reklamcılık sektörü niye kötü insanların elinde

fani kohen

Üye
Kayıt
19 Ocak 2009
Mesaj
7
Tepki
0
herkese merabalar,
grafikerler.org'un yeni üyesiyim siteye üye olur olmaz bu kadar sert ve üzücü bir yazı yazmaktan dolayı bende üzgünüm ama bunu herkesle paylaşmak durumnda hissediyorum kendimi.

konuya şöyle başlamak istiyorum..ağustos ayında gazetede gördüğüm grafiker ilanına başvuruda bulunup görüymeşe gittim. Bana işlerimin çok beğenildiğini ve grafikerlik değilde art direktörlük teklif edildi. Bunun karşılığında teklif edilen ücret ise 2000 ytlydi. herşey çok güzel ve çok zevkli başlamıştı. Ajansın yeri kötüydü floryaya taşınıldı. süper bir villa calışma ortamı süper patronlar süper iş deseniz zaten muhteşem. Benim işim 4 tane derginin tasarımı ve baskı aşaması dahil hertürlü takibi. 3 ay boyunca tam performans gece 4 lere kadar çalıştım. ekstra mesaileri sölememe gerek bile yokki bu sektördeki herkes bilir. bayram haftasonları dahil... ilk ay aldığım maaş 2000ytlyi 200 er ytl halinde ki paranın hiç olması nedemek bilirsiniz hiç bir borcunuzu karşılamaz çünkü geldiği gibi gider. 2. ve 3. ayımızda ise durum şöyle gelişti paramız yok müsteriler ödeme yapmıyor tarzı. neyse uzatmiyim 2 ay bedavaya çalıştıktan sonra yolun uzaklığı ve cebimden çıkan ekstra masraflarla birlikte bu iş yerine gitmeye değmiceni çünkü çalışıp almam gereken 4000ytlyi almak yerine cebimden sadece 1000 ytl yol parası cıkardımı farkettm ve işten ayrıldım. hertürlü yasal işlemle alabilcemi sandığım maaşımı hala alamamamktaym param yok bu villanın kirasını bile ödeyemeiyorum ama elime gecer gecmez ödeme yapacağım diyen patron 2 gündür hürriyet gazetisinde ilan vermektedir. floryadaki ajansımıza grafikerler aranmaktadr diye. maaşımı yasal yollarla alamayışımn sebebi ise kısaca bordroda 2000 ytl deil 650 ytl yani asgari gözüküoyr olması vede maaş bordrosuna benim yerime aldığıma dair imza attırmasından dolayı alamıyorum. bu ilana rastlayan hiç bir arkadaşın buna inanmamasını ve benim yandığım ibi yanmamasına önemle dikkat cekiorum. ve sormak istiyorum reklam sektörü bu kadar güzel eğlenceli ve yaratıcılık gerektiren bir sektörken böyle kötü kendi işlerini yaptırıp para ödemeye gelnce ortadan kaybolan telefonlara cevap vermicek kadar kötü niyetli insanların eline düşmek zorundamı. bu konuyla ilgili zor durumda olan tek ben olmayıp bu şirketle ilgili hertürlü önleminizi almanızı tavsiye ederim.
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@fani kohen

Sayın Kohen,

1-Art direktör demek sanat yönetmeni demek. Emri altında yöneteceği grafikerler bulunan kişi demek. Eğer gerçekten art direktör olarak işe alındıysanız, altınızda veya yanınızda size tasarımlarınızda yardım edecek, dekupenizi yapacak, görsel arayacak, yazıyı yazacak, sizin taslağınızı baskıya hazır hale getirecek yardımcı grafikerlerin olması gerekirdi. Eğer bunlar yoksa ve her işinizi kendiniz yapıyorsanız buna art direktörlük denmemesi gerekir.

2-Grafikerler ne yazık ki dini bayramlar dışında kalan milli bayramlarda hep çalıştırılır. Çocuğunuza 30 ağustos veya 29 Ekim tatildir, bankalara tatildir, eczanelere tatildir ama grafikerlere tatil değildir. Cumartesi çalışma saat 13,00 e kadar derler, oysa saat 15,00 e 16,00 ya kadar sürer. Sadece adı yarım gün çalışmadır, oysa bütün gün çalışma haline dönüverir. Bazen pazar günü de iş olur. Hele akşamları saat 18,00de çıkan grafiker hemen hemen yok gibidir. Hemen her sektörde fazla mesai parası ödenir ama grafikerlere ödenmez. Sanki işe girerken sabah 09,00dan akşam 18,00e kadar diye konuşulmamış da, sanki iş ne zaman biterse o zaman iş yeri terkedilir gibi konuşulmuş gibidir. Grafikerden neredeyse firmanın ortağı gibi, sahibi gibi çalışması, işini sahiplenmesi beklenir ama sıra paraya gelince durum tam tersidir. Dünyanın hiç bir ülkesinde Türkiyeden başka ve grafikerlerin dışında günde 12 saat monitör karşısında radyasyona maruz kalan, bel ve boyun fıtığı olan ve bu kadar itilip kakılan hiç bir meslek mensubu yoktur. Bunun çözümü grafikerlerin BİRLİK olmasıdır.

