ERKEK DEDİĞİN.. Can Dundar

PEA

Diline sahip çık
Kayıt
5 Ekim 2009
Mesaj
80
Tepki
19
ERKEK DEDİĞİN

Seni elinin tersiyle değil avucunun içiyle kavrayacak. Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz elimi böyle.
Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek.
İnce olacak; seni senin kadar düşünecek. Sen onu merak ettiğinde kendisine hesap soruluyor havalarına girmeyecek. Senin inceliğine karşı umursamaz sözler sarf etmeyecek.
Adamın sinirini bozmayacak, cinlerini tepesine çıkarmayacak, sanki sen onun için varmışsın her ne zaman istese emrine amadeymişsin, o ne yaparsa yapsın her istediğinde yanında elinin altında olacakmışsın triplerine girmeyecek.

Sen ona sevgini hissettirdiğinde, sen ona kayıtsız şartsız aşıkmışsın gibi havalara girmeyecek.
Erkek dediğin ilgi gördüğünde ilgiyle, sevgi gördüğünde sevgiyle karşılık verecek.

Erkek dediğin, sen onun için kendine baktığında, sırf ona daha güzel görünmek için giyinip kuşandığında hiçbir şey olmamış gibi davranmayacak.
Ruhunu okşamasını bilecek. Romantik olacak kimi gün habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek. Özel günleri unutmayı marifet sanmayacak.
Kayıtsız olmayacak senin bütün zarafetine karşı. Gerçekten seven bir kadın sevgi ve ilgi bekler, erkeğine verdiği aşkın karşılığında küçük bir tatlı söz, kısa bir mesaj, bir çağrı bile onu mutlu edebilir. Erkek dediğin bütün bunları cebinden para harcıyormuş gibi cimrilikle yapmayacak.
Ben aranmayı, çok aramayı sevmem demeyecek. Her şey kendi istediği gibi olsun istemeyecek. Sadece kendi canının istemesine bağlamayacak her şeyi.
Erkek dediğinin, hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek.

Seviyorum deyip bir sonraki perdede kaçmayacak, özlüyorum diyorsa gelecek, kaybetmek istemiyorum diyorsa kaybetmeyecek.
Erkek dediğin askına sahip çıkacak. Korkak olmaz erkek dediğin. Erkek dediğin iyi sevişecek. Koyun gibi yatmayacak, bir an önce şu iş bitse demeyecek.
Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin. Bir baba şefkatiyle seni alnından öptüğünde bileceksin ki sevgisi geçici ve zayıf değildir.Ve sevgiyle öptüğünde dudaklarından bileceksin ki öpüşün tek sebebi şehvet değildir.
Erkek dediğin yakışıklı olacak, çekici olacak ama bundan çok daha öte bir şey...
Zeki olacak.
Kadının küçük yalanlara, bahanelere inanmayacağını, kendisini kendi gibi tanıdığını bilecek. Kadının zekasını küçümsemeyecek kadar zeki olacak. Zeki olacak, seni bir hamur gibi karmasını bilecek, o hamura kendisi
katmasını da.
Değerlerini bir anlık hevesler uğruna satmayacak.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seninle yataktayken kullanacak.
Erkek dediğin önce sevecek.
Kendini sevmeyen erkekten kimseye hayır gelmez. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu adamla ne yatağa sığıyorsun, ne toprağa... Koluna girip gezmesini bileceksin gururla, koynuna alıp sevişmesini de. Babalığını da bilecek, ana-babaya hürmet etmeyi, kadir kıymet bilmeyi, vefakarlığı, fedakarlığı...
Erkek dediğin seni koruyacak,kuşatacak.
O nerede olursa olsun seni koruyacağını bileceksin.
Pısırık olmayacak erkek dediğin. Erkek dediğin erkek olacak.
Seni sadece sen olduğun için sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle hareket etmeyecek.
Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem dostun, hem baban, hem çocuğun olacak, huzurla bağrına basacaksın.


Can Dundar






**Not.. Bu satirlar net uzerinde pek cok kaynakta Can Yucel e ait olarak gorunuyor fakat ben resmi bir kaynakta bunu goremedigim icin ( genelde forumlar uzerinden paylasilmis) ve Can Dundarin kendi adini tasiyan resmi sitesi www.candundar.com.tr adresinde "Sahte Yazilar " serisinde okdugum icin resmi kaynak olarak bunu baz aldim.. Eger siirin Can Yucel ' e ait oldugunundan emin olan bir arkadas var ise dogrusunu bilmek ve buraya yazmak isterim..


Tesekkurler..
 

Fulyam

Üye
Kayıt
18 Eylül 2008
Mesaj
1.262
Tepki
16
erkek dediğin......

Güzel yazı..... Nerde böylesi... : )
 

Hakan D

Yönetici
Yetkili Kişi
Yönetici
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
3.382
Tepki
716
Bunu kimin yazdığını ben de bilmiyorum, bu yazıdaki tarife uygun bir erkeğin -Ya da bu yazıdaki tarife yakinen uygun bir kadının- her halde arkasında 2 çift de kanadı olurdu.

