- Kayıt
- 3 Nisan 2008
- Mesaj
- 2.630
- Tepki
- 89
Dijital sanat, bilgisayarların gelişmesi ve grafik işleme performanslarının büyümesiyle gerçekleşen bilgisayar devrimi sonucu doğmuş, kurallarını ve etik değerlerini sanatın her dalında olduğu gibi zamanla yerleştirecek olan, sanat adına yeni bir oluşumdur, kanımca sanat olup olmadığınada, zaman karar verecektir, sanat kollarının doğuşu, gelişmesi, ve olgunlaşması belirli bir süreç içerisinde gerçekleşir, dijital sanatın mazisine bakacak olursak, çok kısa olduğunu görüp, henüz böyle bir süreç yaşamadığını anlayabiliriz.
Dijital sanatı dahada iyi anlayabilmek ve ne olduğuna karar verebilmek için, ilk önce, içinde bulunduğumuz çağı kavramak ve ne ile kıyaslayacağımızı bilmek gerekir, bir süredir ağırlıklı olarak internet üzerinde dönen görsel tartışmalarda içine düşülen hata, kıyaslama mantığındaki çelişkiden ibarettir. Dijital sanatı kendi içinde kabaca, sadece hareketsiz ve hareketli diye ikiye bölerek ele alacak olursak, hareket etmeyen türevlerini, fotoğraf veya resimle, flaş ve benzeri programlarla yapılanlarınıda sinemayla, veya kısa filimlemi kıyaslayacağız ? Daha önce varolmayan bir şeyi, çok önceden beri varolanla kıyaslayıp, garabet bir şekle sokup, bu şu değil demek, çocuklara verilen zeka testlerindeki küpü, yuvarlak deliğe sokmakla aynı şeydir, dolayısıyla Dijital sanat mantığını kavramanın bence temel koşulu, zihnimizdeki kıyaslama mantığını, derin bir kuyuya atıp üzerine bolca toprak dökmekle başlar.
Dijital sanat mutlaka bilgisayar gerektirir, bilgisayar desteği olmadan yapılmış hiç bir şey dijital sanat sınıfına girmez, öğeleri basittir sanatın her alanında olduğu gibi düşünce sınırlarını zorlayacak bir hayal gücü, beraberinde yaratıcılık, bunlara ilave olarakta, iyi derecede bilgisayar kullanımı, programlara ve dijital sanatın üretileceği donanımlara hakimiyet (fotoğraf makinası, tablet, video kamera vs) . Dijital sanatın ağırlıklı yayılma mecrası internettir, internet ise çağın görsel ve yazısal çöplüğüdür ve orada bir şey bulmak mutlaka araştırmayı gerektirir, internette asla bir şey kendi başına ortaya çıkmaz, bulmak için içine girmek mecburidir, bu durumda dijital sanatın her ne kadar bilgisayarla yapıldığını bilsekte internet üzerinden yayıldığını ve geliştiğini kabul etmeliyiz, ve bu gerçek bize bu sanat dalının belirli bir kitle üzerinde bilindiği ve kabul edildiği gerçeğini gösterir, ama o kitle çok özeldir, hemen hemen hepsi genç ve kendini genç hisseden, çağı yaşayan insanlardır, ve dolayısıyla dijital sanatın çıktığı nokta, herkezin tutabileceği bir düzlemde değildir, bu varsayımla, dijital sanatın resim gibi heykel veya fotoğraf gibi birden bire kitleleri derinden etkileyeceğini söylemek şu an için çok güç, ama ortaya çıkacaklarıda tahmin etmek te çok güç, dijital sanat kapsamında oluşturulan görsellerin şapka çıkartılacak olağan üstü dünyalar sunması, belkide filmin keşfinden sonraki görsel dünyadaki en büyük gelişmedir, Matrix veya Yüzüklerin Efendisi gibi filmlerde,süper bilgisayarlar kümelerinin, film yapımında kamerayla eşdeğer bir rolü üstlenmesi gerçeğini kim reddebilir, bu tarz filmlerde yaratılan dünyalar başlı başına dijital art öğelerini içerir.Dijital sanatın varolduğu görsel dünya şimdiye kadar bildiklerimizi ötesinde bir yerdedir, mesela sıradan bir photoshop operatörüyken, yaptığı fotoğraf destekli kolajlar ve flaş movie leri ile dijital uyuşturucuyu keşfettiği , ve bilinç altını etkilediği söylenen, ülkemizdede bazı gazetelerde haber olan dijital sanatçı larry carlsonun görsel olarak yarattığı dünya buna en güzel örnektir, ve bu bağlamda gerekli olan dijital sanatı tartışmak veya bir yere oturtmaya çalışmak değil, bağımsızlığını kazanmasına izin vermektir.
Yaşadığımız çağın en büyük özelliği görsel bir çağ olmasıdır , öyleki yüzyılın savaşları bile canlı yayınlanır, telefonları fotoğraf çeker, caddelerde , mağazalarda, sokaklarda kameralar devamlı kayıttadır , herşeyin kayıt altına girebilmesi için gizli kameralar icad edilmiş, uydular gökyüzüne fırlatılmıştır,hayat başlı başına bir plato, herkez ve herşey bir figürandır, yaşanan bir görsel patlamadır, dijitalsanat ise bu görsel patlamada, etrafa yayılan piksellerden, içinde hayal gücü ve insana ait hisler barındıran etkileyici görseller üretmenin bir diğer adıdır, üretim yeri bilgisayar üreten ise insandır, bilgisayar sadece ifadede kullanılan bir araçtır, bir ressam için tuval, fırça, ve boya ne işe yarar ise dijital sanatta kullanılan teknik malzemelerde o işe yarar, üreten onlar değil, onları kullanan insandır, insana dairdir, gelecekten, geçmişten, görmediklerimiz ve hayal edemediklerimizden bahseder, beslendiği kaynak ise herşeyin beslendiği ortak kaynak,hayattır...