3-Eskiden grafik ve reklam sektöründen gelmiş kişiler irili ufaklı ajans açıyorlardı ve yanlarına aldıkları genç grafikerlere az para da vermiş olsalar onları eğitiyorlar ve ustalaştırıyorlardı. Gençler bu yüzden patronlarına usta gözüyle bakıyorlar ve ezilseler dahi bunun karşılığında meslek öğreniyorlardı. Kaldı ki; kendileri de grafikerlikten gelmiş olan patronlar çırak ya da kalfa grafikerleri acımasızca sömürmüyorlar ve reklamcılık ile tasarım kurallarını iyi bildiklerinden müşteri ile kendileri mücadele ediyorlar, müşterinin genç grafikeri ezmesine ve işlerin uzamasına izin vermiyorlar, hem iyi bir yönetici, hem iyi bir patron hem de iyi bir usta olarak işlerin sağlıklı yürümesini sağlıyorlardı.

4-Şimdi bir çok ajans patronu, çıraklığını yapmadığı işin patronluğuna soyunmuş olduğundan 2 bilgisayar alıp, iki de bilgisayar kullanan adamı çalıştırdığı zaman, 4 masa 6 sandalyeyi de bir araya getirip bir mekan kiraladığı zaman, bulursun müşteriyi, çalıştırırsın grafikeri, kazanırsın parayı mantığı ile hareket ettikleri için; işi de bilmediklerinden gerekli yerde gereken müdahaleyi yapamadıklarından para kazanmalarının tek şartı grafikerin tasarımını müşterinin beğenmesi olarak görmektedirler ve bu yüzden grafikeri ya kendileri ya da müşteri yanlış tasarımlara yönlendirmekte, bu yüzden zaman ve iş israfı olmakta, grafiker fazla yorulmakta, iş planı olmamakta, mesai bitmesine yakın saatlerde yeni düzeltmeler veya yeni işler gelmekte, grafiker; müşteri ile patronun istekleri arasında stres girdabında boğulmaktadır. Bunun da çözümü grafikerlerin BİRLİK olmasıdır.

5-Cahil patronlar meslekten gelmedikleri için çoğunlukla uygun grafikeri de seçecek kadar bilgili olmadıkları için, veya ucuz grafikerin tasarım yapabileceğini zannettikleri için, veya tasarımı hafife aldıkları için yardımcı grafiker veya uygulamacı grafiker niteliğindeki elemanları grafiker diye kullanmak istemekte; bu da yine emek, zaman ve iş israfına neden olmaktadır. Bunun da çözümü grafikerlerin BİRLİK olmasıdır.

6-1700-2000YTL maaş alan grafikerler aslında fazla mesai ücreti alabilseler maaşları 3,000 YTL olabilecek iken bu haktan mahrum oldukları gibi; çoğu sigortasız çalışmaya razı olmakta, sigortalı olabilenler ise asgari ücretten sigorta edilmektedirler.Böyle olunca patron onlara 2000 YTL maaş yerine 1500 YTL maaş vermekte geriye kalan 500 YTLyi devlete işçinin sigorta ve vergisi olarak ödemektedir. Sigortasız çalışan grafiker bordrosunu gösteremediğinden bankadan kredi çekememekte mesela krediyle araba alamamaktadır. Veya asgari ücretten sigortalanan bir grafiker de maaşı düşük gözüktüğünden yine bankadan kredi alamamaktadır. İşin diğer bir yanı; 3 yıl vadeli para çeken bir grafiker heran işsizlik korkusu yaşadığı için kredisini ödeyememek gibi bir tehlikeyi her an ensesinde soğuk bir namlu gibi hissetmektedir. Bankadan 3 yıl vadeyle kredi çeken bir grafiker kendi idam ipini kendisi çekmiş gibidir çünkü patronu tarafından 3 yıl maaşına zam yapılmayacağını kabul etmiş demektir. Kredisini ödemek uğruna 3 yıl boyunca patronunun olmadık isteklerine boyun eğmek zorundadır. Her patron böyle zalim midir? Kuşkusuz hayır! Ama GRAFİKERLER ÖYLESİNE SAHİPSİZDİR ki, bu sorunların çözümünün patronun insiyatifine bırakılmaması için de grafikerlerin BİRLİK olması gereklidir!

