemli ölçüde tasarrufu sağladığı açıktır. Ayrıca bu imkanlar iletişimde mesafelerin kısalmasına, bilgi alışverişinin daha kolay, daha hızlı yapılmasına ve bunlara bağlı olarak harcamaların önemli ölçüde azalmasına zemin hazırlamıştır."
Peki ben ne demişim;

"Her ne kadar bu CHAT dili Türkçemizin bozulması olarak niteleniyorsa da telefonda konuşmak kadar sürat isteyen chat yazışmalarında zamandan kazandırmak amacıyla yapılan bu kısaltmalar TEK ŞARTLA HOŞ KARŞILANABİLİR; sadece CHAT yaparken veya telefonda SMS mesaj yazarken! "

Her ikimiz de aynı şeyleri söylemişiz ama Emine hocam, beni çürütmek için benim sözlerimin benzerini söyleyen hocaların sözlerini bana alternatif diye sunuyor.

Aklı sıra saf okuyucuları kandıracak. Güneşi balçıkla sıvamaya kalkıyor, ama o balçık da tıpkı güneş gibi onu yakıyor.

İşte çırpındıkça batmak buna denir. Savunma yapmak isterken yeni kabahatlerini ortaya dökmek buna denir.

Güreşe doymayan pehlivan buna denir.

Ben Emine hanım gibi kardeşlerimizin yanlışlarını göstermeye, sadece bilimsel doğruları savunmaya ve onların haksız ve anlamsız saldırılarına karşı durmaya her zaman hazırım. Bunu da edep, terbiye ve forum kuralları dahilinde yapmayı görev kabul ediyorum.

Henüz kirlenmemiş beyinlere saygılarımla.


(Not;
"gerektiğinden bir haber şekilde yazdığımızı sanıyoruz." cümlesindeki kelime bir haber değil, bi haber olmalıdır. bi haber habersiz olmak demektir. Nasıl ki bi taraf tarafsız olmak demekse.

"Yazmak buysa tabiki." ifadesinde , tabii ki olmalıdır, -ki eki ayrı olmalıdır. Pek doğaldır ki anlamına gelir.

Türkçeyi düzgün kullanma konusunda nutuk atanlar önce kendi Türkçelerini düzeltmelidir.

Bir grafiker gerçekten Türkçeyi bilmelidir. Bunu diyen iyi demiştir.

Bu yazım Emine kardeşimizi haklı görenlere de vermiş olduğum bir cevaptır.)
 

İsmail Ev

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
29 Temmuz 2008
Mesaj
84
Tepki
1
Tarih kötü örneklerle doludur. Aklı olan örneklerin kötü olanlarını, bir daha tekrarlamamak üzere aklının baş köşesine yazar. İyi örnekleri ise yaşam felsefesi haline koyarak kendi kişiliğini ve kültürünü geliştirir.
Akademisyenlerin, akademik çalışma diye hiçbir süzgeçten geçirmeden, örnekleri iyi kötü diye ayırt etmeden önümüze koymaları beni aşırı derecede sinirlendiriyor.
Hele hele uzun uzadıya dipnotlu örneklerle bilgiçlik taslayan, sırtı kalın kurum ve kuruluşların devirdiği çamları bilimsel literatürlere koyan ukalalardan nefret ediyorum.
Türkçe veya bir başka dil. Her millet, kendi diliyle yaşamını sürdürür. Diline sahip çıkamayan milletler, global güç haline gelen dilin mensuplarının oyuncağı olmaya mahkumdur.
Sağlam bir dili olmayan hiç bir millet, mensubu olduğu toplum için faydalı olamaz.
Toplumun elit tabakasını oluşturduğuna kendisini inandırmış kişilerin, diğer insanlardan daha çok dil bilincine sahip olması gerekir.
Ben onu bunu bilmem.
Diline sahip çıkmayan, kendine de sahip çıkamaz.
Dilini hafife alan, kendini de hafife alır.
Bir lisan, bir insan olduğuna göre, doğru düzgün lisanı olmayanlar ne ola ki?
 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.270
Tepki
100
melih beyin ifadesi can alıcı noktasından yakalamış konuyu...
- Araba devrildikten sonra akıl veren çok olur.
maalesef araba devrilmeden farkına varamıyoruz bir şeylerin. osmanlı döneminde divan edebiyatından bahsetmemek ne mümkün. o zamanın getirisi olarak halk ile yüksek zümre arasında dil farkı iletişim kopukluğu yaşanmıştır.
günümüzde ise teknolojik ve ekonomik olarak dilimiz yozlaşmaya maruz kalmaktadır.
gençlerimiz artık "ağabey" yerine "abi" diyor farkında mısınız?
gençlerimiz artık "değil mi" yerine "di mi" diyor farkında mısınız?
gençlerimiz artık "ne yapıyorsun" yerine "napıyon" diyor farkında mısınız?
gençlerimiz artık "gelmeyeceğim" yerine "gelmicem" diyor farkında mısınız?
bütün bunlar zamanla konuşarak kanıksadığımız kelimelerdir. zamanla da doğru kabul edip yazılarımızda kullandığımız kelimelerdir.
buradaki sesli harfleri atıp zamandan ve paradan tasarruf edildiğini ve bunun zekice bir bluş olduğunu ve bunun mutlaka smslerde veya çet meydanlarında kalmasını temenni etmek...
burada asıl sorumluluk devletin kanallarına düşmektedir. bu reklamı çıkaranın önce kulağını devlet çekmeli... görmeli... bu benim görüşüme göre bir ihanettir.
tamam yazana kadar ok yazmak size ne kazandırdı? ya da ne kaybettirdi...
müsadeniz olursa size netten bulduğum bir kaç dialog sunmak istiyorum.

