SUBLIMINAL (Bilinçaltı) Reklam

Arzu ULUIRMAK

Art Director
Kayıt
22 Nisan 2008
Mesaj
993
Tepki
14
BİLİNÇALTI NEDİR?

Bilinç dışı olmakla birlikte, dilendiğinde kapsamındakilerin bilince çağrılabildiği zihin bölgesi, şuuraltı, tahteşşuur:
“Bilinçaltı bir baskı belki de ilk kez su üstüne çıkıyordu.”- Ç. Altan.

olarak açıklanmış TDK.`da.

BİLİNÇALTI REKLAMIN İŞLEYİŞİ VE KULLANIMI

Bu adresteki yazıyı okuduğumda aslında ne kadar basit ve etkili bir yöntem olduğunu anladım. Yazı da da belirtildiği üzere;

Bilinçaltı dediğimiz şey, bilincin binde 999’unu oluşturuyor. Yani siz şu anda beni binde 1 seviyesinde görüyorsunuz.

Gözün fovea hareketleri sizin şu anda görmediğiniz şeyleri de görüyor. Göz devamlı bir tarama içinde. Tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Bu söylediklerim bilimsel verilerdir. Biz, normal şartlarda gözümüzün fovea hareketleriyle beynimizde depolanan şeylerin çok azını hatırlıyoruz. Ama mesela markete gittiğimizde 10 tane deterjan arasından 1 tanesini çekip alıyoruz. Yani gördüğümüzün ve de duyduğumuzun farkında olmadığımız şeylerin, bilinç yüzeyine çıkarak bize o malı satın aldırması söz konusu.

Gözümüz farkında olmadan etraftaki nesneleri ve anlık pozisyonlarını bilinçaltına atıyor ve bu şekilde farkında olmadan bazı mesajlar ile “etkileniyoruz”. Bunun reklam alanında kullanılabilir oluşu ile ilgili olarak;

1960’lı yıllarda Amerika’da takistoskop denilen bir cihaz sayesinde reklamcılar, bilinçaltına yönelmenin reklamın etkinliğini artırmada daha işlevsel olduğunu farkettiler.

Bu teknolojik yapıyı hareketli görüntülerle sınırlandırmamak gerekir. İşitme ve görme insanların bilinçaltına müdahele edebilen duyular ve bu duyular kullanılarak yapılan bir çok reklam bilniyor. Bunlardan;

5 Temmuz 1971 tarihli Time’ın arka kapağında çıkmış Gilbey’s London Dry Gin reklamı. Reklamda bardaktaki buzlar üzerinde ‘sex’ yazıyor. Bu reklam sayesinde Gilbey’s’in 1.5 milyon dolarlık satış yaptığı tespit edilmiş.

En etkili reklamlara örnek olarak verilebilecek bir marka, Camel. Hala nerede olursak olalım deve figürü bize bu markayı çağrıştırmaktadır. Bununla ilgili olarak;

Camel bunu 1913 yılında yapmış. Bu ilmin 90 yıl önce Amerika’da çıkmış olduğunu gösteriyor. Bunu, muhtemelen, artık logomuz diyerek kabul ettirmiş olabilirler. Camel’ın yasaklanmış reklamı Camel satışlarını yüzde 5’ten yüzde 32’ye çıkarmıştı. Smooth character adındaki reklam kampanyasıyla Camel 1990’da sigara içmeye başlayan gençler arasında tercih edilme oranını 1.5 yıl içinde yüzde 32’ye çıkardı. Camel bilinçaltı reklamını çok iyi kullanmış bir marka. Deve figürünü artık nerede görürsek görelim beyin bunu Camel’le ilişkilendiriyor.

Smooth character kampanyasında Camel’ın devesi her biri cinsellik çağrışımı olan pek çok kılığa sokulmuştu.

Peki bilinçaltına direk mesaj -kelime- vermekten başka yolları var mıdır bu sistemin? Bunda da bazı reklam teknikleri kullanıldığını öğrendim.

Reklamla ilgili bilimsel olarak kanıtlanmış bazı gerçekler var. Bunu biz de ciddiye alıyoruz. Mesela kadınlara yönelik reklamda oval ve elips çizgiler kullanmak, keskin çizgiler kullanmamak. Ya da renkler. Kırmızı renk kadınlar üzerinde daha fazla etki uyandıran bir renktir. Mesela aynı deterjan sarı, mavi ve sarı mavi karışımı 3 ayrı kutuya konuyor. Sarı kutudan yıkayanlar güzel yıkıyor, mavi kutudan yıkayanlar güzel yıkamıyor diyor. Sarı mavi karışımı kutudan yıkayanlar ise mükemmel yıkıyor diyorlar. Yani renkler karar verme mekanizmalarında bu kadar etkili. Mac Donalds’ın sarı kırmızı renkleri bilinçaltında en çok yer eden renklerdir. 1980 Moskova olimpiyatlarında, Ruslar kendi oyuncularının odalarını kırmızı, rakip takımın oyuncularının odalarını ise mavi renkle ışıklandırdılar.