7-Reklam sektörü bu kadar eğlenceli ve yaratıcı demişsiniz. Ben de o eskidendi diyorum. Şimdi Türkiyede kültürel kriz (cahilleştirme) ve ekonomik kriz (Yoksullaştırma) var diyorum. Dediğiniz yaratıcı ve neşeli reklam ortamları özellikle eskiden çok uluslu reklam ajanslarında vardı.Şimdi onlarda da kalmadığını tahmin ediyorum. Tekrar eski yaratıcı ve eğlenceli ortamlara dönülebilinmesi için de Grafikerlerin BİRLİK olması gerektiği kanısındayım.

8-Grafikerlerin ensesindeki bir başka soğuk namlu da piyasadaki 2-3 aylık kursları bitirip leblebi çekirdek parasına çalışan, yaptığı acayip şeyleri tasarım zanneden, kendini de grafiker diye sunan kişilerdir. Bunlar ve bunların ürettikleri gerçek bir grafik kirliliği yaratmaktadır. Gerçek tasarımcılar için tehdit oluşturmaktadır. Kurnaz patronlar bu kişilerin asla gerçek tasarımcılara rakip olamayacaklarını bilseler dahi, yanlarında çalıştırdıkları iyi tasarımcıları bu kişiler vasıtası ile korkutup daha ucuza çalışmalarını sağlamaktadırlar. Bu sorunun çözümü için de BİRLİK gereklidir.

9-Kötü niyetli patronlar genellikle grafikerin maaşının bir bölümünü vermeyip içerde tutmaktadır. Böylelikle hem düşük ücret verdikleri, hem mesai ödemedikleri, hem köle gibi bayram yılbaşı demeden çalıştırdıkları, hem de dışarıdaki ucuz ücretli grafik magandalarıyla tehdit ettikleri grafikerlerini işten atmakla korkuttukları gibi, bu da yetmiyormuş gibi çıkıp gitmesinler ve köle gibi çalışmaya devam etsinler diye paralarını içerde tutarak onları kaybetmek istememektedirler. Sömürünün ve aşağılamanın bu kadar katmerlisi ancak grafikerlik mesleğinde vardır, başka hiç bir meslekte yoktur. Bunlara son vermenin de yolu ancak ve ancak grafikerlerin BİRLİK olmasından geçer.

Sayın Kohen,
BU Grafikerler Birliği meselesi sizin tüm sorularınızın cevabı ve çözümüdür.
Bu birliğe EVET diyor musunuz?
 

