Tasarım yalnızca Mac ile mi yapılır?

Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Tasarım, gerçekten de yalnızca Mac ile mi yapılır?

Aslında bir zamanların çok ateşli bir konusu, gelen mesajların nitelik ve niceliğine bakılacak olursa, konuya gençler ya kayıtsız, ya da çekingenler.

Arada sırada, o sitede, bu sitede, bazı yerlerde... Mac kullanmak ile; tasarım yapmak arasında bağlantılar kurulduğunu gözlemlemekteyim.

Tabii ki, Mac ile de tasarım yapılır. Ama sadece Mac ile mi tasarım yapılır? Başka bir bilgisayar ile tasarım yapılamaz mı? Mac dışı bilgisayarlar ile tasarım yapanlar, kendilerini mi avutuyorlar yoksa oyun mu oynuyorlar? Ya da birileri, bu tasarımcılar ile oyun mu oynamaya çalışıyorlar? Belki de Mac dışı bilgisayarlar ile tasarım yapanların tasarımları, tasarım değildir! Bir tasarımcıya, bu tasarımı incelemeden önce, bunu Mac'de mi yaptın diye mi sormalı?


Öncelikle belirteyim, bu yazıda Mac dediğimizde Macintosh kişisel bilgisayarını, PC ile de Windows işletim sistemini kullanan kişisel bilgisayarları kastediyorum. Yani her ikisi de PC olduğu halde, yaygın kullanıma uyarak böyle bir tanımlama yapıyorum. Yanlış olduğunun bilincindeyim. Ama uzun uzadıya da isim karışıklığına girmek istemiyorum.
Seneler, seneler önce, tasarımlarımı fırçalar, boya kalemleri, rapido, pistole (air brush), pasteller, guaşlar, anilinler, akrilikler, çini mürekkepleri, kaylis kalemi, tarama uçları, kesik uçlar vesaire, vesaire araçlarla yapardım. O zamanki atölyemi, şimdi 80gr fotokopi kağıdına resim yapmaya çalışan sekiz yaşındaki kızım görseydi, her halde çıldırırdı..

Sonraları ve aynı zamanda, yani 1985lerden beri bilgisayar ile tasarım ve üretim çabası içindeyim. O yıllarda, 1985lerde "Bilgi-İşlem" adında ve henüz 25 yaşımda iken konusu bilgisayar olan bir aylık bir dergi çıkarmıştım. Bir dergiyi hazırlamak için, bugüne göre değerlendirildiğinde ağır bir hazırlık süreçleri vardı.. Yazıları, ya foto dizgi dediğimiz bilgisayarlarda, ya da IBM'in meşhur toplu daktilolarında dizdiriyor, sonra bunları milimetrik kartonlara pike ediyorduk. Fotoğraflar ise ya ofset kamera veya agrandisörde, ya da yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan scanner'larda film haline getirtiyorduk. Sonra şimdi detayına girmeyeceğim işlemleri takiben baskıya gönderiyorduk.

Bu arada neler oldu? Renk ayrım atölyeleri gelişti, elektronik tram kullanılmaya başlandı, fotoğrafları editlemek için stüdyo sistemleri kuruldu. Hatırlarım, bir Compex Fuarı'nda Silicon Graphics adlı, bugün bizim Photoshop'ta yaptığımız işleri o gün, 40-50bin dolarlık iş istasyonunda gösterisini yaptıklarında adeta çarpılmıştım.. Daha o zaman ilk defa orada tableti görmüştüm. Muhteşem bir şovdu..

Apple'da o zamanlar yeni yeni piyasaya giriyor, Personal Computer rekabeti içinde yerini alıyordu. Ama işletim sistemi bugünkü gibi MacOs değildi. Ve grafik sektörüne asıl girişi Macintosh markası ile oldu. Bugüne kadar en başarılı bilgisayar kasası tasarımı olan, monoblok ve 12 inchlik siyah beyaz monitörlü MacPlus ile ciddi bir çıkış yaptı. Fakat o yıllarda güçlü rakipleri de vardı. Yine kendine özgü işletim sistemine sahip ve çok düşük maliyetli Commodore marka bilgisayarlar ile yine masaüstü yayıncılık konusunda işler üretilmeye çalışılıyordu. Tabii ozamanlar bilgisayarlarda harddisk yoktu! Çift disket sürücülü olan bu makinelerde önce işletim sistemini ve programları memory'ye yüklüyor, ikinci disket sürücü ile de işleri kayıt altına alıyorduk. Sonraları harddiskler çıktığında ise benim ilk harddiskim 4MB idi. Aman Allah'ım, ne büyük bir rahatlama yaşamıştık! Bilgisayar fiyatları ise 4bin, 6bin dolar civarındaydılar..
Mac'lerin en büyük rakipleri, Commodore, Atari, Amstrad ve nihayet Windows işletim sistemini kullanan bilgisayarlar oldu. Windows dışındakiler, genellikle oyun bilgisayarı diye anıldıkları halde, pekala masaüstü yayıncılık işlerinde de kullanıldılar. Fakat zaman içinde, özellikle
Microsoft'un acımasız rekabeti karşısında eriyip gittiler. Özellikle Windows 3.0'dan sonra
ve düşük maliyetli bilgisayarlar nedeniyle sektörde ciddi bir ayrım yaşanmaya başladı. Her yöne çekilebilen makineler, toplayarak genişleyebilen bir mimari, en önemlisi, her türlü programcılığa uygun bir işletimsel bir alt yapı... Bütün yazılım şirketleri, büyük bir hızla genişleyen bu yapı üzerinde yoğunlaştılar. Zaten DOS dediğimiz ve Mikrosoft'un ilk işletim sistemi üzerinde yazılımcılar zaten ciddi bir yol almışlardı. Komut yazarak yönlendirilen bu bilgisayarlar, grafik bir arayüz yüklenerek açılan Mac'lere göre ciddi bir performans gösteriyorlardı. Windows çıkmadan önce grafik konusunda çalışacak her program, kendi arayüzünü yüklemek zorundaydı. Fakat Windows kendine özgü grafik arayüzle çıkınca masaüstü yayıncılık üstüne program hazırlayan bütün yazılım firmaları bu işletim sistemine (de) yöneldiler. Çünkü kullanıcı sayısı çığ gibi büyüyordu. Genişleyen pazar, herkesin ağzını sulandırıyordu.. Genellikle Mac için üretim yapan donanımcılar da bu pazara yönelmeye başladı. Artan üretim miktarı, hem bilgisayar fiyatlarını, hem printerleri, hem de diğer bütün parçaların fiyatlarını daha da aşağılara çekti. Tek başına hem işletim sistemini, hem de bu işletim sisteminin çalışacağı bilgisayarları üretme iddiasındaki Apple, bu rekabet içinde zorlanmaya başladı. Çok iyi hatırlarım, 1995'lerde, kendi film çıkış makinemizde RIP (Raster Image Processor) olarak kullandığımız makine bir Macintosh'du. Ona ufak bir servet harcamıştık. Yanlış hatırlamıyorsam 5bin doların üzerinde bir rakam ödemiştim. Çok güçlü, hızlı bir makineydi. Ondan daha güçlü, daha yüksek performanslı Windows çalıştıran PC'lerimiz de vardı. Ama PC'lerimizin en hızlısının fiyatı 2bin doları geçmiyordu.. Aradaki fiyat/Performans ilişkisi o zaman kafama dank etmişti. Bir gün Mac'in klavyesi bozulmuştu.Gittik, 150 dolar klavyeye para verince (PC'lerimizin klavyeleri, 5-8 dolar civarındaydı, hâlâ da öyle ya..) herşeyi daha iyi anlar oldum. Nihayetinde işletim sistemi, performans, hız, kullanım kolaylığı, vs.ile ilgisi olmayan parça, fahiş fiyatla kullanıcılarına itilmekteydi.. Keza, mouse da öyleydi. Pc'de kullandığımız iki tuşlu mouse, Mac'teki tek tuşlu mouse'un onda biri fiyatınaydı..
Fakat her şeye rağmen, Macintosh'un son derece basit, kullanışlı ve hemen öğrenilen bir işletim sistemi vardı. Kullanıcı bilgisayara hemen adapte oluyor, detaylarla boğuşmuyordu. Nihayetinde bütün parçalarıyla aynı fabrikadan çıkmış bir bilgisayar karşımızda duruyordu. Her ne kadar ürettiğiniz tasarımın en can alıcı yerinde memory sorunları yüzünden aniden karşınıza meşhur, o bomba ikonu çıktığında, çıldırmak işten bile değildi. Benzer sorunlar Windows'da da vardı, (Win95 tanıtımında, Bill Gates'in meşhur mavi ekran karşındaki durumunu hatırlayın...) ama daha ilk versiyonlardan beri konulan "Smartdrive" sürücüsü, epey işe yarardı. Adı bul olmasa bile buna benzer sürücülerin sonradan MacOs'a konduğunu duydum.

