Grafik Tasarımcı nedir? Tanımını yapabilirim diyen buyursun...

Yasin Kaya

Üye
Kayıt
12 Aralık 2008
Mesaj
35
Tepki
0
Herhangi bir konu hakkında herkesin hayal edebileceği bir durumu sanatsal değerini arttırarak görsele döken kişiye grafiker&tasarımcı denir öyle ünüverste mezunu okumuş felan olmasına gerek yoktur her insanda olabilicek duygu ve hayalleri açığa çıkaran kişidir. örnek: herkes şarkı söyleyebilir ama herkez sanatçı olamaz; öncelikle seslazım gibi :) :D
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@Yasin Kaya


Yasin bey, fena halde yanılıyorsunuz, milleti de yanıltıyorsunuz.

Yetenek bahanesi ile eğitimi gereksiz sayıyorsunuz.

Yetenek bahanesi ile cehaleti savunuyorsunuz. Yapmayın.
 

Mehmet KIYMIK

Forumdan Uzaklaştırıldı
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
205
Tepki
5
@farukcagla


Sayın Faruk bey'e tam anlamıyla katılıyorum fakat şuda bir gerçek'ki Türkiyemizde bu işi sadece para amaçlı seçen ve tasarım ruhuna kabiliyetine sahip olmayan insanlar her yıl daha fazlalaşıyor bu insanlarda alt yapıyı alıyor ama tasarım yapmakta baya zorlanıyorlar onun için yetenekte lazım bu iş için ve bu işi para karşılığı değilde gerçekten sevmesi daha uygun gibi geliyor bana bilmiyorum bu benim fikrim ne kadar haklıyım veya haksızım bunuda sizin yorumlarınıza burakıyorum.

Saygılarımla.
Mehmet KIYMIK
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@Mehmet KIYMIK

--------------------------------------------------------------------------------------------

Mehmet bey;
Bir mesleği para için yapmak ile sevdiği için yapmak konuları tamamen başka bir tartışma konusudur. Yetenek ve eğitim konusunun dışındadır.

Konuyu; yetenekli olan mesleğini sevdiği için yapar daha başarılı olur, eğitimli olan para için yapar daha az başarılı olur noktasına getirmek istiyorsanız, siz de yanlış yaparsınız.

Elmalarla armutları karıştırmadan, yani para veya sevgi konusuna girmeden konuyu yetenek ve eğitim sınırları içinde tutunuz ve dağıtmayınız.

Çünkü sevdiği için yapan da bol para kazanıp başarılı olabilir. Veya önce para için başlayıp para kazandıkça mesleğini sevip daha başarılı olmak da mümkündür.

Dolayısı ile kafa karıştırmayalım, yoldan çıkmayalım, hedeften sapmayalım.

Hedef; yeteneği eğitimin karşısına rakip diye çıkartan cehalettir!

Yeteneği savunmak bahanesi ile cehalete tapanlar şu sözleri çok beğeneceklerdir;
--------------------------------------------------------------------------------------------

1-Mimar Sinan yetenekli olduğu için büyük mimar oldu, asla mimarlık eğitimi almadı.
2-Soförlük, araba kullanma yeteneği ister, asla sürücülük eğitimi gerektirmez.
3-Dalgıçlık ve balıkadamlık da öyledir. Eğitim gerekmez. ciğerin kuvvetliyse dalgıç olursun.
4-Keskin nişancıysan, attığını vuruyorsan, ölümden korkmuyorsan, iyi savaşçıysan general ve genelkurmay başkanı olursun. Harb okulları ve eğitim gereksizdir. Asker olunmaz asker doğulur.
5-Göz kararın varsa, el ayarın varsa peyniri bir kesişte kaç gram keseceğini biliyorsan bakkal olabilirsin.Yeteneğin yoksa bakkal olamazsın.Çıraklık dönemine ihtiyaç yoktur.Yetenek olsa olur.
6-Oto elektrikçiliğine veya otomobil motorculuğuna yeteneğin varsa hemen bir tamirci dükkanı açabilirsin. Eğitime gerek yoktur.
7-Sesin güzelse, nota bilmiyorsan bile konservatuara gerek yoktur. Konservatuarlar yeteneksiz kişileri şarkıcı-türkücü yapmaya uğraşırlar. Yetenekli kişilerin konservatuara ihtiyaçları yoktur. Müzikte eğitim şart değildir, yetenek olsa yeter.
8-Pablo Picasso, Salvador Dali gibi ressamlar yetenekli oldukları için ünlü olmuşlardır. Onlar resim eğitimi almamışlardır. Analarının karnından doğar doğmaz fırça ve boya ile doğmuşlar ve hemencecik şan şöhret sahibi olmuşlardır. Resim okulları yeteneklileri alıp eğitmez, yeteneksizleri ressam yapmaya uğraşır, çünkü yeteneklilerin okula ihtiyacı yoktur, onların zaten yetenekleri vardır.


