- Kayıt
- 14 Ocak 2012
- Mesaj
- 4.332
- Tepki
- 1.051
çember çevrilir, su musluktan içilir,
ağaçlara tırmanılırdı. bebekler bezden,
silahlar tahtadan, resimler kömür karasından yapılırdı,
kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
isimleri konulur, saatli maarif okunurdu.
komşuda pişen bize... bizde pişen komşuya düşerdi.
geceler ayaz, sokaklar karanlık, yıldızlar parlak olurdu.
turşu, salça, mantı evde yapılır, karpuz kuyuda soğutulurdu,
erik ağacının çiçeği, pencere camımıza yaslanır, güz yaprakları bahçemize düşerdi.
kardan adam yapılır, evlerde soba yakılır, kış gecelerinde masal anlatılırdı,
merdiven çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi.
evler badanalı, sokaklar lambasız, mahalleler bekçili olurdu.
ajans radyodan dinlenir, çizgi roman okunur,
defterlere kenar süsü yapılırdı.
hayat, arkası yarın gibiydi, kesintisizdi,
her gün yaşanacak bir şey vardı. herkes kendi düşünü kurar, kendi hayatını oynardı.
şimdi, şimdi, herkes
yoğun, yorgun ve tek başına... (alıntı - can dündar)
...
Özlemle, hasretle, içsel bir buruklukla...
yüzümüzde oluşan o ifade edilmez derin hatıraların bıraktığı hüzünle;
Ah o eski günler...
ağaçlara tırmanılırdı. bebekler bezden,
silahlar tahtadan, resimler kömür karasından yapılırdı,
kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
isimleri konulur, saatli maarif okunurdu.
komşuda pişen bize... bizde pişen komşuya düşerdi.
geceler ayaz, sokaklar karanlık, yıldızlar parlak olurdu.
turşu, salça, mantı evde yapılır, karpuz kuyuda soğutulurdu,
erik ağacının çiçeği, pencere camımıza yaslanır, güz yaprakları bahçemize düşerdi.
kardan adam yapılır, evlerde soba yakılır, kış gecelerinde masal anlatılırdı,
merdiven çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi.
evler badanalı, sokaklar lambasız, mahalleler bekçili olurdu.
ajans radyodan dinlenir, çizgi roman okunur,
defterlere kenar süsü yapılırdı.
hayat, arkası yarın gibiydi, kesintisizdi,
her gün yaşanacak bir şey vardı. herkes kendi düşünü kurar, kendi hayatını oynardı.
şimdi, şimdi, herkes
yoğun, yorgun ve tek başına... (alıntı - can dündar)
...
Özlemle, hasretle, içsel bir buruklukla...
yüzümüzde oluşan o ifade edilmez derin hatıraların bıraktığı hüzünle;
Ah o eski günler...