Son Hava Bükücü Yapım Notları | Sinema Haber |

idris gümüş

Bronz Üye
Bronz Üye
Kayıt
14 Mart 2010
Mesaj
401
Tepki
5
Hava, Su, Toprak, Ateş… Kaderleri birbirine bağlanmış dört ülkedir. Ateş Ülkesi’nin diğerlerine karşı vahşice bir savaş başlatmasıyla bir anda herşey değişir. Son Hava Bükücü, 23 Temmuz 2010'da sinemalarda!



Dünyayı savaş alevleri yutmuş ve bu kaçınılmaz yıkımı durdurmak için kimsenin gücü yok… Ta ki şu ana dek. Yaklaşık 100 yıldır, Ateş Ulusu, kabile ulusları Hava, Su ve Toprak’a hakim olmak için ölümcül bir hareket başlatmıştır. Kabilelere tek bir seçenek sunmaktadır: Tam teslimiyet ya da tam yıkım.
Köylüler, kendilerini savunmak için boş girişimlerde bulunarak, ulusun elementine hakim olup istedikleri gibi onu “bükebilen” seçilmiş birkaç kişinin arkasında duruyor. Büyük ordular ve imha silahlarıyla destekleniyorlar ama ateş bükücüler yeryüzündeki her hava bükücüyü etkisiz hale getirmişlerdir. Şimdiyse dikkatlerini kuzey kalesindeki Su Ulusu’na çevirmişlerdir.
Bir gün genç su bükücü Katara (NICOLA PELTZ), erkek kardeşi Sokka’yla (JACKSON RATHBONE) yeteneklerini çalışırken Aang (NOAH RINGER) adlı genç bir çocukla tanışırlar. Aang’ın hava bükme becerileri ortaya çıktıkça, Katara ve Sokka, karşılarındakinin yalnızca son hava bükücü olmayabileceğini fark ederler. Geleceğin habercisi Avatar, bu genç hava bükücü, Ateş Ulusu’nun saldırılarına karşı koyabilecek tek silahtır ve savaşın yıktığı dünyanın düzenini bir tek o geri getirebilir. Fakat çok geç olmadan bükme becerilerinde ustalaşıp olmasa gereken kahraman olabilecek midir?
Usta bir hikâye anlatıcı olan, Oscar adayı yazar/yapımcı/yönetmen M. NIGHT SHYALAMAN, hit animasyon serisi “Son Hava Bükücü”yi beyaz perdeye taşıyor ve inanılmaz görsel efektler, harika aksiyon ve heyecan verici maceralarla dolu destansı, efsanevi bir dünya yaratıyor.
2005 yılında Nickelodeon, Michael Dante DiMartino ve Byran Konietzko’nun ortaklaşa yarattığı “Avatar: The Last Airbender” dizisini yayınlamaya başladı. Dizi geniş bir seyirci kitlesi kazandı. Kısa sürede “Avatar” ateşi uluslararası bir fenomene dönüştü. (Dizi şu an 120’den fazla ülkede gösteriliyor.) Dizi daha sonra da Hollywood’un en iyi hikâye anlatıcılarından M. Night Shyamalan’ın ilgisini çekti. İki Oscar adaylı sinemacı şöyle diyor: “’Avatar: The Last Airbender’ kucağıma düştü. Bana adeta göründü.”
Shyamalan’ın kızları diziye âşık olmuş, özellikle de genç su bükücü karakteri Katara’ya. Benzersiz bir hayran sadakatine sahip diziden etkilenen Shyamalan, onlarla birlikte diziyi izlemeye karar vermiş ve kendini kaptırmış.

Dizinin sinematik bir potansiyeli olduğu açık. Elbette 30 küsur saatlik hikâyeleri bir sinema filmine dönüştürmek zorlu bir görev olacaktı. Buna yönetmenin daha önceki işlerinde hiç ele almadığı bir türe adım atması da dâhil. “Sayfaya ilk kelimeleri yazar yazmaz, bu komplekslikte bir film yapmanın çok çaba gerektireceğini anlamıştım. “Avatar” serisini yaratan Michael Dante DiMartino ve Bryan Konietzko, mitolojiyi oluşturmak için 6 yıllarını harcamışlar.”

“Bu ölçüde bir şey yapmak ve bir yandan da mükemmellik seviyesini korumayı istemek benim için şaşırtıcı ve ilginç oldu” diye devam ediyor Shyamalan. “Çekimlerin her günü ölümüne korkuyordum. Bunaltıcı olabilirdi, birçok bilinmeyen vardı. Bu film, şu ana kadar yaptığım her şeyden iki buçuk kat daha büyük.”

“Son Hava Bükücü”nün film ekibi, orijinal dizinin sadık hayranları oldukları için, başarmayı umdukları bir tek nihai amaç vardı. “Sadece hayranların beklentilerini karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda bir canlı aksiyon filninin sunabileceği her şeyi dünya çapında seyirciye yayacak bir film yaratmak istedik” diyor Shyamalan.