Cehalet neredeyse gidip alınız!

Hiç eğitimsiz yetenekliyle, eğitimli yetenekli bir olur mu? Elbette yetenekli eğitimsiz daha üstündür!

Beni eğitimsiz bırakanın kırk yıl kölesi olayım!

Hayatta en hakiki mürşit yetenektir, kaabiliyettir. İlim ve fen değildir.

Milli Eğitim bakanlığının adı Milli Yetenek bakanlığı olmalıdır.

Yetenek müslümanın yitik malıdır.

Emaneti yetenekliye veriniz.

Yaşasın yetenek, kahrolsun eğitim!

------------------------------------------------------------------------------
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Yasin Kaya arkadaşımızın yorumuna hayran olduğumu belirtmek istiyorum. İnanılmaz etkilendim. Etkilenme düzeyimi belirtecek sözcükleri seçmekte zorlanıyorum.

Hangi yaklaşımını ele alarak başlasam bilemiyorum.

- Hayal gücünün ne olduğundan mı..?
- Okumanın anlamsızlığından mı..?
- Adına sanat denen olgunun ne olup ne olmadığından mı..?
- Herkesin şarkı söyleyebileceğini en ideal mekanın neresi olduğundan mı..?

İki satırlık bir yazıdan uzun bir yorum yazısı çıkartılabilir mi sizce..? Hıı..! Duyamadım. Çıkar mı..? Çıkmaz mı..? Düşüncenizi açıkça söyleyin çekinmeyin. Belirttiğiniz kişisel düşüncenizin bence kimseye herhangi bir zararı olmaz. Olsa bile buna zarar denmez. Peki ne denir derseniz düşüncesiyle açıklamasını da yapayım.

- Hamaset yüklü içi boş sözler...

Eski dönemde konuşma aralarında oldukça sık geçen bir sözcük vardı. Olur olmaz yerde ilgili ilgisiz durumlarda bol keseden kullanılırdı bu sözcük.

- Kitle Kuyrukçuluğu...

Bir kişi birilerine veya herhangi bir kitlenin düşüncelerine, duygularına ya da algılarına hitap etmeye başladığı zaman karşısındaki kişilerden birisi ortaya çıkar ve o meşhur sözü ortaya atardı.

- Kitle kuyrukçuluğu yapma...

Bu yazıyı okuyunca nedense bende bu tür bir izlenim uyandı.

- Hayal kuruyorum, öyleyse herşeyi yapabilme becerisine sahibim.
- Hayal kuruyorum, öyleyse yönteme gerek yok.
- Hayal kuruyorum, öyleyse bilimsel bilgi birikimine ya da aktarımına ihtiyaç yok.
- Hayal kuruyorum, öyleyse şarkı bile söyleyebilirim.

Hayal kuran insan herşeyi yapabilir hatta şarkı bile söyleyebilir ama bu şarkıyı nerede söyleyeceği önemli. Benim bildiğim en iyi şarkıları hamamda tellaklar söyler. İyi de yanlış hatırlamıyorsam bizler " Grafik Tasarımcılarız " yani nam-ı diğer sanatçı. Yoksa yanılıyor muyum..?

Saygılar...
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
@Melih Yongacı


Değerli kardeşim Melih bey;

Evet iki satırlık yazıdan kaç sayfa yorumlar ve cevaplar çıkıyor.
Çünkü kuyuya bir kişinin attığı taş o kadar derinlere iniyor ki, kırk kişi ancak çıkartabiliyor...

Cehalet öyle bir virüs ki adeta bire beş, bire on veren tohum gibi. Ekildiği yerden beş misli, on misli olarak fışkırıyor...

Ben dünyanın 5 ülkesinde toplam 3 yıl kadar yaşadım. En yoksul Romanya, Azarbeycan ve Moldava'sından, en zengin Almanya ve Avusturyasına kadar... Türkiye'deki kadar cehaleti savunmakta ısrar eden kişiler görmedim.

