Dünya Sanat Tarihine Giriş

Yasemin Ertosun

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
21 Haziran 2009
Mesaj
768
Tepki
39
İnsanlığın Eski taş çağlarından bu yana eserleriyle çizdiği grafik izlendiğinde, küçük avcı topluluklarından köylere, köylerden site hayatına, site hayatından kent devletlerine ve daha sonraları, imparatorluklar ile diğer çeşitli devlet yönetimlerine varılır. Toplumun yapı ve kültürünü oluşturan sonsuz faktörlerin kışkırttığı sanatçının eseri, dolayısıyla toplum toplum-sanatçı ikilisinin ortak malı olur. Ancak eser, sanatçıdan çok toplum malı olarak kabul edilir.

Benzer toplumların sanat eserleri sınıflandırıldığında, hangi toplum çeşidinde hangi çeşit eserleri ortaya çıkacağı gerçeği saptanmaktadır. Örneğin, Orta taş Çağı eserlerinin değerlendirilmesinde, bugün aynı hayatı yaşayan kavimlerin eserlerinden yararlanılmaktadır. Toplumların kültürel gelişimleri içinde doğan sanat eserlerinin tanınması sırasında, devletlerin tarihine, sosyal yapılarına değinmek, sanat tarihi biliminin başvurduğu önemli bir aydınlatma yoludur. Bu bakımdan inançlarla, toplumsal yapı ve kültürünün, sanat eserinde nasıl yansıdığını da görecek ve her eseri, çağı içinde değerlendirmenin bize nasıl ışık tuttuğunu anlayacağız. Rene Hygue ‘sanat estetikle iç içedir’ der. Bu doğrudur. Çünkü, çağların dünya görüşleri, aynı zamanda estetik görüşleri de yansıtır. Sanat eserinin bir dünya görüşü ürünü olduğu kabul edilince, Mısır mimarisinin neden bir Grek mimarisinden farklı olduğu da anlaşılır. Gene aynı şekilde, Hristiyan ve İslam toplumlarının neden ayrı birer dünya görüşünü yansıtan sanat eserine ihtiyaç duydukları da ortaya çıkar. Bu bakımdan biz, devlet yapısını ve inançları, sanat eserinde payları olduğunu anlıyoruz.

Toplum kültürünün sanatçı için ne denli itici bir güç olduğunu biliyoruz. Örneğin, insan toplulukları site haline gelmeden önce, sanatçının teknik yönden geliştiğine tanık olmuyoruz. Site, sanatçı kabiliyetleri, devamlı olarak bu alanda çalışmaya sevk etmiş ve sonunda anıtsal sanatları ilk dönemi olan arkaik üsluplu eserlerin ortaya çıkmasında başlıca rolü oynamıştır.

Üsluplar belli ortamlarda gelişirler ve belli biçimleri talep ederler. Bu bakımdan, burada yer yer üsluplarla kültürlerin ilişkileri de incelenecektir. İnsanlık tarihi, büyük bölümler halinde üç önemli kültür dönemine ayrılır. Bunlar, yağma kültürü, tarım kültürü ve bilimsel teknoloji kültürüdür. İnsanlar bu kültür aşamalarını birinden diğerine geçmek için, binlerce yıl çabalamak zorunda kalmışlar ve bu geçiş dönemleri büyük savaşlara, inanç değişikliklerine ve dolayısıyla büyük acılara sebeb olmuştur. örneğin yağma kültüründen tarım kültürüne geçiş, yalnız kişisel ıstıraplarla atlatılmamış, aynı zamanda insanoğluna çok zor gelen, toplumsal yapılarınıda tamamen değişmesine sebeb olmuştur. Çünkü yağma kültürü içinde yaşayan insan, yiyeceğini doğada hazır olarak bulmaya alışmıştı. İşte bu hazırcılık alışkanlığından, kendi ürettiği ürünle yaşama durumuna geçiş, yağma hayatını bütün gereklerini terk etmesini zorunlu kılmıştır. Primitif halk sanatlarının doğuşu, site ile birlikte anıtsal mimarinin ortaya çıkışı, sanat eserinde kompozisyon fikrinin idrak edilmesi, büyük dinlerin belirmesi hep tarımsal kültür döneminde insalığın malı olucaktır. Sanat tarihi bölümünde insanoğlunun bundan 600.000 yıl öncesinden itibaren bu güne doğru olan gelişimini, eserlerinden izleyeceğiz. Yağma kültürlerinden sitenin doğmasına kadar geçen zaman içinde, sanat eserlerinin üslubunda anıtsal nitelikler olmadığından, bu devrenin eserlerine ‘ primitif halk sanatları ‘ diyoruz. Primitif halk sanatları, ancak sitenin kurulmasıyla niteliklerini değiştiriyor ve toplumlarda ilk kez anıtsal üsluplu arkaik eserler görüyoruz. Primitif halk sanatları, yarı-tarımcı ve çobanlıkla geçinen topluluklarda gözlemleniyor. Bu sanatların diğer bir özelliği, devlet kuramamış aşiret topluluklarının sanatı olmasıdır.


Mağara resmi, Lascaux, Fransa M.Ö 15000-10000
 

Yasemin Ertosun

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
21 Haziran 2009
Mesaj
768
Tepki
39
@Hasan Güner

Teşekkür ederim Hasan bey...

@Yaşar Karadeniz

Teşekkür ederim Yaşar bey...
 
Yukarı Alt