Grafikerler Birlik Olmalı mı?

Ömer YILDIZ

Admin
Yetkili Kişi
Kayıt
29 Temmuz 2007
Mesaj
2.320
Tepki
92
Grafikerler Meslek Birliği (GMB) Kurulmalı mı ? Grafiker hakları GASP edilmeye devam mı edilmeli?


Herkes grafikerim diyor, bunun bir kuralı, yolu yordamı olmalı mı?

Grafikerlik mesleğinin ilkeleri ve sınırları belirlenmeli mi?

Son günlerde Grafikerlerin bir sahibi olmalı, bir çatı altında toplanılmalı gibi görüşler Grafikerler.org da tartışılmaya başlandı.

Biz Grafikerler.org olarak bu konu ile geçen yıl ilgilenmiştik, 12 Temmuz 2008’de Kağıthane Belediyesi Salonlarında yapılan toplantıya katılmış ve aşağıdaki yazıyı yayınlamıştık;


@Ömer YILDIZ

Sonra bu toplantının devamı gelmedi ve duyduk ki bu GMB(Grafikerler Meslek Birliği) bazı kişiler tarafından engellenmeye çalışılmış.

Bu günlerde Grafikerler.org’da ki yazışmalarda bu BİRLİK konusu tekrar gündeme gelmiştir.

Bu konunun çeşitli aralıklarla gündeme gelmesi, ortada çözülmemiş sorunlar yumağının olduğunu ve Grafikerlerin bir çatı altında bu yumağı çözmeye çaba sarf etmeleri gerçeği ile bizi yüz yüze bırakmıştır.


Grafikerler.org daki bu yazışmalardan bazılarını aşağıda sunuyoruz ve soruyoruz;


Grafikerler meslek birliği kurulmalı mıdır? Evet ise, niçin kurulmalıdır?


Bu konudaki görüş, düşünce ve önerilerinizi bekliyoruz.



@Aydın YAMAN




@Eyup Gültekin


@İsmail Ev

@Fatih Can


@Melih Yongacı



@ece s. kaya





@kamuran sadak




@farukcagla
 

Ömer YILDIZ

Admin
Yetkili Kişi
Kayıt
29 Temmuz 2007
Mesaj
2.320
Tepki
92
Yine Gmb ile ilgili yapılan birkaç yorum.;





https://www.grafikerler.org/grafikerlerin-yasadiklari-sorunlar/6301-grafiker-veya-reklam-ajansi-nicin-emir-3.html#post52069


Grafiker Süleyman Köklü kardeşimiz aynen demiş ki;

"sizin bahsettiğiniz konular tamamen müşteri memnuniyetine yönelmiş ulusal-uluslararası ve profesyonel firmalar tarafından yapılıyor."

1-Yani benim anlattıklarım uluslararası firmalarda uygulanıyormuş.
2-benim anlattıklarım profesyonel firmalarda uygulanıyormuş.
3-anlattıklarım müşteri memnuniyetine yönelmiş firmalarda oluyormuş.
4-anlattıklarım İYİ BİR FİRMA olmak İSTEYENLER için ELZEM (LÜZUMLU-gerekli- şart) imiş.

Demek ki grafik sanatının uluslarası NORMlara uygun olması gerekiyor. Tıpkı eczacılık, mühendislik, işletmecilik, ekonomistlik gibi...

Sadece reklam firmasının değil; Demek ki grafikerin de bu KALİTEDE olması gerekiyor.

Eeee, sonra? devam ediyor Süleyman bey, diyor ki;
"Yoksa Orta seviye esnaf dediğimiz kısım sadece hangi ajansta ucuz iş yapılıyor hangi matbaada ucuza basılıyorun peşinde. Piyasa bayağı uzak bu konulara"

Demek ki esnaf profesyonel ve uluslararası çalışma istemiyor. Demek ki müşteri memnuniyeti de istemiyor. Peki ne istiyor?

BERBAT TASARIMLARLA MÜŞTERİYİ KANDIRMAK istiyor.

Ucuz grafikeri çalıştırıp kalitesiz tasarım istiyor. İş olsun torba dolsun diyor. DEMEK Kİ ESNAF, grafik SANATI değil, grafik ZENAATI istiyor.

Yani GRAFİK TASARIMCI değil, GRAFİK İŞÇİSİ, AMELESİ istiyor.

Şimdi size soruyorum sayın invincible;

"bütün grafik ameleleri birleşsin" mi diyelim? Yoksa "bütün grafik tasarımcıları birleşsin mi" diyelim?

Ne diyelim? Ne edelim, nasıl yapalım?

farukcagla



“İsmail bey;

Şu güzel sanatlara giriş sınavındaki grafik öğrencileri için iyi resim yapmak şartını kaldırsınlar bak bakayım alaylı grafiker sayısında azalma olup, mektepli grafiker sayısı artıyor mu, art mıyor mu?