O sıralar, Macintosh kullanıcıları, menşei firmanın reklamlarına paralel olarak, dehşetli bir savaş açtılar. Kendi dergileri, kulüpleri vs. ile örgütlendiler. Bilgisayarlarına sahip çıktılar. PC kullananların, Mac ile kapışmak için hiç de böyle bir derdi bile yoktu..Macintosh, rakip olarak bile görülmüyordu. Buna rağmen Apple'ında yoğun, etkili ve çok güzel reklamları ile Macintosh, ağırlıklı olarak, bir tasarım makinesi diye tanımlandı. Gerçeği söylemek gerekirse, kasa tasarımları her zaman başarılıydı. İlk ürünlerden beri bu hâlâ geçerlidir. Ne diyelim, masaüstünde gerçekten şık duruyorlar. Buna kimse itiraz edemez. Ayrıca Apple firması, daima iyi ajanslarla çalışmış, Apple için çok başarılı reklam kampanyaları üretilmiştir. !984 yılında ve George Orwell'in "1984" adlı romanına atıf yapılarak sunulan reklama inanarak makine tercihinde bulunan grafikerler bile vardır. Bugünü değerlendirdiğimizde, romandaki "Büyük Birader", Amerikan Yönetimi midir? Şu anda bizi gözetleyen kimdir? diye sormadan geçemeyeceğim. Romandaki Büyük Birader Sovyet Yönetimini simüle ediyordu.
Neyseki, artık insanlar bu reklamlara bakmadan ve öncelikle fiyat/performans ilkesinden hareketle bilgisayar almaktalar. Photoshop'ta çalışacaksan, Illustrator'de, Indesign'de ya da freehand'de, Quark'da çalışacaksan... Senin için en önemlisi, belli bir performansa harcayacağın paradır. Geriye kalan ise İşletim sisteminin verimliliğidir. Ve Reklam kampanyasının etkisi..

MacOs, iyi bir işletim sistemidir. Kullanışlı ve pratik.. Ama yığınla hatadan sonra, (geçmişte MacOs da bir melek değildi..) Windows da kendisini geliştirmiş, özellikle internet kullanımının yaygınlaşması, CAD-CAM programlarının gelişmesi bu süreci çok hızlandırmıştır. Bu gün, bu sitenin (buna başka siteleri de dahil edebiliriz) anketlerinde Mac kullanıcılarının, PC kullanıcılarından çok da fazla olmadıklarını görebiliyoruz. Bunu yalnızca kendi sektörümüzle ilgili olarak söylüyorum. Genel bilgisayar pazarı düşünüldüğünde ise durum daha çarpıcıdır. Zaman geliyor, boynuz kulağı geçiyor. Mac kullanıcılarının, artık ayrıca bir de PC almaya başladıklarını kendi çevremden gözlemekteyim. En azından, bu anketler, "Tasarımcı olacaksan, mutlaka bir Mac edinmelisin!" diyenlere, bu sitedeki PC kullanıcılarının hiç de tasarımdan anlamazlar demeye getirmeye çalışanlara iyi bir cevaptır. Hiç kimse, Mac kullandığı için iyi bir tasarımcı, PC kullandığı için kötü bir tasarımcıdır diyemez. Buna ne aklı, ne hakkı, ne yetkisi, ne de tecrübesi yetmez. Corel Draw hariç, bütün tasarım programları yani bütün Adobe serisi, ayrıca freehand, QuarkXPress ve diğerleri... Hepsinin de hem Macintosh, hem de PC versiyonları vardır. Tasarımlarınızı üretme aşamasında işletim sistemi daima ikinci planda kalır. Tasarım programlarının satış lideri Adobe firmasının en yağlı müşterileri, Windows kullanıcılarıdır. Meraklısı, Adobe'ye sorsun! Geçmişin tozlu raflarından başımızı kaldırıp, gözlüklerimizi iyice silip ekrana baktığımız zaman, ekrandaki Photoshop arayüzünün Mac'e mi ait, yoksa PC'ye mi ait olduğunun bir önemi kalmadığını göreceksiniz.. Kaldı ki, her iki sistemi de kullanan birinin, MacOs'un üstünlüklerinin yanında Windows'un da kendine göre üstünlükleri olduğunu görmesi için bilgin olmasına gerek yoktur. Buna rağmen, belli bir marka bilgisayar ya da işletim sisteminin önerilmesinde ısrarcı olmak, bence tamamen DUYGUSALDIR, biraz da alışkanlıklarla ilgilidir.. Bunu asla bir aşağılama jargonu olarak kullanmıyorum. Ama şöyle düşünün:
Volkswagen'in bizde tosbağa diye tanımlanan eski bir modelini hepimiz biliyoruz. Tasarımıyla, yansıttığı fikirlerle ve kullanıcının edindiği aidiyet duygusuyla izah edilecek olursa bu otomobil harika bir otomobildir. Bence de öyle. Hatta hep edinmek de istemişimdir. Hâlâ da içtenlikle otomobiline değer veren, (bence de bu duygu, kesinlikle saygıya değer) insanlar vardır. Ama unutmayın sözü edilen otomobil, dünyanın en iyi otomobili midir? Yani kriterimiz, eğer performans, konfor, yakıt ekonomisi vesaire ise, bunlarla kıyaslayamayız. Ama sayılabilecek bütün kötü özelliklerine rağmen, kullanıcıları, otomobillerine "evlat" ya da "baba!" mumamelesi yaparlar.. Aynı şey, çok gürültücü olduğu söylenen, pek de süratli olmayan, hem de pahalı Harley Davidson için de söylenebilir. Ama onların müthiş tutkunları vardır. Örgütlü hareket ederler ve inanılmaz bir aidiyet duyguları vardır. Neredeyse bütünleşmişlerdir araçlarıyla..Yalnızca aidiyet duygusu için bunları örnekliyorum. Eski bir otomobil modeli ile, bir araba ile Mac'i karşılaştırmak bu sözlerin yazarına yakışmaz.

Sonuç:
İster Mac'de, ister PC'de, bir tasarımcı için kullanacağı programlar öne çıkmalıdır. Günümüzde işletim sistemleri, işlevleri açısından, çalıştıkları işlemci açısından, kullandıkları çevresel ürünler (printer, scanner, tablet.....) açısından birbirine epeyce yaklaşmışlardır. Tabii ki farklılıkları hâlâ vardır. Ama benim gibi saçını sakalını bu işlerde ağartmış biri olarak şunu genç tasarımcılara önerebilirim. Aslolan yüreğinizdeki kıpırtı, alnınızdaki ışıktır. Tasarımcı olabilmek için öncelikle buna, sonra bilgiye, sonra da bunları üreteceğiniz programlara ihtiyacınız vardır. Kendinizi belli bir bilgisayar, veya işletim sistemiyle kasmayın. Benim söylediklerime de, ama başkalarının söylediklerine de biraz kuşkuyla bakın. İyi bir reklamcı olun, ama reklamların etkisinde de fazla kalmayın.
Unutmayın, işe yeni başlayacaksanız, ya da işyerinizi değiştiriyorsanız, yeni işyerinde önüne koyacakları bilgisayarı, çok az belirleme (hemen hemen hiç) şansına sahipsiniz. Asla önyargılı yaklaşmayın. Tasarım programlarınızın hepsi, bu iki sistemde de çalışır. Sadece bazı tuşların isimleri değişik, mouse'daki tuş sayısı farklıdır. Size; "tasarımcı olmak için şu marka bilgisayarı kullanacaksın!" diyenlere artık "emeklilik zamanınız gelmiş" (tabii bana da) diyebilmelisiniz.

Kendinize güvenin,
Kuşkucu olun,
Sağlıcakla kalın.

Başarılar.