“Avatar”ın yaratıcıları DiMartino ve Konietzko, Shyamalan’ın senaryosunu geliştirmesine çok yardımcı olmuş. Birçok hikâyeyi uzun metrajlı film boyutuna geçirmeye yardım etmişler. “Başım sıkıştığında onların bir telefon veya e-posta uzakta olduğunu bilmek çok rahatlatıcıydı. Onların ‘Avatar’ mitolojisi o kadar iyi düşünülmüş ki, tüm sorularıma bir cevapları ve bir hikâyeleri vardı.”

“Son Hava Bükücü” “Avatar” serisinin su elementine odaklanan Birinci Kitabını anlatıyor. Filmde Avatar Aang, dünyayı kurtarmak amacıyla dört elemente hakim olmak için çıktığı yolcuk konu ediliyor. Televizyon dizisinde olduğu gibi “Son Hava Bükücü” Güney Kutbundan Kuzeye gidiyor.





Tüm Bükücüleri Çağırmak
Shyamalan, oyuncu seçiminde de geleceği düşünüyordu. Şöyle diyor: “Farklı oyunculuk becerilerine sahip oyuncular aradım. Tek ayarda oyuncu seçemezsiniz.” Film ekibi, dört ulustan olan kişilerin etnik kökenlerinin farklı olmasına da önem veriyordu.
O dünyanın merkezi de Avatar Aang’dı. Doğru oyuncuyu seçmek altı ay aldı ve birçok alanı kapsadı. Film ekibi Dallas, Teksas’lı bir dövüş sporları şampiyonuna ait bir DVD aldığında şans ve kader bir araya geldi.
Noah Ringer, 10 yaşındayken tekvandoyla, Güney Kore’nin dövüş sanatı ve ulusal sporuyla uğraşmaya başlamış. Yeteneği sayesinde birçok ödül almış ve Amerikan Tekvando Birliği Teksas Eyalet Şampiyonu olmuş. Noah idmanlar sırasında terlememek için kafasını kazıtmaya başlamış. Arkadaşları ve antrenörü, animasyon dizinin bütün hayranları onun televizyon kahramanına ne kadar benzediğini fark etmiş ve Noah’ya “Avatar” lakabını takmış. Bundan etkilenerek dizinin DVD’lerini izlemeye başlamış ve bitmek bilmeyen aksiyon dolu savaş sanatları sekanslarıyla bağ kurmuş.
Paramount’un “Son Hava Bükücü” için uluslararası oyuncu seçmeleri düzenlediği açıklanınca, tekvando antrenörünün teşvikiyle Noah bir seçme DVD’si hazırlayıp, hâlihazırda kazınmış olan kafasına karakterin imzası niteliğindeki mavi oku bile çizdirmiş.

“Noah, Aang’ı canlandırıyor. Aksi düşünülemez. Seçme kasetini izlediğimiz an, onun kocaman kahverengi gözlerindeki samimiyeti gördük” diyor Shyamalan. “Zanaatına kendini adamış. Gerçekten önemsiyor ve her gün daha çok çalışmak istiyor. Öyle genç bir adam için sahip olduğu disiplin benzersiz.”

Yapımcı Frank Marshall ekliyor: “Başından itibaren Noah’da Zen-vari bir özellik vardı ve bizim de bu karakterde aradığımız şey tam olarak buydu.”
Oyunculukla dövüş sanatları deneyimini bir araya getirmek zorunda olan Noah şöyle diyor: “Night odaklanıp o gücü ve enerjiyi oyunculuğuma aktarmama yardımcı oldu. Bunun bana hayatımın sonunda dek faydası olacak.”
İyinin kötüye karşı olduğu her ikna edici hikâyede, herkes müthiş bir kötü adam olması gerektiğini bilir. Dolayısıyla Prens Zuko rolünde Ringer’a denk olabilecek birini bulmak anahtardı.
Oscar ödüllü “Milyoner”in ani başarısından sonra başrol oyuncusu Dev Patel, “Milyoner”deki karakteri Jamal’dan çok farklı bir rol arayışı içindeydi. Bağımsız hit filmin reklamını yaparken Patel, Prens karakteri için kendini kasete çekmiş ve sonra Shyamalan’dan rolü kendisine teklif ettiği “o telefonu” almış.

Shyamalan şöyle diyor: “Gerçekte, Zuko’nun güçlü olduğu yanı incinebilirliği. Dev Patel’ın en etkili yanı incinebilirliği. Dev, ona rolü verdiğimizde erkek-çocuktu, öfke ve merhametin kusursuz kombinasyonu.