fani kohen

Üye
Kayıt
19 Ocak 2009
Mesaj
7
Tepki
0
faruk bey,
herşeyden önce yazımı okuyuph cevaplandırdğınız için çok teşekkür ediyorum ve de bu birliğe tabikide evet diyorum diyorum çünkü bu sektörün sizinde değiniz gibi eskisi gibi eğlenceli neşeli ve yaratıcı bir sektör olmasını istiyorum.
belirtmek istediğim ve beni üzen şeylerden biri zaten bahsettiğim ajansta art direktör olarak çalıştığım süre içerisinde benim altımda çalışan benim bütün işlerime yetişen bir grafiker a rkadışım vardı. ancak kendisi zamanında işsizlik ve maddi sıkıntıdan dolayı bu işyerine girip maalesef patronunun ayak işlerini yapan muhasebeyede, bakkal işlerinede dergi işinede bakan bir grafiker olmuştur. bu zamanda hiç bir grafiker ki buna sizin de değiniz gibi 3 aylık kursları bitirip kendisini grafiker sanan kişilerde dahil hiç kimse izin vermezken bu iyi niyeti suistimal eden ve beni işe art direktör olarak aldıktan sonra o kişinin grafikte çok iyi oldunu sölememe, ve o kişiyi tamamen grafik işlerine vermelerine rağmen aslnda hiç bir zaman işin başıhnda oturmasına izin vermedikleri için ben bütün işleri kendim yapmak zorunda kalıyordum.
ayrıca evet dedeğiniz gibi bizim işte gece gündüz bayram seyran yoktur ancak yapılacak iş yoksa ve ben 9 günlük tatilimi gelip bilgisayar karsısında iş yapmadan geciriorsam bu ayıptır.ayıptır çünkü bu sektörde çalısan baska arkadaslarım bayram seyran demeden çalısıyorlarsa karşılını aldıkları içindir.
ben çalışmayı çok seven ve gecemi gündüzüme katan gerekirse evime işi getirip sabahlara kadar o işi bitirmeyi göze alan grafikerlerdenim ancak bunun değerinin bilinior olması gerekir. şu güne kadar hayatımda hiç bir zaman hiçbirseyi yaparken karşılık beklemedim ama bu insanlar bir şeyi göz ardı ediyorlar. ben o kişinin öz kızı veya akrabası değilim. ben onun hayrına iş yapıp onun hayatında bir problem yokmus gibi yaşıyor olmasına arabasına inip hava atmasına katlanamam çünkü ben burada iki kredi kartımın yasal işlemleriyle boğuşurken kendisi evinde rahat uyumamalı daha dorusu uyuyamamalı.
maalesefki bunların hepsini konuşuyoruz ama o insan bunları yapmaya devam ediyor.ve buda beni bu işi yapan diğer meslektaşlarm adına üzülmeye itiyor. bildiğim tek birşey varsa o da senelirimizi verip üniversite bitiriyoruz, iş hayatına atılıp kendimizi geliştirip insanlar için kendimiz için birşeyler yapmaya çalışıyoruuz ama kıymeti bilinmiyor.
yazdığınız cevap beni gerçekten herşeyden öte çok mutlu etti vede tam ümidimi kesip sektörmü değiştirsem diye düşünürken mesleğime biraz daha sıkı sarılmam gerektini farkettirdi.bunun için bu yazımızı okuyan tüm meslektaşlarıma seslenmiş olalım ve lütfen Faruk Beyinde dediği gibi BİRLİK olalım ve bu tarz insanların bizi kullanmasına izin vermeyelim.
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
Sayın Kohen,
Ben 9 maddede grafikerlerin sorunlarını belirttiğimi zannettiğim halde son bir maddeyi unutmuşum, onu da siz hatırlattınız; zalim patronların elinde grafikerin grafikerlik dışında her işi yaptığı veya yaptırıldığı.

Evet geçim derdi ve işsiz kalmamak uğruna bir çok grafikere sekreterlik ve çaycılık bile yaptırılıyor, bazı matbaalarda şoförlük ve hamallık bile yaptırılıyor.

Sayın KOhen;
Benden önce bazı arkadaşlar cevap yazacak mı diye sizin yazınıza cevap yazmak için çok bekledim... Yazmadılar...

Demek ki kimse sizin çektiklerinizi çekmemiş. Hadi diyelim ki çekmemiş. Diyelim ki hepsinin patronu iyi, işyeri koşulları iyi, maaşları tıkır tıkır ödeniyor. Demek ki herkes hayatından memnun… Ama böyle olmaları sizin yaşadıklarınıza duyarsız kalmalarını haklı çıkartabilir mi? Bir Allahın kulu çıkıp “Aaa ne kötü patronmuş seninki, vallahi ucuz kurtulmuşsun. İnşallah daha iyi koşullarda iş buluırsun gibi bir teselli cümlesi de yazmamış. Yani hiç tepki yok…

Eee, bu grafiker milleti bu kadar tepkisiz olursa sizin başınıza gelenler daha çooook grafikerin başına gelecek demektir.

Bu kardeşlerimizin birlik mirlik olmaya hevesleri yok. Onlar benim yaptığım 1 milyarlık tasarımı nasıl 300 e yaparız da ustanın ekmeğini elinden alırız konusunda birlik olmuşlar zaten.

Bunu nereden anladım?

Bir kere sizin yazınıza hiç tepki gelmemesi bunun işaretini veriyor, bu bir.

İkincisi, adı grafikerler diye başlayan bir başka sitede de yazılar yazıyordum. O siteden beni kovdular . Bir grafiker çıkıp da grafikerlerin hayrına bu kadar uğraşan bu adamı niye kovdunuz demedi. Seni kovarlarsa olay çıkartırız diyenler oldu, ben kovulduktan sonra seslerini kestiler.

Üçüncüsü; nerede yayınladığımı tam hatırlayamadığım ya o sitede veya bu sitedeki bir yazımda “hep mektepli grafikerler mi eziliyor? Alaylı grafikerler ezilmiyor mu? Madem ki mekteplileri sevmiyorsunuz, o zaman alaylı grafikerler birlik olsun, haklarını korusun. Alaylı grafikerlerin hiç sorunları yok mu? Tüm alaylılar hallerinden memnun mu?” diye sormuştum… Hiç bir alaylı veya 3 aylık kurs mezunu grafiker kardeşimizden, veya mac operatörü kardeşimizden bir tek ses çıkmamıştı.

