Tasarımda Semiyotik Bilimi ve Renkler..

Mira Gabo

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
22 Nisan 2010
Mesaj
101
Tepki
9
Asıl konumuza geçmeden önce Semiyotik Bilimi (Gösterge ya da İşaret Bilimi) nedir kısaca ondan bahsedeyim; Konuşma dili de dahil olmak üzere, her türlü işaret işlevi ve işaret sistemini konu edinen genel bir bilimdir Semiyotik Bilimi.
https://www.grafikerler.org/temel-sanat-egitimi-amp-grafik-tasarim-sanati/24093-tasarimda-semiyotik-bilimi-ve-renkler.html
Semiyotik bilimi, temel birim olarak "işaret" kavramından yola çıkarak, belirtme, bilişim, bildirişim, iletişim ve haberleşmeye ilişkin olay ve olgular üzerinde çalışan genel teori ve araştırma sahasıdır.Semiyotik ya da diğer adıyla Semiyoloji, simge, sembol ve işaretlerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün faktörlerin sistematik bir şekilde incelenmesine dayanan bu bilim dalı, semiyotik disiplinlerarası bir sahadır ve değişik işaret sistemlerine dayanan anlam ve bildirişim konularını inceler. Semiyotik eski yunancada işaret anlamına gelen semeîon kelimesinden gelir fransızlar ise semiyoloji terimini kullanmışlardır.Modern semiyotik başlıca iki kaynağa dayanır; Bunlardan bir tanesi Ferdinand de Saussure’ün 1916’da yayımlanan genel dilbilim dersleri, diğeri ise Charles Sanders Peirce’ün yazılarıdır.

Çevreyi algılama gücünü, kültür (özellikle, bilim ve teknoloji) boyutundaki başarısıyla sürekli geliştiren, teknolojik olanaklarıyla çevre ilişkilerini kendi varsayımları doğrultusunda yönlendirebilen insan, bütün bunları, ona üstün bilişim/bildirişim gizilgücünü kazandıran beyin evrimine borçludur. Tüm -insanlığın bilinçaltı kültürel kodları, gelenekler ve metni anlam süreçlerine göre düzenlenmiş işaret sistemleri- diye nitelenen her şey semiyotiğin inceleme alanına girer.

Charles Sanders Peirce'a göre semboller üçe ayrılır;
1- İconic Semboller
İconic semboller benzerlik üzerine kurulmuştur. fotoğraflar, resimler, heykeller iconic sembol grubundadır.

2- İndexical Semboller
İndexical semboller ise neden-sonuç ilişkisi içerisindedir. Şöyle ki, bir evden duman çıktığını görüp "yangın çıkmış galiba" diye panik yaparsanız (panik yapmak şart değil) duman indexical bir sembol olmuş olur! Ya da eve girince kokudan annenizin ne yemek pişirdiğini anladığınızda o koku indexical bir sembol olur. Biz buna kısaca o duruma dair edinilmiş bilinçaltı kalıplarımız da diyebiliriz.

3-Symbolic Semboller
Symbolic grubu tamamen öğrenmeye dayalı bir guruptur; sözcükler, bayraklar vs. bu gruba girerler. Örneğin ülke bayrakları ülkenin kendisine benzememektedir, bir bayrağın hangi ülkeye ait olduğunu öğrenmemişsek eğer -bayrakta ülkeyi çağrıştıran bir şey yoktur ama o bayrağın bizim bilinçaltımızdaki edinilmiş bilgi kalıbı bize o bayrağın hangi ülkeye ait olduğunu bildirir.


Diğer göstergebilimci Ferdinand de Saussure de göstergebilim teorisini dilbilim üzerine yoğunlaştırmıştır ve örneklerini kelimeler üzerinden verir. Onun düşüncesine göre sembolle ifade ettiği şey arasında tesadüfi bir ilişki vardır çünkü "ağaç" sözcüğü ağaca benzememektedir, ağaca "ağaç" deneceğine kimin karar verdiği ve neden öyle adlandırdığı belli değildir.

Sembollerin 4 formu vardır;


1- Advertising Signs:
Medya alanında tüketimi artırmak için kullanılan reklam dediğimiz semboller.


2-Objects and Material Culture:
Her şey sembol olarak okunabildiğinden dolayı bütün objeler -kıyafetler, elektronik eşyalar vs- bu gruba dahildir.


3-Activities and Performances:
Vücut dili, mimikler vs.


4- Sound and Music:
Ses ve müzik. Korku filmlerinde iyi kız ölmeden önce çalan veya köpek balığı gelirken çalan müzik buna örnek olarak verilebilir.



Ve bu temeller sayesinde Semiyotik Bilime vakıf olan bir tasarımcının yapacağı her eser ulaşmak istediği hedef kitlede istediği duyguyu yaratma bilinciyle oluşturulmuş olur.

İşte semiyotik bilime vakıf olan tasarımcılar tasarımda kullanacakları renkleri de, formları da ışığı-gölgeyi de semiyotik bilimin tespit ettiği; -insanlığın asırlardır edindiği bilinçaltı kalıplarını tetikleyen renklerle, formlarla, ışık ve gölgelerle- oluşturulmuş denge ve armoni bilgisine dayalı bilgilerle tasarımlar ortaya koyacak, ve hedef kitlede gereken etkiyi oluşturup pazarlanacak olan ürün adına gerekli duygu yaratımını gerçekleştireceklerdir. Böylece tüketicinin hangi sabunu ya da hangi elbiseyi almasına tasarımcı karar vermiş olacaktır. Bu bilinçlice yapılan bir toplu güdülmeme metodudur.

Eğer en yalın dille anlatmak gerekirse şöyle tarif edeyim; İnsanlık olarak hepimizin gerek geleneksel, gerek inançsal, gerekse yaşam alanlarımızda edindindiğimiz tecrübelere dayalı -ortak bilinçaltı kalıpları-mız vardır. Biz tasarımcılar bu bilinçaltı kalıpları tetikleyen profesyonel çalışmalarla sözsüz iletişimde başarı sağlamak adına, duygulara dışardan müdahale etmenin tüm metotlarını kullanırız.

