Yok olan seyyar lezzetler...

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Kaç yaşındasınız bilemiyorum, yetmişli yılların başında ve ortasında doğanlar, kesinlikle hatırlayacaklardır. Eskiden yaşamın tuzu, biberi, ayrı, ayrı güzellikleri vardı. Yeni gelen nesil, pek bunları göremedi ve yaşayamadı, bu onların, şanslı oldukları bazı durumların yanındaki, şanssızlıkları olsa gerek.

Dün gece yakın bir arkadaşımla, balkonda otururken, konu döndü dolaştı ve yine eski yıllara geldi. Oradan, buradan muhabbet ederken, dedim ki “haydi, köşedeki seyyar köfteciden yarımşar ekmek köfte yaptıralım” şaşırdı “ köşede seyyar köfteci yok ki” dedi. Peki, başka bir köşeden yaptıralım o zaman, cevabı yine aynıydı, “başka köşelerde de yok” bak gördün mü, dedim. Eskiyi özlemek ve anlatmak yeterli değil, eskiyi yaşamak için o kadar çok eksik taş var ki, artık eskiyi yaşamakta, eskiye ulaşmakta mümkün değil.

Eskiden, hayatın türlü, türlü güzel yanları vardı, seyyarlar hayatın beklide en güzel yanlarından birisiydi. Şimdi diyeceksiniz ki “sağlıksızdı, bilmem neydi, falandı, filandı” boş verin siz bunları “lezzetliydi, tatlıydı, hoştu, güzeldi” gerisi beni ilgilendirmez. Ben çok iyi hatırlıyorum, bir köftecimiz vardı, Ali Dayı, parmaklarınızı yerdiniz o köftenin lezzetinden, içinde belki kıyma bile yoktu, fakat lezzetliydi, yemesi keyifliydi, yediğiniz zaman “öyle sandığınız gibi, mideniz falan bozulmazdı” aksine düzene girerdi.

Şimdilerde bir çok hijyen ve temizlik konusunda iddialı mekanlardan yediğim yemek sonrası, bir hafta mide sorunları yaşıyorum, evet, yaşayanlardan bahsetmiyorum, bizzat ben yaşıyorum. Bazen arkadaşlar, ısrar ederler, ...pizza’dan yiyelim, inanın yediğim yemeğin, o ağırlığını ve ızdırabını uzunca bir süre yaşarım.

Pilavcılarımız vardı, tavuklu veya nohutlu pilavlar yaparları, benim diyen aşçılar yapamaz, o nasıl bir kıvamdır, o nasıl bir lezzettir, tadı damağınızda kalır, ilk fırsatta yine uğrarsınız, köşe başlarında bir yerlerde, görür görmez alırsınız bir porsiyon, keyifle yerdiniz.

Pamuk şekerciler vardı, daha eskilerde, çocuk olduğum zamanlarda, paranız olsun, olmasın, sıraya girerdiniz, sıranız gelince “benim param yok, yarın versem olur mu, dersiniz ve aldığınız yanıt, al bakalım olurdu, güzel bir gülücükle beraber” mutlulukla koşardınız sokağınıza. Şimdilerde, ne pamuk şeker satanlar var, ne tebessüm ederek, parasını almadığı pamuk şekeri, çocuklara sunan seyyarlar.

Mahalle bakkalları da, ayrı bir güzellikti eski yıllarda, elinizde bir küçük defterle gider, ne isterseniz alırdınız, o karalardı oraya aldıklarınızı, koşarak çıkar giderdiniz. Bazen defteriniz olmasa da, istediğinizi alırdınız, artık böyle şeyler, sadece geçmişte kalan güzellikler olarak hafızalarımızda kaldı.

Şimdilerde yeni bir toplum, yeni bir düzen ve yapay bir yaşam türetildi, samimiyetten uzak, soğuk, çirkin ve kişiliksiz bir yaşam. Bu tip yaşamları, eskiden Amerikan sinema filmlerinde izlerdik, o dönemlerde ne kadar da yabani ve yabancı gelirdi böyle bir yaşam tarzı. Sonra bir baktık ki, içimize sızıvermiş bu yaşam tarzı, artık ne küçük esnaflar kaldı, mekanına girdiğinizde sizi el üstünde tutan, ne seyyar satıcılar.