Demek ki bu kişiler sömürüye karşı çıkmıyorlar, çünkü sömürüden bizzat faydalanıyorlar ve sömürünün bizzat parçası durumundalar.

Bataklıkta üreyen sivrisinekler bataklığın kurutulmasını ister mi?

Adı grafikerler ile başlayan bir diğer sitede 70 bin grafiker var iddiasını öne sürüyorlar. O sitedeki grafiker olduğunu iddia eden kişiler benimle yaptıkları her tartışmada eğitim önemli değildir, diploma önemli değildir, yetenek önemlidirdeyip durarak benim birlik olun çağrılarıma kulak vermediler.

Yetenek önemlidir diyenlerin hemen hepsinin yaptığı tasarımlara bakınız hepsinde kesinlikle eksik ve yanlış tasarım göreceksiniz. Çünkü eğitim olmadan sadece yetenek yavan kalıyor, bunu bile anlamaktan acizler veya biliyorlar da işlerine gelmiyor. Çünkü doğruyu söyleseler kendi grafikerlikleri tartışmalı hale gelecek. Yani grafiker olmadıklarını kabul etmiş olacaklar…

Şimdi bu kişiler kendilerini grafiker sayıyorlar, patronları da öyle diyor, hatta müşteriler de öyle zannediyor. Şimdi bunlar bu tatlı rüyalarından uyanmak isterler mi?

Şimdi bunlar Grafikerler Birliği kurulursa kimin ne olduğu açığa çıkacak, bunu hissediyorlar, bu birliğin kurulmasını isterler mi?

Hadi rakip siteyi bırakınız. Şimdi halen yazmakta olduğum ve şükür kovulmadığım ama bir zamanlar bana hayli haksızlık yapılmış olup da çekip gitmemin beklendiği ve Ömer beyin gayretleri sayesinde adaletin tekrar sağlanmış olduğu şu grafikerler.org sitesine bakalım.

İşte gördünüz; sizin feryatlarınıza, çığlıklarınıza, haykırışınıza kim ses verdi de “ben buradayım, biz buradayız diyebildi? Kim çıkıp da “Haklısın Sayın Kohen, sorunlarınızı paylaşıyoruz, sizi destekliyoruz” diyebildi? Hadi desteği bırakın, kim eleştirebildi, kim; Hadi ya, sen patronun zalimine denk gelmişsin, hepsi de böyle olmaz, biz senin zorluklarını yaşamıyoruz, sen de amma da abartıyorsun ha diyebildi? Birbirlerine cicilerini gösterip aferin güzel olmuş övgüsünü almayı beklemekten başka ne yapıyorlar? Oysa bu; forum kurallarına aykırı. Güzel olmamış dediğin zaman bozuluyorlar…

Benim oğlum diğer sitedeki bir kişinin yaptığı logoya “grafik kirliliği” dediği için siteden kovuldu. Ben de oğlumu savunduğum için kovuldum.

Oysa bu gibi sitelerde yayınlanan tasarımların yüzde sekseni tasarım özelliğinden uzak işler. Ülkemizde doğru dürüst tasarım eğitimi veren kurum olmadığı için veya bunlar yaygın ve ucuz olmadığı için acemi grafikerler yaptıklarını birbirine göstererek nasıl olmuş diye sorarak eğitim almaya çalışıyorlar.

Kendilerine cevap verenler de tıpkı kendileri gibi olduğu için “içime sindi, çok beğendim, yazıyı büyütürsen şık durur, pembeyi kırmızı yapsana” gibi hiçbir eğitim-öğretim özelliği taşımayan cümlelerle acemice tavsiyelerle el yordamı tasarım öğütleri veriliyor.

Kısaca, bu gibi siteler; grafik tasarımcılardan ziyade, uygulamacı grafikerlerin, yardımcı grafikerlerin veya mac-PC operatörlerinin yoğun olarak ilgi gösterdikleri, tasarımdan ziyade program kullanma konusunda kendilerini geliştirdikleri siteler oldukları için; üyelerin Grafikerlerin BİRLİK, BERABERLİK ve DAYANIŞMA içinde olmaları konusunda FAZLA DUYARLI OLMADIKLARINI ve bu kişilerin meslek bilincini özümsemiş OLMADIKLARINI, ülke sorunları ve meslek sorunlarına KAFA YORMADIKLARINI düşündürtüyor bana.