Her yıl 25 öğrenci alan grafik bölümleri 150 öğrenci alıp tek birinci sınıf açacakları yerde 6 tane birinci sınıf açıp senin gibi ustalara üniversitelerde ders verdirsinler bak, alaylı-mektepli ayrımı kalıyor mu? Sen grafik 1-A sınıfında broşür dersi versen ben grafik 1-C sınıfında amblem logo dersi versem bak ne biçim grafikçi yetişir!”

Farukcagla


Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

https://www.grafikerler.org/grafikerlerin-yasadiklari-sorunlar/6301-grafiker-veya-reklam-ajansi-nicin-emir.html

“arkadaşlar emir eri olmaya mahkum ediliyoruz biz müşteriyi değil müşteri bizi yönlendiriyor korkuyoruz ve bu korkumuzu tetirginliğimizi karşıya yansıtıp esnaf işine giriyoruz ve dolayısıyla EMİR ERİ olmaya devam ediyoruz çünkü daha kendimiz bile yaratıcılığımızın arkasın da duramıyoruz “
Dmustafa

“bence fakülteden mezun olan bir kişi tipograf renk gibi şeyleri bilmiyorsa eksikleri varsa o zaten grafiker değildir”


Dmustafa


“piyasada grafik tasarımdan anlamayan insanlar çalışıyor bunun o kadar çok örneğini gördüm ki program kursuna gidip ben grafikerim deyip çıkıyorlar böyle grafiklerlik olmaz.”


Burcuery

“Ben Ege Üniversitesinde Bilgisayar Programcılığı okudum. Okul bittikten sonra programcımı oldum ben şimdi. Bazı şeyleri pratikte öğrenmem, görmem ve uygulamam gerekmezmi. Grafik bölümünü okumuş ve bitirmiş bir insan direk tasarımcımıdır?”


Serkan baysal

“Arkadaşlar bu kimsenin suçu değil. şimdilerde inetnette gezmeyi bilen herkes grafiker olabileceğini düşünüyor. Çünkü işimiz kolay görünüyor.
Yorum şu: Yazıyı yazıyosun, karakteri seçiyosun ve ölçüsünüde ayarlayabiliyorsan sende grafiker olabilirsin



Corelx3




“Arabanızın bile bir ruhsatı var, şöforün bile bir ehliyeti var...

Allahını seven söylesin; hangi grafikerden ne belgesi isteniyor, hangi reklamcı kime ve neye karşı sorumlu?

Bunun yaptığı tasarım grafik tasarım mı, bunun yaptığı reklam gerçekten reklam mı diye kim inceliyor, kim denetliyor? Müşteri mi? Müşteri memnun olmazsa kime şikayet edecek? BU belli mi?

Eskiden Osmanlıda saraçlar çarşısında çantacılar, bakırcılar çarşısında bakırcılar, kunduracılar çarşısında kunduracılar yer alırmış. Kötü ayakkabı yapanın yaptığı pabuç dükkanın damına atılırmış. Pabucu dama atıldı deyimi ordan gelirmiş.

Kusurlu mal üreten bir daha o mesleği icra edemezmiş.

Şimdi berbat bir grafik tasarım yapan grafikere, reklamı etkili olmayan malı sattırmayan veya imaj yaratmayan bir bir reklamcıya kim sen kusurlu mal üretiyorsun diyor? Kim?

Devlet sadece vergi almasını biliyor. Yeni berbat reklamcılar türesin, yeter ki iş yapıp vergi versin. Devlet bunun derdinde.

Güzel sanatlar fakülteleri her yıl 20-30 grafik tasarımcıyı mezun ediyor, oysa tasarım öğretmeyen özel kurslar her iki ayda 500 ila 1000 kişiyi piyasaya salıyor.

Sadece grafik programı öğreten dersaneler niçin YANILTICI OLARAK grafikerlik kursu veriyoruz diyorlar da grafik temel programları dersi veriyoruz demiyorlar. Niçin tasarım dersi vermediklerini söylemiyorlar?

Matbaalar grafik tasarıma para almıyoruz, yeter ki broşürünü biz basalım diyorlar.

3 aylık kurs mezunu genç grafiker diye kartvizit bastırıyor.

Bütün bunların nedeni sadece işsizlik midir?

Devlet grafikerlik ve reklamcılıktaki bu kepazeliğe niçin karışmıyor. Eğer alan memnun satan memnun diyorsa fuhuş ve uyuşturucu sektöründe de alan memnun satan memnun, ona niye karışıyor?

Oto boyacısına niye karışıyor da broşür boyacısı olan grafikere karışmıyor?

Düşünün;
Niçin BİLİNÇSİZ OLARAK MESLEĞE BU KADAR KOLAY GİRİLEBİLİYOR maddesi çok OY almış bu ankette?

Evet soruyorum; niçin bu kadar kolay ve bilinçsiz girilebiliyor bu mesleğe?

