Acun ve Maymunları...

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Bu yazıyı neden yazma gereği duydum bilmiyorum ama bugünlerde çok konuşulacak ve şaşkınlıkla izlenecek videolardan birisi konusunda söyleyeceklerim var.

Ekranları başında, kendilerini izleyen insanların gözlerinin içine bakarak kandıran, sonra medyada, çok dürüst bir kişilikmiş gibi saygınlık kazananlardan nefret etmeye başladım sanırım. Yazımın başlığından anlaşılacağı üzere Acun isimli zatı muhteremden bahsediyorum.

Ülkemizde para kazanmak çok kolaymış. Bu adamı takip ettiğim süre zarfında bunu anlamış bulunuyorum. Yani bizler gibi çalışıp çabalayıp para kazanamayanlar boşuna yırtınmasınlar. Görüldüğü üzere çok kolay para veya paralar kazanılabiliyor, amaç sadece kazanmak üzerine kurulmuşsa elbette ki kazanılabilir.

Ahlaki ve toplumsal değerleri yok sayanlar hep iyi paralar kazanmadılar mı? Bakın çevrenize, bu saydıklarıma değer vermeyenler çoğunlukla iyi kazanırlar. Kazanırken başkalarını yok saymak onların genlerinde var. Bu, ticari konularda böyle, siyasetten kazananlar için de böyle. Bu gün yönetimde bulunan siyasi parti ve yandaşlarının yaptığı da bundan ibaret değil midir? Toplum ekonomik nedenlerden dolayı yozlaşmış vaziyette ama kimin umurunda? Onlara göre memlekette hiçbir sorun yok, her şey tozpembe, çünkü kendilerinde bol miktarda Yunus Emre var.

Acun’un piyasaya pompaladığı son isim Aref. Program kayıttan yayınlanan bir yapım, bunu izleyenlerin çoğu biliyor. Fakat bilmedikleri veya bilseler bile sırf geyik olsun diye şaşkınlıklarını dile getirdiklerini sanal âlemde bol miktarda görüyorum, görmeye de devam edeceğiz.

Aref ve benzerlerini piyasaya sunan Acun, öncelikle reytinglerini yüksek tutmakta ve yaptığı programı devam ettirebilmekte. Sonrasında, yani madalyonun görünmeyen yüzünde, sırtından para kazanacağı yeni bir yüze kavuşmuş bulunmakta. Acun ve benzerleri ancak toplumda bilinci zayıf televizyon izleyicilerini kandırmayı başarabilirler. Oynanan ve ortaya konan tiyatro oyununu izledim, beni ve benim gibi insanları asla kandıramazlar fakat kandırabilecekleri birçok insan olduğundan ve olacağından eminim.

Ortada olağanüstü hiçbir şey yokken, öyle bir abartıyla yapılıyor ki çekimler, inanılmaz. Sonra sabah karşılaştığım birçok insan ballandırarak anlatıyor bana. Toplumumuz böyle üçkâğıtçı insanlara neden inanır anlamak mümkün değil. Tüm bunlar neden yapılıyor, sorusuna yanıt bulmaya çalışıyorum. Ulaştığım sonuçlar ise aslında bilindik sonuçlar. Yozlaştırılmaya alışmış bir toplumun oluşması ve bundan hiç rahatsızlık duyulmaması.

Bu tür tiyatro oyunlarına inanan insanların çoğalması beni ürkütüyor. Zamanla buna inanan insanların diyecekleri tek bir söz olacak “evet, sihir vardır” bunu söylemekle kalmayacaklar, öylesine bir inanacaklar ki, karşısında bulunan insanları da inandırma gereksimi hissedecekler!

Bu tür yapımlara inanmak veya izlemek kendinize, düşüncelerinize, inançlarınıza ve doğanıza zarar verir, lütfen izlemeyiniz.

Orada şaşkınlık içerisinde Aref denen şahsı izleyen Acun ve maymunlarına itibar etmeyiniz! O şaşkınlık numarasını ve bakışlarını gösterenlerin, sahnede yer alan Aref’in patronu olduklarını aklınızdan asla çıkarmayın.

En küçük bireyimizin, memur, esnaf, vatandaş olarak vergi verdiğini unutmayalım, kazandığı üç kuruşun, iki kuruşunu vergiye kaptıran zavallı bu izleyicilerin ayakta uyutulmasınına deli oluyorum.