Bunun en açık kanıtı, grafikerler.org sitesi yöneticileri GRAFİKERLER MESLEK BİRLİĞİ’ne sahip çıktığını belirten yazılar yayınladı, sorular sordu, üyelerinin katılımını bekledi… Ömer beyin konuyu canlı tutma çabaları ortada… Ama kimseden TIK yok!

Bir kişi ezilmeyebilir, mutludur ve rahattır.

Diğer bir kişi ezilmektedir ama yine mutlu ve rahatsa demek ki ezildiğinin farkında değildir. Bunlara koyun gibi denir.

Öteki kişi hem ezildiğinin farkında hem de mutlu değilse, buna rağmen sesi çıkmıyorsa sindirilmiş, korkutulmuş veya boş vermiş demektir. Bunlar çaresizliği kabullenmişlerdir. Türkiye’de böyle gelmiş böyle gider demektedirler. Bunlara YILGIN, denilebilir, BIKKIN, denilebilir, KORKAK denilebilir, en hafif deyimle ADAM SENDECİ denilebilir.

Her üç tip de elbette Grafikerlerin Birliğine ilgisiz ve duyarsız kalacaktır.

Bir de bunların dışında bazı grafiker tipleri vardır ki onlar çok enteresandır;

Bunlardan bir grup; mektepliler bir şey bilmiyor ve üstelik alaylıları küçük görüyorlar. Onların diploması olduğu için bizden çok maaş maaş alıyorlar, bu haksızlıktır. Biz okul okumadık ama diplomalılardan çok daha hızlı iş üretiyoruz, baskıya hatasız iş gönderiyoruz, bir çok mektepliye biz işi öğretiyoruz, mektepliler hiçbir şey bilmiyor ama daha az ücret alıyoruz demektedirler ve bu kadar şikayetçi oldukları HALDE, MEKTEPLİ-ALAYLI AYRIMININ KALKMASI İÇİN BİLE MESLEK BİRLİĞİ KURULSUN DİYEMEMEKTELER. Düşman ve rakip olarak sadece burunlarının ucundaki mekteplileri görmekte, mekteplilerle geçimsizliğe girmekten başka bir mücadele bilmemekteler. ALAYLI GRAFİKERLER DERNEĞİNİ KURMAK BİLE AKILLARINA GELMEMEKTEDİR. Neden? Çünkü sorunun kaynağını doğru tespit edememekteler veya yanlış tespit içinde olup diplomalılarla sürtüşmektedirler.

Bir başka grup; Grafikerliği dünyanın en kolay ve en verimli mesleği olarak görmekte, 2 aylık kurslara 600 YTL verdikten sonra ilk maaşı ile kurs masrafını geri alabilmekte, grafikerliği sadece program bilmek ve müşterinin dediklerini yapmak sınırları içinde görmektedir. Üstelik mac operatörü sıfatını kabul etmemekte, sistemin şişirmesine ve gazına gelerek kendilerini grafiker ilan etmekte, alaylı veya mektepli gerçek grafik ustalarının ekmeğine rakip olduklarını ya hiç bilmemekte, ya da biliyorsa bile bunu serbest rekabetin normal kuralı gibi değerlendirmektedir. Elbette bunlar da Grafiker BİRLİĞİNİ işlerine gelmediği için savunmazlar.

Öteki grup ise, gerçekten mühendislik, mimarlık, eczacılık gibi fakülteleri bitirmiş olup da grafikerliğe gönül vermiş entelektüel cahil ve korkak takımıdır. Bunlar duvarcılıktan, sıvacılıktan, kasaplıktan grafikerliğe geçmiş kişiler kadar meslek sorunlarına duyarsız değillerdir. Bunlar Güzel sanatlara giriş sınavlarında sırf özel yetenek sınavında karakalem resim çizemedikleri için grafik eğitiminden mahrum kalmış yüreği yanık grafik sevdalılarıdır. Ama cahillikleri şuradadır ki; bunlar da grafik okulu sınavlarında karakalem desen sınavı kalksın diye devleti zorlayacaklarına, bu konuda kamuoyu oluşturma çabasına girecekleri yerde grafik bölümünden mezun olanlarla sidik yarıştırmakta, biz onlardan daha yetenekliyiz, onların sadece diploması var diyerek adeta gizli kıskançlıklarını açığa vurarak GRAFİKERLER BİRLİĞİ mücadelesine sekte vurmakta ve kayıtsız kalkmaktadırlar.