Bu metotlardan bir tanesi; tasarımlarımızda renklere dayalı bilinçaltı kalıpları tetikleyen çalışmalar yapmaktır, ki böylece sözsüz iletişimdeki en etkin faktörlerden birini doğru kullanmış ve hedef kitleye doğru bilinçaltı mesajlarla ulaşmış olalım. O halde gelin şimdi ilk olarak sözsüz iletişimde renklerle başarı sağlamak ve tasarımda yine renklerle -duygulara dışardan müdahale- etmek konusunda bilinmesi gerekenleri konuşalım.

Ben bu konudaki tüm bilgilerimi sizlerle bu başlık altında paylaşacağım, lütfen sizler de semiyotik bilime dayalı biz tasarımcıları ilgilendiren alanlardaki bilgilerinizi bu başlık altında paylaşın.

Şimdi sevgili dostlar; İletişimin iki unsuru vardır, birisi sözlü iletişim diğeri de sözsüz iletişimdir. Bu sözsüz iletişimleri “beden dili, enerji dili ve renk dili” olarak üçe ayırabiliriz.

Beden dilinde; mimiklerimizi el kol hareketlerimizi ve ses tonumuzu.. Enerji dilinde sezgilerimizi duygularımızı ve gönderdiğimiz düşünsel mesajlarımızı.. Renk dilini ifade etmekte ise giysilerimizi, makyajımızı, takılarımızı, çeşitli çalışmalarımızı (resim, tasarım, afiş logo v.s.) veya mekanlarımızı kullanırız.

Günümüze gelene kadar genel eğitim alanlarında iletişim üzerine aldığımız eğitimler %90′da sözlü iletişim üzerine olmasına rağmen, hemen hemen bu konuda yapılan tüm bilimsel araştırmalar sözsüz iletişimin, sözlü iletişimden çok daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Yani bizler sözlerimizle bir şeyleri anlatmaya çalışırken, aslında sözsüz iletişim biçimleriyle sözlerimizden önce karşımızdaki kişilere kendimize dair en doğru bilgileri aktarmış oluruz. Eğer sözsüz iletişimimizle kendimizi doğru ifade edememişsek muhtemelen yaptığımız her işte en iyi ürünleri üretsek bile başarısız oluruz ve başvurularımızdan çoğunlukla elimiz boş döneriz. Bir çoğunuz bu hayal kırıklıklarında hep kendinize şu soruyu sorarsınız “ben işimde gayet iyiyim bu neden yetmiyor?” yetmiyor çünkü sözlerinizle sözsüz iletişiminiz senkronize hareket etmiyor! Tabiri caizse sözleriniz başka söylerken, hareketleriniz, duygularınız ve renkleriniz başka başka şeyler söylüyor.

“Peki sözsüz iletişimde en etkin iletişim biçimi nedir?” derseniz, ben bir tasarımcı olarak insanların duygularına hizmet ettiğim için tabii ki öncelikle renklerdir diyeceğim. Semiyotik bilime vakıf olarak tasarlanan tasarımın içeriği -aslında hedef kitlede doğru duyguları yaratarak, sunduğumuz ürüne talep oluşturmaktır ve bunu oluşturan metotlar içerisinde de en büyük ölçüyü renkler kapsamaktadır. Elbette ki formların, ergonominin, ışığın v.s. bütün unsurların önemi çok büyüktür ama insanlarda bilinçaltı kalıplarını en kısa yoldan harekete geçirmek için ilk etkiyi renkler yaratır.

Tasarımcılar reklam dünyasının creatörleri olarak aldıkları akademik eğitimlerle edindikleri, -insanların bilinçaltındaki kalıpları harekete geçirme teknikleriyle- tüketicide duygu yaratabilme yeteneğine sahiptirler dedik. Örneğin satılmasını istedikleri bir ürün adına “renkler, formlar ve seslerle “beni al” “ben doğru ürünüm” mesajları vererek, tüketici bunu fark etmeden onun bilinçaltına yerleştirirler. Çünkü yukarıda da dediğim gibi insanların asırlardır bilinçaltına yerleşmiş, gerek geleneksel, gerek inançsal, gerekse yaşam alanlarında edindikleri tecrübelere dayalı -ortak bilinçaltı kalıpları vardır-. İşte bu bilinçaltı kalıplarını, insanlık hem kalıtsal DNA bilgileri içerisinde hem de yaşam tecrübelerine dayalı dışsal bilgi olarak da kendilerinden sonraki nesillere aktarmışlardır. Yaşamda bulunan her şeye karşı ortak bilinçaltı kalıplarımız mevcuttur, bunlar tetiklendiği zaman ortaya o -tetiklenen kalıplara dair- duygular çıkar. Semiyotik bilim alanında yıllar süren araştırmalarla bu kalıpları tespit etmişler ve bu kalıpları tetikleyerek duygu oluşturup insanları etki altına almayı başarmışlardır, renklere şekillere ışık-gölge ve seslere dair bilinçaltı kalıpları tetiklenerek kişilerde istenilen etki yaratımı mümkündür ve bu metotlar öncelikle reklamcılık alanında olmak üzere bir çok alanda kullanılmaktadır.

Şimdi o kalıpları tetikleyen metotlar arasından renklerin etkisine bir göz atalım hep beraber ve bakalım renkler bizim bilinçaltımızda neler yaratmaktadır.. Kararlarımızı ne ölçüde etkilemektedir.. Ve bizler başkalarını renklerle nasıl etkileyebiliriz?


Bunun için öncelikle Mavi ile başlamak istiyorum;

Mavi ve Mavinin Tonları:
Mavi renk sinir sistemimizi rahatlatır.
Bir çok ülkede intiharları azaltmak için köprü ayaklarını ve köprü başlarını maviye boyarlar. Nitekim ki ülkemizde de bir zamanlar şimdi adını hatırlayamadığım Bursa’daki bir köprünün rengi, orada sıkça yaşanan intiharlardan dolayı maviye boyatılmıştı ve bu uygulamadan sonra da intiharların azaldığı saptanmıştı. Ve yine bir çok ülkede çocukların eğitim alanlarında onların daha az hırçınlık ve saldırganlık gerçekleştirmeleri için, eğitim alanları mavi renge boyanmaktadır.