Hadi bakalım hayıtlı olsun...
Alıntı
Uğur Bektaş/ 2007
Dijital sanatı dahada iyi anlayabilmek ve ne olduğuna karar verebilmek için, ilk önce, içinde bulunduğumuz çağı kavramak ve ne ile kıyaslayacağımızı bilmek gerekir, bir süredir ağırlıklı olarak internet üzerinde dönen görsel tartışmalarda içine düşülen hata, kıyaslama mantığındaki çelişkiden ibarettir. Dijital sanatı kendi içinde kabaca, sadece hareketsiz ve hareketli diye ikiye bölerek ele alacak olursak, hareket etmeyen türevlerini, fotoğraf veya resimle, flaş ve benzeri programlarla yapılanlarınıda sinemayla, veya kısa filimlemi kıyaslayacağız ? Daha önce varolmayan bir şeyi, çok önceden beri varolanla kıyaslayıp, garabet bir şekle sokup, bu şu değil demek, çocuklara verilen zeka testlerindeki küpü, yuvarlak deliğe sokmakla aynı şeydir, dolayısıyla Dijital sanat mantığını kavramanın bence temel koşulu, zihnimizdeki kıyaslama mantığını, derin bir kuyuya atıp üzerine bolca toprak dökmekle başlar.
Dijital sanat mutlaka bilgisayar gerektirir, bilgisayar desteği olmadan yapılmış hiç bir şey dijital sanat sınıfına girmez, öğeleri basittir sanatın her alanında olduğu gibi düşünce sınırlarını zorlayacak bir hayal gücü, beraberinde yaratıcılık, bunlara ilave olarakta, iyi derecede bilgisayar kullanımı, programlara ve dijital sanatın üretileceği donanımlara hakimiyet (fotoğraf makinası, tablet, video kamera vs) . Dijital sanatın ağırlıklı yayılma mecrası internettir, internet ise çağın görsel ve yazısal çöplüğüdür ve orada bir şey bulmak mutlaka araştırmayı gerektirir, internette asla bir şey kendi başına ortaya çıkmaz, bulmak için içine girmek mecburidir, bu durumda dijital sanatın her ne kadar bilgisayarla yapıldığını bilsekte internet üzerinden yayıldığını ve geliştiğini kabul etmeliyiz, ve bu gerçek bize bu sanat dalının belirli bir kitle üzerinde bilindiği ve kabul edildiği gerçeğini gösterir, ama o kitle çok özeldir, hemen hemen hepsi genç ve kendini genç hisseden, çağı yaşayan insanlardır, ve dolayısıyla dijital sanatın çıktığı nokta, herkezin tutabileceği bir düzlemde değildir, bu varsayımla, dijital sanatın resim gibi heykel veya fotoğraf gibi birden bire kitleleri derinden etkileyeceğini söylemek şu an için çok güç, ama ortaya çıkacaklarıda tahmin etmek te çok güç, dijital sanat kapsamında oluşturulan görsellerin şapka çıkartılacak olağan üstü dünyalar sunması, belkide filmin keşfinden sonraki görsel dünyadaki en büyük gelişmedir, Matrix veya Yüzüklerin Efendisi gibi filmlerde,süper bilgisayarlar kümelerinin, film yapımında kamerayla eşdeğer bir rolü üstlenmesi gerçeğini kim reddebilir, bu tarz filmlerde yaratılan dünyalar başlı başına dijital art öğelerini içerir.Dijital sanatın varolduğu görsel dünya şimdiye kadar bildiklerimizi ötesinde bir yerdedir, mesela sıradan bir photoshop operatörüyken, yaptığı fotoğraf destekli kolajlar ve flaş movie leri ile dijital uyuşturucuyu keşfettiği , ve bilinç altını etkilediği söylenen, ülkemizdede bazı gazetelerde haber olan dijital sanatçı larry carlsonun görsel olarak yarattığı dünya buna en güzel örnektir, ve bu bağlamda gerekli olan dijital sanatı tartışmak veya bir yere oturtmaya çalışmak değil, bağımsızlığını kazanmasına izin vermektir.
Yaşadığımız çağın en büyük özelliği görsel bir çağ olmasıdır , öyleki yüzyılın savaşları bile canlı yayınlanır, telefonları fotoğraf çeker, caddelerde , mağazalarda, sokaklarda kameralar devamlı kayıttadır , herşeyin kayıt altına girebilmesi için gizli kameralar icad edilmiş, uydular gökyüzüne fırlatılmıştır,hayat başlı başına bir plato, herkez ve herşey bir figürandır, yaşanan bir görsel patlamadır, dijitalsanat ise bu görsel patlamada, etrafa yayılan piksellerden, içinde hayal gücü ve insana ait hisler barındıran etkileyici görseller üretmenin bir diğer adıdır, üretim yeri bilgisayar üreten ise insandır, bilgisayar sadece ifadede kullanılan bir araçtır, bir ressam için tuval, fırça, ve boya ne işe yarar ise dijital sanatta kullanılan teknik malzemelerde o işe yarar, üreten onlar değil, onları kullanan insandır, insana dairdir, gelecekten, geçmişten, görmediklerimiz ve hayal edemediklerimizden bahseder, beslendiği kaynak ise herşeyin beslendiği ortak kaynak,hayattır...
Hadi bakalım hayıtlı olsun...
Alıntı
Uğur Bektaş/ 2007