“Milyoner” setinde çekimlerden vakit bulduğunda izlediği “Avatar” için Patel şöyle diyor: “Prens Zuko tutkusu ve babasının gözünde gururunu tekrar kazanmak için verdiği mücadele arasında kalmış. Hikâyeye bayıldım çünkü öğrenilecek çok ders var. Eskiden beri Bruce Lee hayranıyım, o yüzden elbette animasyon dizisindeki dövüş sanatları sahnelerini çok sevdim.”
Ringer gibi genç aktris Nicola Peltz de Shyamalan’ın son filminin seçmelerine katılmaya karar verniş ve su bükücü Katara rolünü okuyup daha sonra dab u rol için teklif almış. Peltz kendinden küçük ikiz erkek kardeşleriyle birlikte diziyi işlemiş olduğu için karaktere oldukça aşina.
Shyamalan şöyle diyor: “Filmde Sokka’nın ayakları daha yere basıyor, o yüzden filmde mizah olsa da komik karakter Sokka değil. Bu Jackson’a çeşitlilik kattı. Film sırasında Sokka’nın büyüdüğünü görebiliyorsunuz.”





Prens Zuko’nun yolculuğu, aile sorumluluklarından kaynaklanıyor. Savaşta küçük düştükten sonra Zuko babası Ateş Kralı Ozai (oynayan Cliff Curtis) tarafından dışlanıyor. Zuko, babasının sevgisini ve güvenini kazanmakta kararlı. Zuko’ya eski bir general ve savaş gazisi olan amcası, genç prensin akıl hocası ve sırdaşı İroh (oynayan Shaun Toub) yardım ediyor.

Orta Doğu, Hint, Akdeniz ve İtalyan tipli erkekler Ateş Ulusu askerleri olarak seçildi. Kore, Japon, Moğol ve Afrikalı tipine sahip erkek, kadın ve çocuklar, Ateş Ulusu egemenliği altında yaşayan Toprak Krallığı vatandaşları olacak seçildi.

Toplamda 6 binden fazla oyuncu, “Son Hava Bükücü”nün dünyasını oluşturmak için bir araya getirildi.

Bükme Sanatında Ustalaşmak
Noah Ringer, çekimlerden önce birkaç ay dublör departmanıyla çalıştı, dövüş sporlarındaki hareketlerini karmaşık, koreograflanmış dövüş sahneleriyle bir araya getirdi. Shyamalan şöyle diyor: “Noah hareketlerine şiirsellik katıyor. Aynı zamanda asla “Aan duyarlılığı”nı kaybetmiyor. Sette, bunun onun ilk filmi olmakla kalmadığını, ilk kez oyunculuk yaptığını anlamak için kendimizi çimdikliyorduk. Oyunculuğunun doğruluğuna dair onu her gün zorladım, o da bana kendi fikir ve yorumlarıyla geldi. Ona, yaptığı her şeyde en iyi olmayı isteten rekabetçi bir içgüdüsü var.

Nicola Peltz yıllarca buz hokeyi oynamış ve oyuncu olmaya karar vermeden önce profesyonel olarak hokeye devam etmeyi düşünüyormuş. Sportif becerileri, Katara rolüne hazırlanırken, ki buna çekimlerden beş ay önce başladığı dövüş sporları eğitim program da dâhil, ona çok faydası olmuş.
New York’lu Peltz şöyle diyor: “Brooklyn’de kendi başıma çalışmaya başladım ve dövüş sporlarından, güce güçle karşılık veren Kung Fu’yu öğrendim. Philadelphia’ya gidip Tai Chi eğitimine başladım. Daha sonra da Noah ve Jackson’la beraber dövüş sahnelerinin koreografisini bir araya getirmeye başladık.”

Nicola, eğitiminin çoğunu Tai chi chuan üzerinde yoğunlaştırmış. Bu, daha nazik, daha yavaş bir stil, hareketler akıcı. Tai chi, zihinsel sakinlik ve netlike için içsel enerjiyi kullanıyor. Bu, Su Kabilesi tarafından seçilen bükme tarzı.

“Son Hava Bükücü”yü Tasarlamak
“Avatar: The Last Airbender” dizisinin sinema filmine dönüştürülme süreci Kasım 2007’de başladı. Sorumlu yapımcılar (ve dizinin ortak yaratıcıları) DiMartino ve Konietzko tüm çizimlerini ve tasarımlarını yapım tasarımcısı Philip Messina’ya verdi. O dünyayı, küçük ekrandan büyük ekrana taşımak için Messina ve sanat departmanı referans toplamaya başladı. Seyahat ve tarih dergilerinden sosyoloji jurnallerine, eski dillere ait kitaplara kadar her şeye bakıp kendi konsept illüstrasyonlarından oluşan toplama bir kitap oluşturdular.Çin’den Kuzey Afrika’ya, Hindistan’a hatta Orta Çağ dönemlerine kadar Messina ona tasarım sürecinde ilham verecek her şeyi hesaba kattı. Daha sonra Messina’nın oluşturduğu set kavramları prodüksiyon boyunca en büyük referans oldu.
Shyamalan’la sanat yönetmeni olarak “Altıncı His”te çalışan Messina şöyle diyor: “Her ulusun toplumunun nasıl olduğunu düşünmem lazımdı. Yıkılmış Hava Gezginlerinden, Kuzey Su Kabilesi’nin görkemine, sanayileşmiş Ateş Krallığından daha organic olan Toprak Köylülerine kadar hepsini. Ulusları tasarlamak, bulmacanın dört parçasını oluşturmak gibiydi. İçlerinden birini her değiştirdiğimde, diğerini etkiliyordu. Birbirleriyle uyum içinde olmalarını ama aynı zamanda da benzersiz bir şekilde farklı olmalarını istedim.”
Film Ekibi Hakkında
M. NIGHT SHYAMALAN (Yazar / Yapımcı/ Yönetmen) “Son Hava Bükücü” ile “Praying with Anger,” “Wide Awake,” “Altıncı His,” “Ölümsüz,” “İşaretler,” “Köy,” “Sudaki Kız,” ve “Mistik Olay” dan sonra dokuzuncu filmini yönetti.