Ayrıca Mavi renk bir yemek sofrasında bulunduğu zaman, insanın iştahını keser. Çünkü -insan varlık- yaşamda edindiği tecrübelerinde hep görmüştür ki “mavi renkli bitkiler çiçekler ve diğer canlılar zehirlidir”. Böylece mavi renk insanda zehirli madde algısı yaratır, çünkü ilk insandan bu yana insanlar mavi renkli bitki, çiçek ve diğer canlıları yiyecek olarak kullandıklarında çokça zehirlenmiştir, böylece onlardan uzak durmayı öğrenmişlerdir. Dolayısıyla birini zayıflatmak istediğinizde mavi renklerden oluşmuş yemek sofraları kurmak yeterlidir. Böylece zehirli madde algısı yaratan mavi sayesinden kişinin iştahını kolayca kesebilirsiniz. Birinin kilo almasını istediğimizde de Kırmızının iştah açıcı etkisini kullanılabilirsiniz. Çünkü asırlardır insanda yüklü olan bu renge dair bilinçaltı kalıplarımız sayesinde, günümüzde de mavi boyalı yiyeceklere karşı tepki oluşturmamızı sağlayan -maviye dair bilinçaltı kalıplarımızın ortaya koyduğu algılarımızla-, yiyeceklere dair ortamlarda mavi renk gördüğümüzde iticilik duygusunu harekete geçirmiş oluyoruz. İşte bu sebeplerle pek yiyecek alanlarında mavi renkler kullanılmaz, da onun yerine iştah açan renk olarak bilinen kırmızı tercih edilir.

Diğer yandan da gökyüzü ve denize yansıması mavidir. Bu gerçeklik de toplu bilinçte huzuru, özgürlüğü, solumayı, yaşamı ve bir evrensel güvenliği temsil eden bir başka inanç kalıbı ortaya koyar. Böylece mavi, denizin ve gökyüzünün varlığının verdiği, sonsuz güven ve sınırsız özgürlük duygusu da yaratır. Dolayısıyla mavi, yiyeceklere karşı iştah kapatırken diğer yandan da örneğin mavi giymiş bir insana ve fikirlerine karşı güven, umut, inanç, huzur ve özgürlük duygularını yaratır, böylece aynı zamanda da ruhsal dünyanın ve derin tutkuların ifadesi olur. Yani sakinliği, güveni ve sadakâti de ifade eder. Yeteneğin, güzelliğin ve sorumluluğun da rengidir. Verdiği güven dolayısıyla insan psikolojisine barışı, sevgiyi ve şifayı vaat eder. Umut, inanç ve özgürlük duygularını aşılar. Olumsuz etkisi de vardır elbette, o da; sürekli kullanan kimselerde sürekli bir arayış içinde olmak şeklinde ortaya çıkar. Kişileri yoracak kadar sürekli kullanıldığında, hayalperestlik, aşırı duygusallık gibi ters etkileri de olur, o yüzden kullanım olarak aşırıya kaçmamak gerekir. Yoksa aşırı kullanımda yarattığı etkiler ile insanı tekdüzeliğe ve tembelliğe sürükleyebilir.

Mavi rengin tamamlayıcısı turuncudur yani bu rengin etkileri turuncu ile birleştiğinde inanılmaz artar ve cazibeli hale gelir. Bakınız bu renkler burada Hillary Clinton tarafından ne kadar da profesyonelce kullanılmıştır;







Koyu mavi renkler de yukarıda da anlattığım güvene dayalı bilinçaltı kalıpları nedeniyle daima güvenilir ve ciddi görünmek için kullanılan renklerdir, aynı zamanda da otoriteyi ve verimliliği simgelerler. Dünya üzerinde bir çok tanınmış firmanın logolarında koyu mavi ve lacivert renkler kullandığını görürüz, bu asla tesadüf değildir.

Koyu mavi veya Lacivert giyen kişilerin kendilerini çok daha karizmatik ve inandırıcı hissettikleri de yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır, bu renk giysiler giymiş bir iş adamı kendine güven hissinin yanı sıra çevresine de başarılı ve güçlü imajı verir. Çünkü insanlardaki renk hafızası ortaktır. Dikkat ediniz dünya üzerinde geçmiş yönetimlerde seçim kazanmış bazı başarılı politikacılar, konuşma platformlarının arkalarını hep canlı bir saks mavisine boyatırlar. Ve seçim kampanyalarında da bu güven veren rengi ön planda tutarlar.






Günümüz dünya siyasetçilerine bir bakın, onların da hala bu etkin ifade dilini her zamankinden daha fazla kullanmaya devam ettiklerini görürsünüz, gerek giysilerindeki vurgulayıcı renkler gerekse bulundukları platformlarda fon olarak kullandıkları renkler, aşağıdaki resimde de göreceğiniz gibi hep koyu mavi tonlarında olan renklerdir.




Mavi rengin Mekanlarda Kullanımı
Sakinleşme, stres atma, dinlenme amaçlı olan her yerde kullanılabilir. Özellikle yatak odalarında önerilir, terapi odalarında açık tonlarını kullanmak uygundur. Hareketin ve çalışmanın çok olduğu yerlerde ise asla kullanılmamalıdır. Koyu tonları da aşırı kullanıldığında olumsuz etkiler yaratabilirler, tembellik ve melankoli v.s. gibi.

