Vurun Kahpeye

[user9]

Amerikalı kadın öldürüldü.
Deniyor ki…
Tek başına ne geziyordu?
*
Kadın dediğin…
Tek başına sokağa çıkmaz çünkü!
*
Hatırlayın…
Rus kızı, ahtapot gibi uzanan ellerden kurtulmak için Taksim’de otobüs durağının üstüne tırmanmıştı, ayakkabısı
çıkmıştı, çorabını çekiştiriyorlardı aşağıdan, külotunu cep telefonuna kaydediyorlardı. Alman kız taksicilere, Litvanyalı kız eczaneye, Hırvat kız benim kameramana sığınmıştı, kazağı duruyordu ama, sutyeni yırtılmıştı, sutyeni… Bacaklarını açıp göstermek istedi, rtük var dedik, kollarını sıyırıp gösterdi, mosmordu.
Salyalarını akıta akıta sırıtanlar, 50’şer lira filan ödeyip, çıktılar.
*
Aramıza döndüler.
Otobüse, vapura, tenhaya.
*
Tecavüz ederken suçüstü yakalanan adam, henüz tecavüz gerçekleşmediği için “yarım kaldı” indirimi aldı bu memlekette… Tecavüzünü kameraya kaydeden sapık “eski sevgilisiymiş” indirimi aldı. “Tecavüzde bağırmıyorsa, rıza göstermiş sayılır” indiriminden faydalanan var. Üvey kızına tecavüz edip, “kızın ruh sağlığı bozulmadı raporu”yla indirim alan var. Ormanda saldıran, döve döve çırılçıplak soyan, ancak, astım krizi geçirerek bayılıp yakalanınca, “orası ıssız bi yer, isteseydim yapabilirdim” indirimi alan var. Tecavüz edip, hamile bırakan, sonra da “zaten bakire değildi” indirimi alan var. Tanımadığı birine saati soran eşini delik deşik ederek öldürüp “cilve yaptı” indirimi alan var. Eşini katledip, “kot giyiyordu, piercing takıyordu, çantasında doğum kontrol hapı buldum” indirimi alan var. Kadın programında, “babam bana tecavüz etti” diyen kızını öldürüp, “babasını kamuoyunda mahcup etti” indirimi alan var. Mahkemeye takım elbiseyle geldi diye “iyi hal” indirimi alan seri tecavüzcü var.
*
Bakın, daha bu hafta…
Denetimli serbestlik yasası çıkarıp, bismillah, ilk kimleri bıraktılar?
Kadın dövenleri.
*
Hırt cumhuriyetidir.
*
Amerikalı kadının öldürülmesinden daha vahimi… Kadının öldürülmesine hiç kimsenin şaşmamasıdır!

Yılmaz Özdil
Hürriyet
05.02.2013

 

[ZxxxE]

Bu konu ve benzer konularda burada ne kadar yazsak da ne yazık ki bir faydası olmayacak. Her türlü rezilliği yapıp iki ayağının üzerinde duruyor iki kolu kolu var diye "insan" sınıfına konuluyorlar sonra ceza indirimi iyi halden, tahrikten, sinirden vs. sebeplerle peşinden geliyor. Bence bunların bir çözümü var ama o yol da meclisten geçiyor. En başta idam cezası geri getirilmeli ve her konuda "açılım" yapan sayın başbakanımızın anayasaya bir de insan açılımı getirmesi gerekli ki O'nlara da insan diyerek öyle insanlarla insan gibi insan olanları karıştırmamak için gerekli. İnsan suretine bürünmüş yaratıkları aramızdan temizleyebilirsek o zaman Dünya yaşanabilir bir hale gelir diye düşünüyorum...

 

[Erkal COŞKUN]

Son cümle çok çarpıcı. Artık bu tür olaylar o kadar çok ki, gazetede, internet te, tv'de rastladığımızda neredeyse tepkisizce, artık bunlar normalmişçesine üstünde durmadan diğer haberlere geçiyoruz. Alıştık. ALIŞTIRILDIK...

Y. Özdil'inde kalemine sağlık, hep iyi yazar...

 

[user9]

yargıdan geçiyor bir şekilde ama
gönül yargısı,
akıl yargısı,
hele ki suçun işlediği kişinin ömür yargısından geçmiyor maalesef.
geçmediği gibi suçlanmanın ağababalığını yaşıyor ömrü hayatı boyunca.
çünkü "eksik etek" diye anılır kadın.
"dişi köpek kuyruk sallamazsa..." diye başlayıp mağdur edilen "erkek KÖPEKLER" vardır çünkü.
suçlanmakla kalınmaz kadın, saygı duyulmayı da hak etmediğinden
kaç çocuk annesi olmasına rağmen üzerine kuma getirilir
doğuramadığı için eksik diye dışlanır
çalışmasına rağmen emeği göz ardı edilir evini ihmal ediyor olur adı, onun aklı yoktur çünkü, üretme zekası, hayallerini gerçekleştirecek planları.
taciz edilir iş yerinde, vasıfsız eleman diye nitelendirilir kimi insanlar tarafından.


sonuç olarak kadın olmak suçtur esasında ama biz kadınların bundan hiç ama hiç haberi yoktur!

