Göremediklerimiz...

Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Biz, insanlar, herşeyi görebildiğimizi sanırız.


Oysa insan gözü, doğada ışığın elektromanyetik doğrusu üzerinde çok küçük bir aralığını görür. Doğadaki bütün renkler, işte bu dar aralıkta yer alır. Boyalarımız, kumaşlarımız, resimlerimiz vs. herşey, bu dar aralıkta görülürler.


Oysa göremediğimiz evren ise bundan kat kat daha geniştir. Gamma ışıkları, kızılötesi, morötesi, X ışınları, Beta serisi vs. vs. bunları maalesef göremeyiz.

Ama gördüğümüz her renk bizi yeri geldiğinde olabildiğince şaşırtır, hatta koşullandırır çeşitli nedenlerle...


Bir tasarımda sarı ve türevleri kontrastı düşürür.
Bir başka tasarımda mavi tonlar tam tersine kontrastı artırır.


Bunları belki de Photoshop'ta Hue bandında kendiniz de tesbit etmiş, buna şahit olmuşsunuzdur. Ya da hemen denemelisiniz bir fotoğraf üzerinde.


İnsan gözü, yalnızca sekiz bitlik renk aralığını görür.
Yani 2 üzeri sekiz.(2[SUP]8[/SUP])
RGB bandını temel alırsanız, (2[SUP]3x8 [/SUP]) bu yaklaşık 16,7 milyon renk demektir.

Bu kadar çok rengi, insan gözü birbirinden ayıredebilir.

Ya da insan gözü ne kadar hassas ve gelişmiş dersiniz hemen.


Oysa yeni nesil fotoğraf makineleri 16 bitlik fotoğrafları çekebilir. Yani 2 üzeri 16... Tam hesaplayabilmek için 16 tane 2 sayısını birbiri ile çarpın, çıkan sonucu da, RGB'yi hesaplayacağınız için, yani üç renk için üç defa birbiri ile çarpın.(2[SUP]16x3 [/SUP])
Çıkacak rakamı benim hesap makinemin haneleri yetmediği için yazamıyorum. 4 katrilyon mu, 40 katrilyon mu öyle birşey!
Ee, insan gözü nerede kaldı peki?


Sadece 16,7milyon.


Bu yüzden, Photoshopta 16bitlik fotoğraf yani Raw formatı, önce 16,7 milyon renge indirilir, sonra üzerinde çalışma yapılır. Çünkü Photoshop tam anlamıyla ancak 16,7 milyon renk, yani sekiz bitte çalışır. Daha yüksek renklerde bazı ayarlar, örneğin bazı filtreler, bazı adjustment'lar çalışmaz.


Monitörler, televizyonlar, scannerler... yalnızca 16.7 milyon renk gösterebilir.
Daha fazla gösterse bile biz bunları göremeyiz.
X ışınları dediğimiz röntgen ışınlarını, gamma dediğimiz radyasyonu, radar dalgalarını, Mikrodalga fırının ışığı, GSM şebekesi yayınları, daha doğrusu bütün radyo yayınları aslında ışık oldukları halde biz bunları göremeyiz.


Birden oldukça yetersiz bir göze sahip olduğunuzu farkettiniz.


Güneşin bütün ışıklarını görebildiğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.


Ama teknoloji insan gözünü epeyce aşmış durumda. Örneğin televizyonu yönetmek için kullandığınız uzaktan kumanda, kızılötesi bir lamba ile çalışır. Uzaktan kumandanızın düğmelerine bastığınız zaman bu lamba belli bir sinyal dizisi ile yanar.


Ama biz göremeyiz.


İşte şimdi size bir sürprizim var!


Bunu belki de ilk ben keşfettim. Ya da öyle sanıyorum.


Şimdi deneyimizi yapalım:
Bir elinize, cep telefonunuzu, fotoğraf çekme moduna getirerek, diğer elinize ise uzaktan kumanda aletini alın.
Yani cep telefonunuzla uzaktan kumandanızın lambasının fotoğrafını çekecekmiş gibi ayarlayın. Şimdi uzaktan kumandanızın herhangi bir tuşuna bastığınız zaman, cep telefonunuzun ekranında lambanın yandığını göreceksiniz. Fotoğrafını çekmeniz gerekmiyor. Sadece gözlemleyin.


Bizim göremediğimizi, cep telefonumuz görüyor!


Lütfen bu deneyin sonucunu benimle paylaşın.


Güzel ve bol renkli günler dileğiyle.
Tuncer ÖZKAN
 
Yukarı Alt