Mavi rengin Sakinleştirici Etkisi
Deniz ve gökyüzünü çağrıştıran mavi rengin kan basıncını ve nabız oranını yavaşlattığı saptanmıştır. Zihinsel sakinlik ve duygusal denge için çocuklarla ilgili her alanda mavi kullanılmıştır. Mavi renk, gerçeğin, bağlılığın, sakinliğin samimiyetin ve sezginin rengidir. Gözlerin algılamasını kolaylaştıran mavi, her yaş gurubundaki insan tarafından çok sevilen bir renktir. Dinlendirici olması ve huzur vermesi sebebiyle özellikle bebekler için parlak mavi tercih edilir. Ayrıca mavinin bir diğer özelliği de uzak mesafeden bile çok net fark edilmesidir

Mavi rengin Dekorasyondaki Etkileri
Renk olarak sakinliği ifade etmesine rağmen mavi, çok geniş alanlarda kullanıldığında kasvetli bir görüntü verir. Bu nedenle özellikle açık mavi, ofis ve ev ortamlarının çalışma alanlarında ciddiyeti göstermek amacıyla sıkça tercih edilir. Diğer yandan açık mavi renk, mekansal ferahlık sağlarken, koyu mavi renk ise serinlik veren bir etki yaratır. Ancak kırmızının aksine mavi, yeme iç güdüsünü engelleyen bir renk olduğu için yemek odalarında pek kullanılmaz. Diğer taraftan çocuk odalarında, turuncu veya sarı gibi uyarıcı renkler yerine mavi kullanıldığında çocukların daha sakinleştikleri gözlenmiştir, bu yüzden özellikle erkek çocuk odaları için mavi renk en doğru seçimlerden biri olacaktır.

Mavi rengin Simgeleri
Mavi renk gökyüzünün ve denizin simgesidir. Arap ülkelerinde, mavinin kan akışını yavaşlattığına inanılır, nazar boncuğu bu yüzden mavidir. Batıda ise intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar ve çocukların eğitim alanlarında sıkça kullanırlar.

Mavi rengin Sağlık Üzerindeki Fiziksel Etkileri
Yüksek tansiyon ve ateşli hastalıklarda kullanılır, tansiyonu yükselmiş kimseleri mavi renkli ortamlara koyarak yaptıkları araştırmalarda %80 oranında sakinleştiklerini ve nabızlarının düzeldiğini tespit etmişlerdir. Güneş çarpmalarında vücut ısısını düşürür dolayısıyla güneç çarpması yaşayan birinin tedavi edileceği alan mavi bir alan olmalıdır. Streste, baş ağrısında boğaz hastalıklarında yardımcıdır. Migrene, menenjite, uykusuzluğa, bağırsak bozukluklarına iyi gelir. Mavi renk çocuk hastalıklarında oldukça etkilidir, özellikle diş çıkarma, boğaz ve bademcik ağrısı, kızamık, boğmaca, suçiçeği gibi hastalıklara maruz kalanları mavi renkli alanlarda tedavi etmek tedavi sürecini hızlandırır. Miyop, katarakt ve benzeri göz hastalıklarında da mavi renginden yararlanılır. Felç, basit nezle ve düşük tansiyon sorunlarında ise asla tavsiye edilmez, zira felçli ve düşük tansiyonlu birini iyileşmeye teşvik etmek için sakinliğe değil aktiviteye canlılığa ihtiyacı vardır. Melankoliye yatkın kişiler bu renkten uzak durmalıdır. En sevdiğiniz renk mavi ise, sakin nazik ve barışçılsınız demektir, çevrenizde içe dönük ve filozof olarak tanımlanıyorsunuz demektir, lütfen bunu kendinizde gözlemleyin, sonucu şaşırtıcı şekilde kendinizde görme imkanınız olacaktır. Mavi sevenler doğruluk, dürüstlük sizin için çok önemlidir. İnançlı ve kendinize güvenlisinizdir. Çevrenizde huzur, güven ve barış olduğu için de insanlar da sizinle olmaktan hoşlanır ve güven duyarlar. Ayrıca mavi sevenler neden düzenli ve tertiplidirler çünkü mavinin etkisi ile bu hale gelmektedirler, dağınık ve düzensiz yaşayanlar yaşadıkları alanları maviye boyatırsa bir süre sonra tertipli olma ihtiyacı hissetmeye başlarlar zira mavi rengin bilinçaltı kalıbı algılarınızı bu yönde hareket ettirir. Ama aşırıya kaçmamak kaydıyla, çünkü mavinin aşırısı verdiği sakinlik yüzünden tembelliğe eğilim de yaratabilir.

Mavi rengin taşımış olduğu özellikler kırmızıya tamamen zıttır ve insanlarda hormonsal aktiviteleri azalttığı gözlenmiştir. Örneğin mavinin bitkilerde de büyümeyi yavaşlattığı gözlenmiştir, bitkilerde renklere dair ne tür bir algı olduğu tam olarak tespit edilmese de yapılan araştırmalarda -tüm canlıların geneline dair bir toplu bilinç olabileceği ifade edilmektedir, dolayısıyla tüm canlılar üzerinde de en az insanlar üzerindeki kadar varolan her şeyin etkisi olduğu söylenebilir. İnsan organizması üzerindeki etkileri gözlendiğinde kan basıncını ve nabız oranını yavaşlattığı saptanmıştır. Fakat bu etki rengin dozu ayarlanarak tersine çevrilebilir. Antiseptik özelliğiyle de yaralar üzerinde iyileştirici etkisi tespit edilmiştir.
Mavi rengin vücut üzerindeki en belli başlı etkileri şöyle sıralanabilir:
Soğuk algınlığı ve gribal durumlarda: Terlemeyi arttırır, ateşi düşürür, ağrıyı azaltır.

Canlılık vermede etkilidir: Beyin epifizini uyararak yaşama isteğini tetiklemede etkilidir. Mavi ile tedavi edilebilir rahatsızlıklar arasında yanıklar, katarakt, ateşli hastalıklar baş ağrısı kalp çarpıntısı, uykusuzluk, böbrek hastalıkları, romatizma ve öksürük sayılabilir. Mavinin kontrendike olduğu durumlar ise, hipertansiyon ve kas zayıflığıdır.