 

[sayanemre]

NEKROFİLİ BASIN
------------------------
kardeşlerim ;
bizim boyalı-cilalı basın....
hani şu meşhur şeytanoğlu basının neden her gün
ölüm haberleri yayınladığına bir bakalım...

malum ölümün yüzü soğuktur derler...
bir kişi yakınını kaybettiğinde bunu idrak edemez...
ancak cenazenin yüzüne bakınca
ona dokununca
ve artık onun sıcak kanlı canlı değil de
soğuk olduğunu görünce idrak eder öldüğünü
ümidini keser...

lakin şeytanoğlu basının amacı
bizim ölülerimiz

vefatımıza üzüntüsü değildir...

bunlar ayrılıkçı baskınlarını ballandıra ballandıra anlatır....
her gün şehit haberi vermekten adeta zevk duyar...

ağlaşan yakınları
onun bedeninde
adeta ordunun acziyet resmi şeklinde sunulur

ayrılıkçı öldürmüş ve şehit etmiştir...
ayrılıkçıyı ilah konumuna yükseltirler...

ayrılıkçı KATİL diyemedikleri gibi....
cani diyemedikleri gibi...

karakış bastırıp da
yollar mağaradan hayvanların çıkmasına müsaade etmediğinde

bu defa kaza ölüm haberi
gaz salgını ölüm haberi
amerikadan geldi bak gördün mü ölüm haberi
çok süper gazeteciydi ölüm haberi

çok baba yazardı
çok ileri ihtiyardı ölüm haberleri
basın basar da basar...

peki nedir amaç ?

Bilgisayar oyunlarında sabah akşam FPS oyunları
çocuklara oynatmaktaki amaçla aynı amaç...

sabah akşam sanalda
öldüren
kıyan
otosuyla çarpan
yaralayan çocukların nasıl ki
nefsinde olağanlaştırma
ÖDLÜRMEYE programlama ve
neticede ÖLÜMÜN sıradanlaştırılması varsa...


HErgün ÖLÜM haberi yayınlamadaki amaç da
bu ölümü sıradanlaştırmak
içindir...


eğer ki caniler mağaralarından yol bulup da
erlerimizin canına kastedecek olurlarsa...

bunu haber verdiklerinde artık TEPKİ oluşmaz...
sıradanlaşmıştır....

bu duygu için
şeytan basın
sabah akşam
ölüm haberi yayınlar...

yakında mahallenizde vefat eden
ihtiyar ömrü yetmişlerin de
salâsından hemen peşisıra
tv de haber olarak yayınlarlarsa

şaşırmayın ....

 

[user9]

ölümü sıradanlaştırmak! böyle bir duygu durumu sıradanlaştırılabilir mi? eğer bir toplum bu duygu durumuna dair sıradanlaşmaya açıksa algıda/n seçicilikten bahsedilebilir mi?

bu durumu basından önce eğitim mecralarında bireylerin eleştirel bakış açısıyla yetiştirilemeyip, emir al ve kusursuz uygula modeli insanların yetiştirildiği, kitap okumak yerine facebook oyunlarının önerildiği sınıfların insanından başlamak gerek.

eskiden sabah kahvaltılarını ve akşam yemeklerini aile, kırmızı masa şövalyesi edasıyla saygı duyarken, günümüz evlerinde sadece kalori hesaplamaktan öteye gidilmiyor maalesef.

durum bu olunca basını "sıradanlaştırmakla" suçlamadan önce suçlanması gereken çok ciddi duraklarımız var

basını suçlamamız gereken tek yer verdiği haberde manipülasyon yapıp yapmadığı konusunda olmalı.

velhasılı kelam algının olmadığı yerde sıradanlaşacak duygulardan bahsetmemiz olanaksızdır.

