Bu diziye neden ses çıkarılmıyor ?

Kerim ÖKSÜZ

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
22 Aralık 2007
Mesaj
1.394
Tepki
19
Zaman Gazetesi yazarlarından Günseli Özen OCAKOĞLU'nun 22.02.2010 tarihli köşe yazısını sizlerle paylaşmak istedim.

---------------------------------------------------------------------
GÜNSELİ ÖZEN OCAKOĞLU


ATV'nin 'Aşk ve Ceza' dizisi reklamcıları cezalandırıyor mu?

Sıkı bir dizi izleyicisi olmasam da Nurgül Yeşilçay'ın oyununu izlemek üzere oturmuştum televizyonun karşısına. Aşk ve Ceza'nın ilk bölümünü izlerken gördüm ki dizi reklamcılardan söz ediyor.

İlk bölümünde 'XL reklam ajansında, X Large bir mideye sığacak olaylar' yaşanmaya başlayınca filme dikkat kesildim. İzlemeyenler için filmin özeti: İşi uyuşturucu ticareti olan aşiretin başına geçmeye zorlanan genç adam Murat Yıldırım, evleneceği adamın ihanetine uğrayan reklamcı kızımız Nurgül Yeşilçay ile karşılaşır. Kısa süreli bir ilişki sonrasında olaylar her iki taraf için de kendi normalleri içinde gelişir. Normal dediğime bakmayın! Genç adam zaten absürt bir hayat içinde yaşamaktadır. Bir yandan geleneklerle yaşarken diğer yandan karşı çıkar, yasa dışı işlere de 'ben uyuşturucu kaçırmam' diye karşı durur. Reklamcı kızımız Nilgün Yeşilçay da XL absürt reklam ajansında ajansın başkanı, müşteri temsilcileri, kreatifler ve müşterilerle her saniyesi tuhaf ilişkiler yaşar. Ama gerçekten tuhaf şeyler! Diziye göre reklam sektöründe ahlakıyla elle tutulacak bir adam bile yoktur.
Bütün bunlara rağmen ilk bölüm ilgi çeksin diyerek böylesine abartılmıştır diye düşündüm. Ancak geçen 6 bölüm sonunda adeta kimin eli kimin cebinde biçiminde gelişen olaylarla bir reklam ajansında işlerin nasıl alındığını anlatan son bölüm de eklenince Aşk ve Ceza'nın reklam sektörünün çalışanlarını sıkı bir biçimde karaladığına kanaat getirdim. Peki, neden?

İLK BEN SORMUŞ OLAYIM?
Sormak isterim, dizinin senaristi, yapımcısı kim? Reklamcılar Derneği temsil ettiği sektörün bu denli aşağılanmasına neden ses çıkarmıyor? Yoksa bunlarda doğruluk payı mı var? Sorulara sırasıyla cevap verelim: Dizinin yapımcısı da yapım şirketi de çok ünlü. Aralarında Zerda, Aliye, Binbir Gece, Bir İstanbul Masalı, Yağmur Zamanı ve Hırsız Polis gibi 11 yerli dizinin de yapımcısı T.M.Ç., şirketin sahibi ise Erol Avcı. Avcı reklam sektörünün yakından tanıdığı bir isim. Filmin yönetmeni Kudret Sabancı. Sabancı da yukarıda sayılan bazı filmlerin yanı sıra ilk çıkışını Laleli'de bir Azize filmiyle yapmıştı. Basında kişisel olarak ilk kez Aliye dizisini çekerken yer almış ve epey de gürültü çıkarmıştı. Meraklıları yönetmenin adını yazıp küçük bir araştırma yapabilir.
İnternette yaptığım araştırmada dizinin senaryo yazarına ilişkin pek bir şey bulamadıysam da 'kuşlar' bana senaryo grubunun başında ünlü romancı Ayfer Tunç'un bulunduğunu söyledi. Kapak Kızı, Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek gibi çok satan pek çok kitabın yazarı da olan Tunç, sitesinde 'Yazmak' başlığı altında kendini anlatırken, "Yazar, her an girecek bir beden arayan huzursuz bir ruhtur. Kendisi ve başkaları olabilen kişidir. Yazıyorum çünkü bana bahşedilen tek bir hayatla yetinemiyorum, aynı anda ben ve başkaları olmak için yazıyorum." diyor. Tunç'un, dizideki ajansta ruhu huzur bulmaz insanlardan olmayı isteyeceğini zannetmemekle birlikte, senaryo grubunda reklam sektöründen birilerinin olduğunu ya da danışmanlık yaptığını öngörmek safdillik olmasa gerek. Jacques Seugela'nın ünlü 'Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin, O Benim Genelevde Piyanist Olduğumu Zannediyor' kitabı yayınlandığında başlığı bile yeterince incitmiş, kitabı okumayanlarla sektör dışındakiler reklamcılara şüpheyle bakmıştı. Gelelim Aşk ve Ceza'ya; dizinin yapımcıları reklam sektörü çalışanlarını ne kadar aşağıladıklarının farkında mı? Eğer yapımcılarının sektörü cezalandırmak gibi doğrudan bir amacı yoksa senaryo ayrım gözetmeksizin sektörün çivisinin yerinden külliyen çıktığını söylüyor. Bu işte tuhaf bir durum var! Bundan böyle gençler kariyer planlarını yapar ve büyükleriyle paylaşırken rahatlıkla, "Ben reklamcı olmak istiyorum." diyebilecek mi? Aileler ne düşünecek? Dışarıdan bakanlar sektör çalışanlarını daha baştan 'ahlaka mugayir' olarak sabıkalayacak mı? Yeni tanışan iki kişiden biri 'reklamcıyım' derse, diğerinin aklına ne gelecek? Bir de işin reklamveren tarafı var. Örneğin zat-ı muhterem hanımına, "Ben bugün reklam ajansına gideceğim" derken hanımefendinin aklına neler gelecek? Yoksa reklamcılara kızan birileri sektördeki herkese kuru ya da yaş demeden gözdağı veriyor, cezalandırıyor mu? Eğer öyleyse dizinin adı, olmazdı ama Suç ve Ceza olabilir miydi? Peki, öyleyse neden?
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
@Kerim Öksüz

Tamamen doğru. Ama en azından dizideki türden ajanslar bazı konularda etik olmasa da profesyonel çalışıyorlar. İstanbul dışındaki reklam kuruluşlarının bir çoğu aynı dertten müzdarip tek farkla onların çok büyük bölümünde profesyonellikte yok. Hatta artık günümüzde reklamcı demek tabela yapan demek anlamına geliyor. İşin terminolojisi bile bu denli göçük durumda.
 

fogbird

Üye
Kayıt
31 Temmuz 2008
Mesaj
76
Tepki
1
Bu dizideki reklam ajansı bölümlerinin bir yanlışlığı yok.
Aynen böyle dönüyor işler.
Hatta dizi az bile anlatıyor olanları.
Gazete laf olsun torba dolsun hesabı yazıyı koymuş.
Aslında ülkenin ahlak bekçiliğine soyunmak istiyorlar ama bu onların boyunu fersah fersah aşar.
NY
 
Yukarı Alt