Geçenlerde sabah sporu yaparken hava biraz rüzgarlıydı, sokaklar boş olduğu için biraz ileride bir baktım, bir kola kutusu sağa sola savrulup duruyor tıkırdayarak. Aklıma hemen bahsettiğim film sahneleri geldi, öyle hüzünlendim ki anlatamam. Bizim için kola şişeleri bile değerliydi çocukluğumuzda, ya oracıkta içerdiniz, ya da bir ara şişenizi götürüp bakkalınıza verirdiniz. Kola içmek bile bir sorumluluktu aslında, bir yerde öyleydi, şimdi içiyorsun ve savuruyorsun ortalığa, sonra film sahneleri yaşıyor birileri, oralarda dolaşırken veya gezerken, yazık ettiler, toplumumuza ve bize, gerçekten yazık ettiler! Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, samimiyetler, dostluklar, paylaşımlar, sorumluluklar, her şeyimiz değişti, değiştirilmeye de devam etmekte, üzücü, üzücü olduğu kadar, yıpratıcı ve yıkıcı da aynı zamanda.

Bu konular hakkında yazılacak o kadar çok şey var ki anlattıkça insanın kalbi parçalanıyor. Yine eskiden bazı filmler izlerdik, Sayberkler, vesaireler işte, sanırım toplumları tek düze bir hale sokacaklar ve robotlaştırcaklar, gidişat onu göstermekte. Yine geçenlerde bir arkadaşımla alış veriş için gitmiştik, güya o devasa, ne ararsan var olan marketlerden birisine, vakit oldukça geç olmuştu ama hala açıktı, aklımıza gelen birkaç eksiğimizi alalım diye girmiştik.

Bir süre sonra “sayın müşterilerimiz, beş dakikaya kadar, kasalarımız kapanacaktır, lütfen kasalara geliniz” bu, şu demekti “ çıkın dışarıya artık, defolun, size ihtiyacımız yok” tabi, orada içimden bas, bas bağırmak geldi “verin bizim bakkallarımızı ve siz defolup gidin” diye.

Ben bağırsam, başkaları bağırsa, toplum bağırsa ne olacak ki, biz oradayız diye hürmetle isteklerimizi yerine getiren bakkallarımız yok edildi ve artık olmayacaklar. Şimdilerde büfeler var, tekel bayileri, onlar da, sırf alkol satarak ayakta kalabilmekteler, yoksa ihtiyaç giderecek pek bir şey bulmak mümkün değil. Üç beş yerde olan bakkalda ha bugün, ha yarın kepenk kapatırlar ve nesilleri yok olur, gider.

Nasıl ki, ayakkabı tamircileri yok olup gitmekteyse, nasıl ki, seyyar köfteciler, pilavcılar, pamuk şekerciler, kokoreççiler ve diğerleri yok oldularsa. Nasıl ki bir toplum yok edilmişse, nasıl ki, yok edilmeye çalışılmışsa, yok edilmek üzere beklemekteyiz.

Ne diyelim, yapacak bir şey yok, sadece anılarımızı yaşamak kalacak bize, o günleri hatırlayan dostlarımızla bir balkon köşesinde…

Saygılar…

Ozan Muhammet CANDAN
Grafikerler. Org

Not: Bu yazıyı yazarken eksiğine, yanlışına bakmadım ve yazdığım gibi yayına attım, eski seyyarlar gibi, eksiği, noksanı olsa da, umarım keyif alacağınız bir yazı olur…


 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.266
Tepki
100
keyifle okuduğum bir yazı oldu.
yüreğinize sağlık.

sahi bu lezzetler seyyar oldukları için mi kayboldu?
gittikleri yerden dönerler mi acep?
yoksa daha ne çok lezzetlerimizde AB sevdasına yenik mi düşecek.

söylemen geçemeyeceğim en çokta macun şekerini özledim.
 

User4

Forumdan Uzaklaştırıldı
Kayıt
18 Ekim 2008
Mesaj
1.325
Tepki
39
Benim çocukluğumda "Sütsal" diye bir şeker satılırdı, okulumuzun önününe yaşlı amcalar gelip çocuklar için adet olarak meyve satarlardı. Seyyar lahmacun arabalarınıda hatırladım şimdi, gerçekten lezzetli olurdu. Bakıldığında basit bir durum gibi görülebilir fakat Ozan Muhammet beyin dediği gibi onları tadı lezzeti başka olurdu. Şu an ki durumdan şikayetçi değilim fakat kaybedilen o kadar çok değerlerimiz zevklerimiz var ki, eskiye bakıldığında bir iç çekebiliyor insan.