NİÇİN kendini grafiker veya reklamcı sananlar MADDESİ BU KADAR OY ALIYOR?.

Bilinçsiz olarak bu mesleğe girmek NEDEN BU KADAR KOLAY? Ve niçin BİLİNÇSİZCE GİRİLİYOR? BUNA KİM İZİN VERİYOR? Ve buna kim DUR DİYECEK?

Niçin kendini grafiker veya Reklamcı sananlar BU MESLEĞİ BU KADAR RAHAT ve SORUMSUZCA İCRA edebiliyor?

Üniversiteler nerededir?
Grafikerler Meslek Kuruluşu Nerededir?
Devlet nerededir?

Mesele işsizlik değildir.
Mesele KURAL KOYUCU ve DÜZENLEYİCİ OLARAK BİLDİĞİMİZ DEVLETİN, PARLAMENTONUN bu KONUYU GÖRMEZLİKTEN GELMESİDİR.

PAHALI VE LÜKS GRAFİKERLER BU KONUYU DEVLETE GÖSTERMEMEKTEDİR.

ÇÜNKÜ ONLAR DA KENDİLERİNİN SOSYETEYE HİZMET EDEN PAHALI GRAFİKERLER OLARAK KALMALARINI İSTEMEKTEDİRLER. KÖTÜ GRAFİKERLER UCUZ İŞ YAPSINLAR Kİ; ONLARA DA İŞİN KAYMAĞI DÜŞSÜN. OYUN BUDUR !!!!


Grafikerler Meslek Kuruluşu tüm grafikerleri değil, azınlık ve elit bir grup grafikerin hakları ile ilgilenmektedir.


Bundan Türk Grafik sanatı zarar görmektedir, küçük ve orta sermayeli reklam verenler kaliteli reklam hizmeti alamamaktadır.


İyi grafik tasarım ve iyi Reklam; sadece çok büyük ve zengin firmaların emrinde olmak durumunda kalmaktadır.


BU da orta sermayeli reklam verenin kültürel olarak reklam cahili kalmasına da neden olmaktadır. Kötü reklama para ödemek durumunda kalmaktadır. Hatta kendi şurasını böyle, burasını şöyle yap diyerek yaptırdığı tasarıma bile para ödemek durumunda olmaktadır. Grafiker sadece emir eri ve uygulayıcıdır.


Olay, tam bir kepazeliktir. Doktora nereden ameliyat yapılması gerektiğini söyleyen bir hasta gibidir. Veya eczacı kalfasından kalp ameliyatı bekleyip, pansuman parası ödemek gibi traji-komik hadiselerle dönüşmektedir.


Arkadaşlar;

Kimse yüksek oy vermiyor ama Grafikerler Meslek Birliğinin olmaması bu fenalıkların serbestçe oluşmasını ve dolaşmasını sağlamaktadır.



GRAFİKERLER SAHİPSİZDİR !!!!


Mesele kültürsüzlük ve bilinçsizliktir.

SON SÖZ; Grafikerlik mesleğinin ilke ve sınırları tespit edilmelidir.

Lütfen bu ankete katılınız, yüzlerce arkadaşımız katılmalıdır.
Lütfen ayrıca görüşlerinizi yazınız...

Saygılarımla.
Faruk ÇAĞLA “


“Grafikerlerin haklarını savunacak bir bir meslek birliği kursanız düzelir.
Ağlamayan çocuğa meme yok. Zulme karşı savaşmayana da rahat yok. Tek tek kibrit çöplerini kolay kırarsın al eline 30 tane kibrit çöpü, hepsini birden aynı anda kırmaya kalk kırabiliyor musun...?
Birlik olmayan yerde dirlik olmaz.
Grafiker günde kaç saat monitöre bakıyor? Gözler ne oluyor? Kaç saat ekran karşısında oturuyor? Boyun ve sırt ne oluyor?
Fazla mesai alıyor mu?
Bir A4 broşür yapıyor, parasını alıyor. 1 ay sonra aynı broşürünü bir başka matbaanın grafikeri afiş yapmış, bill-board yapmış.. Ya bu benim eserimdi diyebiyor mu? Müşteri parasını verdi kardeşim, istediğine istediği şekilde yaptırır diyorlar di mi? Öyle diil işte...
Koyunlar otlasın bakalım.Sürüye devam. Kaval ne güzel uyutuyor di mi?
Her gün bir koyun kaybolsa kimin umurunda?
Kibrit çöpünü unutma.
Faruk ÇAĞLA

“doğru bi yerde haklısınız.. belki bu sitede bi topluluk birlik sağlarıs da buna bi çare bi engel olurus. umarım bunu yaparız”
Serdar ocak

