Evet, konumun başlığında da belirtiğim gibi “ister inan ister inanma” (yıllar yıllar evvel trtr de bu isimde bir program vardı), esrarengiz olayları yaşamış arkadaşlarımın hikayelerini beklerim, benimkine benzer olaylar olur, ufo gören masum köylü olur, yeterki yaşanmış gerçek hikayeler olsun.
Eveet;
1990 ların ortalarıydı 16,17 yaşlarındaydım, babam ozamanlar marangoz makinaların da kullanılan şerit testerelerin üretildiği bir firmada çalışıyordu, firma sahipleriyle çok yakındık babamında firmada biraz hissesi vardı, bu firma ürettiği malları aynı zamanda anadoluya pazarlıyordu pazarlama işinide ortaklardan
Mustafa abi yapıyordu.
Babamda birçok kez anadoluya gitmişti, oyaz nerden icab ettiyse sende mustafa abinle gitmek istermisin dedi, gençlik heyecanı hemen atıldım tabi, sonra düştük yollara, antalya, antep vs.vs geziyoruz, müşteriler belli malları bırakıyoruz ödemeyi alıyoruz, tabi okısmı ben bilemem çoğul konuştuğuma bakmayın, neyse hikayenin can alıcı(daha doğrusu canverici) noktasına geleyim, dönüş yoluydu bizde mazda minibüs var.
Mustafa abi arabayı kullanıyor bende yanındayım, arkada da satamadığımız az miktarda mal var. Hangi şehirde olduğumuzu hatırlamıyorum, ama mustafa abi akşamdan uyumadı bütün gece minibüsü kullandı sabah vakitleriydi neden uyumuyorsun bir benzinlikte duralım uyu dedim, dönüşte biyer var oraya yetişmemiz lazım dedi, minibüste gidiyoruz yol bomboştu tek tük araç geçiyordu.
Ben elimde bişey vardı ona bakıyordum, hafif yokuş aşağı bir yoldu ve süratimiz baya vardı, bizim aracın sağa doğru gittiğini hissettim, sonra bişey oldu birisi arkadan omuzuma dokundu beni dürtüyordu, hani dolmuşta arka koltuktaki para uzatmak için dürterya aynı o şekilde, arkama döndüm bir baktım arka koltukta kendimi gördüm bana sadece iki kelime söyledi(söyledim) ve yok oldu “daha vaktin gelmedi” (bu konuşma en fazla 2 saniye sürmüştür)
Hemen Mustafa abiye baktım kafası tavana bakıyor ve gözlerinin sadece beyazı görünüyordu, uyuyordu, hemen onu sarstım ve uyandırdım tabi Mustafa abide cevap belli yok canım ben uyumuyordum zaten,
hemen külahımı çıkardım ve ona uzattım al dedim külahıma anlat(külah kısmını uydurdum)
Hikayem gerçek gerçekliğini ispatlamam mümkün değil tabi aradan 20 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen bu olay aklıma her geldiğinde o anki hissettiklerimi tekrar yaşıyorum ve tüylerim ürperiyor. Bu olaydan sonra bu tür konular çok ilgimi çekti, hakkında araştırmalar yaptım ve sonucunda Hiss-i kablelvuku denen durumu yaşadığımı anladım.
Eveet;
1990 ların ortalarıydı 16,17 yaşlarındaydım, babam ozamanlar marangoz makinaların da kullanılan şerit testerelerin üretildiği bir firmada çalışıyordu, firma sahipleriyle çok yakındık babamında firmada biraz hissesi vardı, bu firma ürettiği malları aynı zamanda anadoluya pazarlıyordu pazarlama işinide ortaklardan
Mustafa abi yapıyordu.
Babamda birçok kez anadoluya gitmişti, oyaz nerden icab ettiyse sende mustafa abinle gitmek istermisin dedi, gençlik heyecanı hemen atıldım tabi, sonra düştük yollara, antalya, antep vs.vs geziyoruz, müşteriler belli malları bırakıyoruz ödemeyi alıyoruz, tabi okısmı ben bilemem çoğul konuştuğuma bakmayın, neyse hikayenin can alıcı(daha doğrusu canverici) noktasına geleyim, dönüş yoluydu bizde mazda minibüs var.
Mustafa abi arabayı kullanıyor bende yanındayım, arkada da satamadığımız az miktarda mal var. Hangi şehirde olduğumuzu hatırlamıyorum, ama mustafa abi akşamdan uyumadı bütün gece minibüsü kullandı sabah vakitleriydi neden uyumuyorsun bir benzinlikte duralım uyu dedim, dönüşte biyer var oraya yetişmemiz lazım dedi, minibüste gidiyoruz yol bomboştu tek tük araç geçiyordu.
Ben elimde bişey vardı ona bakıyordum, hafif yokuş aşağı bir yoldu ve süratimiz baya vardı, bizim aracın sağa doğru gittiğini hissettim, sonra bişey oldu birisi arkadan omuzuma dokundu beni dürtüyordu, hani dolmuşta arka koltuktaki para uzatmak için dürterya aynı o şekilde, arkama döndüm bir baktım arka koltukta kendimi gördüm bana sadece iki kelime söyledi(söyledim) ve yok oldu “daha vaktin gelmedi” (bu konuşma en fazla 2 saniye sürmüştür)
Hemen Mustafa abiye baktım kafası tavana bakıyor ve gözlerinin sadece beyazı görünüyordu, uyuyordu, hemen onu sarstım ve uyandırdım tabi Mustafa abide cevap belli yok canım ben uyumuyordum zaten,
hemen külahımı çıkardım ve ona uzattım al dedim külahıma anlat(külah kısmını uydurdum)
Hikayem gerçek gerçekliğini ispatlamam mümkün değil tabi aradan 20 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen bu olay aklıma her geldiğinde o anki hissettiklerimi tekrar yaşıyorum ve tüylerim ürperiyor. Bu olaydan sonra bu tür konular çok ilgimi çekti, hakkında araştırmalar yaptım ve sonucunda Hiss-i kablelvuku denen durumu yaşadığımı anladım.