Tüyler ürperten psikolojik gerilim “Altıncı His”ten sonra Shyamalan, Hollywood’un en çok aranan yönetmenlerinden oldu. “Altıncı His” tüm zamanların en çok hasılat yapan filmlerinden biri oldu ve ev sinemasında rekorlar kırmaya devam ediyor. Film, toplamda altı Oscar adaylığı elde etti. Bunlar arasında En İyi Film, Shyamalan için En İyi Yönetmen ve En İyi Özgün Senaryo kategorileri de vardı. Buna ek olarak film üç People Choice ödülü aldı: En İyi Sinema Filmi, En İyi Dram Filmi ve filmin yıldızı Bruce Willis’in En İyi Erkek Oyuncu ödülü. Shyamalan Willis’le birlikte Samuel Jackson’ın da rol aldığı “Ölümsüz”de tekrar bir araya geldi.

“Ölümsüz”ün ardından Shyamalan doğaüstü gerilim, Mel Gibson ve Joaquin Phoenix’li “İşaretler”le dünya çapında inanılmaz bir başarı elde etti. Beğenilen “Köy”, “Sudaki Kız” ve “Mistik Olay”la başarılarını devam ettirdi.

Shyamalan film çekmeye 10 yaşındayken memleketi Philadelphia’da başladı. 16’sına geldiğinde 45. kısa filmini tamamlamıştı. 17 yaşında ikisi de doctor olan anne babasının karşısına geçip, ailedeki diğer 12 doktorun resimleriyle birlikte, onlara iftiharla mezun olup tıp programlarını dereceyle bitirip burs kazanmış olmasına rağmen New York Üniversitesi Tisch Sanat Okulunda sinema okumaya karar verdiğini söyledi. NYU’daki son yılında “Praying with Anger” adında, memleketi Hindistan’a Amerika’dan değişim öğrencisi olarak giden bir gencin, memleketinde kendini yabancı gibi hissetmesinin konu edildiği duygusal bir senaryo yazdı. 1992’de, ilk düşük bütçeli filminin parasıyla Shyamalan hikâyeyi Hindistan’da çekti ve filmin yazarlığını, yönetmenliğini, yapımcılığını ve oyunculuğunu üstlendi. Film, New York Foundation of Arts’ın prestijli First Look Series’ında gösterim için seçildi ve Temmuz 1993’te Los Angeles Amerikan Film Enstitüsünce Yılın Filmi seçildi.
Ertesi yıl, Shyamalan başka bir ruhani senaryo yazdı: “Labor of Love” ve bunu 20th Century Fox’a sattı. Haziran 1995’te Columbia Pictures kendisinden E.B. White’ın aynı adda sevilen çocuk klasiği “Stuart Little”ın fantezi sinema uyarlamasını yazmasını istedi.
İkinci sinema filmi “Wide Awake”te Rosie O’Donnell, Denis Leary, Dana Delaney ve Robert Loggia oynadı ve film 1997’de gösterime girdi. Philadelphia’da stüdyo dışında çekilen film, Katolik okuluna giden bir çocuk ve dedesi arasındaki yakın ilişkiyi konu ediyordu.

Shyamalan kendi prodüksiyon şirketi Blinding Edge Pictures’ı kurdu. Şirket Philadelphia’nın biraz dışında, karısı ve üç kızıyla yaşadığı yerde.