“10-Grafikerlik de böyledir. Maaşlı olarak bir işyerinde 4-5 yıl düzenli olarak çalışan bir grafiker çok ama çok azdır. Sabah 9.00 akşam 18,00 çalışan grafiker hemen hemen yok gibidir. İnanmayan gitsin baksın, bir grafiker sabah geldiğinde makinasını açar. Ancak yemek molasında, veya mutfağa çay almaya giderken gözünü monitörden ayırır. Bunun dışında bir grafikçiyi ister harika tasarımlar yapsın ister berbat, ister uygulama yapsın ister montaj... hep beyaz monitör ışığına dikatli dikkatli bakarken görürüz. Akşam tam çıkacakken ya yeni bir iş gelir, (özellikle o saatte gelmesi ayarlanmıştır), ya da şunu da bitir de git denir. Kimse gözün ağrıdı mı belin tutuyor mu demez. Hele hele tasarım gücün, yaratıcılık motivasyonun kaldı mı demez, çünkü... Onlara göre grafiker tasarımcı değildir ki... Kürek mahkumu gibi bilgisayar işçisidir... kurslar niçin 2 ayda grafiker yetiştiriyor sanıyorsunuz? Kürekteyken biri ölürse yerine hemen diğeri geçsin diye..

11-Dünyada hiç bir meslek, mesela bankacı, mesela hesap uzmanı, mesela bilgisayar mühendisi bu kadar çok monitöre yapışıp kalmaz. 2 saat arayla kalkar biraz dolaşır gelir. 15 dakika kahve molası verir. İş yerinin terasında kısa sohbetler eder, gülüşür, şakalaşır... Kimse de dön işinin başına demez.

12-Mesela bankacı 9.00-17.00 arası çalışır. Bu süre içinde kesintisiz monitöre bakmaz, bir saat-2 saat monitöre bakmak zorunda değildir. Müşterilerle konuşur. Not alır. Kağıt alır verir. Tuvalet ihtiyacı için yerinden kalkar ama, 2 saatten fazla fazla mesaiye kalmaz. Fazla mesai saat ücreti normalin 2 katı fazladır. Kısaca 10 saat 14 saat monitöre sürekli bakmak zorunda değildir ve en önemlisi işi bitirmek ve panik olmak diye bir derdi yoktur. Oysa bütün panik sıranın kendisine bir türlü gelmediğini düşünen banka müşterilerindedir. Siz hiç panik olmayan sakin sakin iş yapan grafiker ile panik olan müşteri gördünüz mü?Birileri hep daha hızlı, daha çabuk diye grafikere panik yaptırırır.

13-Demek istiyorum ki, grafiker hem bedenen yıpranır, hem de stres altında yıpranır.

14-Grafikerler birlik olmazlarsa daha çoook yıpranır...

15-Her kavim müstehak olduğu (hak ettiği- layık olduğu) idare şekli ile yönetilir...
Zulmü görüp de konuşmayan zulümden yanadır.
Ki onların gözüne perde inmiştir, duyar da anlamazlar, bakar da görmezler...

Saygıyla.
“Faruk Çağla



Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx


https://www.grafikerler.org/matbaa-grafikerligi/5743-matbaa-da-grafiker-insan-mi-makine.html


“Türkiyenin sorunu kültürsüzlerin sadece parası var diye her işe dalmalarıdır.
Türkiyede ekonomik kriz yoktur. Kültürel kriz vardır.

Kültürel kriz sayesinde kültürel kerizler durmaksızın türetilmektedir.

Eğer kültürel kriz olmasa her önüne gelen matbaa açamaz, her önüne gelen grafiker olamaz.

Kültürel kriz olmasa, matbaacılar birliği olur, matbaacılık mesleğine zarar verenleri engeller.

Kültürel kriz olmasa grafikerler birliği olur, grafikerliğin bir şerefi, onuru olur.”

Faruk Çağla


“BU NASIL ILAN? HEM MAC OPERATORU OLSUN, HEM DE TASARIM YAPSIN !

İşte dediğimiz çıktı.

Diyorduk ki matbaalar reklamcılık yapmaya kalkıyorlar, mac operatörünü grafik tasarımcı diye kullanmak istiyorlar.

Yok canım diyenler olmuştur.Abartıyor diye düşünenler olmuştur. O kadar da değil ya, diyenler olmuştur.

İşte olumsuzluklar kanıtı:

Tasarım yapabilen mac operatörü istiyorlar. Eğitim filan istemiyorlar. Yani ucuz emek olsun, operatör maaşı verelim ama tasarım da yapsın. Bir de 35 yaşından genç olsun. Yani 33 yaşında iki çocuk sahibi olsun ama çırak fiyatına çalışsın


Biz ne demiştik, bu sektörde kör tuttuğunu ne yapıyormuş?

Grafiker milletinin sahibi var mıymış?

Grafik sanatı nasıl katlediliyormuş?
Matbaacı reklamcının işine göz dikiyor muymuş?

Peki grafikerler buna itiraz ediyor muymuş?

Dediklerimiz yalan mıymış, abartı mıymış?

İşte ilan ortada, mal meydanda…

İtirazı olan?