Tuncer ÖZKAN



Not: Grafikerler.org sitesinin"Mac mi, PC mi?" adlı anketinde Mac kullanıcıların az bir farkla önde olduğu görülüyor. "Corel mi Freehand mi?" adlı anketinde ise, Corel Draw kullanıcıların, hem Freehand, hem de A. Illustrator daha fazla olduğunu görüyorum. Corel Draw, bugün (versiyon 8.0 ve 10 hariç) yalnızca PC'lerde çalıştığına göre, ankete katılanların ağırlığını PC kullananlar olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Freehand'i ve Illustrator'u PC'ciler de kullanıyorlar.
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Hülasa, herşeyiyle bugün güncel bir mac pro ile performanslı bir pc'yi basite indirgeyip karşılaştırırsak arada donanımsal ve yazılımsal fark şudur.

Mac'in profesyonel bir ekranı vardır. Küçük ayarlamalarla baskıya oldukça yakın renkler görülebilir. İşletim sistemi ve içindeki küçük uygulamalarda bu renk ve kalibre işi için uzmanlaşmışlardır.
Pc'de ise ortalama bir crt ekrandan çok fazla verim beklemeyemeyiz. Hele hele ekranımız, 1000 dolar altı tft'li (ucuz bir panel) bir lcd ekran ise tamamen güvenilmezdir. Ama Apple'dan daha iyi bir ekran (lacie, eizo, Hp) alma şansımız tabiki mevcuttur. Kalibre konusunda yazılım desteğini bedava yazılımlarla ya da pro. destekle sağlayabiliriz. Mesela uygun sayılabilcek bir seçenek http://h10010.www1.hp.com/wwpc/tr/tr/sm/WF05a/382087-382087-64283-3884471-3884471-3648442.html

Mac, iyi kurulmuş bir pc'ye göre sanıldığı aksine daha hızlı değildir. Hatta bir çok uygulamada daha yavaştır (bu benim yorumumki yüzlerce yazılımı, demo/tam olmayan programı, binlerce fontu, ne olduğu belli olmayan dosyayı mac'inize koyun o da yavaşlasın:)
Ama, ama mac os, windowslu bi makinaya göre kat ve kat stabildir. Ne yapacağı kestirilebilir. Durduk yerde gereksiz arızalar çıkartmaz. Sistem, windows gibi adresleme mantığında olmadığı için daha seridir. Zamanla şişmez. İşte daha hızlı gibi görünmesinin sebebi budur. Lakin mac arıza çıkartırsada geri dönüşü çok maliyetli olur. Bu arada yanlışlıkla silinen dosyalarının kurtarılması mac os'da imkansıza yakın bi işlemdir.

Sektörde kullandığımız yazılımların hemen hepsi 2 platformda da mevcuttur. (Burada sadece max ve autocad gibi lider yazılımların macde olmadığını belirtmemiz iyi olur.) Ama 3 parti yazılımları, küçük yardımcı uygulamaları, alternatif programları gözöüne alırsak windows/pc nin burada ezici üstünlüğü vardır. Stabiliteyi es geçersek, grafik uygulamalrını çalıştırma açısından iyi kalibre edilmiş bir pc ile mac arasında önemli bir fark yoktur. Ciddi tek fark Adobe CS4 ün 64 bit sürümünün sadece windowsda var olmasıdır. Bunun türkçesi şudur. Bir grafik uygulamada isterse 32 gb sistem belleğiniz olsun, macde uygulama başına en fazla 2 - 3 gb ram kullanabileceksiniz.

Mac, uygulamaya dönüktür, estetik ve güzeldir kablo kirliliği yapmaz malzemesi kalitelidir. Pc de bu şartların hepsini fazlasıyla sağlayabileceğiniz gibi 200 tl yede bi sistem kurmanız mümkündür:)

ve daha bir çok ayrıntı, virüs konusuna değinmedim zaten yeterince bahsedilmiş.

Bu açıklamaların ışığında soruyu tekrar düşünürsek. Ben bir ajans başkanı olsam aynen sektördeki kurumların yaptığı gibi ; çalışanlarımın extra uğraşlarla meşgul olmaması için baskıya dönük grafik işlerde mac tercih ederdim. Hareketli grafik/video ve web tasarım gibi daha ağır/uyumluluk isteyen işlerde win/pc kullanırdım. (Bunu şöyle açıklıyım 3000 tl lik win/pc ile 10.000 tl lik apple performansını rahatlıkla sağlarsınız ama kaybettiğiniz stabiliteyide yine bi 10 bin dolar harcayarak tam profesyonel iş makinası yaparak kurtarırsınız. Apple/mac os stabilitesine yakın ama ondan çok daha per/fiyatlı bi makina elde edersiniz)

Yani bence, tasarım macle yapılır sözü 2000 lerin ortalarına kadar boş bir söz değildi. Şimdi ise bir boşluğa doğru gidiyor:)
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Önceki yazımda belirttiğim bazı noktalar sanırım tam anlaşılmamış. Oysa ki ben yazdığım yazıları anlaşılmak ve bilgilenmek üzerine kurgularım. Demek ki algıda eksiklik bazen oluyormuş. Neyse...

Şimdi arkadaşımız Tuncer Özkan'dan başlayarak bazı noktaları anlaşılan yeniden vurgulamak gerekiyor.

- Grafik tasarımcı olmanın temel şartı hangi bilgisayarın kullanılacağı değil, hangi tasarım bilgisinin hangi düzeyinde olduğunuz önemlidir. Adına bilgisayar denen alet bir kullanım aracıdır ama günümüzde bu kullanım aracı küçümsenmeyecek önem düzeyine yükselmiştir.

- Günümüzde bilgisayar öncesi grafik tasarımcılığın artık birincil dereceden herhangi bir öneminin kalmadığını sanırım bu sitedeye üye olanlar anlamıştır.

- Yıllardır tartışılan fakat bugün bile herhangi bir sağlıklı sonuca ulaşılmayan şu meşhur tartışmanın ( Mac mi, Pc mi..? ) bugün bu alanda bir şekilde yeniden ortaya atılması sonucunda ortaya yine bir şey çıkmayacağını sanırım artık sağır sultan bile kavramıştır.

- Teknolojinin geldiği bu aşamada donanımsal olarak bilgisayarların artık birbirlerine üstünlüğü olmadığını da sanırım anlamışsınızdır. Eğer bilgilenmek istiyorsanız herhangi bir Mac ya da Pc'nin üretim yerinin neresi olduğunu etiketlerine bakarak görebilirsiniz. İsterseniz size zahmet vermeden söyleyebilirim ben baktım etiketlerinde " Made in China " yazıyor.

- Donanımsal farkın kalmadığı bu iki platform bilgisayarlarında ortada görünen tek fark işletim sistemidir. Aslında bu fark öyle küçümsenecek türden değildir. Bir yanda Mac OsX'in son sürümü olan Snow Leopard 10.6 diğer yanda Windows 7. Bu aşamada artık hangi sistemi kullandığınızın önemi vardır. Mac OSX kullanır sorun yaşamazsınız ya da Windows'un herhangi bir sürümünü kullanır iş yapmaya harcadığınız zamanın çok fazlasını bilgisayarınızla grekoromen güreşi yaparak geçirirsiniz. Tercih sizin beni bağlamaz.

- Bu ve buna benzer pekçok kıyaslamayı yazabilirim. Bu benim için sorun değil. Oturur sayfalar dolusu yazarım okumaya bıkarsınız. Aslında bu saatten sonra önemli olan bir tek şey var grafik tasarımcıların bilgisayar kullanmalarının artık onlar için vazgeçilmez bir duruma geldiğidir. Her ne kadar emekli olunsa da eğer grafik tasarımcılık bir kişinin ruhuna kadar işlemişse işte o saatten sonra o kişi artık istese de bu mesleği bırakamaz.

Şimdi Gürhan Erkal arkadaşımızın yazısında belirttiği bazı noktalara değinelim...

- Ekranda görünen rengin ne olduğu değil ona verilen değerin baskıda ne sonuç vereceği önemlidir. Ben eğer verdiğim rengin P. 032 olduğunu biliyorsam baskıda bu renk değerinin vereceği sonucun ne olduğunu bilirim. Ekrana bakıp renk ayarı yapmak hem sakıncalı, hem de sağlıksızdır. Siz siz olun herhangi bir tasarımın hazırlık sürecinde vereceğiniz renkleri mutlaka Pantone üzerinden tanımlayın. Ekrana bakıp vereceğiniz renkler sonra başınızı ağrıtabilir.

