insan gönüldür, yarısı dil-2

Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.266
Tepki
100
insan gönüldür, yarısı dil-2

tekrar merhaba sevgili dostlar.
hatırlasınız yazımızın ilk kısmını.
insanın sadece bir kemik ve kas sistemi olmadığını,
mana ve taşıdığı değer yönüyle "gönül" olduğunu anlatmaya çalışmıştık.
bu konuda söylenecek o kadar çok şey var ki, özetle sonuca vardığımı düşünüyorum.
yazımızı takip edemeyenler buradan izleyebilir.
şimdi yazımızın ikinci kısmını yani "dil" ve dil yarasını anlamaya ve anlatmaya çalışalım.

iletişim aracı dil;
bilindiği üzere insanın beş duyu organı vardır.
bu duyu organlarımız gerek fiziki gerekse kimyevi olarak,
bedenimizin dışa açılan pencereleridir. bu görev çerçevesinde
dilimizin vazifesi iki kat artmıştır. tat alma duyusunun yanında,
insanın kendini ifade edebilmesi adına çok önemli bir misyonu vardır.
bu sebepledir ki, atalarımız insanlar konuşa konuşa hayvalar koklaşa koklaşa demişlerdir.
zaten, konuşarak anlaşabilme özelliği de başka bir mahlukata verilmemiştir.
bu manada dil, bu günün teknolojisinin sahip olamayacağı en büyük iletişim aracıdır.

insanın aynası dil;
sosyal bir varlık olan insan toplum içerisinde kendini ifade edebilmek için dilini kullanır.
yani dil, duygu ve düşüncelerimizin tercümanı olarak ayrı bir değer ve önem taşımaktadır.
kişi o dur ki özüyle sözüyle bir olmalıdır. içi dışı bir söylediğiyle yaptığı birbirini tutmalıdır.
bütün alim, ulema ve fikir adamları bu konuda yekvücud olmuştur.
bakınız alimler iman'ın tarifini nasıl yapıyorlar; "dil ile ikrar kalp ile tasdik"
yani, dilin söylediğini mutlaka kalp tastik etmeli iki yüzlülüğe, riya'ya kaçılmamalıdır.
burada mevlana'dan "ya olduğun gibi görün ya göründüğü gibi ol" sözünü hatırlamamak ne mümkün.
bütün bunlar insan olmanın birer vasfıdır.

dil yarası;
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır da nicelerini dili yerin dibine sokar.
peygamber efendimiz bu sebeple az konuşmayı tavsiye etmiştir. yine atalarımız;
(kimin söylediğini bilmediğim için) "çok laf yalansız çok mal haramzız olmaz demişlerdir."
günümüz sanatçılarından orhan gencebay'ın dil yarası şarkısını bilmeyenimiz yok gibidir.
sakın ola ki dostlar, dadaloğlu'nun, aşık veysel'in, karacaoğlan'ın, yunus emre'nin zamanında
yaşamadık. onları göremedik diye hayıflanmayın.
daha 2002 yılında aramızdan ayrılan aşık mahzuni şerifi iyi anlayın.
neşet ertaşa sahip çıkın, orhan gencebay'ı, kazım koyuncu'nun yadigarı volkan konak'ı kucaklayın dostlar.
gözümüzün önündeki değerleri görelim. çünkü; güneşin ışıkları güneşi görmenize engeldir.

eğer ki dostlar, bir gün pişmanlık duyarsanız, bu söylediğiniz bir sözden ötürüdür. söylemediğiniz bir sözden değil.
söylemediğiniz sözlerin sahibi, söylediğiniz sözlerin muhatabı ve esiri olursunuz.
bir söz söylerken mutlaka iki kere düşünün. iki kulağınız, iki gözünüz vardır. ama tek diliniz vardır.
o da kemiksizdir. kendi yuvası içerisinde rahatça hareketedebilir. söylemeye gücünüz yetse de
söylediğiniz sözü geri almaya gücünüz yetmeyebilir.
hiç bir zaman unutmayınız ki, dünyada hiç bir şey kaybolmaz. kem sözleriniz beddualarınız bile.
beddua gökte dolaşır muhatabını arar, bulamadığında sahibine geri döner (Hz. muhammed a.s.)
ve onca konuştuğumuz boş sözler varya. onlarda atmosferde bir yerlerde birikmektedirler. asla kaybolmamaktadırlar.
ve bir gün ahirette karşımıza hepsi çıkacaktır.

Çok konuşmak dostluğu bozar, lüzumsuz konuşmak ayıpları açar, acı söyleyenden dostlar kaçar.
susmak aklın süsü, cehaletin örtüsüdür. daha çok konuşmadan söz gümüşse süküt altındır diyor,
sizleri allah'a emanet ediyorum.


saygılarımla...
Emine Şahin
 
Kayıt
25 Haziran 2008
Mesaj
1.278
Tepki
4
Bu anlattığınız nezih konuyu hayatımızda uygulamaya geçirmek dileği ile elinize sağlık Emine Hanım, çok değerli bir yazıydı...
 
Kayıt
28 Ağustos 2008
Mesaj
137
Tepki
5
Safvan b. Süleym'in (r.a) rivayetine göre Allah Resulu (s.a.v) şöyle buyurdu:
"İbadetin en kolayını ve bedene en hafif gelenini size haber vereyim mi? O susmak ve güzel ahlaktır."

Hasan-ı Basri (r.ah) der ki: "Bize, Resulullah'ın şöyle buyurduğu nakledildi:
"Konuştuğu zaman kara geçen, sustuğu zaman da selamette olan kişiye, Allah (c.c) bolca Rahmet etsin."

Ebu Hureyre'nin (r.a) rivayet ettiği bir Hadiste Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Allah'a ve Ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun."

Çok çok güzel ve bir okadar faydalı ve gerekli bir konuya değinmişsiniz emine hanım Allah razı olsun...
 
Yukarı Alt