Ödüllü sinemacı MICHAEL DANTE DiMARTINO (Dizinin yaratıcısı /Filmin Sorumlu Yapımcısı) eğitimine Rhode Island Tasarım okulunda başladı ve buranın film animasyon bölümünde 1996 yılında mezun oldu. Yönetmenliğini yaptıüı animasyon dizileri arasında “King of the Hill”, “Family Guy” ve “Mission Hill” var. DiMartino, 2003 Sundance ve Los Angeles Film Festivallerinde gösterilen kısa animasyon filmi “Atomic Love”ı yazdı, animasyonunu yaptı ve yönetti.
2002 yılında DiMartino dostu ve iş arkadaşı Bryan Konietzko ile animasyon Nickelodeon dizisi “Avatar: The Last Airbender”ı yapmak için bir araya geldi. DiMartino dizinin sorumlu yapımcılığını ve hikâye editörlüğünü yaptı. Dizi Nickelodeon’da 2004-2008 yılları arasında yayınlandı. “Avatar” birçok ödül aldı. Bunların arasında Genesis Ödülü, birçok Annie ödülü ve 2008 Peabody Ödülü de var.

DiMartino, köpeği Truman’la birlikte Los Angeles, California’da yaşıyor.

BRYAN KONIETZKO (Dizinin yaratıcısı / Filmin Sorumlu Yapımcısı)
multidisipliner bir sanatçı, yazar ve müzisyen. Rhode Island Tartist, writer and musician. Rhode Island Tasarım Okulu illüstrasyon bölümünden iftiharla mezun oldu. Dostu ve okul arkadaşı Michael Dante DiMartino ona, TV animasyon endüstrisinde fırsat yakalamasında yardımcı oldu. Konietzko, DiMartino’yla beraber Film Roman Stüdyolarında “Family Guy”, “Mission Hill” ve “King of the Hill”de birlikte çalıştı. 2000 yılında “Invader Zim” dizisinde storyboard sanatçısı olarak Nickelodeon’da çalışmaya başladı. İkinci sezonda dizinin sanat yönetmeni oldu ve yabancı animasyon ekiplerini eğitmek için Güney Kore’de vakit geçirdi.
“Zim”den sonra Bryan, Nickelodeon’ın geliştirme müdürü tarafından yeni bir diziiçin işe alındı. Bir kez daha arkadaşı Michael DiMartino’yla ekip oluşturdu ve ikisi birlikte “Avatar: The Last Airbender,”ı yarattı. Kavramı oluşturduktan sonra fikri oturtmaları iki hafta sürdü. Michael’la sorumlu yapımcılık görevini üstlenmesinin yanı sıra, Bryan ödüllü dizinin sanat yönetmenliğini de yaptı, ana karakterleri tasarladı, fantezi dünyasının destansı ortamını çizdi.
“Avatar”ın altı yıllık prodüksiyonu sırasında Bryan, Ginormous adı altında üç tane enstrümantal elektronik müzik albümü çıkardı. Dördüncü albümü, Los Angeles Oni Dance’e ait bir modern dans koreografisinin müziklerinden oluşuyor. Bu albüm 2010 ilkbaharında çıktı. Bryan tam bir manzara fotoğrafçısı, Kanada, İzlanda, Fransa ve Japonya’ya ait fotoğraflarını bryankonietzko.com’da sergiliyor. Los Angeles’ta nişanlısı Lisa ve köpeği Gunther’la yaşıyor.
“Kutsal Hazine Avcıları” FRANK MARSHALL’ın (Yapımcı) Steven Spielberg, George Lucas ve Kathleen Kennedy ortaklığını başlattı. Bu ortaklık “Indiana Jones: Kamçılı Adam”, “Indiana Jones Son Macera” ve “Indiana Jones Kristal Kafatası Krallığı” filmlerini kapsıyor.
50’den fazla filmle Amerikan sinemasının şekillenmesini sağlayan vizyon sahibi bir yapımcı olan Marshall, aynı zamanda başarılı bir yönetmen ve kamu hizmetleri ve sporlarında aktif bir katılımcı. Marshall’ın portföyünde tüm zamanların en başarılı ve uzun ömürlü bazı filmler var: “Kötü Ruh”, “Gremlinler”, “Define Avcıları”, “Mor Yıllar”, “Bir Amerikan Hikâyesi”, “Güneş İmparatorluğu”, “Who Framed Roger Rabbit?”, “Tarih Öncesi Topraklarda”, “Geleceğe Dönüş” üçlemesi, “Altıncı His”, “Zafer Yolu” ve “Bourne” üçlemeleri.
Filmleri birçok kez Oscar’a aday gösterildi. Bunlar arasında “Kutsal Hazine Avcıları” (1982), “Mor Yıllar” (1985), “Altıncı His” (1999), “Zafer Yolu” (2003) ve 2008’de büyük beğeni toplayan “Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi”nin de bulunduğu En İyi Film adaylıkları oldu. “Benjamin Button” 13 dalda Oscar’a ve Altın Küre Ödülleri’nde de En İyi Film kategorisinin de aralarında buluduğu beş dalda aday gösterildi.
Marshall, gişe hiti “Kutup Macerası”nın yanı sıra “Örümcek Korkusu” ve gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlanan “Yaşamak İçin”, 1995 yılının hit maceraso “Kongo” ve Emmy ödüllü HBO mini dizisi “From the Earth to the Moon”un bir bölümünün yönetmenliğini yaptı.

