Tasarımcının Masası

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Merhaba arkadaşlar Çalışma masa ve odalarımızın fotoğraflarını ekleyebileceğimiz bir başlık olsun istiyorum burası.

Herkes işyeri olur ev olur kendi ortamının fotosunu eklerse eminim çok ilham verici ve hoş bir başlık olur burası.

İlk ben başlıyayım.

Bulabildiğim resimlerle kronolojik bir sıralama yaptım.




Ve dünyadan bazı örnekler




 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
Gürhan Bey,

Masanızdaki evrimi gıpta ile izledim.

Benim böyle güzel bir masam yok maalesef. Çünkü grafik tasarım benim hayatımda şu an göreceli olarak daha az bir yer kaplamakta. Ama yıllar önce, yani bilgisayar kullanmaya başlamadan önce çok detaylı bir atölyem(iz) vardı. Pistole (havalı boya fırçası), akrilik takımları, fırçalar, pasteller, kuru boya takımları, ışıklı masa, vs. vs. gibi araçlardan oluşan çok detaylı, karmaşık bir ortamım vardı.

O günleri biraz özleyerek hatırlıyorum.
Herşeyi, başlıkları bile rapido ile hazırlıyorduk.
Ayrıca büyük ve tam teşekküllü bir fotoğraf atölyem vardı. Ayrıca film çıkış atölyem de vardı..

Neyse, geleneksel söylemle bunlar mazide kaldı!

Artık dizüstü bilgisayarım neredeyse hepsini örttü. Ama bazen çift ekranı ben de kullanıyorum. Oldukça da verimli olduğunu söyleyebilirim.

Grafikerlik, artık hayatımın oldukça küçük bir kısmını kaplamaya başladı.
Çünkü, bunu bir sır olarak saklıyordum, ama size söyleyeyim; haftalık bir haber dergisi projem üzerinde çalışıyorum. Biliyorsunuz, bu işler çok riskli işlerdir. Yıllardır biriktirdikleriniz, bir ay gibi kısa bir sürede birden bire eriyip gider. Bu yüzden oldukça sık dokuyup eliyorum. Web ofsetteki maliyetler uykularımı kaçırıyor. 20 veya 30 binlik bir tirajdan bahsediyoruz. LWC dediğimiz kağıt çok maliyetli.

Politik gündemi çok yakından takip etmeye çalışıyorum.
Politik yazılar yazıp yorumlar yapmaya çalışıyorum. Bunların bazılarını biryerlerde yayınlıyorum.

Ama yine de freelance grafik işleri de yapıyorum. Şu an da da, kendimce büyük bir proje almış durumdayım. Bu da beni 2-3 ay bağlayacak.
Demek ki, dergi ancak 3-4 ay sonra çıkacak.
Biraz tevazu yapıyorum ama size şöyle bir ipucu verebilirim. Çıkaracağım dergi, düzey ve biçim olarak Amerikan Time veya Newsweek ayarında olacak. Hedefim bu. Yani çok iddialı. Deneme sayılar oluşturuyorum gündemle ilgili.
Sayfa düzenimiz, yayın politikamız, çalışacağımız fotoğraf ajansları vs. bütün bağlantılar bitmiş durumda. İsim lisansları da alınmış durumda, ama bunu sizinle şu aşamada paylaşamam. Editoryal ekibim ise hazır gibi. "Hadi abi, ne zaman başlıyoruz" diyerek beni sürekli baskı altında tutuyorlar. Ama bilmiyorlar ki, en ufak bir hesap hatası beni buharlaştırır.

Freelance çalışmalar dışında, eğitim videoları için senaryolar hazırlıyorum. Yakında nette yayında olacağım.
Bu yüzden çok az uyuyorum. Bu da beni çok yoruyor. Uykusuzluk insanın yazılarına da yansıyor. Yazılarımda bazen hissettiğiniz melankolinin sebebi de bu.