Oradaki kişiler yetenek ile eğitimi bir birine rakip olarak görmüyor, yetenekle eğitim bir araya gelmelidir, çocukların hangi konuya eğilimi ve yeteneği varsa o konuda eğitilmelidir diye bas bas bağırıyorlar. Ve onların eğitim sistemleri bunu uygulamaya çaba sarfediyor.

Bizdekiler ise yanlış eğitim politikaları ile eğitimden öyle soğutulmuşlar ki, yetenek ile eğitim birbirine düşmanmış gibi görüyorlar.

Benim formülüm şudur; çocuk neye eğilim gösteriyorsa, o konuda eğitilmelidir.

Eğilim eski deyimle istidat demektir. İçinde yetenek (kaabiliyet), istek, sevgi, arzu gibi kavramları da barındırır. Aslında sadece yetenek diyenler şunu bilmiyorlar; Sadece yetenek de yetmez. Çocuğun bir mesleğe yeteneği olabilir ama çocuk yetenekli olduğu konuda istekli olmayabilir. Mesela çok iyi tiyatrocu olabilecektir ama utangaçtır sahneye çıkamaz. İşte bu konuda yeteneğini açığa çıkartıcı eğitimler ve eğitmenler, yol göstericiler veya şartlar olmalıdır.

Bu da eğitimcilik diye bir bilim dalının işidir. Bir çeşit yetenek avcılığı, yetenekleri islah etmek, disipline etmek, sisteme sokmak, toplumun ve bireyin yararına uygun hale getirmek işi.

Dünyanın hiç bir yerinde mühendis olmak isteyen bir gence sen muhasebecilik okuluna puan tutturdun deyip onun mühendisliğine engel olmazlar. Aksine mühendislik isteyene mühendis olması yolunda şans verirler, yardımcı olurlar. Bizde ise senin ne olmak istediğine sen değil ben karar veririm diyen bir lise ve üniversite giriş sınav sistemi vardır.

Hal böyle olunca bu okullara giremeyen, istediği dalda eğitim göremeyen insanlarımız, "başlarım lan bu eğitime, bana lazım değil bu eğitim, ben yeteneğimle bir yerlere gelirim" diyerek eğitim düşmanı haline gelmekteler ve eğitimsiz ama yetenekliler ordusunun yılmaz bir savunucusu olma durumunda bırakılmaktadırlar...

Acı olan şudur ki; kimse "bu haksız sınavlar kaldırılsın, EĞİLİME GÖRE EĞİTİM YAPILSIN" dememektedir! Diyememektedir. Dedirtilmemektedir!

İşte GRAFİKERLER BİRLİK OLURSA BUNU DA DİYEBİLECEKLER, TÜM YETENEKLİ AMA EĞİTİMSİZ GRAFİKERLER uzun vadede ve devlet destekli olarak EĞİTİM İMKANLARINA KAVUŞTURULUCAKTIR.
 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Değerli dostum, hocam;
Sanırım rahatsızlık bizde. Biz de bir çoğu gibi;

- Ürkütmeyelim fincancı katırlarını...

politikasızlığını yapamıyoruz. Başımızı önümüze eğip, esen rüzgara gövdemizi dönüp asrın nimetlerinden yararlanmak yerine her fırsatta sürekli oluşan durumlara tepkimizi gösteriyoruz. Aslında bence artık bu yaştan sonra durulmanın, herkes gibi olmanın zamanı gelmedi mi sence..?

Akıntıya kürek çekmek, doğru bildiklerimizi yazmak yerine biz de kapılalım bu saadet rüzgarına. Essin, gürlesin cehaletin tüm nimetlerini yeryüzüne serpsin. Eleştirmeyelim aksine herkesle iyi geçinelim. Kim ne tür düşüncesini yazdıysa alkışlayalım. Eminim daha saygın daha etken ve daha ön planda oluruz.

Ama olmaz çünkü biz rahatsızız. İsmi lazım değil duayen bir şahsiyetin de dediği gibi;

- Biz birşeyler üretmek yerine eleştirmeyi, elimizi taşın altına koymak yerine taşı elimize alıp milletin kafasına atmayı yeğliyormuşuz..!

Ne adına..? İnsanın yüzyıllar süren araştırmaları sonucu eriştiği gelişmiş bilgi düzeyinin bize kazandırdığı doğrular adına.

- Ne dersin değer mi..?

