topkapı piyasasında 17 yaşından beri çalışıyorum.. askere gidene kadar grafikerlik harici herşeyi yaptım.. bir genel müdür gibiydim.. matbaada iş koordinasyonu, müşteriyle iletişim.. aldığım para 800'ü geçmedi.. ha, paramı kestiler mi ? Hayır.. Neyi kesecekler ki zaten.

)
Askerlik sonrası Emintaş'ta bi reprodüksiyon firmasında işe girdim (oda topkapıda) 1250 tl'ye anlaştık.. aynı zamanda renkli çıkış vardı.. bir zaman sonra patron pintinin en önde gideni olduğu için alınan her hatalı çıkış, her hatalı film yazılmaya başladı.. Kafanızda kaynayan kazan kimsenin umurunda değil iken 70 x 100 4 renk film çöp olduğunda sizin hesabınıza 84.00 TL anında yazılıyordu..
Şöyle birşey de var ben matbaa grafikeriyim ve o işi çok seviyorum.. Boyasıydı, kalıbıydı, kağıt ebadıydı.. kokusunu alan bırakamaz bu işi, bilen bilir.. Ben burada sabah 8.30 akşam 19.00 çalışıyordum. ayrıca 2 günde bir 21.00 e kadar kalıyordum.. tabi tam 20.50 de müşteri geliyordu, o saat uzuyordu.. Mesai ? 1 tl almadım tabiki..
3 Cumarteside bir 16.00'ya kadar çalışıyorduk.. aynı zamanda sosyal hayatıma yetiştirmeye çalışıyordum kendimi.. Partiler, organizasyonlar, eğlenceler.. Patlak verecek diye düşünürken, Critical Mass'e katıldığım gün bisiklet kazası geçirdim.. Ölümden döndüm, dişim kırıldı, dudaklarım patladı..
Şimdi turizm firmasında grafikerim.. Matbaa ile alakam yok, Topkapı'da birkaç dosta iş yolluyorum buradan.. Maaşım neredeyse 2 katı.. Ama yine huzursuzum.. Çünkü matbaa yok, herşey çok basit.. Ama düzen var..
Şunu inkar etmiyorum asla.. Topkapı'da çalıştığım güne lanet olsun değil olay.. Eğer gerçekten iyi bir grafiker olmak istiyorsanız, çalışmalısınız hatta.. Çünkü paranız kesildiğinde, üstünüze geldiklerinde daha dikkatli olmayı öğreniyorsunuz.. Benim sinirim, dandik bir kart tasarımını bile 20-30 TL'ye satıyor iken benden para kesilmesi.. Ayrılırken de bana "paranı verdik yapacaksın tabiki" gibi bir laf dediler.. Dedim kendi kendime "Ne bekliyorsun, Topkapı burası.."
Saygılar..