Marshall sinema kariyerine Peter Bogdanovich’in kült klasiği “Targets”ta asistan olarak başladı. Daha sonra Bogdanovich ondan “Son Gösteri” ve “What’s Up, Doc?” filmlerinin mekân sorumlusu olmasını istedi. Marshall daha sonra yönetmenin “Aya Yolculuk” ve “Nickelodeon”un da aralarında bulunduğu beş filmi için yapımcı yardımcılığı yaptı.

Steven Spielberg ve Kennedy ile uzun soluklu ve verimli iş birliği 1981’de “Kutsal Hazine Avcıları”yla başladı. Ardından prodüksiyon süpervizörlüğünü yaptığı “E.T”, yapımcılığını üstlendiği 1981 yapımı “Kötü Ruh” geldi ve üçlü Amblin Entertainment’ı kurdu. Amblin’de çalışırken Marshall birçok filmin yapımcılığını yaptı: Kevin Reynolds’ın “Fandango”su, Barry Levinson’ın “Genç Sherlock Holmes”ü, Joe Dante’nin “Gremlinleri”, Robert Zemeckis’in “Geleceğe Dönüş” üçlemesi ve “Who Framed Roger Rabbit?”i, ve Spielberg’ün “Always”i, “Kanca”sı ve “Güneş İmparatorluğu”nun yanı sıra kendisinin ilk yönetmenliğini yaptığı film “Örümcek Korkusu”.

Marshall, yönetmenlik kariyerine devam etmek için 1991 sonbaharında Amblin’den ayrıldı ve Kathleen Kennedy ile birlikte Kennedy/Marshall Company’yi kurdu. Şirketin prodüksiyonları arasında şunlar yer alıyor: Frank Oz’dan “Dolaptaki Kızılderili”, Scott Hicks’ten “Aşkın Sırları”, Sigourney Weaver ve Julianne Moore’un oynadığı “Dünya Haritası”, Bruce Willis ve Haley Joel Osment’lı “Altıncı His”, Olimpiyatların ilk resmi geniş formatlı filmi “Olympic Glory”, M. Night Shyamalan’ın “İşaretler”i, Gary Ross’un yönettiği, Laura Hillenbrand’in çok satan kitabından uyarlanan yaşanmış bir olayın konu edildiği “Zafer Yolu” ve baş rolünde Matt Damon’ın oynadığı “Bourne” üçlemesi. (Geçmişi Olmayan Adam – Yönetmen Doug Liman; Medusa Darbesi ve Son Ültimatom – iki filmin de yönetmeni Paul Greengrass).

Los Angeles’lı, müzisyen Jack Marshall’ın oğlu olan Marshall UCLA öğrencisiyken ülkeyi boydan boya katetmişti ve üç yıllık üç yıl üniversite futbol takımındaydı. Müzik ve spor aşkını birleştiren Marshall veAmerika’nın milli atleti Steve Scott Rock’n’Roll Maratonunu başlattı. 1998’de San Diego’da başlayan bu marathon, tarihteki en büyük ilk maraton oldu. 10 yıldan fazla sure Amerika Olimpiyat Komitesinde yer alan Marshall’a 2005 yılında Olimpiyat madalyasıyla ödüllendirildi ve Amerika Olimpiyat Onur Listesine girdi. Şu an Athletes of Hope, USA Gymnastyics ve The Governor’s Council kurullarında. Aynı zamanda MLA Partner Schools’un kurucu üyesi ve UCLA Foundation of Governors üyesi.



ANDREW LESNIE, ACS, ASC (Görüntü Yönetmeni) 2002’de “Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği” filmiyle En İyi Görüntü Yönetmeni Oscar’ını ve 2004 yılında “Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü” ile BAFTA ödülünün yanı sıra birçok eleştirmen ödülleri aldı. “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesinin yanı sıra Lesnie, Peter Jackson’la “King Kong” ve “Cennetimden Bakarken”de birlikte çalıştı.
Üç BAFTA adaylığı, Amerikan Görüntü Yönetmenleri Derneği adaylıkları aldı ve Avustralya Görüntü Yönetmenleri Derneği MILLI ödülünü aldı. İki yıl üst üste Avustralya Yılın Görüntü Yönetmeni oldu.

“Doing Time for Patsy Cline” Avustralya Film Enstitüsü En İyi görüntü yönetmeni ödülünü ve Avustralya Film Eşektlirmenleri derneğince Altın Ödüle layık görüldü.
Lesnie aynı zamanda “Cesur Domuz Bebe”, “Spider and Rise” ve Çin’de çekilen ve Joan Chen’in oynadığı Polygram filmi “Temptation of a Monk” A.C.S Golden Tripod Ödülleri kazandı. Diğer filmleriyse şöyle: “Bebe Şehirde”, “The Sugar Factory”, “Çalınmış Kalpler”, “Dark Age”, “Masum Gençler”, “Boys in the Island”, “Daydream Believers”, “Kardeşlerin Aşkı” ve “Unfinished Business”’in yanı sıra “Neşeli Ayaklar”. Son filmleri arasında “Cennetimden Bakarken”in yanı sıra Will Smith’li “Ben Efsaneyim” ve Avustralya bağımsız filmi Geoffrey Rush’lı “Bran Nue Dae” var.
Televizyon kariyerinde de üç mini dizisi var: The Rainbow Warrior Conspiracy,” “Melba” (A.C.S. Merit Award) ve “Cyclone Tracy” (A.C.S. Golden Tripod En İyi Görüntü Ödülü).