- Mac OsX kullanan bir kişinin sistemin bir parçası olan " Time Machine " özelliğinden de haberi olması gerekir. Sistemin bu özelliğini kullanırsınız ya da kullanmazsınız ona karışamam ama kullandıktan sonra artık silinen dosya sorunu yaşamazsınız. Hatta zamanda yolculuk yapar istediğiniz tarihte otomatik olarak kaydedilen çalışmalarınıza kolay bir şekilde ulaşırsınız. Yani neymiş sistemin Time Machine özelliğini kullandığınızda artık dosyalarınız silinmeyecekmiş. Silinmeyen dosyaların kurtarılmasına da sanırım gerek kalmaz.

- Apple'ın ürettiği bilgisayarlarla Pc adı verilen diğer bilgisayarlar arasında artık öyle belirtildiği kadar yüksek bir fiyat farkının olmadığını küçük bir araştırma sonrasında görürsünüz. Aksine Apple geriden gelen arap atı gibi yarışın ikinci yarısında ipi tek başına göğüsleyeceğini son bir kaç yıl içerisinde yaptığı ataklarla göstermiştir.

- Bakın durum o kadar ilginç bir noktaya geldi ki, size şöyle açıklayayım. Uygun donanıma sahip ( CPU: Intel, Ekran Kartı: NVIDIA ) bir masaüstü ya da taşınabilir ( bazıları laptop diye tanımlıyor ) bilgisayar alıyorsunuz ve bu bilgisayarın üzerine Mac OsX sistem yüklüyorsunuz ve işinize kaldığınız yerden son hızla devam ediyorsunuz. Nasıl, ilginç bir durum değil mi..? Gelişim bu aşamaya geldikten sonra artık kullandığınız bilgisayarın donanımı değil önce de söylediğim gibi yazılımı önemlidir ki bu noktada Mac OsX her zamanki gibi Windows'a güzel bir çalım daha atmış oldu. Bundan sonraki süreçte sıra gol atmaya geliyor ki bence o da yakın bir tarihte gerçekleşecek.

Sektörden emekli olmuş bir kişi olarak gelişimin her aşamasını takip etme noktasında kendimi sorumlu hissederken önümüzdeki süreçte çok daha fazla yeniliğin olacağını da öngörmeye çalışıyorum. Bence önümüzdeki süreç çok hızlı olmasa da kesin ve keskin dönüşümlerin olacağı sinyalini veriyor. Şu an gelişime ayak uyduramayan kişiler gelişim olduktan sonra hiç bir şeye ayak uyduramaz hale gelecektir. Benden söylemesi ister dinleyin isterseniz kulağınızı tıkayın.

Saygılar...
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Evet aynen Melih Bey'in dediği gibi.

Bu arada Melih Bey emekli olduğunuzu bilmiyordum. (Bu meslekten emekli olan birini görmek çok hoş) Adobeeğitimden de yazılarınızı takip ederdim. Artık boş zamanlarınızda tecrübenizi daha rahat bir şekilde bu tür kulvarlardan paylaşırsınız.

Ama bu ekran - kalibre meselesini belirttiğimde genelde yanlış anlaşılıyor. Vektör ağırlıklı bir kurumsal kimlik yaptığımızda ya da o tarzda bişey yaptığımızda pantone kataloglarına , tecrübelerimize dayanırsak ekranın gerçekten çok önemi kalmıyor. Ama bir fotomanipülasyon, kolaj, foto düzeltme yaptığımızda ekranında gördüğümüz yada gördüğümüzü sandığımız milyonlarca rengin önemi ortaya çıkıyor. Örneğin ben çalıştığım yerden dolayı av, doğa, hayvan ve tüfek temalı typo hariç tamamen 4 renk, bitmap çalışmalar yapıyorum. Monitörün sıkıntısını da bu yüzden çok görüyorum. Bunu kastetmiştim.

Kolay gelsin.
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Merhabalar,

Zaman zaman, konuya başka başlıklar ile de düşüncelerimi anlatsam da, burada derli toplu olarak kendimi daha iyi ifade edeceğim gibi görünüyor. Artık kendimi, forumlarda nasıl bir üslup kullanmam gerektiği konusunda biraz daha duyarlı hissetmekteyim. Özellikle düşünceler ve sahipleri konusunda etik bir ayrımı duyumsamak açısından bu önemli. Örneğin karşımdakine hiç de "eksik algıya sahip" dememişimdir. Düşüncelerini ifade ederken, "dil üstünlüğü" içinde olduğunu sananlar, bunun aslında yalnızca laf kalabalığı olduğunu henüz bilmiyorlar.
Belli ki bir süre daha bilmiyecekler.

Tasarım, uygulama ile sonuçlanır. Veya kafamızın bir köşesinde kalır.

Hele hele konumuz grafik tasarım ise, uygulama araçları daha da öne çıkar. Önceki yazımda grafik tasarım yaparken bilgisayar öncesi diye ayrım yapma gereği, gelişim sürecinin aktarılması ile ilgiliydi. Bazen yine pistole falan kullanıyorum ama artık yalnızca resim yapmak amacıyla kutusundan çıkarıyorum. Yoksa, şimdi kalkıp rapidolar ile cetveller ile tasarım yapacak değiliz herhalde... Ama birileri hâlâ öyle sanıyor.

Artık uygulama aracı için neredeyse tek bir araç var: Bilgisayar.

Tabii ki bir de programlar.

Konuya, platform meselesine gelince, kimimiz pc'de, kimimiz Mac'te çalışıyoruz.
Ama Pc'de kullanılan bazı programlar hariç, neredeyse her iki platformda da aynı programlar kullanılıyor. Kullanılan işletim sisteminin, programlara etkisi genellikle şu şekilde oluyor:

* Memory yönetimi,
* Donanım farkları. Yani fare, ekran, ekran kartı vs.

Her iki sistemde de çalışan grafikerler, memory yönetimi konusunda Windows sistemlerinin avantajlarını daha ver.3,5'dan beri smartdrv sürücüsünün katkısını bilirler. Özellikle, 90'lı yıllarda multitask gibi konularda, özellikle birden fazla programı aynı anda çalıştırma konusunda başarılarını hatırlarlar. Ama çökme sorunlarını da iyi hatırlarlar! Aynı sorun, Mac'te de vardı. Yine eski kullanıcılar, ekranda beliren o fitili tutuşmuş bombayı kolay unutmazlar.

Donanım farklarının ise en göze çarpanı genellikle faredir. Yani tek tuş, çok tuş meselesi..
Bir de masanın üzerinde duruşu.. Hakkını yemiyelim, Mac'ler gerçekten masa üstünde iyi duruyorlar.

Diğer donanım sorunlarını detaya inmemek için gözardı ediyorum.

Tekrar hatırlatayım, amacım herhangi bir platformu öne çıkarmak değil. Ya da diğerini yerin dibine geçirmek değil. Ama birşey var ki, Mac kullanıcılarının, çok eskiden beri Pc sistemlerine karşı amansız bir savaş sürdürmeleri gözden kaçamaz. Yine eskiler iyi bilir, Mac kullanıcı dergilerinde sayfa sayfa performans karşılaştırmaları yapılır,(bir süredir almıyorum, belki de hâlâ yapıyorlardır) Pc'ler yerden yere vurulurdu.

Siz hiç pc ile ilgili bir dergide, Mac'ler ile tükürme yarışı yapan bir yazı gördünüz mü?

Her Mac kullanıcısı, bu savaşın sadık birer neferi gibidir. Genelde bu, Apple'ın liderliğinde olur, bu savaşları gerek reklam kampanyalarıyla, gerekse Mac kullanıcı yayınları kanalıyla yürütülür(dü.)

Pc kullanıcılarının ise hiç de böyle bir derdi yoktu!

Herzaman Apple'nin ve mac kullanıcılarının tek bir düşmanı vardı o da PC...
Çünkü Apple'ın, bütün stratejisi, PC'den üstün olmak üzerine kuruludur.
Bence de, Apple için son derece doğru bir stratejidir. Apple'ın satış başarısı için de bu gereklidir. Bunu kesinlikle başarıya dönüştürdüğü de bir gerçektir.

Gözümüz yok, Apple küpünü doldurmaya devam etsin. Ya da Bill Gates..