Saygılar...
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
Değerli dostum ve meslekdaşım, sevgili kardeşim Melih bey;

Kimbilir ne Yasinler ne Hayaller kurdu bu memlekette.
Son yıllarda eğitimin gereksizliği savunulur oldu bu cehalette.
Bilerek veya bilmeyerek Eğitim düşmanlığı kök saldı bu millette...
Dediklerimiz hep çıkıyor on yıl önce yaptığımız kehanette !

FÇ (28 ocak 2009, saat 16.51)

Evet sevgili dostum, demişsin ki;
"Akıntıya kürek çekmek, doğru bildiklerimizi yazmak yerine biz de kapılalım bu saadet rüzgarına. Essin, gürlesin cehaletin tüm nimetlerini yeryüzüne serpsin. Eleştirmeyelim aksine herkesle iyi geçinelim. Kim ne tür düşüncesini yazdıysa alkışlayalım. Eminim daha saygın daha etken ve daha ön planda oluruz. "

Eleştirmek istemeyen , değiştirmek istemeyen, gelen ağam-giden paşam diyenler, kafa tokuşturup, el oğuşturanlar, el öpmekle yetinmeyip etek öpmekten iki büklüm olanlar, ticareti ele geçirdikleri gibi grafik sektörünü de ele geçirdiler...

Biz onlar gibi olmadık.

Onlar için yetenek de önemli değildir eğitim de...

Yetenek önemlidir deyip eğitim önemsizdir diyen kardeşlerimiz bunu bile bilmiyorlar.

Evet el etek öpenler birinin eteğini öperken birilerine de kendi eteğini öptürürler.

Kısaca kendileri gibi olmayanlara hayat hakkı tanımazlar, iş vermezler ticaret yapmazlar, maaş vermezler. Ekmek sağlamazlar.

Onlar için yetenek de palavradır, eğitim de... Onlar için liyakat (layık olmak-işinin ehli olmak-emaneti ehline vermek) önemli değildir, onlar için SADAKAT (sadık olmak-körükörüne bağlı olmak) önemlidir.

İŞTE CEHALETin başladığı KÖRÜKÖRÜNE İTAAT noktası da budur.

Cehalete karşı çıkmayıp körükörüne İTAAT EDERSEN zengin olursun.
Menfaatini düşünenlerin CEHALETİ ve EĞİTİMSİZLİĞİ savunması biraz da bundandır.

Bilgili olup ezilmektense, cahil olup zengin olmak işlerine geliyor.

İşte benden bir iki satır;

Bilenler nedense olamıyor mutlu,
Cahiller HEM CESUR, hem de UMUTLU.
Boş başaklar dik, dolu başaklar eğik.
Kültür sanat dedik, ne hallere geldik.
Büyük başın derdi de BÜYÜK oluyor.
Bilmek; Türkiyede adama YÜK oluyor!

FÇ. (2004)

Ayrıca;
Grafiker nedir adı altındaki bu konu başlığında ben 10 uncu sayfada bir grafiker tanımı yapmışım. İşte linki şudur;

https://www.grafikerler.org/grafiker-grafik-tasarimci-amp-grafik-tasarim/4861-grafik-tasarimci-nedir-tanimini-yapabilirim-diyen-10.html

Bu tanımda demişim ki;

10 MADDEDE GRAFİK TASARIM;

1)-Bir hizmeti veya bir düşünceyi yaymak, benimsetmek veya bir ürünü tanıtmak ya da sattırmak için kullanılacak tüm kompozisyonların hazırlandığı,

2)- Kompozisyonda; metin, yazı (tipografi), resim, desen, çizgi ve fotoğraf düzenlemelerin yapılıp renklerinin ayarlandığı,
3)- Çalışmanın baskı (CMYK) veya görüntü (RGB) olarak, ya da çeşitli basım ve sunum tekniklerine uygun hale getirildiği ;
4)-İletişim meslek alanı ile güzel sanatlar meslek alanı arasında çok özel bir yere ve konuma sahip olan;
5)-Güzel sanatların temel kurallarının, tasarım-iletişim teknolojileri prensipleriyle birleştirildiği,
6)-Mesajın kestirme ve sembolik anlatımlarla etkili ve akılda kalıcı tarzda veya iz bırakıcı şekilde görsel anlatım biçimine dönüştürüldüğü;
7)-Daha çok reklam, tanıtım, basım-yayın ve iletişim sektörünün içindeki mecra ve medyalarda faaliyet gösteren,
8)-Sanayi, endüstri, ticaret, turizm, eğitim, sağlık ve kültür sektörlerine hizmet eden,
9)- Temelini kültür, bilim ve sanatın evrensel kurallarından alan sanata "Grafik Tasarım" sanatı, bu işin eğitimini alarak yapan kişilere "Grafiker" (Almanca) veya "Grafik Tasarımcı" (Türkçe) veya Graphic Designer (İngilizce ) denilir.
10)-Amerika ve Avrupa'da Trade Art (Ticari Sanat) olarak da ifade edilir. Sinema, çizgi film, karikatür, resim, fotoğraf ve hüsn-ü hat (güzel yazı-Calligraphy) sanatlarıyla bazen iç içe bazen yan yanadır. Gelişmiş toplumlarda hemen hemen her sektörün ihtiyaç duyduğu sanat'tır.