Faruk Çağla
Grafik Tasarımcı”




“Bir arkadaşımız dünyanın her yerinde baskı öncesi hazırlık diye bilinen grafik tasarımı, baskı sonrası mücellit ile aynı kategoriye koydu, inanamıyorum.

Bu ne anlayış ya rabbi? BU ne bilgi?

Grafikerlik mesleğinin ilke ve sınırlarını belirleyecek GRAFIKERLER MESLEK BIRLIGINE ihtiyaç vardır, diyorum.





GRAFXX Nickli Üyeden Alıntı
arkadaşlar bu tartışmalarınız boşuna bu memlekette 1000 adet kartvizit 6 ytl ye yapılıyorsa heryerde herkes istediği fiyatı verebilir her matbaada 1 yıllık grafikeri tasarımcı yapabilir bunada kimse karışamaz.

bu yukarda söylemiş olduklarım bugünün şartlarında tamamen gerçek olan şeyler ama bu söylediklerim değişmez diye birşey yok tabikide değişebilir herkez elbirliği olur gider matbaacılar odasına gerek imza toplanır gerek başka türlü hukuki işlemler yapılır herşeye bir fiyat biçilir onun altına inende gerekli cezayı görür kısacası anlatmak istediğim serbest piyasa istemiyorsanız eğer herşeye bir fiyat biçersiniz elinizdeki dökümanlarla gidersiniz hukuki yollardan savaşınızı verirsiniz ya kaybedersiniz ya kazanırsınız bunun dahada mantıklı bir şekilde kavgası olmaz herşeyi hukuk çözer
saygılar.


Haklısın Ekremcim biz gmb toplantısına neden gittik? Bu gibi işlerin hukuk savaşını sürdürebilecek bir birliğimiz olsun diye... Ama tartışmakta, konuşmakta yersiz değildir... İnsanları uyandırmak, bilgilendirmek, örgütlenmek gerek diye düşünüyorum... “

Arzu Uluırmak



“Eğer siz bu çamur gibi alaca bulaca, okunmayan, zevksiz kartların, grafik tasarım sanatında kartvizit olmadığını ileri sürerseniz, bunun grafik tasarımcılarınca incelettirilip kartvizit vasıflarını yerine getirmediğini ve KUSURLU MAL olduğunu ispat edebilirseniz, bu faaliyetleri kontrol altına alabilirsiniz ve kimse de size TEKELCİlik yapıyorsun, SERBEST TİCARETİ engelliyorsun diyemez.

İkisi arasında göremeyen gözlere ve anlamayan beyinlere göre ince bir çizgi vardır, gören göze ve anlayan beyinlere göre de gayet kalın ve belirgin bir hat vardır.

Şimdi GRAFİKERLERİN HAKLARINI VE SANATINI KORUYAN BİR örgüt olsa,bu kartvizitlerin ULUSLARARASI KARTVİZİT NORMLARINA ve GRAFİK SANATI KURALLARINA göre kusurlu tasarım olduğunu iddia eder ve YASAL İTİRAZDA BULUNUR.”
F.CAGLA

“Grafik Tasarımcılar Meslek Birliği oluşumunu kendi çıkarları için yeniden düzenleme düşüncesinde olan bazı kişiler ( Bunların isimlerini de vericem hatta bununla ilgili bir yazı dizisi de yayınlıyorum ) amaçlarını gerçekleştiremeyeceklerini anlayınca önce çamur atmaya, sonrasında da gerçek düşüncelerini gün gün, adım adım ortaya sermeye başladılar.

Okullu ya da kurslu olsun her Grafik Tasarımcının kendi geleceğinin teminatı olacağını düşündüğü, düşünmeyenlerin ise düşündürülmesi gerektiği bir süreçte ortaya çıkan bu durum bazı kişilerin bu birlik oluşumunu kendi düşünceleri, çıkar ve hırs duyguları çerçevesinde oluşturmaya, bu çarpık düşünce çerçevesinde düşünce belirtmeyen kişileri ise bir şekilde susturma veya etkisiz hale getirme noktasında güç birliği içerisinde olduklarını ve bunların gerçek düşüncelerinin neler olduğunu, bunları durdurmak ve bu camiadan kazımak için nelerin yapılması gerektiğini tartışabiliriz.

İşte size konu... Üstelik bu konu sizi direkt olarak ilgilendiriyor. 400'ü aşkın Grafik Tasarımcının titri ne olursa olsun bu oluşuma katkıda bulunmayı kendisine görev edindiğini ( Ben de destekliyorum ) katılımıyla ortaya serdiği bu oluşumun bazı tahtakale tüccarları tarafından yönlendirilmesine izin vermemek ve fikri haklarımızın gerçek anlamda savunulması için üzerimize düşen görevlerin neler olduğunu belirtmek adına bu alanda kişiler kendi düşüncelerini belirtebilirler.