Sorun bizim, grafik tasarımı ile uğraşanlar açısından ne olacağıdır. Yani Photoshop, Illustrator, Indesign veya QuarkXPress kullanımı açısından?

Örneğin, Photoshop'ta çalışırken, ya da herhangi bir programda çalışırken ne gibi sorunlar yaşarız? Konuya cevap yazan bir arkadaşın belirttiği gibi, donanım olarak pek fark kalmadığını gördüğümüze göre.

Veya, tersinden bakalım, yapılan bir tasarımın Mac ya da Pc'de yapıldığını anlayabilir misiniz?

Ya da şöyle de sorulabilir: Çalıştığınız sistemin photoshop açısından üstünlüğü nedir? Aynı menüler, aynı imleç, aynı donanım, aynı performans...

Aynı tarak, aynı makas..

Yoksa siz yumurta tokuşturmaktan epeyce hoşlananlardan mısınız?
Keşke tokuşturduğunuz yumurtalar sizin olsa..
Keşke bu kadar kralcı olmasanız..

Peki sorun ne?

Kanımca sorun, Mac kullanıcılarındaki güçlü aidiyet duygusunda saklı. O kadar güçlü bir aidiyet duygusu ki, Fiyat/Performans gibi kavramlar hak getire.
Tıpkı tuttuğumuz futbol takımları gibi.

Ölünceye kadar ......lıyız.
Kesseler, akacak kanımız .......renkte.

Bunları küçümsüyor muyum?
Kesinlikle hayır. Tam tersine, sosyalleşme açısından son derece yararlı şeyler. Hepimizin tuttuğu bir takım olmalı.

Bu örneği beğenmediyseniz başkası:

Ben keleş'ten şaşmam arkadaş.
Hadi ordan, G3'ten çıkan mermi, adamda mağara yapar!
Sen bir de M16 yı gör..

Oysa hepsi de insanı aynen öldürür. Amaç öldürmek ise geri kalan "barut gazının tepkimesi sonucu..." meselesi. İşlemi yapan cihazlar farklı. Amaç ise aynı.

Konuya gelecek olursak:

Aslolan Tasarımdır.

Uygulamanın motoru programdır.

Her iki sistemde de aynı programı, aynı performans ile kullanıyorsanız, gerisi hikayedir.
Hem de başkasının hikayesi! Siz, tasarımcınınki değil.

Tekrar tekrar hatırlatayım:
Herhangi bir markayı küçümseyerek, yerden yere vurarak aferin alacak değilim. Ya da överek çıkar sağlayacak!
Hangi marka, malını nasıl satacak olursa olsun beni ilgilendirmez. Hatta başarılı bulduğum pazarlama stratejilerini takdir bile ederim.

İşin bu kısmı benim savaşım değil.

Benim derdim, Tasarımın, ancak belli bir marka yapılabilir olduğunu iddia veya ima edenlerledir.
Tuhaf olan, kalkıp "bu sistemler arasında da pek bir fark kalmadı yani" diyerek yapıyorlar bunu.

Peki arkadaş, o zaman derdin ne?
Başka bir sistem üzerine kurulu bilgisayarda çalışan grafikerin ürettiği tasarımı küçümseyebilir misiniz?

Sahi siz kimsiniz?

Kullandığınız otomobili gerçekten seversiniz. Ona tutkuyla bağlısınızdır.
Ya da çalıştığınız bilgisayarı yürekten sevgiyle bağlısınızdır.
Ama bunlar sizin ile ilgili "sorunlar"dır. Bir tasarım sorunu veya uygulama sorunu DEĞİLDİR.

Bunca yıldır grafik tasarım ile ilgiliyim, bitmiş bir işe bakarak "bu tasarım çok güzel, galiba Mac'te yapılmış", "Grafik tasarımcının bilgisayarı Mac olmalı" diyemem. Üstelik bunu, asıl olan tasarımdır diye diye yapmak..

Siz diyebiliyorsanız, bu sizin dil üstünlüğünüz, bendeki ise "algı eksikliği" olsun, buna şapka da çıkarırım, hatta şapkam da sizin olsun.

Herkese kolay gelsin.
Tuncer ÖZKAN
 
Kayıt
19 Nisan 2008
Mesaj
1.032
Tepki
67
Yaf tasarımı bilgisayar yapmaz ki tasarımı insan yapar. Sonuçta tasarım gücü olduktan sonra kalemde yaparsın pastel boyayla da :) pc ya da mac farketmez. Ama şunu bilirim PC'ciler Mac kullanamaz amma Mac'ciler çok rahat PC kullanabilir. Kendi şahsi kanatim bu yöndedir.

Saygılar
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Ne güzel yazmış Sayın Tuncer Özkan... Ben bu sitede yazı yazan bazı kişilere bu saatten sonra artık kızmak yerine gülmeyi tercih ediyorum. Nedeni çok basit, ilgili arkadaşlarımız ve tabiki bu başlık altında yazan Tuncer Özkan arkadaşımız hem konuyu açıyor hem de sonrasında açılan konu başlığına yazan kişilere çatmaya başlıyor.

Eğer siz yazdığınız herhangi bir yazının bir kısmının ya da tümünün eleştirilmesini istemiyorsanız oturur makale yazarsınız ve konuyu kendi bakış açınızla kestirir atarsınız. Bu iş bu kadar basit. Bu işin bu şekilde yapılacağını bildiğinizi umuyorum. Oysa ki siz tutup konu başlığını eğer şu şekilde açarsanız,

- Tasarım yalnızca Mac ile mi yapılır?

Yapılmaz..! Çünkü Mac diye bir şey yoktur. Bu şekilde yazdım ama ben zekiyim ya sizin o Mac dediğiniz şeyin hemen Macintosh bilgisayar olduğunu anlayıp başladım yazmaya. Başlangıcından neredeyse bugüne kadar gelişimini kabaca ele aldığım Apple Macintosh bilgisayarın tarihsel anlatım sürecinin bir yerinde diyorum ki,

" ... Tak ve çalıştır ( Plug and Play ) sloganıyla kullanıcılara sorun çıkartmayan fişe takıldığı an kullanıma hazır hale gelip komutlarınızı bekleyen bir bilgisayar olarak ve en önemlisi de şu an bile dünya üzerinde işletim sistemi için en az virüs üretilmiş ( 19 yıldır kullanıyorum sadece 2 adet virüs gördüm ) bir bilgisayar olarak tarihteki yerini almıştır. Macintosh bilgisayar ve onun işletim sistemi olan Mac OSX kullanıcılara sorun çıkarmadan uzun yıllar hizmet verme özelliğini estetik ve entelektüel yapısı ve görünümüyle pekiştirmiş ender bilgisayarlardan biridir..." İlk yazımdan alıntı.

Peki değil mi..? Kesinlikle öyle. Bu özelliğini inkar edebilecek hiç bir aklı başında Windows işletim sistemi kullanıcısı tanımıyorum. Eğer varsa da ben bilmiyorum. Olduğunu iddia eden bir adım öne çıksın. Şimdi bu anlamda algıda bir eksiklik durumu söz konusu olabilir mi..? Bugün dünyada Mac OSX işletim sisteminin benzerleri arasında en az sorun yaşatan bir sistem olmasının kime ne zararı olabilir..? İlgili bu durumu açıklayan yazıyı yazan kişi şimdi laf kalabalığı mı yapmış olur..? Hadi canım...

Bir şeyi anlatmak için konuyu sürekli başa sarıp o tarihte şu olmuştu, üretilen bilgisayarların donanım, yazılım sorunları şuydu onda şu oldu, bunda bomba çıktı türünden okuyan kişiye şu an hiçbir şey ifade etmeyen açıklamalar yapmak laf cambazlığı olmuyor da bunun karşılığında bu tür bir soruyu bu anlatımla soran kişi mi laf cambazı oluyor..? Yazdıkça komikleşiyorsunuz Sayın Tuncer Özkan...

Bununla birlikte bir grafik tasarımcının bilgisayara nasıl bakması gerektiğini belirten şu yazıyı neden yazmış olabilirim sizce..?

" ...grafik tasarımcı olmanın temel şartı hangi bilgisayarın kullanılacağı değil, hangi tasarım bilgisinin hangi düzeyinde olduğunuz önemlidir. Adına bilgisayar denen alet bir kullanım aracıdır ama günümüzde bu kullanım aracı küçümsenmeyecek önem düzeyine yükselmiştir... " ikinci yazımdan alıntı.

