Grafikerin Dil Bilgisi

Ozgul

Üye
Kayıt
2 Eylül 2010
Mesaj
808
Tepki
57
Merhaba sevgili grafikerler.org üyeleri;

Son zamanlarda sıkça görmeye başladığım ve beni çok rahatsız eden bir konuya değineceğim. Yeni üyelerimizin hiç dikkat etmedikleri, belki de gözlerinden kaçırdıkları,tasarımın temel taşlarından biri olan dilin kullanımı.

Dille ilgili bir çok konu açıldı, yüzlerce mesaj yazıldı. Sırf bu yüzden şiddetli tartışmalara tanık olduk. Türkçe'yi düzgün konuşmayı savunurken, yazım yanlışları yaparak ironik durumlar yaşadık. Fakat hep aynı noktaya geldik: Grafik tasarımda dilin önemi.

Yoğunluklar, müşterilerin ve işverenlerin ağzına adeta sakız olmuş "acil" işler, detaylara gereken önemi vermemizi zorlaştırıyor. Müşteri nasılsa onayladı diye işin doğru çıkmasını değil de "öyle böyle" tamamlanmış olmasına bakmak zorunda bırakılıyoruz, ki sonrasındaki "acil" işe geçebilelim ve sonra tekrar diğer "acil" işe...

İş ilanlarında bile sıkça görüyoruz yazım yanlışlarını. Oysa ki; kendimizi ne kadar iyi tanıtırsak, ne kadar iyi anlatırsak, istediğimiz türde sonuçları da, o oranda elde ederiz. TDK (Türk Dil Kurumu) dili; "düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı" olarak tanımlar.

Dil, ikinci bir kişi ile etkileşime geçmenin en kolay yollarından biridir.İnsanların aralarında anlaşmaya, kendilerini ifade etmelerine araç olan dil, bir dil bilgisi sistemi içinde örgütlenmiş ve yapısallığını oluşturmuştur. Bu yapısallık içinde dil bilgisi, anlatım dili ve yazım dili olarak iki başlıkta ele alınabilir. Bizim ise üzerinde duracağımız başlık; yazım dili ve dil bilgisi kurallarıdır.
Hemen hemen her gün her yaştan insanın başvurduğu bir anlatım biçimi olan yazım dili güncel teknolojiyle beraber her anımızın içerisinde... Ama doğru ama yanlış her birimiz kullanmaktayız, doğrusunu yanlışını ayırt etmeksizin. Yazım yanlışlarımıza müdahale edilmesi de, kimi zaman bizi mahcubiyet duygusuyla rahatsız ettiği sonucu da kaçınılmaz bir gerçektir. Kimimiz aşırı duyarlı ve dikkatli bu konuya, kimimiz umursamaz ve aceleci ya da alışılagelmiş bir boşvermişlik...

Ben her halde aşırı duyarlıyım ki bu konuya, okuduğum herhangi bir metinde ilk önce yazım yanlışları ve dil bilgisi kuralsızlığı varsa, dikkatimi ilk çeken unsur bu olur. Gördüğüm yanlışları düzeltmeye çabalarken bazen şu tepkiyle karşılaşıyorum; "-de- ayrı yazılsa ne olur, bitişik yazılsa ne olur, sen benim ne demek istediğimi nasılsa anladın, boşuna konuşuyorsun..!" Bu kabul edilebilir bir düşünce değil. Güzel bir lafı vardır Mevlana'nın: "Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır." Dil varsayımlarla hareket etmez, belli ve kabul edilmiş kuralları vardır. Bunların dışına çıktığınızda, anlaşılmama/yanlış anlaşılma olasılığını da harekete geçirmiş olursunuz. Oysa ki başta da belirttiğim gibi, usulüne uygun anlatırsak, düzgün bir iletişim kurmamız için bir engel kalmaz.