Grafik Tasarımcılar Meslek Birliği oluşmadan kokuşmaya başladıysa bunun sorumlularının da bu camiada teşhir edilmesi gerekir. Birlik denen şey birlikte düşünülmeye başlandığı zaman anlamlıdır.

Saygılar...
Melih Yongacı”


Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

https://www.grafikerler.org/grafikerlerin-yasadiklari-sorunlar/9423-tasarim-bilmeyene-grafiker-denir-mi-2.html


Alıntı:
İsmail Ev Nickli Üyeden Alıntı
Yıllardır süregelen "Sanat sanat için midir, sanat toplum için midir?" tartışmasında olduğu gibi bu tartışma da bu platformlarda sürüp gider. Çırağı, ustası, acemisi, profesyoneli, yetkilisi, yetkisizi... herkes kendi eteğindeki taşları döker ve "benim dediğim doğrudur" iddiasından asla vazgeçmez. Çünkü kontrolsüz ve yaptırımsız alanlarda; işi bilenin doğrusuyla, işi bilmeyenin menfaat kavgası birbirinden ayırt edilemez. Ayırt edilebilmesi için Faruk Çağla Bey'in şiar edindiği sloganı(HAKLI olmak yetmez, Aynı zamanda GÜÇLÜ olmak gerekir)'nın hayata geçmesi gerekir.
Bende katılıyorum size. Kontrolsüz bir savaş aslında aramızdaki. Kontrolü sağlamak içinde örgütlenmek, bir çatı altında toplanmak gerekir. Her kafadan bir sesin çıktığı bir projeyi asla bitiremezsiniz.
İş bilmeyenlerin başta belediyelerden aldıkları kitap, dergi, broşur vs. ücretleri bir görseniz veya duysanız dudağınız uçuklar. İş bilmeyenlerin 2 yılda aldığı parayı işini iyi yapanlar maalesef 10 yılda zor alıyor.
Herkes konuşuyor, herkes yazıyor ama hep havada kalıyor. Yok mu bu grafikerlerin bir sahibi ???

Süleyman KÖKLÜ



Xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

https://www.grafikerler.org/grafikerlerin-yasadiklari-sorunlar/5744-grafikerlikte-usta-cirak-iliskisi-nasil-olmali.html

“Kötü iş çıkaran "arkadaşlara" kimsenin kötü laf söylemeye hakkının olmadığını düşünüyorum. Belki o arkadaş büyük bir özveri ile, ve çok severek bu işi yapıyor. Araştırıyor ama yapabildiği bu kadar. Yani iyi birine denk gelip bak kardeşim burası böyle olur, bunu buraya koyarsan şunu buraya koyman gerekir diyen bi ustası olmadığından o "arkadaş" bildiğiyle ve gördüğüyle o kadar iş çıkarabiliyor ve ekmeğini o işi yaparak kazanıyor.

İbrahim Tatlıses'in dediği gibi Oxford vardı da biz mi okumadık.

Kesin olan bişey var. Grafiker olmak isteyen gençlere Grafik eğitiminin devlet tarafından sayı sınırlaması getirmeksizin eğitim almaları sağlanmalı. Yani tıp bölümüne, yada hukuk bölümüne 10 tane mi öğrenci alınıyor?

Recep Ünal
alaylı “


Merhaba Faruk Hocam,
Adım Pınar, 25 yaşındayım ve tasarım yada dizgilik işini 4 yıldır yapıyorum.evet nickle burdayım ama gerektiğinde adımı söylemekten çekinmem...Heleki böyle güzel ve gerçentende doğru bir konu konuşulup tartışılırken.

Çanakkale'de ikametgah ediyorum ve burdaki yerel basın yada reklam ajanslarında çalışan ve tasarım yapan birçok arkadaşımız var...
Evet sizin yazdıklarınıza hepsine katılıyorum, fakat işverenler inanın tasarıma değil çalıştıracağı kişiye vereceği maaşı düşünüyor...

Grafikerler ayaklanmalı yada eğitim alıp bu işi profosyonel olarak yapanlar haklarını savunmalı gerçektende bunun arkasındayım.

Yerel basında çalıştığım dönemlerde gazete dizgisi yapacam diye asgari bir ücretle anlaşıldı. Ama 1 yıl geçmeden 1 günlük gazete+ 1 haftalık gazete + 1 aylık dergi+reklam tasarımları+yılbaşı yada razamanlarda yapılan rutin işler. 1 kişinin aklına ne gelebilirse...


Patronla konuşmak için odasına gittim üzerimdeki yükten ve bu yükün azalmasını rica ettim bir çözüm bulunmasını yada her işi ben yapıyorsam maaşımın tatmin olmasını gibi. Ama inanın patronun odasından çıktığımda adam haklı ben muhabirlikte yapmam gerekiyor diye düşündüğümü gördüm, korkunç birşey, işveren okadar çok laf kalabalığı yapmışki resmen hipnoz olmuşum...


