Hayattaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok...

Murat Vardar

Uzman Üye
Uzman Üye
Kayıt
14 Ocak 2012
Mesaj
4.332
Tepki
1.051
Hintli bir yaşlı usta,
çırağının herşeyden sürekli şikayet etmesinden bıkmıştı.
Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi.

Hayatındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde,
yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi.
Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.

"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "Çok Tuzlu" diye yanıt verdi.
Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı.
Sessizce az ilerideki gölün kıyısına götürdü.

Ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi.
Söyleneni yapan çırak,
ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:
"Tadı nasıl?" "Ferahlatıcı" diye yanıt verdi genç çırak.
"Tuzun tadını aldın mı?" diye soran yaşlı adama, "Hayır" diye yanıtladı çırağı

Bunun üzerine yaşlı adam,
suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:

"Hayattaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok.
Acının miktarı hep aynıdır.

Ancak bu acının acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır.
Acın olduğunda yapman gereken tek şey,
acı veren şeyle ilgili duygularını genişletmektir.
Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
 

Şener CANÖZ

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
2 Nisan 2009
Mesaj
2.954
Tepki
1.573
Teşekkür ederim Murat VARDAR.

Benim geliştirdiğim bir taktik var;
Acının içindeyken en kötüsünü düşünüyorum mesela ölüyormuşum artık gibi herşey bbitiyormuş gibi,
ve acı veren durum bana karşı yavaş yavaş etkisi azalıyor daha ilerisi ne olabilir diyorum.

Zaman alan bir yol bu tabi benim için.
 
Yukarı Alt