Sessizgemi:
Merhaba

DELİBOY:
Hi dostum

Sessizgemi:
Nasılsınız?

DELİBOY:
Nossun be sürünüp gidios işte.


Sessizgemi:
……
peki lise kaçıncı sınıfta okuyorsun?

BY CHARİSMA:
3th

Sessizgemi:
…..
Hoşçakal kardeşim. Sizinle tanışmak güzeldi.

By Charisma:
Ok dostum. Byeee


Lady Angel:
………
asl?

Sessizgemi:
Özür dilerim ama bu ne demek?

Lady Angel:
Yahu sen de amma malsın.

Sessizgemi:
Lütfen biraz kibar olur musunuz? Sadece anlamını sordum.

Lady Angel:
Bunun anlamını bilmicek ne var yaşın kaç demek işte. Sen şimdi u, fm, hi, bye, ok vs bunların anlamlarını da bilmiyorsundur eheuehueh


Fatosh:
………
ben gazide edebiyat okuyorum. Ya sen

Sessizgemi:
Ben de Çanakkale Onsekiz Mart Üniv. Eğt. Fak.Türkçe Öğrt. Böl. okuyorum

sizce burada garip bir durum yok mu?
ben on sene sonrasını hayal bile etmek istemiyorum...

saygılarımla...
 

İsmail Ev

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
29 Temmuz 2008
Mesaj
84
Tepki
1
Devletimizin kuruluşundan itibaren Türkçe'nin korunması ve geliştirilmesi için tedbirler alındığı halde; başta Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gelir kaynaklarını engelleyen CHP dil bozulmasında en etkili sorumlulardan biridir. Bu kurumun aktif çalışamaması veya zaman zaman yanlış ellerde bulunması dolayısıyla Türk Dil kurumu da büyük sorumluluğa sahiptir.
Diğer taraftan, meydanı boş bulan sözde diksiyon uzmanları( Merhum Müfit Osmay'ın öncülüğüyle) Türkçe'yi yazı ve konuşma dili olarak ayrıştırmayı başarmışlardır.
Özellikle bu diksiyon kurslarında yetişip televizyon ve radyolarda boy gösteren neferler, yavaş yavaş Güzel Türkçe'mizi geliştirmek yerine kuşa çevirmişlerdir.
Gençlerin kuşa çevrilmiş Türkçe konuşmaları doğal bir süreçte bu hale gelmemiştir.
Birileri artık kınalarını yakabilirler.
 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.270
Tepki
100
haklısınız ismail bey.
tıpkı osmanlı döneminde yazışma dili ile halkın kullandığı dil gibi farklılıklar
bu gün istemesekte oluşuyor.
merhum Atatürk'ün harf inkılabı ile bir şeyler yoluna girsede kısa sürede yine
yozlaşmalar yaşanmakta...
dediğim gibi on sene sonrasını düşünemek bile istemiyorum..
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@Emine Şahin

Tüm üyelere;

1-Chat dili chat dilidir.Sadece chat ve sms'de kullanılması halinde affedilebilir.
2-Şiir dili şiir dilidir, makale dili makale dilidir.Mektup dili mektup dilidir. Makale dili ile şiir yazılmaz.
3-Chat dili ile de mektup yazılmaz... Yazılır diyen Türkçeye ihanet eder.
4-Chat dili konusu altında "Türkçesi varken niçin İngilizcesini kullanalım" tartışması yanlıştır. Bu sitede "Türkçesi varken Yabancı dildeki karşılığını kullanmayın" adlı bir konu zaten mevcuttur.
5-Bu sitede Türkçeyi savunanların; İngilizce, Almanca, Sırpça, Hırvatça, Rusça, Kürtçe ve Lazca ifadeler kullanması Türkçe foruma aykırı olduğu gibi kendi savundukları fikirlere de aykırıdır. Bu forumda herkesin anlayacağı dil olan Türkçe kullanılmalı, çeşitli dillerin kullanılması özendirilmemelidir.

Saygılarımla.
 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.270
Tepki
100
biraz sms kısaltmalarından derlediğimiz, okurken yüzünüzde
tebessüm oluşturacak ama bir o kadar içler acısı tabloya göz atalım.
ama sorun etmeyin bunlar size zamandan ve pardan tasarruf sağlayacaktır.
diğer kaybettiklerinizin önemi yoktur.

sizede bir fon müziği buldum hayali olarak dinleyiniz... kınayı getir aneeeeeyyy, parmağın batır aneeeyyyyy...



işte size derlemeler...