Açtığı konu başlığına yazdığı yazı sonrasında kendisine cevap verenler arasında benim adımı gören, yazdığım yazının ne anlama geldiğine bakmadan başlıyor yazmaya.

- Ne yazıyorsun arkadaşım sen..?

İsim vermeden ima ederek aklınca kime çatmaya çalışıyorsun. Açıkça yaz da herkes anlasın. Aramızda cahillerin de olabileceğini düşün. Eskaza anlamayabilirler örnek vermek gerekirse benim yaptığım gibi isim vererek konuya açıklık getir. O zaman kimse kime ne anlatmak istediğin konusunda zorlanma hissine kapılmaz.

Yazdığınız yazıdan aldığım şu alıntı ne anlam ifade ediyor ve bu imayı kim yaptı..? Öğrenebilir miyiz..?

" ...Benim derdim, tasarımın, ancak belli bir marka yapılabilir olduğunu iddia veya ima edenlerledir.
Tuhaf olan, kalkıp "bu sistemler arasında da pek bir fark kalmadı yani" diyerek yapıyorlar bunu.

Peki arkadaş, o zaman derdin ne?
Başka bir sistem üzerine kurulu bilgisayarda çalışan grafikerin ürettiği tasarımı küçümseyebilir misiniz?

Sahi siz kimsiniz?.. "
yazdığınız son yazıdan alıntı.

Bu paragrafta sorduğunuz sorunun muhatabı eğer bensem ki tüm yollar buna işaret ediyor. O zaman size net olarak şunu hemen yazabilirim.

- Benim windows ya da Mac OSX sistem kullanıcıları ile herhangi bir derdim yok. Derdi olan sizsiniz. Derdinizin olduğunu nereden mi anlıyorum..? Açtığınız konu başlığından...

Oysa ki bu noktada ben ikinci yazımın bir yerinde şunları yazmıştım. Zeki bir kişiyim ya gelebilecek karşı düşüncelere önlem almasını da biliyorum. Nasıl mı, şöyle,

"...Teknolojinin geldiği bu aşamada donanımsal olarak bilgisayarların artık birbirlerine üstünlüğü olmadığını da sanırım anlamışsınızdır. Eğer bilgilenmek istiyorsanız herhangi bir Mac ya da Pc'nin üretim yerinin neresi olduğunu etiketlerine bakarak görebilirsiniz. İsterseniz size zahmet vermeden söyleyebilirim ben baktım etiketlerinde " Made in China " yazıyor... " ikinci yazımdan alıntı.

Durum neymiş, ilgili konuya bu noktada bir yaklaşım sunmuş, önlememi yapmışım. Siz şu an bulanık su balıkçılığı yapmanın ötesinde herhangi bir amaca yönelik bir şey yapmadığınızı mı kanıtlamaya çalışıyorsunuz yoksa bilgisayarlar arasında donanımsal farklılık olduğu iddiasında mısınız bunu henüz anlayabilmiş değiliz.

- Hangi bilgisayarda hangi tasarımın üretildiği değil, hangi bilgisayarda hangi tasarımın hangi grafik tasarımcıyla üretildiği önemlidir Sayın Özkan...

Donanım olarak her iki platforma ait bilgisayarlar arasında iddia ediyorum neredeyse hiç bir fark kalmadı. Şu an ortada az da olsa bir fark varsa o da kalite farkıdır o kadar. Peki aradaki fark ne..?

İşte temel mesele yine aynı noktaya gelip kilitleniyor. İşletim sistemi... Hangi işletim sistemini kullandığınız ise ruh ve sinir sağlığınız açısından son derece önemlidir. Bir yanda tasarımın size yüklediği sıkıntıların üstesinden geleceksiniz, diğer yandan da sisteminizin size beklenmeyen sorunlar yaşatmaması için ağzınızın kenarından bildiğiniz tüm duaları bilgisayarınız için okuyacak ve üfleyeceksiniz. Bu nasıl bir mantık ve çalışma tarzıdır bunu birisi bana anlatırsa ben de sizlerle aynı duaları okumaya başlarım. Bu satırlarla benim Macintosh hayranı fanatik bir Fenersaraytaş'lı bir taraftar olduğum düşünülmesin. Oysa ki ben herkesten en azından bu yazıyı yazan sizden daha az taraftar sayılırım.

Eğer taraf olunması gerekiyorsa akılcı yaklaşım biçiminin tarafı olabilirim ki zaten onu yaptığım bir gerçek. Ama şu an sizin ne yaptığınız belli değil. Her telden çalma yöntemiyle kime ne anlatmak istediğinizi beceremediğinizi düşünüyorum. Asıl zor olan şu an sizin içerisine düştüğünüz durum, benim değil. Ben tavrımı ortaya net bir şekilde koyarım. Her kim bu tavrın neresinden ne almasını becerirse buyurur alır. Tavrım herkese aynı oranda açıktır. Alacaklar arasında ayrım yapmam.

Sayın Tuncer Özkan, bir tasarımın hangi bilgisayarda yapıldığı değil hangi sanatsal bilgi düzeyine sahip hangi grafik tasarımcı tarafından hazırlandığı önemlidir diye size daha kaç kez yazmam gerekiyor. Bilgisayar bir kullanım aracıdır. Ben şu an Macintosh bilgisayar kullanırım siz başka bir bilgisayar kullanırsınız. Bunun benim için öneminin olmadığını bir önceki yazımda maddelerine bölerek yazdım. Okuduğunuz halde anlamamışsınız ya da o maddeler ilginizi çekmediği için es geçmişsiniz. Geçmeyiniz dönüp bir daha okuyunuz.

Bakın size son olarak ilginç bir ipucu vermek istiyorum. Size yazdığım bu yazıyı DELL marka taşınabilir bir bilgisayar üzerine Mac OSX işletim sistemi yüklenmiş, olan bir bilgisayardan yazıyorum. Aynı bilgisayarla yeri geliyor tasarım yapıyorum. Şimdi sizce bu bilgisayar ne..?

- Mac mi yoksa Pc mi..?

Hadi buyrun verin bakalım cevabını. Bir insana kimlik kazandıran organ hangisidir..?

- Beyinnnn...

dediğinizi duyar gibi oluyorum. Elbette beyin. Peki bir bilgisayarın hangi platforma ait olduğu kanıtlayan nedir..? İşletim sistemi. Neymiş, benim şu an size Text Edit programı üzerinden yazdığım bu yazının ana teması buymuş. Biz nerelerde geziniyoruz sen hala neredesin. Benden sana küçük bir öneri, hiç bir zaman arkana bakma. sürekli önüne bak. Belki o zaman gideceğin yolun neresi, baktığın tasarımın hangi bilgisayarda yapıldığı ve en önemlisi de o tasarımı yapan kişinin kim olduğunu görebilirsin.

Saygılar...
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Gül güldür,güldür güldür..
Hatta paldır küldür!

Yazılarımı nasıl bıktırıcı, yıldırıcı, bezdirici olmaktan çıkarabilirim?
Nasıl daha ilgi çekici hale getirebilir, okunabilirliğimi artırabilirim?
Komikliğe düşmeden, belli bir düzeyi koruyarak, ama çatık kaşlı ciddiliğe de girmeden..
Karşımdaki her düzeyden insana hitap ederek, kırmadan dökmeden..
Acaba kırmama adına da, fazla mı tevazu yapıyorum?

Önceki yazıma başlarken de benzer duygulanmalar içindeydim. Ne hikmetse, artık yazılarıma hep böyle başlar oldum.
Ben mi değişiyorum, düzeyim mi düşüyor nedir bilmiyorum.

Ayşe Kulin, bir romanı çok satılınca "eyvah, kötü mü yazmaya başladım acaba?" demişti. Yazarın endişesini gülümseyerek anımsıyorum. O başarılı bir romancı.

Oysa ben, çok okunduğumu da sanmıyorum. Ama düşüncelerimin insanlar üstündeki etkinliğini artıramamak, sözlerimin havada kalması, derinlemesine analiz için motive edememek... Bunlar, emin olun beni fazlasıyla üzüyor.
Fakat, bu konu başlığı altında yazdıklarımı, diğer yazanların yanıtlarını okudukça biraz biraz etkili olduğumu farkettim. Zaten kimseyi "algı eksikliği" ile küçümseyecek de değilim.