Sen bulunmayan hint kumaşı değilsin sen gidince yerine ve daha az maaşla çalışacak eleman her yerde bulunur diyorlar resmen. konu dışınamı çıktım bilmiyorum ama korkunç gerçekler bunlar....

Kendimi geliştirmek ustalarımı örnek alarak bir yerlere gelmek için uğraşıyorum ama buna inanın vakit bulamıyordum... Başka şehirlerde nasıl ama Çanakkale'nin yerel basının tarzı budur... Çalışma felsefeleri "Az maaş, çok iş"


Durum bu olunca gece geç saatlere kadar rutin bir şekilde çalışıyorsun ne araştırmaya ne yeni birşeyler öğrenebilmeye vaktin oluyor...Şans eseri yeni birşey bulduysan onunla mutlu olmakla yetiniyordum... Birkaç arkadaşımla bu konuyu çok kez konuştuk. Şartlarımızı koyalım dedik ama olmadı çünkü az maaşla çalışacak eleman herzaman buldular.


Az maaş sorunda değil, yapıyorsun ortaya güzel birşeyler çıkarıyorsun ama ne takdir görebiliyorsun nede başka birşey.
Grafiker17”

Bir meslek iki yolla gelişir;
1-Akademik üniversite gibi örgütlü eğitim kurumlarıyla. (mektepli-okullu)
2-Usta-çırak ilişkisi gibi yaygın -geleneksel metodlarla (alaylı-çekirdekten)

Türkiyede ikisi de aksamaktadır. Mektepliler piyasayı ve pratiği bilmemekte, alaylılar da teoriyi ve tasarımı bilmemektedir.

Usta dediğimiz üniversitede hoca dır. Hem üniversitedeki, hem piyasadaki hocalara saygı kalmamıştır.

Mekteplinin piyasada pişmesi, alaylının ustanın yanında pişmesi gerekmektedir.

Her ikisinin birbirinden öğreneceği çok şey vardır.
Her ikisinin eksiklerini giderecek TEK çare VARDIR, O DA grafikerlerin haklarını koruyacak meslek oluşumları, meslek birlikleridir.

İki aylık ticari kurslar ALAYLI da yetiştirmez, Mektepli de yetiştirmez, ÇIRAK da yetiştirmez... Sadece ön bilgi verir. Bu bilgilerle grafiker olunmaz, olunursa USTALARA engel olunur. Piyasa düşürülür, meslek itibarı zedelenir...

Var mı itiraz eden? Haksızsam şu konuda haksızsın deyin.

USTA - ÇIRAK KONUSU da, diğer konular gibi gelip GRAFİKERLER BİRLİK OLMALI konusunda buluşuyor. TABİİ; ANLAYANA !

Saygılarımla.
F.ÇAĞLA”

“Grafikerlerin bu sorunlarıyla ilgilenen ÇARE ve ÇÖZÜM üretmek isteyen CİDDİ GRAFİK MESLEK ÖRGÜTLERİ de YOKTUR. Ben ve birkaç arkadaşım GRAFİKERLER MESLEK BİRLİĞİ kurmak için yola çıktık. Tam kuracaktık ki bazı istenmeyen hadiseler oldu. BU İŞİN ÇÖZÜMÜ ŞUDUR;

a) BU iş DEVLETsiz olmaz. Devleti inandırmadan ve ikna etmeden, devleti karşımıza alarak hiç olmaz. Devleti yanımıza almalıyız.Gerçekten ciddi olarak bu işe gönül vermiş ve inanmış kişilerin bir araya gelmesi gerekir. Bu kişilerin dilekçeler yoluyla devletin ilgili birimlerine içinde bulunulan haksızlığı ve yanlışlığı bildirmesi gerekir. Mesela Dersanelerdeki kurs isimlerinin gerçeğe uygun yazılması ilk etapta istenebilinir.

b) Sonra Bu kişiler, kendi kişisel menfaatlerini meslek menfaatlerinin önünde tutmadan GRAFİKERLER ve GRAFİK TASARIMCILAR meslek BİRLİĞİNİ kurmalıdır. BUNUN için sadece 56 üye ve her üyenin özgün grafik tasarımı gerekmektedir. Ben ve arkadaşlarım 400 üye toplamıştık ama bir bomba düştü dağıldı.

c) BU oluşum kurulursa; grafikçilerin ürettiği grafik tasarımların grafik eser olarak tescilini sağlayacak, bir broşür tasarımının 20 defa çeşitli matbaalar tarafından ücretsiz kullanımına son verilebilecektir. Tıpkı fotoğraf telif ücreti gibi. Komiktir ; grafiker kullandığı fotoğrafın telif ücretine dikkat eder ama kimse grafikerin broşürünün telif hakkını düşünmez bile.

d)Bu birlik grafikerlik mesleğinin ilke ve sınırlarını tesbit edebilecektir, mesleğe bir nizam ve intizam getirebilecektir.