Bir diğer vahim grup vardır ki, buna kimse değinmemekte adeta olağan görülmektedir, o da SANAT EĞİTİMİ ALMIŞ fakat GRAFİK EĞİTİMİ ALMAMIŞ güzel sanat mezunu kişilerdir. Bu kişiler resim öğretmenliği bölümünden mezundurlar, matbaa öğretmenliği bölümünden mezundur veya güzel sanatların tekstil veya seramik bölümünden mezundur ama asla tipografi, reklam grafiği veya fotoğrafçılık gibi dersler görmeden sadece karakalem desen veya renk bilgileriyle grafikerlik yapmaya soyunmuş kişilerdir. İşte bu kişiler de tıp fakültesinin ikinci sınıfından terk edip de doktor olduğunu söyleyen kişiler gibidir. Veya dahiliye doktoru olup göz doktorluğu yapmak isteyen hekimler gibi uzmanı olmadıkları alanda çalışmaktadırlar. Bu kişilerde de GRAFİK MEZUNU kişilere bir YAKINLIK olduğu kadar kendi mesleklerini yapmayıp grafikerlik yapmak zorunda kalmalarından dolayı bir eziklik de vardır. Mesela hiçbir grafik mezunu; tekstilcilik, seramikçilik veya iç mimarlık, mimarlık, dekoratörlük yapmamaktadır. Olsa olsa resim öğretmenliği veya karikatüristlik yapmaktadır, ki zaten karikatür de artık grafik iletişim içinde değerlendirilmektedir. Oysa ekonomik zorluklar nedeniyle seramik fabrikalarında iş bulamayan bir seramik bölümü mezunu tipografi ve reklam iletişimini bilmeden almış olduğu güzel sanatlar eğitiminin seramik dışındaki kısmıyla piyasada grafiker olarak iş bulabilmektedir. BU kardeşlerimiz de kendilerini tamamen GRAFİKER OLARAK HİSSETMEDİKLERİ İÇİN, Grafiker BİRLİĞİ meselesine sıcak bakmamakta iş bulduklarına şükretmektedirler. Kaldı ki bu kardeşlerimiz SERAMİKÇİLER BİRLİĞİNİ kurmayı da akıl etmemekte; yukarıda yazdığım gibi ya ezildiğinin fakında olmamakta ya da farkındaysa bile çarenin olmadığına inanmış veya inandırılmıştır.

İşte tüm bu grafiker tiplemelerinden çıkartılacak sonuç şudur ki; Grafikerlik mesleğinden ekmek yiyenler BİLİNÇLİ ve İNANÇLI değildir. Bilinçli ve inançlı iseler, geriye bir şey kalıyor; CESUR değillerdir.

BÖLÜNMÜŞ, DAĞINIK, KARARSIZ, ADAM SENDECİ, BOŞVERMİŞ bir manzara arz etmektedir.

Ayrıca bu GRAFİKERLER BİRLİĞİ sadece grafiker tiplemeleri ile ilgili değil, REKLAM ŞİRKETLERİ, REKLAM AJANSLARI, MATBAALAR ve kısaca GRAFİKER PATRONLARI ve İŞVERENLERİ ile ilgilidir.

Çünkü;
Sayın Kohen’in yazısı Grafiker İşvereni hakkındaki şikayetler üzerine kuruludur. Yazısının konu başlığı da REKLAMCILIK SEKTÖRÜ NİYE BU KÖTÜ İNSANLARIN ELİNDE şeklindedir.

Ben sadece bu yazımda bunun nedeninin GRAFİKERLER NİYE BU KÖTÜ İNSANLARA DUR DEMİYOR, NİÇİN BİRLİK OLAMIYOR sorusunun cevabını vermeye çalıştım.

Ve biliyorum, yine 1-2 kişi dışında ilgilenen olmayacak. İşte bu bile sorunun cevabıdır.

Saygılarımla.





 

Abdullah Şahin

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
3 Nisan 2008
Mesaj
2.630
Tepki
89
Faruk bey öncelikle yazmış olduğunuz yazı için size teşekkür etmek istiyorum. Grafikerlerin yaşadığı sorunlara karşı her zaman duyarlı davranıp bir çatı altında toplanmalarını sağlamak istiyorsunuz.Bunu can-ı gönülden kendi adıma destekliyorum.Mesleğim grafikerlik değil . Özel sektörde Sistem Destek Uzmanlığı yapmaktayım. O yüzden Fani Kohen’in iletmiş olduğu sorunu sizler kadar iyi anlayamam. Çünkü benim sektörümde pek fazla bu tarz sorunlara maruz kalmıyoruz. Bunun neticesinde grafikerlerin bu ve bunun gibi sorunlarını sizler kadar iyi anlayamayacağım için yapacağım yorumlarda üyelerimizi yanlış yönlendirmek istemem.