Mavi rengin Psikolojik Etkileri
Mavi, sezgi gücünün ve karmaşık zihinsel becerilerin de simgesidir. Mavi renk, sinirleri yatıştırması ile bir çeşit meditatif ve duygusal arınma yolu sayılabilecek kadar etkilidir. Beyni rahatlatırken içe dönüklüğü kabuğundan çıkartır ve manikdepresif durumu sakinleştirir.

Çocuk Gelişimindeki Etkileri
Mavi rengin hakim olduğu bir ortam, duyguları sakinleştirdiği ve bedeni dinlendirdiği için özellikle çocukların başkalarıyla iletişim kurabilmesi için duyarlı ve güvenilir bir atmosfer yaratır. Zihinsel sakinlik yaratmak ve duygusal dengeyi sağlayabilmek için çocuklarla ilgili her alanda mavi kullanılmalıdır. Tarafsız sakin ve fikir alışverişini sağlayan açık mavi, aile içi sohbetler için kusursuz bir renktir. Paylaşım ve ilişki kurma duygularını anlayabilme yeteneğini de geliştirir.

Arkadaşlar bugünlük bu kadar yarın size yeşil renginin bilinçaltı kalıplarını ve etkilerini anlatacağım şimdilik iyi geceler..
 

Yasemin Ertosun

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
21 Haziran 2009
Mesaj
768
Tepki
39
Bu güzel paylaşım ve bilgiler için çok teşekkürler ipekce.... +rep
 

Hakan D

Yönetici
Yetkili Kişi
Yönetici
Kayıt
20 Haziran 2008
Mesaj
3.382
Tepki
716
Yazi tamamiyla size ait sanirim +
 

Mira Gabo

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
22 Nisan 2010
Mesaj
101
Tepki
9
Ben teşekkür ederim ilginize sevgili Yasemin, evet Hakan arkadaş bu yazı benim üniversite yıllarımda hocalarımızdan aldığımız ders notlarından hazırladığım bir derlemedir, daha önce başka sitelerde de paylaşmıştım ve oldukça ilgi görmüştü, hatta bazı arkadaşlarıma da verdim onlar da kendi sitelerinde paylaştılar.

Arada böyle derlemeler yapıyorum ki yeni yetişen tasarımcı arkadaşlara faydası olsun, umarım oluyordur da.

Yazı devam edecek, diğer reklerin bilinçaltı kalıplarını dolayısıyla etkilerini de fırsat buldukça anlatacağım. Hatta ilerde -günlük yaşamımızda bilinçaltı kalıplarımız sayesinde oluşan otomatik düşüncelerle "nasıl kontrolsüz duygu yaratımı yaptığımızı" anlatan bir yazı dizimi de sunmayı düşünüyorum, böylece insanların aslında kendi duygularını dışsal değil içsel kendi düşünceleri ile yarattıklarını ve kimyalarının dengesinin sorumluluğunun aslında sadece kendi ellerinde olduğunu öğrenmelerini arzu ediyorum.. zira toplumun %80'i kontrolsüz düşüncelerle yarattıkları duyguların dışsal çağrışımla oluştuğunu ve bunları kontrol etmenin mümkün olmadığını sanıyorlar, ben bu konuda da bir yazı dizisi hazırlayıp burada sunmayı düşünüyorum tabi yönetim izin verirse.

İlgi ve alakanıza teşekkürler saygılar..
 

Mira Gabo

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
22 Nisan 2010
Mesaj
101
Tepki
9
Evet gelelim huzurun rengi Sakinleştirici YEŞİL’e (Doğanın, dinlenmenin rengi);
Yeşilin bilinçaltımızdaki kalıpları doğanın hem beslenme hem huzur bulma alanına dayalı kalıplardır, yeşilin insandaki tecrübelerine dayalı edindiği tüm kalıpları yaşama dairdir. Ve yaşam her ne kadar tehditler içerse de yeşilin kendisine sağladığı yaşam enerjisi ve huzuru insan için yeşil renge dair kalıplarını oluşturmada etkin olmuştur. Bu kalıplarla ortaya çıkan algı yeşilin olduğu alanlarda dinlendirici, verici-cömert, sakinleştirici, dengeleyici, şerefli, gösterişli duygu yaratımlarını tetikleyen otomatik düşünceleri harekete geçirir. Aşırıya kaçıldığında ise olumsuz olarak da melankolik, mutsuzluk duygularını yaratan otomatik düşünceleri üretmemizi sağlar.

Tüm bu kalıpların asırlardır insan bilinçaltındaki -günümüze gelene kadar ki evrilerek yapılanması- ile yeşilin -paylaşımın, işbirliğinin, uyumun ve cömertliğin- rengi olmasını sağlamıştır. Yeşil bu sebeplerle insanı yatıştırır, güven ve huzur verir. Özgürlük doğal enerjisidir. Cömertlik duygusu yaratımında da yeşilin bilinçaltı kalıbı yarattığı algılarla -doğanın tükenmek bilmeyen vericiliği ve üretkenliğini esin kaynağı olarak alır. Yeşil yaşamın, yenilenmenin, evrimin rengidir. Aşırı kullanımlarda olumsuz etki ile oluşan duygu yaratımında da umursamazlık, kıskançlık, şüphe ve bencillik olarak ortaya çıkar. Bu da doğanın yaşam savaşı veren yüzünün realitesine dayalı oluşan kalıplarla alakalıdır. Güvensizlik ve tembellik de istenmeyen etkileri arasındadır o sebepler kullanımda aşırıya kaçılmaması önerilir.Tamamlayıcı rengi Macentadır.