"Algı eksikliği"..
Bu lafı çok tuttum. Buradan Sayın Melih Yongacı'ya teşekkürler..

Konuya dönecek isek..
Bu konu altında yazdıklarımın biraz daha etkili olduğunu farkettim demiştim.
Artık eminim ki, insanlar "Yalnızca Mac ile mi tasarım yapılır?" sorusuna daha dikkatli yanıt veriyorlar. Hatta artık sorunu şimdilik işletim sistemi düzeyine bile indirmiş durumdalar. Bu önemli bir gelişme.
Bundan kendime pay bile çıkarabilirim. Her ne kadar dönüp dolaşıp, sırtı kaşıyıp, elleri oğuşturup.... Söz yine donanıma getirilse bile. Bu kadarını da artık hoşgörmek gerek.
Biraz dalga geçerek "Masa üstünde iyi duruyorlar" diye yaptığım espri bile ciddiye alınmış.
Sayın Melih Yongacı ne diyor:

"Macintosh bilgisayar ve onun işletim sistemi olan Mac OSX kullanıcılara sorun çıkarmadan uzun yıllar hizmet verme özelliğini estetik ve entelektüel yapısı ve görünümüyle pekiştirmiş ender bilgisayarlardan biridir..."

Üstelik bunu daha önce de söylemiş..
Şimdi kalkıp.. Google efendisine başvurup, bugüne kadar piyasaya çıkmış yüzbinlerce (abartı sanmayın) bilgisayar kasasını estetik açıdan, -hatta entellektüel!- açıdan karşılaştıracağımı sanıyorsanız, yeniden tanışalım:

Bendeniz: Tuncer Özkan....

Sevgili forumdaşlar, önceki yazımdaki aidiyet duygusu ile yazdıklarımı yeniden okuyabilir misiniz?
Teşekkürler..Alıntılamak zorunda bırakmadığınız için.

Aslında, yazılardan paragraflar alıntılama yöntemine başvurmak yerine, önceki yazımı yeniden okumanızı, hatta en baştaki yazımı tekrar (lütfen) okursanız, göreceksiniz ki, neredeyse söylemem gereken herşeyi söylemişim. Kusura bakmayın, artık ben de Melih Bey'in yazının başında dediği gibi gülmek... gülmek....
Güüüüülmeeek!
İstiyorum.

Gül güldür, hem de paldır küldür!

Aman gülerken düşmeyin.

Esenlikler dileğiyle.
Tuncer ÖZKAN

Bu notu yazmak zorundayım:
Tasarım yaparken Mac kullananları kesinlikle ve asla küçümseyemem. Böyle birşey benim etik anlayışıma uymaz. Kaldi ki, böyle bir izlenim verdim ise, lütfen özürümü kabul edin. Ayrıca artık Apple firması, Macintosh bilgisayarları ile alıp veremediğim birşey olmadığını, ayrıca MacOs'un, Windows işletim sistemi kadar iyi bir işletim sistemi olduğunu, sorunu başlıktaki gibi "Yalnızca Mac ile mi tasarım yapılır?" kapsamında gördüğümü artık belirtmeme gerek yok sanıyorum.

Millet de beni "Mac düşmanı" sanacak neredeyse!
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Yazınızın bittiği noktadan başlayarak son kırıntıları da değerlendirsek sanırım herşey yerli yerine oturacak...

Sayın Tuncer Özkan, sizin yazdıklarınızın bir noktasından eminim ki o da sizin Macintosh bilgisayar düşmanı olmadığınızdır. Bununla birlikte siz aslında gelinen bu noktada neden bu tür bir başlık altında konuyu incelediğinizi de kendinizce sorgulayabilirsiniz. Bence siz düşüncelerinizi şu tür bir başlık altında açıklamış olsaydınız;

- Tasarım mutlaka bilgisayarla mı yapılmalıdır..?

konu belki de bu noktaya gelmeyebilirdi ya da işte o zaman biz grafik tasarımcılarıın adına bilgisayar denen alet türlerinden hangisini kullandığında kısa sürede daha sağlıklı sonuçlara ulaşacağı ve başının daha az ağrıyacağı üzerine yazılar yazıyor olabilirdik. Ama siz tutup;

- Tasarım yalnızca Mac ile mi yapılır?

soru başlığı altında konuyu ele alınca özellikle ben tutup adı geçen bilgisayarı kabaca tarihçesinden başlayarak ele alan bir yazı yazdım. Bu tür bir davranış genel bakış gereği olması gereken normal bir durum. Bu noktada herhangi bir terslik yok. Sizin konuyu başlatma şeklinizin geleceği nokta bu. Bir soruyu ne şekilde sorarsanız cevabını o şekilde alırsınız. Eğer farklı çevaplar yazılırsa işte o zaman bu alanda açtığınız başlığın kimse tarafından algılanmadığını düşünüp üzülebilirsiniz. Ayşe Kulin kadar üzülmeyebilir veya onun aldığı tavrı almayabilirsiniz ama alacağınız tavır anlaşılamamak üzerine olur.

Adına bilgisayar denen aletin yalnız donanımdan ( elektronik ve mekanik ) parçalardan oluşmadığını bu aletin donanımla ( hardware ) birlikte bir de yazılım ( software ) yönünün olduğunu sanırım biliyorsunuz. Gelinen noktada bugün artık donanım üretiminin ağırlıklı olarak uzakdoğu ( Çin, Tayvan, Kore vs. ) olduğunu görüyoruz. Çarşıda, pazarda veya markette aldığınız herhangi bir elektronik ürünün üretim yerine baktığınızda Made in…. ne yazıyor? Bundan sonra artık kimse kalkıp elektronik sektöründe keskin ayrımlardan söz edemez. Eğer ederse bu kişinin dünyadan haberi yok demektir.

İşte bu anlamda sorun gelip son tahlilde yazılıma dayanıyor. Bu da bizim yıllar öncesinden öngördüğümüz ve kaçınılmaz olduğunu bir çok yerde üzerine basa basa belirttiğimiz hayatın bir gerçeğidir. Bu gerçeği ister kabul eder yolunuzu bundan sonraki yıllarda bu gerçeğin aynasına bakarak çizersiniz ya da olduğunuz yerde kalır yanınızdan geçenleri izlersiniz. Yaşam ne yazık ki acımasızdır, insanın yazım üslubuna gülersiniz ama teknolojinin geldiğin noktaya gülemezsiniz. Eğer gülerseniz yine siz komik duruma düşersiniz.

Önceki yazınızı ve hatta daha öncekileri de okuduk. Bir kez daha okuyunca düşüncemizin değişeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yine söylüyorum. Açık ve net ifadeler kullanın. Düşüncenizle birinin dikkatini çekmek istiyorsanız adını yazın ki o kişi de kime ne anlattığınızı doğru algılayıp ona göre kendi düşüncelerini size aktarabilsin. Bu şekilde yazarsanız insanları alınganlığa yöneltirsiniz. Buna gerek yok.

Gerek bu alanda olsun, gerekse de başka alanlarda yazılan her yazıyı eğer bunu okuyan kişiler ne düşünür mantığıyla ele alacak olursak o zaman Nasrettin Hoca'nın fıkralarına taş çıkartacak noktaya geliriz. Karşımızdaki her bir kişinin yazılanlardan ne anlayıp ne anlamadığını yine kendisinin belirleyeceği ama bu alanda kendilerine grafik tasarımcıyız diyen kişilerin de asgari bir kültür düzeylerinin olmasının gerektiğinde sanırım anlaşırız. Durum böyle olunca da yazdığımız yazıyı alt kültür düzeylerine hitap etme kaygısından da kurtarmış oluruz. Algılayamayan bakar, anlamayan sorar, ilgilenmeyen okumadan geçer.

Kaygılarımız bu noktada olmazsa işte o zaman ortaya gerçek anlamda okunacak, öğrenilebilecek veya içerisindeki kelimelerden kendimize ders çıkartılabilecek noktalar buluruz. Eğlencelik olsun sayfalar dolsun mantığıyla yazmıyorsak eğer, bu noktaları dikkate alıp yazım üslubumuzu ona göre ayarlamamız gerekiyor. Yoksa ortaya çıkan durum öyle bir hale gelir ki işte o zaman yazana gülecek kişileri bulmakta bile zorlanabiliriz.

