süt reklamı (muhteşem)

hastam

Üye
Kayıt
3 Eylül 2009
Mesaj
92
Tepki
0
Evet Faruk bey diğer birkaç arkadaşın olduğu gibi benden de kaçmış. Size uyarınız için teşekkür ediyor, Dilek hanımefendiye de affedersiniz diyorum.
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
ŞU SORULARA CEVAP VERECEK KİMSE YOK MU?

1-Yabancıların yaptığı bu gibi süper çalışmalar niçin bizim ülkede yapılmıyor?
2-Bizde bu gibi çalışmaları yapacak sanatçı mı yok?
3-Sanatçı var ise, bu çalışmaları talep edecek müşteri mi yok?
4-Müşteride bu çalışmalara para ödeyecek kültür ve anlayış mı yok?
 

hastam

Üye
Kayıt
3 Eylül 2009
Mesaj
92
Tepki
0
Sayın Faruk bey.
Öncelikle şunu belirteyim sanatsal çalışmalar gibi dursa da bunlar, eğerki iyice irdelersek sadece bilgisayar teknolojisi ile yapılmış göze hitab eden şeyler. Yani bir tasarım tarafı olduğunu pek görmüyorum ben. (Tabi benim fikrim, değişik görüşte olan arakadaşlar da olabilir.)
Bizim ülkemizde bunlardan çok daha üstün neler neler yapılıyor ve yapan yetenekli üstadlarımız elbette var. Bazen ulusal basınımızda öylesine çalışmalar görüyorum ki;
inanın ki inanılmaz bir haz alıyorum yapılan çalışmalardan. İşte diyorum kendime grafiker beyni bu, yetenek bu. Ama kim bunlar? Sanatçı mı bizim ülkemizde? Çıkın sokağa sorun on kişiye, sekiz kişiden alacağınız cevap bellidir. Ya bir ressam yapmış ya da tabelacının biridir onlara göre. Bu ülkenin sanatçıları sadece şarkıcılardan, türkücülerden ibaret. Kimler Televolede görünüyorlarsa onlar sanatçı. Acaba diyorum bu çalışmayı görenler anladılar mı kendi kendime, yahut da anlamak için biraz daha incelediler mi? O grafikerin onu üretmek için günlerce kafa yorduğunu, onlarca; kimbilir belki de yüzlere yaklaşan kağıtlara çizilen etüt çalışmalarının ne demek olduğunu?! Ve daha ne araştırmalar yaptığını! Elbetteki belki bir kesim var anlayan bu arkadaşları, ama o kadar çok azınlıktayız ki! Bu çalışmalar bişe değil dedim. Çok daha iyisini belki siz yapıyosun, belki o belki şu; belki sitedeki arkadaşlarımızdan biri. Ama hep işin mutfağındayız. Müzik emekçilerinin telif hakları var. Peki sizin telif hakkınız nerede Faruk bey! Siz veya biz albümün, CD'nin, DVD'nin çalışmasını yapıyoruz. Bir kereye mahsus ücret alıyosunuz. Birşeyler çiziyosun merak uyandırıyosun bir kitabın kapağını gören kişi de vitrinde. Senin de katkın oluyor o kitabın satılmasında CD vs. Birinci baskı, onuncu baskı, iş gidiyor. Yayın evi götürüyor, satan götürüyor, pazarlayan götürüyor. Nerede sizin telif hakkınız!
Müşteri.(!) Hani şu müşteri hizmetleri var ya! 24 saat açık ve ücretsiz. Ya biz niye öyle olmayalım!
Elbetteki kültürsüzlükten kaynaklanıyor birçok konuda olduğu gibi bu konuda da sorunlar.
Artık hepimiz görüyoruz. Veterinerin de -ki bir doktor kadar eğitim almıştır, emek vermiştir- mühendisin de, mali müşavirinde ve doktorlarımızın ve de özel sağlık kuruluşlarının (Vs. çoğaltabiliriz) kartvizitleri dürümcünün, kebapçının, işportacının kartvizitinden farkı kalmamıştır. (Yanlış anlaşılmak istemem bazı meslekleri küçümsemek gayesinde değilim, onların kartvizitleri öyle olabilir, nihayetinde birşeyler üretip satıyorlar.
Görsellik önem kazanıyor onların işinde.)
Nerede kaldı kültürlü müşteri! Belki sizlere gelip iyi birşeyler talep edenlerin çoğu direkt müşteri değillerdir inanın Faruk bey. Alt kadroda çalışan işini bilen arkadaşlardır eminim.
Şu gün inanın ki; kültürlü olduğunu varsaydığımız birçok meslek sahıbı gelip size anlatsa nasıl renkler istediğini, hangi renkleri ister dersiniz? Ben söyleyim hemen size. Üst taraf bayrak kırmızı diğer teferruat lacivert. (artık parlament mavi diyorlar). Zarflarda öyle, el ilanları da, irsaliye de, fatura da. Daha çok şey yazabiliriz. Bana göre ülkemizdeki müşteri profili de bu yani.
Peki tek suçlu müşteri mi? İşte sizin o yazılarınızda bahsettiğiniz "Çöp Adam" bile çizemeyecek ya da Türkçeden bir haber grafikerim diyen kardeşlerimizin katkısı çok bu işte. O da biliyor artık, kırmızı-laciverte müşteri sesini çıkarmaz. Çünkü başka bişe sunacak bir becerisi yok birikimi yok ve de gayreti yok. Şartlar bu. Adam ekmek parası peşinde. Üç beş yıl sonra bu grafiker(!) arkadaşlarımızın çabaları sonucu eğer irsaliyenin, faturanın ve de zarfların bir köşesinde müşterinin vesikalık resmini görürseniz şaşırmayın, sadece beni hatırlayın. Saygılarımla.
Not: Grafiker ibaresini kullanmak zorunda kaldığım son satırlarda, işini yapan veya yapmak için gayret gösteren arkadaşlar değil kastım. Kastettiğim kişilere henüz daha bir isim bulamadı sanırım piyasamız.
 
Yukarı Alt