Ama şu var ki bilgisayar programıcısı olupta mevcut grafik programlarını ben çabuk öğrenirim deyip grafikerliğe soyunarak piyasanın kalitesini aşağı çeken bir çok bilgisiz ve bilinçsiz insan vardır. Yazınızda da sölemiş olduğunuz üzere işten anlayan bilinçli patronlara ihtiyaç vardır bu noktada.

İnandığım bir şey var ki insan bilgili olduğu konu üzerinde yorum yapmalı. Yok eğer bilgisi yoksa susup dinlemesini bilmeli. Ben şu an bu yazı ile birlikte sizin bütün yazılarınızı takip ediyorum ve sizlerin yaşadığı sorunları daha iyi özümlemeye çalışıyorum.
 

Canan ERDE

Üye
Kayıt
19 Ekim 2007
Mesaj
502
Tepki
19
Başvurduğunuz şirketi mutlaka araştırmalısınız. Çalışanlar memnunmu, ayrılanlar neden ayrılmış vs.

İnsanların bu şekilde sırtından geçinen bir çok şirket var.

Geçmiş olsun arkadaşım...
 
Kayıt
8 Eylül 2008
Mesaj
2.540
Tepki
31
Ben işyeri sahibi aynı zamanda işyerinde grafik tasarım işlerine bakıyorum genelde resmi evrak işleri yaptığımız için kalıplar hazır oluyor o yüzden tek başıma yetişebiliyorum.

Çevrem çok fazla matbaa ve ajans var oralardaki garikerler genelde meslek lisesi mezunu genç kızlar aldıkları maaşlarda en iyisi 800 tl para alıyor ve gece gündüz mesai almadan çalışıyorlar burda bütün sorun patronlarda değil dediğiniz gibi patronun karşısında bi birlik yada hesap vereceği kimse yok oda rahat

bu zamanda herkes kredi çekiyor ve herkesin kredi borcu kredi kartı taksiti var bu yüzden bazı şeyleri sineye çekiliyor maddi baskı var yani

peki bunun çözümü grafikerler birliği mi tamam
bunun için ne yapılması gerekiyor hangi adımlar atılması lazım şuzamanda berbelerin bile odası var bizim niye yok değilmi bi birliğimiz bi odamız

ozaman bize bir öncülük edin imza mı toplanacak hangi kurumlara baş vurulacak bu işin kuralı nedir prosüdürü nedir ona göre önce il kapsamında mı kurulacak yoksa ülke bazındamı nasıl olacak bilelim ben bu konuda sözümün arkasındayım sakaryadan birçok arkadaşımla birlikte size destek veririz
 
Kayıt
25 Ekim 2008
Mesaj
8
Tepki
0
@Fatih Coşkun


sakaryalı bir grafiker olarak fatih beyin sözüne bizde destek veririz
yeterki bu konuda üzerimize düşen görevlerin ne olduğunu bilelim
berberler odası bakkallar odası mefruşatcılar odası vs birsürü oda var ama grafikerlerin bağlı olduğu hiçbiryer yok
 
Kayıt
8 Eylül 2008
Mesaj
2.540
Tepki
31
Kısaca, bu gibi siteler; grafik tasarımcılardan ziyade, uygulamacı grafikerlerin, yardımcı grafikerlerin veya mac-PC operatörlerinin yoğun olarak ilgi gösterdikleri, tasarımdan ziyade program kullanma konusunda kendilerini geliştirdikleri siteler oldukları için; üyelerin Grafikerlerin BİRLİK, BERABERLİK ve DAYANIŞMA içinde olmaları konusunda FAZLA DUYARLI OLMADIKLARINI ve bu kişilerin meslek bilincini özümsemiş OLMADIKLARINI, ülke sorunları ve meslek sorunlarına KAFA YORMADIKLARINI düşündürtüyor bana.

sanırım sorunun kaynağı bu grafik anlamda geliştime değilde program anlamında kendimizi geliştirdiğimiz bir yer gibi görüldüğü için Grafikerlerin ve matbacıların sorunlarıyla kimse ilgilenmiyor

unutulmamalıdır ki bugün arkadaşımızın başına gelen yarın herkesin başına gelebilir bu durumda size destek verecek sırtınızı dayayabileceğiniz biryerin olması çok önemli
 
Kayıt
12 Ocak 2009
Mesaj
5
Tepki
0
arkadaşımıza geçmiş olsun dilliyorum bugün onunbaşına gelen hepimizin başına gelebilir ve hakkımızı arıyabileceğimiz bir yerin olması çok önemli :(
 
Yukarı Alt