- Hangisi olmalıyız..?

Yazdıklarına gülünen mi yoksa yazdıklarından okuyanların kendilerine bir şeyler katma çabası içerisine girdiklerinden mi..? İsterseniz bunu da enine boyuna boş kaldığınız bir zamanda düşünün. Kişisel kaygı insanı kemiren şüpheyle eş değerdedir. Kaygı taşımayan sonuca kısa yoldan net olarak varır. Grafik tasarımcı ister Macintosh bilgisayarla çalışsın isterse de üzerinde Windows yüklü herhangi bir bilgisayarla dikkat etmesi gereken en önemli nokta yüklendiği çalışmayı sağlıklı bir şekilde tamamlamasıdır. Gerisi ayrıntıdır. Günlük iş akışında kullandığımız aletleri bilinçli olarak kendimiz seçeriz. Seçimlerimizi doğru yaptığımız sürece olması gereken temel doğrulara, yanlış yaptığımız sürece katlanmamız gereken eziyetlere maruz kalırız.

İnsanlar yaşamlarında hiç bir zaman eziyet çekme noktasında kararlar almamaya çalışmalıdır. Yapacakları her şeyi büyük bir ciddiyetle, zevkle, neşeyle ve en önemlisi de azimle yapmalı ve sonuçlarından memnun olmalıdırlar. Aslolan budur.

Saygılar…


Önemli Not: İşletim sistemi konusundaki örneğimi ( DELL ve Mac OSX ) es geçmişsiniz. Hayrola..?
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Herkese! merhaba,

Tam da umutsuzluğa düştüğüm anda, Sayın Melih Yongacı'nın yazısını okuyunca yeniden umutlandığımı, sevindiğimi söylemeliyim..
Çünkü artık okuyucumun belli bir noktaya geldiğini farkettim.

Ne demişti Melih Yongacı:
"...........Tarihin tozlu yaprakları arasında yaptığımız derinlemesine olmayan ama yüzeysel de sayılmayacak bir yolculuğun biz grafik tasarımcıların şu an kullandığımız Macintosh bilgisayara bakış açılarının neredeyse ortak yansımadır.(yansımasıdır. t.ö.) Bu yansımadan hareketle bu yazıyı okuyan sizlerin grafik tasarımın bilgisayarla mı yapılacağına, yapılacaksa hangi bilgisayarın ve işletim sisteminin neden tercih edilmesi gerektiğine az da olsa karar vermiş olmanız ve bundan sonraki süreçte çalışmalarınızı verdiğiniz bu karar doğrultusunda sürdüreceğiniz düşüncesiyle..."

Peki şimdi ne diyor bir bakalım:
"........... grafik tasarımcı ister Macintosh bilgisayarla çalışsın isterse de üzerinde Windows yüklü herhangi bir bilgisayarla dikkat etmesi gereken en önemli nokta yüklendiği çalışmayı sağlıklı bir şekilde tamamlamasıdır. Gerisi ayrıntıdır."

Bu noktaya gelebilmek için beni bu kadar yormamalıydınız!
Yine de teşekkür ederim.

Daha fazla yüklenmemek adına, ben, yine de kendime projeksiyon yapma ihtiyacını hissediyorum:

Bu başlığı neden koymuştum? Çünkü başlık ile belli bir amaç, ama belirsiz ya da art niyetli bir amaç güttüğüm sanıldı.
Tabii ki bir amacım vardı, o da ilk yazılarımda belirtilmişti:

"......Arada sırada, o sitede, bu sitede, bazı yerlerde... Mac kullanmak ile; tasarım yapmak arasında bağlantılar kurulduğunu gözlemlemekteyim.

Tabii ki, Mac ile de tasarım yapılır. Ama sadece Mac ile mi tasarım yapılır? Başka bir bilgisayar ile tasarım yapılamaz mı? Mac dışı bilgisayarlar ile tasarım yapanlar, kendilerini mi avutuyorlar yoksa oyun mu oynuyorlar? Ya da birileri, bu tasarımcılar ile oyun mu oynamaya çalışıyorlar? Belki de Mac dışı bilgisayarlar ile tasarım yapanların tasarımları, tasarım değildir! Bir tasarımcıya, bu tasarımı incelemeden önce, bunu Mac'de mi yaptın diye mi sormalı?........."


Demek ki, bu forumda, başka forumlarda, işbaşvurularında, dergilerde, kahvehanelerde, kozmik odalarda... "tasarım, Mac ile yapılır." sözü yankılanırken, benim böyle tuhaf bir duruma dikkat çekmem kaçınılmazdı. Forumlarda bununla ilgili çıkan yazıları şimdi listeleyecek değilim. Ama illaki bir şekilde siz de rastlamışsınızdır.

Demek ki, birileri "Tasarım, mac ile yapılır." iddiasındadır.

Yazılarım, bunun doğru olmadığı, Mac dışındaki platformlarla da pek âlâ tasarımlar yapılabileceğini anlatmaya kurguluydu. Hatta, bilgisayar destekli tasarım konusunu manuel yöntemlerden başlatmıştım. Süreç içinde bilgisayar destekli grafik tasarımı aktarmıştım.

Yeri geldiğinde Windows'u da, Macintosh'u da eleştirmiştim.

"Tasarım yaparken yalnızca Mac kullanılmalı" iddiasını, benim gibi her iki platformu da kullanmış, süreci canlı canlı yaşamış birinin irdelemesi kadar doğal birşey yoktur..
Bunu anlatırken keskin bir dil mi kullandım acaba?
Başta Melih Yongacı olmak üzere, Mac kullanıcılarını mı incittim?

Konumuz, Macintosh ile Windows'un kavgası haline mi düştü? Eğer öyleyse vay halimize... Amerikalı iki şirket, keselerini doldurmak için savaşırken bize ne oluyor? Bize ne onların savaşından... Kârlarından... Tekelleşmelerinden... Pazar paylarından...
Bizi ilgilendiren, işe girdiğimizde önümüze konan bilgisayar ile tasarımlarımızı en iyi şekilde uygulamaktır. Bunu sağlayacak olan da programlardır. Bu programlar da her iki platformda da var mı?

Var!

Melih Bey'in de dediği gibi gerisi hikaye..

Demek ki sözümüz, "Yalnızca Mac ile tasarım yapılır." iddiasında olanlara.

Kafamdaki tasarımı istediğim platformda yaparım, sana ne?
Çalıştığın sistem masa üstünde iyi duruyor, üstelik de çok seviyorsun, bana ne?


Yukarıda söylediklerimin önemli bir kısmı herkese yöneliktir. Yani "ortadan" söylenmiş sözler. Hedefimi belli bir kişi üzerinde tutmak istemiyorum. Diğer türlüsü tabii ki yanlış olurdu.

Gelelim Sayın Melih Yongacı yazdıklarına.
Bu konu başlığının art niyetli olduğunu söylüyor. Niyetimin ne kadar "art" olduğun yukarıda yeniden yanıtladım.

Tasarım yalnızca Mac ile mi yapılır?
Soruda bir bilgisayar markasından bahsediyoruz. Yani tasarımın bilgisayarda yapılacağı açıklanmamış bir önerme olarak soruda var.

Manuel tasarım ile bilgisayar destekli tasarım karşılaştırmasının yanıt arayışı değil. Çok açık bir şekilde bir bilgisayar markasına atıf yapılıyor. Apple firması cephesinden bakacak olursanız gerçekten de rahatsız edici bir soru!. Ama tasarımcı cephesinden bakacak olursanız doğru bir soru.
Sorunun kendisi bir cevap değil. İçinde gizli bir anlam da yok, yalnızca, az önce dediğim gibi tasarımın bilgisayarda yapılacağı, açıklanmamış bir önerme olarak sorunun içindedir.

Bu soruya ne cevap verilebilir:

1-Tasarım, tabii ki yalnızca Mac ile yapılır. Bu cevap, benim yazılarımın konusuydu.
2-Tasarım yalnızca PC ile yapılır.
3-Tasarım, aynı programlar kullanılarak yapıldığına göre PC ile de Mac ile de yapılır.

Benim aklıma başka bir cevap gelmiyor.

Hoşça kalın.
Tuncer ÖZKAN

Önemli nota benim notum: Artık Dell ile Macos'un konumuzun dışında olduğunu siz de görüyorsunuz.
 
Yukarı Alt