Ömür Dediğin...

Abdullah Şahin

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
3 Nisan 2008
Mesaj
2.630
Tepki
89
Konuşuyorum su ile suyun dilinden , eğilip avuçlarımın arasına alıyorum avuç sermayem kadar suyu ve akıtıyorum parmaklarımın arasından bitesiye kadar.

Sonra hafif bir ıslaklık ve bitiş...

Aynen ömür sermayesi gibi...

Ömür de öyle değil mi ? Suyun parmakların arasından akması gibi ömür de yılların arasından akıp gitmiyor mu ?

Tıpkı suyun elde tükenişinden sonraki ıslaklık gibi , belki birkaç sevenin gözlerinde ıslaklık ve sonra kuruyuveriyor , ellerimizin kuruduğu gibi ...
 

Abdullah Şahin

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
3 Nisan 2008
Mesaj
2.630
Tepki
89
@Emine Şahin

:) O an için içimden geçenleri kelimelere döktüm sadece. Ve yazdığım konu ile ilgili sizinde fikirlerinizi almak istedim.
 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.266
Tepki
100
ömür dediğin gelir ve gider.
gelip geçicidir. zaten kalıcı ne var ki?
ömür deyince hep aklıma cahit sıtkı tarancı ve o meşhur şiiri gelir.
cahit sıtkı bu şiiri yazdıktan bir sene sonra öldüğüde bir gerçek.
şimdi baktımda yaşıma 34 olmuş...
aaah ah. ömür işte...

neyse uzattım galiba.
işte size cahit sıtkının o meşhur şiiri.

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.



Cahit Sıtkı Tarancı
 
Yukarı Alt