(Bu tanım Faruk Çağla'ya aittir, ancak isim belirtilerek alıntı yapılabilir.Başkasının imzasıyla yayınlanamaz.)

Şimdi bu tanımın üzerine;
Grafikerlik için eğitim gerekmez, hayal gücü gereklidir demek NE CESARETİDİR?

Cevabı yukarıdaki şiirimde 5 yıl önce verilmiştir.

Evet Melihciğim,
Biz niye susmuyoruz? Susamıyoruz, niçin?

Bir kere zalim karşısında susan şeytandır bu bir.

İkincisinin cevabını da Yunus Emre veriyor;
"Behey Yunus sana söyleme derler,
Ya ben öleyim mi, söylemeyince !"

Yani söylese de ölecek , söylemese de... Öyle de fark etmiyor, böyle de...
Hiç olmazsa söyleyip de ölelim diyor.

Bizimki de o hesap.

Saygılarımla.

 
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
208
Tepki
5
Selam,

Ömürsün üstad. Sen çok yaşa emi. Akşam akşam yazını okuyunca hem ağladım, hem güldüm. Bakın iki işi aynı anda yapabiliyormuşum. Buna da kendimce tanık oldum. Babamın buna benzer bir durum için uzun yıllar önce bana söylediği bir söz vardı.

- Kulağına küpe olsun sakın aklından çıkartma. Hatırladıkça beni anarsın...

demişti. Ben de tüm dikkatimi toplayıp kendisini can kulağıyla dinlemeye başladım. Hoş sadece babam olduğu için değil ne söyleyeceğini merak ettiğim için de pür dikkat kendisini dinledim.

- Herkes sakız çiğneyebilir ama kimse ayşe teğze gibi patlatamaz...

dediğinde kahkahayı bastım. Ayşe teğze bizim yan komşumuzdu ve gerçekten sürekli sakız çiğner ve patlatırdı.

- İlgi, Gözlem, Araştırma, Birikim...

Toplumumuzda son yıllarda her nedense ( ! ) oldukça azalan kavramlar bütünlüğü. Bazı temel özelliklerimizi kaybediyoruz. Toplumun sözde elit kesimi olan biz " Grafik Tasarımcılar " ın bile temel kültürel kavramlardan yoksun olması acı verici bir durum.

Bu kez kısa yazıcam... Ne demiş atalarımız..?

- Her alık kendince yitirir aklını...

Saygılar...
 

Mehmet KIYMIK

Forumdan Uzaklaştırıldı
Kayıt
7 Temmuz 2008
Mesaj
205
Tepki
5
Sayın Faruk bey'in ve Melih bey'in yazılarını çok beğendiğimi imrenerek onların grafik sanatına bakış açılarına hayran olduğumu buradan belirtmek isterim. Lakin Türkiyemiz'de sizin gibi bakış açısıyla bu mesleğe bu sanata bakan çok nadir insan bulunmakta ve kafalarındaki düşünce şudur (iş olsun para kazanalım ama nasıl olursa olsun) felsefesine sahipler ben yıllardır bu insanlar tarafından çok yoruldum evet 24 yaşındayım ama gerçekten yaşlandığımı ifade edebilirim nedeni ise işi bilmeyen insanlar iş yapmaya kalkıyor misal olarak da ilkokul mezunu insanlar tarafından açılmış reklâm firmaları eğitimsiz ve işi bilmeyen personel ve buna karşılıkta işi bilmeyen büyük kurumsal firmalar iş yaptırıyor bunun önüne ne kadar geçilebilir ben yıllardır uğraşıyorum ama artık bir çözüm yolu bulamıyorum ve siz büyük üstatlara soruyorum ne yapmalıyım yâda ne yapmalıyız.

Saygılarımla.
Mehmet KIYMIK
 
Yukarı Alt