Zıtlıklar felsefesi!..

htc_gny

-_-
Kayıt
4 Kasım 2011
Mesaj
297
Tepki
6
Gecenin en zifiri zamanında ormanın en ücra köşesinde kendinizi hayal edin… Karanlık çökmüş… Hiçbir şeyi göremiyorsunuz… Ormanda tek başınasınız… En yırtıcı hayvanların uğultusu çok uzaklardan yankılanmakta… Haşereler etrafınızı sarmış… Yakınınızdaki çalılıklardan çıtırtılar gelmekte… Siz o çalılıklarda neyin olduğunu göremiyorsunuz bile… Hareket etmek istiyorsunuz… En ufak taşlar bile size düşman, ayağınızın ona takılmasını ve düşmenizi beklemekte… Yürümeye kalksanız ağaçların gövdeleri size engel olmakta… Arazinin engebeleri ve uçurumun ve bataklığın bulunma riski sizi korkutmakta… Göremediğiniz için atacağınız adımlar bile sizi tedirgin etmekte… Şimdi güneş doğuyor… Etraf aydınlanıyor… Zifiri karanlık ışığın parıltılarından korkmuş kendini ışığın uğramayacağı yere saklamaya çalışıyor… Ağaçları görüyorsunuz… Zemini görüyorsunuz… O ormandan uzaklaşmak istiyorsunuz… Sizin adım atmanıza mani olacak hiçbir şey yok… ne ağaçlar durdurabiliyor sizi ne de taşlar size tedirginlik veriyor ve o ormandan uzaklaşıyorsunuz… O zifiri gecenin ürperticiliğinden aydınlığın emniyetine sığınıyorsunuz…

İnsanlar karanlığın tehlikelerinden ışığın emniyetine… Kasvetin engelleyiciliğinden şeffafın nezaketine… Cahilliğin kör ediciliğinden bilginin ön açıcılığına… Korkunun ürperticiliğinden güvenin sıcaklığına… vs çok şeye ihtiyaç duyar…

Hayatı zorlaştıran olguların hepsi doğanın doğal yapısında vardır… Var olmak için başka bir varlığa gereksinim duymazlar… İnsana yararı olan tüm olgular ise bir nedene bağlı ortaya çıkar… Karanlık var olmak için bir kaynağa gereksimin duymaz… Işık var olmak için bir kaynağa gereksinim duyar… Güneş, lamba gibi kendisini ortaya çıkaracak bir kaynağın varlığına muhtaçtır ışık… Işık ortaya çıktığı zaman karanlık o yeri terk eder… İkisinin bir arada bulunması imkânsızdır… Işıkla karanlık arasında galip olan her zaman ışıktır…

İnsanın iç dünyası da dış dünyaya benzerlik gösterir… Korkularımız, bunalımlarımız, bilgisizliğimiz, yeteneksizliğimiz, güvensizliğimiz doğuştan bizimle gelen bize zorluk çıkaran özelliklerimizdir… Bizim içimizde var olmaları için bir kaynağa ihtiyaç duymazlar… Karanlığın doğal yapısı gibi… Güven, yetenek, cesaret, bilgi ve en fazla ihtiyaç duyduğumuz huzurun içimizde ortaya çıkması nedenlere bağlıdır… Bilgi araştırma ve öğrenme ile ortaya çıkar… Yetenekler deneyimle kazanılır… Cesaret kendimizi geliştirecek caba ile ortaya çıkar… ışığın var olması için güneşe ihtiyaç duyması gibi… Bilgi kazanıldığında cehalet ortadan kaybolur… Cesaretin olduğu yerde güvensizlik yok olur… Yeteneğin varlığı ile elimizden nitelikli eserler çıkar…

Huzur ise en geniş kümedir… Bizimle ilgili tüm kavramları içine alır… İç dünyamızdaki yabani yönler ne kadar azalırsa… Yapıcı oluşumlar ne kadar artarsa huzurumuz artar…

Bir çiftçi tarlasına müdahale etmezse tarlasına yabani otların istila etmesi kaçınılmazdır…
 
Yukarı Alt