Proje dersimizde bize öğretilen ilk şey; çalışmadaki her noktanın hesabını vermek zorunluğuydu. Sunumdaki tek bir noktanın dahi oraya koyuluş nedenini açıklayabilmemiz isteniyordu. Böylece parmağımızın şekillendirdikleri mutlaka bir amaç doğrultusunda çıkmış oluyordu. Yanlış da yapılsa arkasında durabilmeli, savunabilmeli onu. Yanlış olduğu için değil, ortaya çıkmış olduğu için, bilinçli bir düşüncenin ürünü olduğu için... Cezası ya da sonuçları daha ağır olsa da, üstünkörü ya da önemsenmeden yapılan bir işten daha makbuldür kanımca. "Kör değildi çalışırken, sağır değildi, ne yaptığını biliyordu" diyebilirim. Benim gözümde yanlış olan şeyin eksilerini dinleyebilecek ve idrak edebilecek bir muhattabım olduğunu bilirim böylece. Aksi halde," farkında değildi çalışırken; anlatılsa da, bu boşa kürek çekmekten farksız olacak" şeklinde bir yargının oluşmasına sebep olur.

Yazılmış ve defalarca anlatılmış şeyleri tekrar etmek istemiyorum. Dileyenler, ilgilenenler aşağıda verdiğim bağlantılardan konu hakkında daha detaylı bilgiye sahip olabilrler.

Yazım ve Telaffuz Hataları

Grafikerin Türkçe Bilgisi Olmalı Mı?


Tasarımlarımızda dilimizin gereklerini yerine getirebilmek, dilimizin bozulmasını önlemek ve gördüğümüz yerde buna sessiz kalmamak dileğiyle...
 

Murat Vardar

Uzman Üye
Uzman Üye
Kayıt
14 Ocak 2012
Mesaj
4.332
Tepki
1.051
Teşekkürler Özgül, kalemine yüreğine sağlık!
grafiker için hayati bir konuyu ele almışsın.
Bu anlattıkların yaşam süresince iletişimin olmazsa olmazı.
umarım devamı gelir...
Çünkü bende bu konuda anlatılmaya çalışılan yanlışlardan aşırı derecede rahatsızım,
hatta bir çok mesajda gördüğüm yazım ve dil bilgisi hatalarının altını çizmeye çalışıyorum.

paylaşım için tekrar teşekkürler.
 

Murat Vardar

Uzman Üye
Uzman Üye
Kayıt
14 Ocak 2012
Mesaj
4.332
Tepki
1.051
Bu ve buna benzer konularda en ayrıntılı bilgi kaynağı TDK resmi web sitesidir,
içerik olarak;

1 SUNUŞ
2 Simgeler
3 Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler
4 Pekiştirmeli Sözlerin Yazılışı
5 Ek Fiilinin Yazılışı
6 Mastarlara Gelen Eklerin Yazılışı
7 Fiil Çekimi ile İlgili Yazılışlar
8 Bulunma Durumu Eki -da / -de / -ta / -te'nin Yazılışı
9 İle'nin Yazılışı
10 Bağlaç Olan ki'nin Yazılışı
11 Bağlaç Olan da, de'nin Yazılışı
12 Soru Eki mı, mi, mu, mü'nün Yazılışı
13 Hece Yapısı ve Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi
14 İkilemelerin Yazılışı
15 Noktalama ve Diğer İşaretler
16 Kısaltmalar Dizini
17 Alıntı Kelimelerin Yazılışı
18 Ünsüz Türemesi
19 Ünsüzlerin Nitelikleri
20 Ünlü Daralması
gibi ana başlıklarda yazım kuralları hakkında detay bilgi sahibi olabilirsiniz,
iwww.tdk.gov.tr

faydalı olması dileğiyle...
 

Murat Vardar

Uzman Üye
Uzman Üye
Kayıt
14 Ocak 2012
Mesaj
4.332
Tepki
1.051
@SEBNEM İZGİ


Rica ederiz, faydalı olması dileklerimizle...
 