Mavi, rehavete sevkeder, kırmızı ise canlandırır harekete sevkeder. Aynı şekilde İngiltere milli takımı, 2 yıl önceydi sanırım, Türkiye’ye geldiğinde biz beyaz forma giyeceğiz siz de kırmızı forma giyin dediler. Bu o zaman da söz konusu edildi. Amaç şu: Beyaz saflığı temizliği temsil eder, kırmızı ise ateşleyici, harekete geçirici bir renktir. Onlar kırmızı formalı Türk takımı karşısında performanslarını artırdılar. Bunlar insan doğasıyla ilgili veriler.

GÖRSEL ALANDA SUBLIMINAL KULLANIMLAR

1900’lü yıllarda Knight Dunlap adında Amerikalı bir psikoloji profesörü illüzyon gösterisi yaparken bilincin farkında olmadığı “hissedilemez gölge” ler kullanarak aynı uzunluktaki iki çizgiyi seyircilerin farklı algılamasını sağlamıştı.

1957 yılında market araştırmacısı James Vicary sinema ekranında çok hızlı bir şekilde parlayan mesajların insanların gıda üzerindeki tercihlerini etkilediğini belirtti. Ve ilk olarak “bilinçaltı reklam” (subliminal advertisement) tanımlamasını kullandı. Vicary, yaptığı araştırmada takistoskop adı verilen cihazla filmlerin arasına “Caca Cola İç” “Patlamış Mısır Ye” mesajları yerleştirdi. Bu mesajlar saniyenin 1/3000 kadar kısa bir sürede görünüyor ve her 5 saniyede bir tekrarlanıyordu. Bu filmin arkasından New Jersey’deki Cola satışlarının % 18.1 ile % 57.5 arasında arttığı gözlemlendi.

gibi daha bir çok örneğin ve açıklamanın yer aldığı bu yazıyı da okumalısınız.

Bu konunun Türkiye ile olan ilişkisi ve kullanımı hakkında Baki Günay`ın şu yazısını okuyabilirsiniz.

KULLANIMINA DAİR

Kısa bir araştırma neticesinde bu yöntem ile insanların bilgisayar başında kendilerini motive etmek amacıyla hazırlanmış bazı programlara rastladım ve bunlardan biri de türk yapımı idi, ancak sonrasında bu programın sonlandırıldığını öğrendim.

WEB REKLAM ALANINDA KULLANIMI

Web sitelerinde ilk reklam bannerı yayınlandığından beri bu konuda bir çok gelişmeye tanık olduk. Peki ya sonrası?

Şu anda videolar arasına text reklam koyulacağı üzerine konuşmalar var, peki ya bilinçaltımız ne durumda? YouTube`da izlediğimiz bir videonun ya da oynayan bir reklam banner`ının içerisinde bilinçaltımıza müdahele eden unsurların olmadığını nasıl bileceğiz? Televizyon yayınları gibi alanlarda bunları denetleyen birimler mevcut, peki internet?

Milyarlarca insanın kullandığı ve vaktini dar bir kutuya bakarak geçirdiği bu alanda yapılacak bir sistemin ne gibi sonuçları oalcak ya da olabilir? Bir bilgisayar oyununda ya da? Filmde? Dinlediğimiz bir müzikte?


Ceyhun Aksan
 
Kayıt
14 Eylül 2008
Mesaj
27
Tepki
0
Arzu hanima teşekkürler, fakat, emeğe teşekkür için C. AKSAN'a teşekkür etmek gerekli değil mi?
 

İsmail Ev

Altın Üye
Altın Üye
Kayıt
29 Temmuz 2008
Mesaj
84
Tepki
1
Arzu Hanım'a bu bilgileri paylaştığı için teşekkür ederim.

Yalnız metinde bir nokta dikkatimi çekti
"1957 yılında market araştırmacısı James Vicary sinema ekranında çok hızlı bir şekilde parlayan mesajların insanların gıda üzerindeki tercihlerini etkilediğini belirtti. Ve ilk olarak “bilinçaltı reklam” (subliminal advertisement) tanımlamasını kullandı. Vicary, yaptığı araştırmada takistoskop adı verilen cihazla filmlerin arasına “Caca Cola İç” “Patlamış Mısır Ye” mesajları yerleştirdi. Bu mesajlar saniyenin 1/3000 kadar kısa bir sürede görünüyor ve her 5 saniyede bir tekrarlanıyordu. Bu filmin arkasından New Jersey’deki Cola satışlarının % 18.1 ile % 57.5 arasında arttığı gözlemlendi.

Bilindiği gibi Sinema filmlerinden eskiden saniyede 16 kare resim akıyordu. daha sonra bu sayı 24'e çıktı. Dijital ortamda(videolarda) ise bu rakam 25 olarak kullanılmaya başlandı. Metinde kullanılan "1/3000" e bir anlam veremedim.