Dinlendirici bir renk olan yeşilin yorgun insanlar üzerinde yatıştırıcı, sakinleştirici etkisi vardır. Özellikle mavi ile karıştırılmış yeşil alanlar objeler ve nesneler, sinirli ve tansiyonlu anları azaltır. Sakinleştirici, iyileştirici ve yapıcı nitelikleriyle kullanımda aşırıya kaçılmadığı takdirde insanları olumlu etkileyen bir renktir. Özellikle zümrüt yeşili: doğanın evrilerek bütün varlıklarla bir bütün içinde senkronize hareketinden oluşmuş bilinçaltı kalıplarımız sayesinde -ortak hedefler için çalışmayı hızlandırır; ortaklık yapacak insanların çalışma alanları tasarımcılar tarafından bu yüzden yeşil olarak tasarlanır. Ayrıca bireysel hedeflerin gerçekleşmesine yardımcı olur. Yeşil güven duygusunu ifade eden bir renk olduğu için bankaların en çok tercih ettiği renklerin başında gelir. Ve elbette savunma sektörü ve askeri alanlarda da bu sebeple yeşil kullanılır. Diğer yandan doğanın dinginliğini de çağrıştırdığı için, hastanelerin iç yüzeylerinde, doktorların üniformalarında ve ameliyathanelerinde yeşil tercih edilir. Çocuklar florasan yeşil ve parlak limon yeşili gibi yaratıcı gücü geliştiren renkleri çok severler çünkü doğanın onların bilinçaltı kalıplarına kazıdığı yaratıcılık vasfı çocukların yaratıcılık duygularını yaratmalarını sağlayan otomatik düşünceleri ortaya koymalarına neden olmaktadır.

Yeşil rengin Dekorasyondaki Etkileri
Yeşil gözleri dinlendiren ve heyecan duygusunu azaltan bir renk olduğu için mekanlarda huzur verir. Sakinlik ve huzur içinde yaratıcılık vasfını arttırdığı için sanatsal faaliyetlerin gerçekleştirileceği alanlarda bolca kullanılır. Açık tonları daha duygusal atmosferler için tercih edilir. Sonsuz bir tinsellik ve barışıklık duygusu da yarattığı için evlerde bol miktarda yeşil bitkiler bulundurulması tavsiye edilir. İlkbahar mevsimini çağrıştıran özelliği ile uygulandığı her mekana temiz hava ve canlılık katar. Diğer yandan ofislerde kullanılan yeşil renk, güven verici bir izlenim bırakır.

Yeşil rengin Simgeleri
Doğanın simgesi olan yeşil, daimi olarak yaşama umudunu simgeler. Çok koyu bir yeşil ise haset, kıskançlık ve batıl inançlara dayalı duygular yaratan düşünceleri oluşturulmayı sağlarken, açık yeşil, yeni bir yaşam, enerji ve bolluk bereket duyumsamalarını arttıran renk olur.

Yeşil rengin Sağlık Üzerindeki Fiziksel Etkileri
Yeşile dair kas, deri, doku oluşumuyla ilgili bilinçaltı kalıplara sahibizdir. Yine aynı sebepten dolayı hücre onarımını sağlar ve yapısını güçlendirir. Verdiği güven duygusu sayesinde sinir sistemini ve kalbi korur. Zehirli maddelerin vücuttan atımını kolaylaştırır çünkü yaşamın ve doğanın rengidir. Kapalı yerlerde kalmaktan korkan insanların bu korkularını yenmeleri için o yerleri yeşile boyatmalarında fayda vardır. Aşırı kullanımda yorgunluk ve tembellik hissi oluşturmamızı sağlayan otomatik düşünceler geliştirmemize neden olur, ama yeşili seven biri zaten hiçbir konuda aşırıya kaçmadığı gibi bu konuda da aşırıya kaçmayacaktır. En sevdiğiniz renk yeşil ise, hiçbir konuda aşırıya kaçmayan istikrarlı birisiniz demektir, oldukça dengeli bir kişiliğiniz var demektir. Verimli ve düzenlisiniz demektir. Doğaya, toprağa, taşa hayransınız ve her fırsatta doğal alanlara yöneliyorsunuz demektir. Çevrenizde uyumlu, yumuşak ve içten bir atmosfer yaratıyorsunuz ve sizinle birlikte olan kimseler yanınızda huzur buluyor demektir. Aşırı yeşile maruz kaldığınızda ise değişikliklere uyum sağlamanız zor olur ve yaşama bakışınızı yeniden düzenlemeniz gerekebilir. Gerginliği ve kan basıncını düşürdüğü için hipnoz edici etkisi vardır ve terapi alanlarında kullanılır, kılcal damarları açarak sıcaklık hissi uyandırır. Yeşil ışınlar, duyguların dengelenmesine de yardım eder ve hipofiz bezini uyarır. Afrodizyak özelliğinden ötürü cinsel zindelik için kullanılır. Yeşil titreşimler bakteri, virüs ve diğer mikroplara karşı dezenfektan rolü oynar zira vücudun savaşım gücünü arttırır. Pastel yeşili ya da koyu yeşil kaslar ve kemikler üzerinde yapıcıdır.

Yeşil rengin Vücut Üzerindeki En Belli Başlı Etkileri Şöyle Sıralanabilir:

Antiseptik ve Dezenfektan etkileri ile:
Mikroorganizmalara ve bakterilere karşı direncimizi kuvvetlendirir dolayısıyla onların kısa sürede yok olmasını sağlar. Zayıflamayı önler. Yeşil ile tedavi edilebilir rahatsızlıklar arasında astım, yorgunluk, nezle, uykusuzluk, asabiyet ve çeşitli sinir hatsallıkları yer alır. Yeşilin kontrendike olduğu bir durum tespit edilmemiştir.

Yeşil rengin Psikolojik Etkileri
Gözleri ve bedeni en çok dinlendiren renk olan yeşil gözlerinde görme sorunu başlayan kimselerin yaşam alanlarında bulundurulmadır, yeşil bir alan da gözlere palming terapisi uygulandığında bir hafta içerisinde iyileşme belirtileri başlar ve gözler yeniden görme özelliğini kazanır (bu konuda ilerde bilgiler vereceğim yani palming nedir ve nasıl uygulanır hakkında.),bedenin ısı dengesinin sağlanması gereken yerlerde yeşil kullanılmalıdır zira sıcak havalarda serin, serin havalarda sıcaklık hissi verir. İnsanlara umut duygusunu aşıladığı gibi kendini psikolojik ve bedensel olarak iyi hissetmeyi de sağlar. Psikolojik olarak yeşil renk, yüksek tansiyonlu ortamlardan çekilmeyi temsil eder. Oturarak yapılan aktiviteler, konsantrasyon gerektiren ve meditatif uygulamalar yapılan alanlarda bu renk idealdir.