Kayıt
10 Ekim 2008
Mesaj
2
Tepki
7
Kesinlikle önemli bir konuya değinmişsiniz.
Bir kaç ekleme yapabiliriz.

Tasarımcı; devrik cümlelerle, bazen karışık bazen de saçma cümlelerle bile konuyu, hikayeyi anlatabilmeli.
Tasarımcı kelimelerinde zeki olmalıdır.

Teşekkürler.
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Konuyu açan da ilgili bu konuya ek bilgi sunan da yerinde ve olması gereken doğrulara işaret etmişler.
Kendilerine teşekkür eder, küçük bir ek yapmak isterim.

Adına grafik tasarım denilen meslek dalı bildiğiniz üzere tek başına kişilerin keyiflerine keder yapacakları kişisel çalışmaların ötesinde işaret edilen üretimin tanıtımına ve tanıtım sonrası satışlara önemli bir katkı sağlama arzusu içinde yanıp tutuşan işverenlere ve onların içerisinde akrep bulunan nazik ceplerine daha çok paranın girmesine yönelik olan çalışmaların bütünüdür. Bu anlamda;

- Bitirelim, gönderelim, yeni işe geçelim...

düşüncesiyle yanıp tutuşan bir de üzerine pandemi gibi tuhaf bir sürecin eklenmesi sonrasında üreten ve tanıtan işverenin veya piyasa deyimiyle (Patrona Halil) lerin sürecin aşamalarıyla ilgilenmek yerine ve olması gereken sürede bitirilmesi yerine biran önce gönderilmesi arzularının ön planda olması sonrası kimin ne anlamda herhangi bir dil kuralına, noktasına, virgülüne, kesmesine hatta temel imla kuralına dikkat etmeyeceği gün gibi ortadadır.

Temennimiz bu tür durumların bir an önce ortadan kalkıp güzel Türkçe'mizin her tür üretim alanında yerinde ve olması gerektiği şekilde kullanılmasıdır. Bunun yanında, öncelikle şu adına işveren denen kesimin de eğitilmesi yıllardır üzerine basa basa söylediğim bir gerçek olmasına karşın bu cenahtaki kişilerin utanmazca ve arsızca hala bildikleri yolda yürüme alışkanlıklarına devam ettikleri de bir gerçekken bu genel durumun düzelmesini beklemek sadece saf bir hayal olarak kalacaktır.

Saygılar...



Not: Küçük bir ek yapalım dedik yine uzun oldu sanırım...
 