Kısacası, grafik işleri benim yaşantımın yüzde on veya onbeşine denk geliyor. Ayrıca ve neredeyse her akşam verdiğim dersler var. Özellikle fotoğraf eğitimi oldukça yorucu geçiyor. Öğrencilerimle yoğun bir tartışma içinde geçiyor. Onlara fotoğrafik kompozisyon oluşturmayı anlatmakta epeyce zorlanıyorum. Derslerim projektör altında ve ayakta geçiyor.
Ders verdiğim kurumun ismini veremiyorum. Kimsenin adım üstünden reklam yapmasına izin veremem.
Bazen özel dersler ve kurumsal eğitim-seminerler oluyor. Onlar güzel geçiyor. Özellikle evine gidip ders verdiğim kız öğrencilerim sağolsunlar, kurabiye, kek gibi desteklerle beni besliyorlar..

Hafta sonları ise tam bir felaket!
Bazı hafta sonları sabah 9, akşam 9 şeklinde, yani tam oniki saat ders anlatarak geçiyor. Akşam eve yani atölyeye sürünerek ama mutlu olarak gidiyorum.

Bütün bu kaos içinde biricik kızımla illustrasyon yapmak için vakit ayırmaya çalışıyorum. Ama çok şiddetli eleştiri alıyorum.

Çalışmayı seviyorum.
Tatillerde hastalanıyorum. Boş kalmak beni zehirliyor.

En büyük keyfim usturuplu bir Türk kahvesi.

Geçen yıl başladığım Aİ, PS, Id, CD den oluşan kitap çalışmalarım devam ediyor. Ama birara epeyce boşladım. Öyle ki, arada bir versiyon atladık Adobe programlarını cs 5 te başlamışken, şimdi cs 6'da devam ediyorum. Bazen gülüyorum bu halime..

Bilgisayara bakmak yüzümü yakıyor sanki. Çalışırken tam karanlıkta ve mutlaka müzik eşliğinde çalışıyorum. Bunları yazarken şu an Borodin'in Prience Igor Polonez dansları bale suitini dinliyorum. Şükür ki müzik diye birşey var aziz dostum.

Şu an bekarım.
Bir sevgilim yok.
Zaten buna vaktim de yok.
Ama kadınları severim. Onlara çok değer veririm. Güzel bir kadınla mum ışığı altında şarap içmek beni on yıl geriye atar..

Hayatın başlangıcı onlar, yani kadınlar. (bazen bitişi de...)

Ne diyorduk, masa meselesi demiştik galiba.

İyi geceler.
Tuncer ÖZKAN.İSTANBUL
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Bense sadece masada bilgisayarla çalışıyorum Tuncer bey:) Kadınlara nerden geldik anlamadım ama çok kuru ve düz hissettim kendimi:)
 
Kayıt
3 Ağustos 2009
Mesaj
604
Tepki
74
@GürhanErkal

Öyledir bazen, hele gecenin bu vaktinde yazınca nerelerden nerelere gidiyor insan. Aldırma, benimki biraz sohbet niyetineydi.
 

Şener CANÖZ

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
2 Nisan 2009
Mesaj
2.954
Tepki
1.573
Bu en hoşuma giden oldu.

Kullanışlı geldi bana, biraz tertipli olunursa tabiki.

 

Şener CANÖZ

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
2 Nisan 2009
Mesaj
2.954
Tepki
1.573
Pistore, samur fırça, ıstaka, letraset, rapido, milimetrik kağıt, tepegöz... Benimde elimden geçti...
 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Hepsi güzel ama arkadaşlar bir ceple masanızın resmini çekip göndermemişsiziniz hala
 

Şener CANÖZ

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
2 Nisan 2009
Mesaj
2.954
Tepki
1.573
:) Sana özel sandım dıydı ben bu sayfayı.
İş yerini şimdi göndereyimde
Evi de Akşama gönderirim ...



 

GürhanErkal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
22 Aralık 2009
Mesaj
444
Tepki
43
Oo iyiymiş hangi dijitalci bu. İzmirde böyle düzgün yerler pek bulunmaz.
 
Yukarı Alt