CONRAD BUFF, A.C.E.(Kurgucu) “Titanik” filmindeki başarısından ötürü bir Oscar®, bir ACE Eddie Ödülü kazandı ve diğer kurgucular James Cameron ve Richard A. Harris’le birlikte BAFTA’ya aday gösterildi. Diğer filmleri şöyle: M. Night Shyamalan’ın “Mistik Olay”ı ve “Shooter”I, “Antwone Fisher,” “İlk Gün,” “Arlington Yolu,” “Gerçek Yalanlar,” “Terminatör 2: Mahşer Günü,” “The Abyss,” “Bıçak Sırtı” ve son olarak “Terminatör 4: Kurtuluş.”
Kurguya başlamadan önce Conrad “2010”, “Hayalet Avcıları” “Kötü Ruh”, “ET” “Kutsal Hazine Avcıları” “Yıldız Savaşları Bölüm V: İmparator” filmlerinde görsel efektçi olarak çalıştı. Kurgusunu yaptığı ilk filmlerden biri “Yıldız Savaşları Bölüm VI: Jedi’ın Dönüşü” idi. (kurgu asistanı).
Buff, mimar III. Conrad Buff’ın oğlu, ressam II. Conrad Buff’ın torunu. Buff, Amerikan Donanmasına katılmadan önce iki yıl Pasadena City College’a gitmiş. Film kurgulamayı ilk olarak donanmanın Hollywood’daki sinema ofisinde çalışırken öğrenmiş.

JUDIANNA MAKOVSKY’s (Kostüm Tasarımcı) sektörde sahip olduğu 20 yılı aşkın sürelik tecrübe, ona “Zafer Yolu”, “Harry Potter ve Felsefe Taşı” ve “Yaşamın Renkleri” filmlerindeki çalışmalarıyla 3 Oscar adaylığı kazandırdı. Mokovsky son iki filmdeki katkılarıyla Costume Designers Guild Ödülleri ile onurlandırılmış, “Zafer Yolu”, ve “X-Men: Son Direniş” ile de adaylığa layık görülmüştür. Judianna ayrıca “Harry Potter ve Felsefe Taşı” ile British Academy of Film and Television Arts (BAFTA) ödülüne aday gösterilmiştir.
Makovsky’nin bunlara ek olarak tasarım kadrosunda yer aldığı filmler arasında şunlar sayılabilir: “Büyük Hazine”, “Büyük Hazine: Sırlar Kitabı”, “Mr. Brooks”, “Bagger Vance Efsanesi”, “Aşk Oyunu”, “Gloria”, “Aşkın Büyüsü”, “Büyük Umutlar”, “Şeytanın Avukatı”, “Lolita”, “Dostluk Denizi”, “Küçük Prenses”, “Hızlı ve Ölü”, “Davetsiz Misafir”, “Uzman”, “Six Degrees of Separation”, “Talihin Dönüşü”, “Büyük” ve “Taş Mezarlar”

Judianna’nın en yeni tasarımları Paul Weitz’in bir görsel şöleni olan başrollerinin Salma Hayek, John C. Reilly ve Willem Dafoe’ın paylaştığı “Ucubeler Sirki: Vampirin Çırağı” filminde görülebilir. Televizyon filmleri için tasarım ekibinde bulunduğu projeler arasında ise “Wild Palms,” “Miss Rose White,” “Margaret Bourke-White” ve Robert De Niro’nun “Tribeca” dizisinin pilot bölümü sayılabilir.