Aslında ilişkiler arasında her şey karşılıklıdır, yani siz onun özel kıldığı günleri unutursanız o da sizinkini unutur ya da o, siz hastayken sizinle pek ilgilenmezse siz de o hastayken onunla pek ilgilenmezsiniz ya da ister evli olun ister arkadaş, siz onu aldatırsanız o da sizi hakkıyla aldatır.
Oysaki genelde erkeklerde şöyle bir kültür vardır:
Ben aldatırım, erkeğim bir şey olmaz.
Eşim ise beni aldatamaz çünkü ben namuslu bir erkeğim.(!)
Ve yahut:
Ben her bayan ile çıkabilirim, o bayanların benimle çıkması onları namussuz yapmaz, o benimle çıkıyorsa namusludur zaten fakat benim kız kardeşim hiç bir erkekle çıkamaz, çünkü biz namuslu bir aileyiz(!)
Bunlar çok komik tutumlardır ki bu gülünç gelenek toplumlarda halen devam etmektedir.
Her nasıl sevmek ve sevilmek her insanın en doğal hakkıysa, insanın kendisine yapılan haksızlıklara karşı aynı şekilde tepki vermesi de doğaldır.
Siz bir bayanla görüşüyorsanız aynı şekilde sizin ailenizdeki bayanlar da başka erkeklerle görüşecektir, bu, ekosistemin dolaylı bir parçası, doğanın değişmez kanunudur.
Kısasa kısas.
O halde eşine ya da görüştüğü sevgilisine olabildiğince sadık kalmalı insan.
Ve kendisine karşı kimi konularda dürüst olmalı.
***
Eşine sadık kaldığı halde eşi tarafından aldatılan erkekler de yok değil!
Bu ve benzeri durumlarla çoğumuz geçmişte birçok kez karşılaşmışızdır zaten.
Fakat bunun sebepleri arasında genelde şu hususlar yatar:
Erkeğin eşine şiddet uygulaması
Erkeğin eşinden uzaklaşması
Erkeğin eşiyle artık eskisi gibi konuşmaması
Erkeğin birtakım eylemlerini artık robotlaştırması
Bununla kadının bazı durumları artık görev gibi algılaması
Erkeğin eski ilgisini eşi üzerinden çekmesi
Eşini eski şefkatinden mahrum bırakması
Eşiyle arasındaki ilişkiyi basitleştirmesi
Vb...

Oysaki bayanlar genelde hep ilgi ister, ilgiden hiç bıkmazlar, hep o otursun anlatsın siz de onu hayranlıkla dinleyin isterler, onun çok kıymetli bir varlık olduğunu yine ona hissettirmenizi isterler.
İlginizi, şefkatinizi dolu-dolu yaşamak isterler.Gözlerine uzun uzun aşkla bakmanızı isterler.
Onun için çok-çok önemli olan özel günlere sizin de en az onun kadar değer vermeniz gerektiğini düşünürler ve bu davranışı sizden de beklerler. Bunları öncelikle yapıları nedeniyle sonra yaşadığı toplumdaki sınırlar sebebiyle isterler.
Bir de çok masum bir inançları vardır:
Dişilikleriyle erkeğe her şeyi yaptırabileceklerine inanırlar ve -onlara göre- var olan bu sihrin hiç bozulmamasını isterler. Sihrin bozulduğunu düşünmeye başladıklarında ise artık ipler kopmuştur o kadınlarda. Her şey olasıdır.
***
Erkeğin ise eşine tüm aşkı, sevgisi, sadakati, bağımlılığı genelde sadece gecenin sabahına kadardır. Erkekler artık o vakitten sonra , yani gün geçtikçe eşlerine karşı çoğu şeyi eskisi gibi yapmamaya başlarlar.
Mesela onlara ilk günkü gibi bakmazlar, onlara ilk günkü gibi ilgi göstermezler, onlara ilk günkü gibi değer vermezler, onları ilk günkü gibi önemsemezler, genele vurduğumuzda onları ilk günkü gibi sevmezler. Onlara karşı aşkları yavaş-yavaş azalmaya başlar.

Peki, erkekler böyle de bayanlar Melek mi?
Tam bu noktada şu hususu akıllardan çıkarmamak gerekir:
Gelişmemiş ya da gelişmekte olan toplumlarda Kadınlar genelde toplumdaki baskı gruplarının kurallarına göre oynarlar. Yani bu Ataerkil toplumlarda değişmez toplumsal kurallar mevcuttur.
Bu kuralların ağırlığı bu toplumlarda yaşayan kadınları baskı altında tutar.
Bu gruptaki bayanların bu kurallara baş eğmesinin sebebi ise toplumda ya da gruplarda kabul görme isteğidir.
Mümkün olsa her halde bayanlar da erkekler için ötede yazdığım özelliklere sahip olacaktır.
Kendileri için yine ötede yazdığım özellikleri ise kaybedeceklerdir ki bunun en açık örneği batılı toplumlarda zaten mevcuttur.