Acun ve benzeri para kazanma canavarları, yetenek sizsiniz gibi programlar sayesinde bedavadan reklam yapmaktalar, yeni markalar oluşturmaktalar ve haksız kazanç elde etmektedirler. Belki birçoğu bunu göremiyor ama bu adamları İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerde piyasaya sürecekler ve sırtından servet kazanacaklar. Sizler şaşkınlıkla izlerken aslında beyin hücrelerinize yeni bir marka kazınmakta, bunun en son örneği Aref!

Buraya kadar üşenmeyip bu satırları okuduğunuz için, teşekkür ederim…

Ozan Muhammet CANDAN
grafikerler.org
 

lycodes

Üye
Kayıt
13 Ekim 2010
Mesaj
17
Tepki
0
Bu konulara müdahil olmayı hiç sevmesemde yazmadan edemedim.Tespitlerinizde atladığınız nokta bahsi geçen programın bir televizyon şovu olduğudur.Buradaki bahsettiğiniz haksız kazanç durumunu tam olarak anlayamadım.

Ömrü hayatında 1 adet fatura dahi kesmeden yüzlerce tasarım&yazılım işi yapıp kazanç elde etmiş insanlar bu televizyon şovunu düzenleyenlerden daha fazla haksız kazanç elde etmemiş midir?

Diğer taraftan kapitalist sistemin kurmuş olduğu bu düzenin tüm nimetlerinden faydalanıp aynı zamanda da bu düzenden şikayet etmeye pekte hakkımız yok sanırım.

Türkiyede okuma yazma dahi bilmeyen 5 milyona yakın insanımız var.Kapitalizm için birebir.Düşünmeden tüketen bir toplum.Bir şeyi satın alırken ona gerçekten ihtiyacı olup olmadığına bakmadan sadece istediği için satın alan milyonlar mevcut.

Ancak bir televizyon programını çok para kazanıyorlar diye eleştirmek anlamsızdır.Acun Ilıcalıyı doğru dürüst tanımam etmem ama çok hızlı yükseldi diye kendisinide ayıplamam. Bizim milletimizin adeta genlerinde varken kısa yoldan köşeyi dönmek dürtüsü bu beyefendiyi bu konuda eleştirebilir miyiz?

Yüksek miktarda para kazanabilen tasarımcıların bu seviyede para kazanabilmelerini de sağlayan bu sistemdir, çalışıp çabalayıp doğru düzgün para kazanamayan tasarımcıları da bu duruma düşüren aynı sistemdir.

Kapitalizmin adil bir sistem olmadığı aşikar ama nimetinden faydalanan dikenine katlanır durumu var ortada bence.

Saygılar.

Mert ŞIDIM
 

yakan

Üye
Kayıt
15 Haziran 2009
Mesaj
232
Tepki
0
Muhammed Bey, kaleminize sağlık.

Acun denen medya maymununun cemaziyelevvelini de biliriz biz. Aksaray daki vatandaşları Brezilyadaymış gibi bağırtarak sanki oradan yayın yapıyormuş izlenimini vermeye çalışan biriydi vakti zamanında kendisi.

Bu izahatı yukarıda ki arkadaşım için yaptım.
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Merhaba Mert Bey,

Toplum olarak, toplu halde yaptığımız hataların başında "bahsi geçen programın bir televizyon şovu olduğudur" düşüncesi değil midir? Konu bu kadar basit değildir, olmamalıdır, izlenen programlar irdelenmelidir.

Sizin sadece televizyon şovu olarak gördüğünüz konularda, bir haksız kazanç yer almakta, masrafsız bir markalaşma söz konusu.

Sizin de bahsettiğiniz gibi, belki bu sistem üzerinden bir çok insan, bu şekilde kazanç elde ediyor, haklısınız. İyi ama birileri bu yanlışları tespit etmeli ve konuşabilmeli, yazabilmeli.

Bu tür ve bu değerde bir markalaşma için çok paralar harcamak gerekir, ben özellikle bunu belirtmek istedim...