JAMES NEWTON HOWARD (Besteci) “Mistik Olay”, “Sudaki Kız”, “Altıncı His”, “Ölümsüz”, “İşretler” ve Oscar’a aday gösterildiği “Köy”den sonra bir kez daha “Son Hava Bükücü”de M. Night Shyamalan’la bir araya geliyor.
James Newton Howard birçok yeteneği olan ve talep gören film müzisyenlerinden biri. Bugüne kadar Howard 8 kez Oscar’a aday gösterildi. En İyi Film Müziği adaylıkları arasında “Direniş”, “Michael Clayton”, M. Night Shyamalan’ın “Köy”ü, “Kaçak”, “Dalgalar Prensi” ve “En İyi Arkadaşım Evleniyor”; En İyi Özgün Şarkı adaylıkları arasında da “Ufaklık” filminden “look What Love Has Done” ile “Güzel Bir Gün”den “For The First Time” var.
Howard, Hans Zimmer’la birlikte “Kara Şövalye”nin müzikleri için Grammy Ödülü kazandı. Shyamalan’ın “İşaretler” filmi, animasyon Disney filmi “Dinozor” ve “Güzel Bir Gün” filminin şarkısıyla da Grammy adaylıkları kazandı. “Genç Ölmek” filminin şarkıcı Kenny G’nin seslendirdiği şarkısı yine ona Grammy adaylığı getirdi. Andre Baugher dizisi “Gideon’s Crossing”in müzikleriyle Emmy ödülü kazandı ve Warner bros’un uzun soluklu dizisi “ER” ve Ving Rhames dizisi “Men”in müzikleriyle de Emmy adaylıkları kazandı.
Howard, Altın Küre Ödüllerine de 4 kez aday gösterildi: “King Kong” filminin müzikler, “Ufaklık” ve “Güzel Bir Gün” filmlerinin şarkıları ve son olarak “Direniş” filminin provokatif senfonik müziğiyle.

ASCAP’in prestijli Henry Mancini Hayat Boyu Başarı Ödülüyle onurlandırılan Howard, 100’den fazla filmin müziğini yaptı. Shyamalan filmlerine ek olarak beş Lawrence Kasdan filmi (“Şehrin Kalbi”, “Wyatt Earp”, “Fransız Öpücüğü”, “Mumford” ve “Düş Kapanı), dört Julia Roberts Komedisi (“Özel Bir Kadın”, “Kaçak Gelin”, “En İyi Arkadaşım Evleniyor” ve “Gözde Çift”) ve üç Walt Disney Animation Studios filmi (“Dinozor”, “Hazine Gezegeni” ve “Atlantis: Kayıp İmparatorluk”).

Diğer filmleri arasında şunlar yer alıyor: “Ben Efsaneyim”, “Kanlı Elmas”, “Tetikçinin Gecesi”, “Tehdit”, “Batman Başlıyor”, “Aşkın Sırları”, “Hidalgo”, “Peter Pan”, “Sonun Başlangıcı”, “İlk Korku”, “Glengarry Glen Ross”, Su Dünyası”, “Şeytanın Avukatı”, “Dave” ve “Çizgi Ötesi”.

Howard’ın başarısı zengin bir müzik geçmişi deneyimlerinin bir yansıması. Pittsburg Senfonisinde 30’lu ve 40’lıyıllarda klasik keman çalan büyükannesinden etkilenen Howard, 4 yaşında piyano çalmaya başlamış. Santa Barbara Musical Academy of the West ve USC School of Music’te piyano dalında eğitim aldıktan sonra, resmi eğitimini efsanevi aranjör Marty Paich’in altında tamamladı.
Klasik eğitim almış olsa da rock ve pop’a olan ilgisini kaybetmedi ve pop arenasında müzisyen, aranjör, söz yazarı ve yapımcı olarak becerilerini geliştirmesini sağlayacak çalışmalar yaptı. İki yılını Carly Simon, Diana Ross, Ringo Starr, Leo Sayer, Harry Nilsson ve Melissa Manchester gibi şarkıcılar için çalışarak geçirdi. İki solo album kaydetti. 1975’te pop süperstarı Elton John’ın hem turnede hem stüdyoda grubuna katıldı.
Howard 1976’da albüm prodüktörlüğü yapmak için gruptan ayrıldı.Gruba 1980’de bir turne için ve 1986’da John’ın “Live in Australia” Turnesinde (ki bu daha sonra platin albüm ödülü aldı) Melbourne Senfoni Orkestrasını idare etmesi için tekrar gruba döndü.
Sektörün en çok aranan müzisyenlerinden biri hâline gelen Howard, popun en büyük isimleriyle iş birliği yaptı. Bu kişiler: Barbra Streisand, Earth Wind and Fire, Bob Seger, Rod Stewart, Toto, Glen Frey, Olivia Newton-John, Randy Newman, Rickie Lee Jones, Cher and Chaka Khan.
1985 yılında ilk filmi teklif edildiğinde arkasına asla bakmamış. Değişiklik olması için Hoawrd, Elton John’la Londra’daki Royal Albert Hall ve New York’taki Radio City Music Hall konserlerinin de aralarında bulunduğu 2004 yaz turnesine çıktı.
Howard’ın son filmleri arasında P.J. Hogan’ın “Bir Alışveriş Koliğin” Maceraları ve Tony Gilroy’un “Sahtekarlar”ı yer alıyor. Müziklerini duyacağımız bir sonraki film aksiyon-gerilim “Salt”. Şubat 2009’da Howard ilk konser parçası “I Would Plant a Tree”, Pacific Senfoni Orkestrası tarafından Amerikan Besteciler Festivalinde çalındı.
 
Yukarı Alt