Bu bilinç altı reklam, çok tehlikeli bir silah olmakla birlikte aynı zamanda da kitlesini ahmak yerine koyan aşağılayıcı bir yöntemdir. Reklamın bu tekniği, uyuşturucu madde üretim ve kullanım şartlarına eşdeğer bir kanunla denetlenmelidir. Eğer bu yöntem belli kanunlar çerçevesinde denetlenmezse, gücü elinde bulunduran tröstlerin elinde bir silah olarak tehlike saçmaya devam edecektir.
Zaten bu yöntem zaman zaman medyamızda kullanılmakta; yeterli hukuki yaptırım olmadığından dolayı yapanın yanına kar kalmaktadır.
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Arzu Hanım'ın paylaşımları ve İsmail Bey'in uyarılarına katkı:
Bu yöntem literatürde, yani kinematografi literatüründe "bilinçaltı kurgu" diye geçer. İsmail Bey'in doğru olarak söylediği gibi, sinema filmi 1/24, tv de ise 1/25dir. Aktarılmak istenen kare, bu 24 den biridir. Görüntü aktarılırken, hafiften 'tık' diye bir şey olur. Seyirci bunu asla göremez. Ama beyin algılar. Seyirci bu karede gösterilen olay, nesne vs. ye karşı tanımsız bir ilgi duyar. Benzer uygulama, Fransa'da politik rakipler için de kullanılmıştı. Gelişmiş bütün ülkelerde bildiğim kadarıyla yasaklandı. Yani film ve tv de. Fakat, bilinçaltı kurgu, bugün bazı alanlarda olumlu olarak kullanılmaktadır. Örneğin, virajlara girerken, ya da otobandan çıkışlarda yerlere yola dik olarak çizilmiş çizgiler görürsünüz. Otomobille üzerinden geçerken muhtemelen herkes küfreder. Bu çizgiler, önce seyrek başlar, sonra çizgiler sıklaşır. Fakat bu gözle hissedilmez. Sürücü hızla giderken bu çizgiler arasındaki mesafe gittikçe azaldığı için daha da hızlandığını hisseder. Hemen hız kesmeye başlar. Aslında hızlanmamıştır, çizgiler gittikçe hızlandığını hissettirir.
Bunun dışında istenmeden yapılan bilinçaltı kurgular da vardır. Ünlü bir hazırkahve üreticisi, bir reklam kampanyasından sonra satışların artmasını beklerken, tam tersine düştüğünü görür. Tabiiki şaşırırlar. Araştırmaya başlarlar. Görürler ki, kampanyada sıkça kullanınlan bir fotoğrafta, fincanın içinde kahve yüzeyinde köpükler, bir kuru kafa şeklinde görünmektedir. Hemen yeni bir kampanya ile durumu kurtarmaya çalışırlar.
Bir örnek de Türkiye'den verebilirim. Hatırlarsanız, bir gsm operatürü, kampanyalarında uzun zaman kovboy kızını kullanmıştı. Hani gezip dolaşan. Oyuncu Nil Karaibrahimgil'di. Hatırladınız mutlaka. Bu kampanyada, otobüs duraklarında ışıklı panolarda yüzünün yarısı görünecek şekilde tasarım yapılmıştı. Ve bence de başarılı bir çalışmaydı. Fakat, gün batımından sonra, bu ışıklı panodaki resim, yan taraftaki durak camında hemen yansıyordu. Tabii, görüntünün tersi olarak. Bunda kötü bir şey yok. Ama yüzünün yarısı kesik olan kız, dışarıya doğru baktığı için, yansıma da ters olduğu için ortaya yüzü tamamlanmış, ama fena halde şaşı bir kız çıkıyordu! Örnek vaka olarak fotoğrafını çekip öğrencilerime göstermek istemiştim, ama, bilgisayarıma yüklediğimde vahşi bir virüsün kurbanı olarak yığınla dosyamla birlikte kaybolmuştu. (tabii bu da ayrı bir ders! Data kurtarma uzmanı olduk bu arada..)
Herkese kolay gelsin.
 

beyhanok

Üye
Kayıt
26 Kasım 2008
Mesaj
20
Tepki
0
Bununla ilgili bir program var. Bu programı kullanarak amacınıza ulaşabilir bilincinizi kontrol edebilirsiniz.
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
@beyhanok

Beyhan Hanım,

Kısa ve özlü bir mesaj geçtiniz.
Bunun için kendi adıma teşekkür ederim. Fakat o kadar kısa ki, ben anlamakta zorlanıyorum. Kendi mesajımda, kinematografideki bilinçaltı kurgudan, trafikteki olumlu kullanımı olan uygulamadan ve ayrıca farkında olmadan uygulanan bir durak afişinden bahsetmiştim.

"Bununla ilgili bir program var." derken neyi kastetdiğiniz, hangi amacımıza ulaşmamız vs. konusunda biraz daha açıklayıcı olur musunuz?

Şimdiden teşekkürler..
Tuncer ÖZKAN
 
Yukarı Alt