İlginize teşekkür ederim...
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Teşekkür ederim sayın Yakan,

İzlediklerini, inceleyen, düşünen, o an gördüklerini değil, arka planda yer alanları sorgulayan insanların çoğalması dileğiyle...
 

lycodes

Üye
Kayıt
13 Ekim 2010
Mesaj
17
Tepki
0
Sayın Ozan Muhammet Bey,

Elbetteki irdelemek, detaya inmek en doğrusudur.Zaten yaptığımız işin doğasında vardır, biz tasarımcı ve reklamcı olarak aksi yönde yaşayamayız.

Madem öyle buyurun daha derine inelim ve ne gördüğümüze bakalım.Yorum yapan arkadaşımın "Medya Maymunu" diye tanımladığı zatımuhterem milyonlarca insan tarafından sevilen, yaptığı hemen hemen her televizyon işi çok rağbet gören bir varlıktır.Şimdi bu insanı sevenlere sen neden irdelemiyorsun yaptığı şeyleri, bu adam kolay yoldan marka yaratıyor kolay yoldan para kazanıyor demek anlamlı mıdır? Bakın 5 milyondan fazla insanımız okuma yazma bilmiyor diyorum. Takdir edersiniz ki bu kitle için "ucuz yoldan marka yaratılıyor" cümlesi hiç bir şey ifade etmez.

Önce öz eleştiride bulunmalıyız, bu sistemin yaratılmasında hiç mi payımız yok ? Reklamcılık denen olgu ne için vardır efendim sorarım.Bir fikri, bir malı, bir hizmeti sattırmak değil midir temeli.Yanlış biliyorsam düzeltiniz lütfen.

Hatta bana göre bir noktada reklamcılık süslü yalanlar sanatıdır.Belki çok ağır cümle ama lütfen üzerinize alınmayınız.

Bilinen ajanslarımızdan birinin yapmış olduğu poşet çay reklamında çayın zihni açtığı söylemi yer almakta ve ısrarla savunulmaktadır.Zihinlere bu slogan kazınmaktadır.

"Çokta başarılı" bir kampanya olmuş ve amacına ulaşmış, satış oranlarını katlamıştır.Buyurun etiğini tartışalım.

Bu reklamda göz boyayarak ve hatta zihin açtığı gibi açık bir "yalanla" ürünümüzü sattırmadık mı insanlara.

Bugün geldiğimiz nokta ne yazık ki budur.Önce bunu kabullenmeden, herhangi bir aksi görüş beyan etmek de, bunun altındaki derinlikleri aramakta doğru gelmiyor açıkçası.

Belki diyeceksiniz ki, peki konuşmadan, tartışmadan, irdelemeden bu durum nasıl çözülür.

İktidardaki sayın başbakanın bir cümlesi şu şekildedir:
- ben ülkemi yabancıya pazarlamakla mükellefim.(Elbette bunu ticari anlamda söylediğini düşünmek gerekiyor aksi açık bir vatana ihanettir çünkü.)

Ülkeler bile kendilerini birbirlerine pazarlama çabası içerisindeyken, bu örümcek ağını çözmek sizce mümkün müdür.İsyan, devrim, tartışmalar bunların pek çoğu yapılmış ama ne yazıkki düzeni değiştirememiştir yıllarca.Buyrun Mısır örneği önümüzde, sonuç ortada.

yanlış ya da kırıcı kelimeler kullandıysam özür diliyorum yazdıklarımın muhataplarından.Nacizhane görüş beyanı olarak alınız sadece.teşekkürler.

Mert.
 

lycodes

Üye
Kayıt
13 Ekim 2010
Mesaj
17
Tepki
0
birde forumda yeni sayılırım. bu yüzden usül ve erkâna da tam olarak hakim değilim.Köşe yazısı bölümünün altında böyle konuşmalar doğru mudur ve belki az da olsa siyasi söylemler uygun mudur, bilemedim.
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Sevgili Mert, senin de söylediğin gibi burası tartışma alanından daha çok, okuma alanı ama bu demek değildir ki hiç bir konuyu veya yazıyı tartışmayalım, konuşmayalım.

Yukarıda yazdıklarım benim tespit ettiklerim, bunlara katılır veya katılmazsın, bu tamamen senin inisiyatifindedir, ne katılmanı beklerim yazdıklarıma, ne katılmıyor oluşunu yargılarım.

Burada konumuz, bir reklam kampanyası değil, bedavadan kazanılan bir marka değeridir. Sanırım bu konuda hemfikiriz...
 
Yukarı Alt