 

[gezegen]

Beni şaşırtmıyor artık bu türden üzücü, utandırıcı, yüz kızartıcı olaylar, kayıplar. Böyle bir kaybı görmezlikten gelmek zor; bile-isteye olumlamak, sessiz kalmak, teşvik etmek zaten sözkonusu değil. Yine de, hiçbir şekilde kabul edilmeyecek saçma-sapan mazeretler, bahaneler, nedenler öne sürülebilir bu türden ve daha nice akraba olaylar, kayıplar için. Deli saçması mazeretler, bahaneler, nedenlerle durum kimi zaman bir nebze açıklığa kavuşabilir, anlaşılabilir. "Yabancıydı." Nokta! "Şöyle-böyle işler çeviriyordu." Nokta! "Aman canım, fingerdeşmeseydi o da!" Nokta! Bunların daha yüzlercesini, binlercesini artık anlayabiliyorum. Benim en son anlamadığım olay, hamile bir bayana doğum öncesi yine kendileri de kadın olan hemşireler tarafından insanlık dışı söz ve davranışlarda bulunulmasıydı. Bu durumla, hergün her doğum evinde her hamile kadının yüzyüze kaldığı düşünüldüğünde, bu ülkede insanlık dibe vurmuştur! Gerisini konuşmak, kınamak, tartışmak, dipnottan başka bir şey değil bence. En son dipnot Amerikalı bayan olmuş, çok mu?

 

[Hasan Güner]

insanlar cinsiyetlerine göre ayrılmış
her cinsin özellikleri belirlenmiş sınırları çizilmiş
din kuralları çağa göre revizyona uğramaz
bunu inkar eden de dinden çıkar

Tek başına ne geziyordu?

diyenlerdenim... fakat can almak büyük günah

 

[user9]

@Hasan Güner
Dın ve bilim delillerle diriktir. Delilinizle açıklayın lütfen. Ucu açık her yere çekilebılır durumda değil.

 

[Hasan Güner]

tek başına ne geziyordu diyenlerdenim demiştim

google'da elde edilebilecek bilgilerden sadece bir kısmı:

Bir kadının yabancı bir erkeğe bakması mümkün müdür? sualine cevap arayalım. Herhangi bir meşru ihtiyaç olmadığı süre içerisinde kadının yabancı bir erkeğe bakması câiz değildir.(101) Nitekim Ümmü Seleme (R.anha)'den rivayet edilen şu Hadis-i Şerif, bu konuyu izah etmektedir; hadis şudur: "Hicap Âyet-i Kerîmesi geldikten sonra, Ben ve Meymûne Resûl-i Ekrem (sav)'in yanında oturuyorken, âmâ Hz. İbn-i Mektûm (ra) yanımıza çıkageldi. Bunun üzerine Resûlullah (sav) bize: "Perde arkasına çekilin" dedi. Biz: "Ya Resûlullah, o âmâ değil mi? Bizi ne görür, ne tanır" dedik. Resûlullah (sav): "Siz de âmâ mısınız? Onu görmüyor musunuz?" buyurdu.(102) Burada; Resûl-i Ekrem (sav)'in kadın ve erkeğin aynı mecliste oturmasına izin vermediği görülmektedir. Kadın ve erkeğin, küçük yaştan itibaren bir arada bulunmaları ve serbest ilişki içerisinde yetişmelerinin saldırganlığı azaltacağı yolundaki teorilerin, İslâmi açıdan hiçbir değeri yoktur. Esasen bu teoriye göre ilişkilerin düzenlendiği toplumlarda; hayal edilen hiçbir tavır gerçekleşmemiştir. Zinâ alabildiğine yükselmiş ve nesil emniyeti ortadan kalkmıştır. Resûl-i Ekrem (sav)'in eşi Hz. Sevde (R.anha)'ye hitaben: "Allahû Teâla (cc) ihtiyaçlarınız için evden çıkmanıza izin vermiştir"(103) buyurduğu bilinmektedir. Dolayısıyla ihtiyaç için dışarıya çıkan bir kadının; yabancı erkekleri de, göreceği muhakkaktır. Fûkaha; aynı mecliste karşı karşıya ve kasıtlı olarak bir kadının yabancı erkeğe bakmasının câiz olmadığını, fakat ihtiyaç anında kadının, yabancı bir erkeğe bakabileceğini esas almıştır. Buradaki incelik şudur: Bir kadın; aynı mecliste, kasıtlı olarak bir yabancı erkeğe bakarsa bazı duygulara kapılabilir. Kadın; yaradılış olarak, cinsi açıdan arzusunu beyan edemez, utanır. Erkek ise bu hususta istediğini elde etmek için gayret sarfeder, arzusunu da açıklar!.. Aynı mecliste başbaşa kalmaları ve kasıtlı olarak birbirine bakmaları bu sebeble câiz değildir. Nitekim: "Kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa; yanında mahremi olmayan bir kadınla yalnız kalmasın. Çünkü üçüncüleri şeytandır"(104) Hadis-i Şerifi meselenin mahiyetini kavramamızı kolaylaştırmaktadır.