Zevkli bir yazıydı Ozan Muhammet bey, yüreğinize sağlık..
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Emine Hanım, bu sistem içerisinde, dönmeleri her halde pek söz konusu değil, dönmüş olsalar bile, usta çırak ilişkisi ile, neredeyse "el verme" yöntemiyle, babadan oğula geçen ve el değiştiren lezzetlerdi bunlar, ustalar kaybolduğu için, geri gelebileceklerini sanmıyorum.

Beğendiğiniz ve zaman ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim...
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Erkin Bey, bahsettikleriniz çok güzel şeyler, gerçekten o lezzetler bir başkaydı, zaten insanlar geçmiş hep aramaktadır, nedeni, geçmişin daha sade, daha doğal ve daha gösterişsiz oluşudur.

Okuduğunuz, beğendiğiniz ve zaman ayrıdığınız için, çok teşekkür ediyorum...
 
Kayıt
17 Mart 2008
Mesaj
3.266
Tepki
100
@danisman
dönmeleri tabii mümkün değil.
zaman zaman izmir fuarında pamuk şekeri yediğimi hatırlarım.
ve hatta bir ara kemeraltında konak'a giderken macun şekeri bile aldım.
ama bunları arasanız zor buluyorsunuz. hadi deyince ulaşabileceğiniz bir şey değil artık.
belki bir gün ansızın böyle karşınıza çıkıveririrler. işte o zaman bunun fırsatını bilin dostlar. iyi değerlendirin.

gelişen teknolojiyle, yada adını koyamadığım dilimin ucunda sebeplerle kaybolup gittiler.
keşke geri gelebilseler...
 

User4

Forumdan Uzaklaştırıldı
Kayıt
18 Ekim 2008
Mesaj
1.325
Tepki
39
Sanırım bu bahsettiğimiz dönemi en son gören kuşağım. Çocukluğumuzda biz sokak aralarında saklambaç oynardık, birbirimizi kovalardık Kinght oynamazdık, evimizin bahçesine arkadaşlarla toplanır çadır kurardık toprağı kazıp içinde ateş yakardık közüne patates gömer bir güzel afiyetle yerdik, çadırların içinde düşman avına çıkan oyunlar oynamazdık. Tabi ki aterilerimiz vardı onlarıda oynardık, fakat hava yağmurlu olduğunda evden çıkamadığımız zamanlar yapardık bunu. Bazen arkadaşlarla çocukluğumuzdan bahsediyoruz da çocukluğumuz çok eğlenceli geçmiş, herşeyi yapmışız. Conter oyunundan Kinght oyunundan vaktimizi en acı şekilde yiyen pc oyunlarından uzakta yaşamışız çocukluğumuzu. Karnımız acıktığında bir arkadaşımızın evine gider (hangimiz olduğu önemli değil) bizim karnımız acıktı teyzecim diye içeri dalar en güzel yemeklerden yerdik. Şimdi ki ufaklıklar bu keyfi tadamıyorlar, çok yazık. Bir pc dir, bir internet kafedir gidiyor. Gerçek hayattan nasıl soyutlandıklarının farkında değiller, dış Dünya'ya kapıları o kadar kapalı ki en doğal en taze çağları oyun başında sönüp gidiyor. Çok üzücü..
 

danisman

Consultant
Kayıt
27 Nisan 2009
Mesaj
1.504
Tepki
30
Bu bahsettiğiniz şeyler o kadar güzel şeyler ki, insan düşünmeden edemiyor, bu Türkiye'mi, öteki Türkiye'mi? Sanırım birçoğumuz, öteki Türkiye'yi özlemekte ve kocaman bir ah çekmete, ne diyelim, gelecek nesillere, tüm bunları anlatmak ve aktarmaktan başka çaremiz yok, en azından bunu yapabilecek insanlarız...
 
Kayıt
29 Kasım 2008
Mesaj
542
Tepki
7
seyyar köfteci, pilav ve nohut yemek için sizi mecidyeköye davet ediyorum mecidiyeköyün merkezinde hala bunu yaşayabilirsiniz.

belki size biraz geçmişi yaşatır :D
 
Kayıt
18 Aralık 2007
Mesaj
465
Tepki
5
Bizim zamanımızda, "Bizim Zamanımızda" diye cümleye özlemle başlayan yaşlı insanlar vardı... Yaşlanıyor muyuz yoksa? :)
 
Yukarı Alt