(Yani erkekler bayanlara karşı nasıl ise bayanlar da erkeklere karşı öyle olacaktır.
Öte yandan zaten kadınlar erkeklerin toplumlarda üstün güç kabul edilmesini hiç hazmedememişlerdir.
Bu sebeple feminizm gibi bir akım oluşturulmuştur.
Halbuki Erkek-Kadın eşitliğinin olduğunu şu gün halen kendileri dahi kabul etmemiştir.
Örneğin daha düne kadar Kadın Sığınma Evleri gibi kuruluşlara üye olan feminist kadınlar 8 Mart’ta konuşma alanına gitmek üzere kalabalık gruplar halinde otobüslere binerlerken aynı otobüste oturan erkeklere ayakta kalan kadınlara yer vermeleri gerektiğine dair nutuk çekmişlerdir.
İşte bu gülünçtür!
Bana göre -Ve bunun aksini iddia eden çoğuna göre de- kadın ve erkek asla tamamen eşit olamazlar.
Bunun başta gelen sebebi iki cins arasındaki biyolojik farklılıktır.
Çünkü erkek kadına göre daha yapılı daha kuvvetlidir genelde.
Kadın ise daha zarif ve kırılgandır.
İşte bu iki cins arasındaki biyolojik farklılık bireylerin psikolojilerini de şiddetlice yönlendirmektedir.
Fakat hayat müşterektir, erkek bazen eşiyle bulaşık yıkayabilmeli, onunla evi temizleyebilmeli, eşine ev işi konularında hiç çekinmeden yardım edebilmeli, onunla alış-verişe çıkabilmeli. Eş rahminde soylarının devamını taşırken erkek evin bütün işlerini gereğince yüklenebilmeli.)


Bu bahsettiğim genel davranış türünün sebebi ise açıktır:
Bir arkadaşımız aklında(Bir çalışmasında.) elinde sepet olan bir bayan ağacın dalında var olan bir tek elmaya hayranlıkla bakmaktaydı.(Bu forumda olan portfolyosundaki bir çalışması idi.) Ona şunu yazmıştım:
Hayatın Özeti:
Bu bayan o meyveye hiç ulaşmamalı, ona sahip olmamalı, onu oradan asla koparmamalı.
Onu elde ederse bütün sihir bozulacak, artık ona şuanki gibi bir hayranlıkla bakmayacak...

Özetle insan bir şeyi elde edince nedense ona ilgisi zamanla azalıyor ve bu ilgi bir gün bitiyor...
Bu çok kötü!
Bu alışkanlıktaki sömürü şiddetli ve fena!
Oysaki “İyi Olan” adına böyle olmamalı, insan eşine, her sabah onun koynunda kalktığında yeniden aşık olmalı.
Sadece bu eylem gerçekleşirse bahsettiğimiz bütün kötü zincirler kırılabilir.
Bunu başarabilenler yukarıda yazılan çoğu tezi kendilerine göre çürütebilecek kişilerdir.
Temennimiz burada yazılan bütün bu tezlerin herkesçe yukarıdaki koşul karşılığında çürütülmesi olgusundan yanadır.
Layığıyla Sevmeyi ve Sevilmeyi becerebilmek bu gün üşengeçlik olarak tanımlanmaktadır fakat zor değildir. Görebilene...
H.D
 

PEA

Diline sahip çık
Kayıt
5 Ekim 2009
Mesaj
80
Tepki
19
Merhabalar Hakan Bey;

Oncelikle konu ile ilgili olarak yazmis oldugunuz uzun satirlardan olusan paragraflar icin cok tesekkur ederim.. Tumunu buyuk bir dikkatle okudugumu bilmenizi isterim..

Bu yaziyi yazarken "iste istedigimiz erkek modeli" dusuncesi ile degil, boyle bir yazinin bir erkegin kaleminden cikmasi ilginc geldigi icin paylasmistim..Sizin de benzer cumlelerle bunu desteklediginizi gormek ( objektifliginizi kaybetmeden) beni erkegin kadina bakis acisi anlaminda umutlandirdi..

Tekrar tesekkur ederim..
 

Hakan D

Yönetici
Yetkili Kişi
Yönetici
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
3.382
Tepki
716
Rica ederim Pea.
Konu hakındaki fikirlerimi yazarken elbette ki sizin bu yazıyı bahsedilen düşünceyle paylaşmadığınızın sizin de dediğiniz gibi farkındaydım.
Hayatın gerçekleri bunlar.
 
Kayıt
25 Haziran 2008
Mesaj
1.278
Tepki
4
Erkek dediğin'de Allah korkusu olacak. Eğer o varsa eşine ihanet etmesi mümkün değildir. Allah korkusu olan kişi yukarıdaki satırları yapabilir mi? yapamayabilir. Yukarıdaki satırları uygulayabilmesi için de eğitimli bir "insan" olması gerekir...

Kime ait olursa olsun genel itibariyle yazıyı çok beğendim ve çıkış aldım. (kaynağıyla birlikte) Paylaşım için de teşekkürler.
 
Yukarı Alt