Kayıt
7 Nisan 2022
Mesaj
2
Tepki
0
Merhaba sevgili grafikerler.org üyeleri;
Son zamanlarda sıkça görmeye başladığım ve beni çok rahatsız eden bir konuya değineceğim. Yeni üyelerimizin hiç dikkat etmedikleri, belki de gözlerinden kaçırdıkları,tasarımın temel taşlarından biri olan dilin kullanımı.
Dille ilgili bir çok konu açıldı, yüzlerce mesaj yazıldı. Sırf bu yüzden şiddetli tartışmalara tanık olduk. Türkçe'yi düzgün konuşmayı savunurken, yazım yanlışları yaparak ironik durumlar yaşadık. Fakat hep aynı noktaya geldik: Grafik tasarımda dilin önemi.
Yoğunluklar, müşterilerin ve işverenlerin ağzına adeta sakız olmuş "acil" işler, detaylara gereken önemi vermemizi zorlaştırıyor. Müşteri nasılsa onayladı diye işin doğru çıkmasını değil de "öyle böyle" tamamlanmış olmasına bakmak zorunda bırakılıyoruz, ki sonrasındaki "acil" işe geçebilelim ve sonra tekrar diğer "acil" işe...
İş ilanlarında bile sıkça görüyoruz yazım yanlışlarını. Oysa ki; kendimizi ne kadar iyi tanıtırsak, ne kadar iyi anlatırsak, istediğimiz türde sonuçları da, o oranda elde ederiz. TDK (Türk Dil Kurumu) dili; "düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı" olarak tanımlar.​
Dil, ikinci bir kişi ile etkileşime geçmenin en kolay yollarından biridir.İnsanların aralarında anlaşmaya, kendilerini ifade etmelerine araç olan dil, bir dil bilgisi sistemi içinde örgütlenmiş ve yapısallığını oluşturmuştur. Bu yapısallık içinde dil bilgisi, anlatım dili ve yazım dili olarak iki başlıkta ele alınabilir. Bizim ise üzerinde duracağımız başlık; yazım dili ve dil bilgisi kurallarıdır.​
Hemen hemen her gün her yaştan insanın başvurduğu bir anlatım biçimi olan yazım dili güncel teknolojiyle beraber her anımızın içerisinde... Ama doğru ama yanlış her birimiz kullanmaktayız, doğrusunu yanlışını ayırt etmeksizin. Yazım yanlışlarımıza müdahale edilmesi de, kimi zaman bizi mahcubiyet duygusuyla rahatsız ettiği sonucu da kaçınılmaz bir gerçektir. Kimimiz aşırı duyarlı ve dikkatli bu konuya, kimimiz umursamaz ve aceleci ya da alışılagelmiş bir boşvermişlik...
Ben her halde aşırı duyarlıyım ki bu konuya, okuduğum herhangi bir metinde ilk önce yazım yanlışları ve dil bilgisi kuralsızlığı varsa, dikkatimi ilk çeken unsur bu olur. Gördüğüm yanlışları düzeltmeye çabalarken bazen şu tepkiyle karşılaşıyorum; "-de- ayrı yazılsa ne olur, bitişik yazılsa ne olur, sen benim ne demek istediğimi nasılsa anladın, boşuna konuşuyorsun..!" Bu kabul edilebilir bir düşünce değil. Güzel bir lafı vardır Mevlana'nın: "Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır." Dil varsayımlarla hareket etmez, belli ve kabul edilmiş kuralları vardır. Bunların dışına çıktığınızda, anlaşılmama/yanlış anlaşılma olasılığını da harekete geçirmiş olursunuz. Oysa ki başta da belirttiğim gibi, usulüne uygun anlatırsak, düzgün bir iletişim kurmamız için bir engel kalmaz.​
Proje dersimizde bize öğretilen ilk şey; çalışmadaki her noktanın hesabını vermek zorunluğuydu. Sunumdaki tek bir noktanın dahi oraya koyuluş nedenini açıklayabilmemiz isteniyordu. Böylece parmağımızın şekillendirdikleri mutlaka bir amaç doğrultusunda çıkmış oluyordu. Yanlış da yapılsa arkasında durabilmeli, savunabilmeli onu. Yanlış olduğu için değil, ortaya çıkmış olduğu için, bilinçli bir düşüncenin ürünü olduğu için... Cezası ya da sonuçları daha ağır olsa da, üstünkörü ya da önemsenmeden yapılan bir işten daha makbuldür kanımca. "Kör değildi çalışırken, sağır değildi, ne yaptığını biliyordu" diyebilirim. Benim gözümde yanlış olan şeyin eksilerini dinleyebilecek ve idrak edebilecek bir muhattabım olduğunu bilirim böylece. Aksi halde," farkında değildi çalışırken; anlatılsa da, bu boşa kürek çekmekten farksız olacak" şeklinde bir yargının oluşmasına sebep olur.​
Yazılmış ve defalarca anlatılmış şeyleri tekrar etmek istemiyorum. Dileyenler, ilgilenenler aşağıda verdiğim bağlantılardan konu hakkında daha detaylı bilgiye sahip olabilrler.​
Tasarımlarımızda dilimizin gereklerini yerine getirebilmek, dilimizin bozulmasını önlemek ve gördüğümüz yerde buna sessiz kalmamak dileğiyle...​
çok güzel bir konuya değinmişsiniz yüreğinize emeğinize sağlık...
 
Yukarı Alt