Yeşilin Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Yeşil, çocukların birbirleriyle arkadaşça ve yardımsever bir şekilde iletişim kurabilecekleri samimi bir ortam yaratır.Aynı zamanda, çocukların kendilerine olan saygılarını ve çevreyle uyum için yaşayabilme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Diğer yandan yeşil arkadaşlarla yaşanabilecek zor durumlarda kendine güveni sağlar. Başkalarından yardım istemek için onlara yaklaşabilmeleri konusunda yani özgüven ve sosyallik konusunda çocukların kendilerini rahat hissetmelerine yardımcı olan yeşil renk, eğiticilik rolü bakımından da hakim bir renktir.

Mekanlarda Kullanımı
Açık tonları mutfak için uygunudur. Koyu tonları zemin döşemesinde, fayanslarda kullanılmalıdır. Avlu, giriş gibi alanlarda kullanıldığında huzur verir. Hastane odalarında yatıştırıcıdır. Tembelliğe yatkın kişiler bulundukları alanda fazla yeşil kullanmamalıdırlar.


Evet bugünlük bu kadar arkadaşlar yarın turuncu ile görüşmek üzere..
 

Mira Gabo

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
22 Nisan 2010
Mesaj
101
Tepki
9
İştah Arttıran TURUNCU

Turuncu (şenliğin, heyecanın rengi): bu rende dair heyecanlı, teşvik edici, neşeli, mutlu duygu yaratımlarını oluşturacak düşüncelerin harekete geçtiği bilinçaltı kalıplarına sahibiz. Diğer renklerin etkisini arttırıcı özelliğe sahiptir güçlü bir renktir çünkü turuncu ateştir! İlk ateş bulunduğunda başlayan bir gelenek olan ateş etrafında eğlenmek kalıbı ve ateşin yaşamdaki etkinliği, günümüze kadar güçlenerek taşınmıştır.. evet ateş tehlikelidir ama bir o kadar da neşeyi, enerjiyi cesareti arttırır, dolayısıyla diğer renklerle yan yana kullanıldığında renklerin yarattığı duyguların etkisini arttırır. İştahı harekete geçiren ve tat alma duygusunu tetikleyen turuncuyu bir annenin doğum sırasında giymesi veya odasında bulundurması, verdiği canlılık ve enerji sebebiyle süt üretimini arttırıcı yönde etki yapar. Turuncu kırmızıyla benzer özelliklere sahip bir renktir. Saf halinin yanı sıra açık tonlarıyla ve gölgeli tonlarıyla da sevilir. Ayrıca olgunluğu ve durağanlığıyla kırmızıdan daha az iddialıdır ama daha çok tercih edildiği için etkisi kırmızıdan büyüktür.


Turuncunun Dekorasyondaki Etkileri
İştah açıcı özelliğe sahip olduğu için özellikle yemek odalarında ve servis takımlarında kullanılan turuncu, başkalarına karşı nezaketi ve saygıyı vurguladığı gibi sosyal etkileşimleri de arttırır. Dolayısıyla ortak kullanım alanları (salon, tv odası, mutfak) turuncu renk için en uygun ortamlardır. Aşırı kilolu insanların yemek odalarında turuncu bulundurmamaları önerilir. Turuncu, insanların algısını en çok ve en kolay harekete geçiren renklerden biri olarak, bulunduğu grubu sayıca çok gösterir. Eğer bir arada durduğunda olduğundan çok daha fazla sayıda ve sık görülmesini istediğiniz dekorasyon öğeleri varsa, kesinlikle onları turuncu seçmelisiniz. Çünkü turuncu rengin hakim olduğu alanlar kalabalık görünür, bu sebeple miting alanlarında veya parti propagandalarının yapıldığı alanlarda taraftarlara giydirilmek üzere tercih edilir.


Turuncu rengin Simgeleri
Güç ve dayanıklılığın rengidir. Ayrıca sıcaklığı, ateşi ve telaşı simgeler. Neşenin ve bilgeliğin de sembolü olan turuncunun, insanlardaki sosyalleşme duygularını faaliyete geçirdiğini ifade eden uzmanlar, bu rengin aşırı kullanımının sinir sistemini olumsuz yönde etkilediğini vurguluyorlar. Uzmanlar, bu sebeple turuncuyu, yeşil ve mavinin tonlarıyla birlikte kullanmak gerektiğine dikkat çekiyorlar, yeşil ve mavini sakinleştirici etkisi turuncunun olumsuz etkilerine karşı koruma görevi oluşturacaktır.

Turuncu rengin Sağlık Üzerindeki Etkileri
Dolaşım, sinir ve solunum sistemlerini harekete geçirir. Zihinsel faaliyetleri uyarır, sınav öncesi ya da sınav süresince turuncu alanlar ya da giysiler içerisinde bulunmak zihni dinamik ve zinde tutacaktır, metabolizmayı hızlandırır. Sağlıklı diş, tırnak ve saç için gereklidir. Açık tonları romatizma tedavi edilen alanlarda verdiği enerji ile iyileşme etkisini arttıracaktır. Karaciğer hastaları mutlaka turuncu alanlardan faydalanmalıdır. Stres altındaki insanlar için ise asla uygun değildir zira enerjiyi yükselttiği için varolan stresi arttıracaktır. En sevdiğiniz renk turuncu ise, çabuk heyecanlanan yapınız var demektir. Neşeli, coşkulu ve sosyalsiniz ama bir o kadar da duygusalsınız çünkü toplu bilincimizde turuncuya dair duyguları en kolay harekete geçirecek düşünceler oluşmasını sağlayan bilinçaltı kalıplarımız vardır. Turuncu sevenler çok konuşurlar enerjilerine kimse yetişemez ve etrafındakileri yorarlar, aşırı tartışan insanlardır hiç sakin kalamazlar. Hızlı hareket ederler dolayısıyla da çabuk yorulurlar ama yine de yorgun argınken bile aktif olmak için çabalarlar. Turuncu rengin insanları haklı olduklarını kanıtlamaya isteklidirler ve her tartışmada haklılık savaşına girerler, kendinizde bunu fark ettinizse turuncuyu ta ki bu tutumlardan vazgeçene kadar hayatınızdan çıkarın ki iç huzuru geliştirmeyi başarabilesiniz. Turuncu, kırmızı ve sarı ışınlardan oluşmuştur ve iyileştirici etkisi de kırmızı yada sarının tek başına yapacağı etkiden çok daha büyüktür. İştahı harekete geçiren ve tat alma duygusunu tetikleyen turuncu neşeyi ve gücüde çağrıştırdığı için bastırılmış enerjiyi açığa çıkarır. Fiziksel zevk alma duygularını ve sosyalliği harekete geçirir. Ciğerleri genişletir zira çok hareketli insanların solunumu da diğerlerinden güçlü ve tempoludur. Kramplar karşısında ise gevşeticidir ve kalsiyumun emilimine yardımcıdır. Annenin doğum sırasında turuncu giymesi, süt üretimini de arttırıcı etki yapar.Turuncunun açık tonları romantik duygulara hitap eder.