Cep telefonunda 2.mesaja gecmemek icin kimi zaman sesli harfleri yazmayiz, kimi zaman kelimeyi yari da keseriz kimi zamanda hic bi şey yazmayiz
Bi de dusunceli tavirlar var tabi...


Anlaşamama
Giden: Slm Aytn Nbr? Gidiyo muyuz konsere?
Geliyosan 1 gelmiyosan 2 cagri at!!
(3 cagrı gelir...)
Giden: Anladım yine Bahadirla gidiyosun di mi!! tamam ole olsun
Gelen: Hayir gerizekali!! Ben istiyorum ama babam izin
vermiyo!!

Anlaşamama
Giden: Nbr Cm? Knsr vr glcnm mng? st 23 : 30 d bk
rmz mrt sln fyz nc hps gly b sn yksn!!
Gelen: dostum ne diyon kuzum ben bi b.k anlamadim
bu mesajdan ya!!
Giden : Valla aksama manganin konseri var demistim
herkez var demistim ama... (cevabın yollandigı saat:02.30)

Kısaltma Sorunu
Gelen: Semih ben Cagla bu benim yeni numaram..
Eee napiyosun? Bugun acayip skldm varyaa
bizimkilerde olmasa temelli ortada kalacam
Giden : Bi daha beni arama Cagla tamam mi?
Gelen : Nolduu yaaa niye bole yaptin simdi!!

Eski Telefonlardaki 1Karakterlik Mesajın Dewamı Gelmeden Olanlar
Gelen: Arzu ben yarin Ankaraya gidicem hayatim
is toplantisi icin. Biliyosun sirketin tum yukunu yine
bana verdiler. Sen semihe ver, g*t
Giden: Ne diyosun sen ya!! Gerizekali ayriliyorum senden terbiyesiz. Senden beklemezdim bunu!!
Gelen 2İlk Mesajla Birleşen:ürecegim esyalari tamam mi askim sana oradan
ne getirmemi istersin, hatta beraber gidelim ya!
Giden: Ayy pardon askim seyy!! Parca parca gelince Kizmadin di mi?
Gelen 3: cik hadi disari basimin belasi!
Giden : olm in spite konserindeyiz cikista iccez
hadi sende gel
Gelen:bnm prm yk b sn kont ayrca crmadi kms
bn ond glmd bn hpnzn alh blsn vrsn
Giden:tamam beklıyoruz
ceviri:benım param yok bu son kontur ayrica caarmadi
kimse beni ondan gelmedim ben hepinizin allah belasini versin

Bi Diger Cins
Gelen:drunkEMREordmiTlfonuKPLIulsmdmKNDSNordsaOnuC Ksvdgm iSLEptmSND
Giden:bencede...!!
ceviri:drunk emre ordami telefonu kapali
ulasamadim kendisine ordaysa onu cok
sevdigimi soyle optum senide

Salakların Kontor Bitio Farkında Değiller Arayamadılar
gelen : milasirab ineb emzu milmokoc midelzo koc ines
giden : bu ne be
gelen : tersten okusana
giden : ben yani bi saat buna mi ugrastin
gelen : beni ara
giden : sen beni ara
gelen : lan olum son bi kac kontorum arasana
giden : benim de yok olum arayamam, babam kesti parayi zaten
gelen : hep boyle yapiyorsun, arasan ne kaybedicen
giden : kontorum biter
gelen : benim olsa seni ararim ama
giden : hadi len gorduk gecen gun 50 kontorun
vardi aramadin
gelen : al bu da son kontor..
bi aramadin adi, çok onemli bi sey soyliycektim
giden : benim de son lan.. ne soyliycektin ölcem meraktan şimdi

Yorumsuz
Giden : Ya Mert abi benim CD sen de kalmis,bi de yarin
sinav var mi? nasilsin ben de iyiyim. mac bileti ne kadar ?
bugun ayseyi okulda gordun mu?
Bu son kontorum ha ona gore!!
Gelen: Tamam getiririm,sinav yok.
ben de iyiyim 15 diyolar. yoktu galiba.
benim de son kontor hadi byeeee..
Gelen: Kampuscell kazandirmaya devam ediyor!
25 kontor hattiniza yuklenmistir!
Giden: Oglum Murat rahat rahat konusabiliriz artik
hatta turkce karakter bile yazarim yani
nihahaha!!

Söleyene baq kendi ondan beter
gelen : pnky ytr bn rtk itrf etcm n b y slcm ps ps
bn yptm ama dymrm ıst cnk krkyrm sn d bnm
kdrrkdsmsn saol cnm bu ard
çewiri: punky yeter ben artık itiraf edicem
ne bu ya solicem pasa pasa ben yaptım ama
diyemiyorum iste cunku cok korkuyorum sende
benim kader arkadasımsın saol cnm bu arada
giden:ne diyn kzm dzgn yz ya,wlla bsy anlmdm!
gelen:bstn yz okymrm
çewiri:bastan yaz okuyamıyorum
 
Yukarı Alt