Turuncu rengin Vücut Üzerinde Belli Başlı Etkileri Şöyle Sıralanabilir:

Solunum uyarıcısıdır: Solunumu arttırır.

Paratiroid depresandır:Sağ ve sol tiroid bezlerinde bulunan 4 paratiroid bezinin işlevsel etkinliğini yok eder.

Tiroid enerji sağlayıcısıdır: Tiroid bezlerinin işlevsel etkinliğini arttırır.

Antispazmotiktir: Kasların hareketinden kaynaklanan ani, şiddetli ve istemsiz sıkışmaları ve spazmı önler.

Antiraşitiktir: Raşitizmi veya kemik erimesini önler.

Aromatiktir: Güzel kokuları ortaya çıkarır ve uyarıcıdır. Turuncu ortamlarda tedavi edilebilir rahatsızlıklar arasında astım, bronşit, soğuk algınlığı, hipertiroid, zihinsel yorgunluk, iştahsızlık, romatizma ve kireçlenme sayılabilir. Turuncunun kontrendike olduğu bir durum ise tespit edilmemiştir.

Kırmızı gibi dışa dönük ve heyecan vericidir ancak ondan daha yapıcıdır. Sağlık, canlılık, yaratıcılık, güven, cesaret ve iletişim turuncunun özellikleridir. Mutluluk vericidir. Olumsuzluğu; ezici olma, üstün gelme, haklılık savaşı isteği şeklinde ortaya çıkar. Bazen de gösteriş meraklısı bir karakter şeklinde kendini gösterir. Tamamlayıcısı mavidir.



Mekanda Kullanımı
Mutfakta, çocuk odalarında, yemek odası ve koridorlarda sıcaklık yaratır iştahı arttırır. Neşe ve mutluluk vermesi istenen ortamlarda ve geniş alanlarda kullanılmalıdır. Büro, çalışma odası ve yatak odası için uygun değildir.

Turuncu rengin Psikolojik Etkileri
Sosyalliği ve duygusallığı en kolay tetiklediği için iyi huyluluğu arttıran bir renk olan turuncu, hayatı daha mutlu algılamayı sağlar ancak stresli ortamlar da stresi aynı oranda arttırır. Ancak psikolojik rahatsızlıklarda kullanılması önerilir çünkü bu rengin tüm tonları depresyona karşı birebir ilaç olarak görülür. Turuncu kırmızı gibi dışa dönük ve heyecan vericidir. Canlılığı, yaratıcılığı, güveni, cesareti ve iletişimi kuvvetlendirdiği için psikolojik olarak insanı yaşama motive eder zaten bu yüzden de ruhsal hastalıkların tedavisinde hastaların depresyondan kolayca çıkmaları için tedavi mekanlarında kullanılır.

Turuncu rengin Çocuk Gelişimindeki Etkileri
İlk olarak turuncunun, sessiz ve utangaç bir çocuğun kabuğunu kırması için en uygun renk olduğunu bilinmelidir. Utangaçlığı ortadan kaldırır girişken ve sosyal bir varlığa dönüştürür. Bu rengin samimiyeti vurgulayan doğası çocuklar arasındaki etkileşimi arttırır ve pasif bir çocuğun daha katılımcı olmasına yardımcı olur. Ve oyunlarla dolu canlı bir gün ve kutlamalar için seçilecek en eğlenceli renktir. Açık turuncu, çocukların mizah duygusunu harekete geçirir gülme ve güldürme isteğini artırır. Şeftali rengiyse, gerçek dostluğu ve sadakati arttırır.


Siyahta görüşmek üzere..
 

yakan

Üye
Kayıt
15 Haziran 2009
Mesaj
232
Tepki
0
Elinize sağlık, fırsatım oldukça bu başlığın takipçisi olucam
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Sayın İpekçe,

Verdiğiniz bu değerli bilgiler için yürekten teşekkürlerimi sunarım. Verdiğiniz metinleri oldukça titiz ve düzgün hazırlamışsınız.

Çabanıza buradan ve herkesin önünde şapkamı çıkarıyorum.

Başarılar ve verdiğiniz bilgilerin herkese faydalı olması dileğiyle.

Tuncer ÖZKAN
 

Mira Gabo

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
22 Nisan 2010
Mesaj
101
Tepki
9
Ben teşekkür ederim Tuncer Bey, ben bu siteden çok şey öğreniyorum neredeyse her başlığın altında kendime bir şeyler katıyorum hakkını vermek lazım! Bunca şeyi öğrendiğim bir yerde benim de bir şeyler yapabilmem gerektiğini düşünüyorum. Asıl teşekkürü aslında böyle bir alanı oluşturup bizlere imkan sağlayan kurucu ve yöneticiler hak ediyor diye düşünüyor ve bu vesile ile buradan emeği geçen herkese ben teşekkür ediyorum. Saygılar..
 
Yukarı Alt