e) Bu birlik; Gerek üniversitelerde ve gerekse özel kurslardaki eksiklikleri tespit edip olumlu ve yapıcı yaklaşımlar sergileyerek GRAFİK AMELESİ ve GRAFİK TASARIMCI arasındaki sorunları çözümleyecek ve her iki tarafa da birbirlerinden öğrenme imkanları hazırlayacaktır.

f) Alaylı-Mektepli, eğitimli-eğitimsiz grafikerler arasındaki eksiklikleri MESLEKİ İYİLEŞTİRME programları ve çözüm önerileri ile giderecek ve GRAFİK TASARIM Mesleği ve MESLEKDAŞLARININ KALİTESİNİ yükseltmeyi hedefleyecektir.

g) Bunlar oluşurken otomatik olarak grafik patronları, matbaa patronları ve doğal olarak müşteriler de eğitilecektir. İşveren ve müşteri bilinçlendirilecek ve aynı zamanda daha nitelikli grafikçilerle çalışma şansı elde edilecek ve ortaya daha ESER sayılabilecek GRAFİK TASARIMLAR çıkacak, bunun neticesi SATIŞ; Kar ve PRESTİJ olarak reklam verene dönecektir.

h) Reklamcılar Derneği, Reklam İşverenleri Derneği, Reklam Ajansları birliği vs. gibi daha elit düzeyde örgütlenmiş dernek ve birlikler de elbette daha nitelikli tasarımcıya daha kolay ve daha bol miktarda ulaşabilecektir.

Kısaca çözüm budur.Mektepli-Alaylı ilişkisi de bu yolla rahatlar. Kimin çırak, kimin kalfa olduğu netleşir...Ustalar ustalıklarını bilir, çıraklar çıraklığını... Çırak ne zaman usta olacağını da bilir. Çırakların Ustalığa kavuşma süresi çok daha kısalır. Ustalar daha nitelikli çırak bulup zevkle eğitir.

Çırakların gözü ustasının ekmeğinde olmaz. BİRLİK OLURSA DİRLİK olur.

Başka çözüme aklım ermez. Başka önerisi olan varsa buyursun.

Saygılarımla.
F.Çağla”

“Ben 51 yaşındayım ve kalp hastasıyım. Ne kadar yaşayacağım belli değil. Türkiye koşullarında akranlarım birer birer ya kalpten ya kanserden gidiyor... Grafikerlerin birlik olmasını, grafikerlik mesleğinin ilkelerinin ve sınırlarının çizilip, hak ettiği onurlu yere kavuşturulmasını kendim için değil, 15 yaşındaki grafiker oğlum Erdem ÇAĞLA için ve tüm genç grafikerler için istiyorum. Bunun böyle bilinmesini saygılarımla rica ederim.

Bütün çabam bunun içindir !!!
F.Çağla”

“Hocam aslında kendimize ait bir dayanışma vakfı tarzında herkesin bir bütün olduğu grafikerlerin toplandığı aynı burası gibi fakat gerçek dünyada da aynen bu şekilde herkesin birşeyler paylaşabildiği bir mekan... Hem bu şekilde bu işi yapan kişiler bilgilerine bilgi bilmeyenlerde kendilerini daha güzel geliştirme imkanı bulabildiği bir mekan... işte bence ozaman ustalık çıraklık iişikisi olur şimdi misal "kime sorsan ben ustayım der" sana fakat bence o insan bir ustanın çalışmasını izlemediği için kendini usta sanıyordur.

İşsizlik, çalışma düzenindeki haksızlık düşük ücretler.... gibi tarzda şikayetlerin önüne çok rahat geçilebilinir bence. Herkes bu işi bilinçli yaparsa bu piyasanın kalitesi artar kalite demek verimlilik demek bu sekildede eminimki bize geri dönüşü çok iyi olacaktır. Buradaki arkadaşlarım çoğu bilgili kültürlü insanlar en bilmeyeni bile saygı çercevesinde kendine birşeyler katmaya çalışıyor.... NEDEN OLMASIN

Hocam sizden bize bu konuda yol göstermenizi istiyorum....



Saygılar
Mekmet ÖZTÜRK”

okullarda daha fazla bilgisayarlı pratik eğitime, dersanelerde ve kurslarda da tasarım ve sanat eğitimine biraz daha ilgi göstermek gerekmektedir.

Böylelikle ALAYLI-MEKTEPLİ SÜRTÜŞMESİ DE EN AZA İNDİRİLEBİLİR.

Bunu yapacak makam ve mevki elbette DEVLETtir.
Bunda ön ayak olacak kuruluşlar Grafikerler Meslek Kuruluşudur...

Ama her ikisi de çözüm üretmemekte, var olan şartlardan şikayet etmemektedir.

O HALDE GRAFİKERLİKTE SAĞLIKLI bir USTA-ÇIRAK ilişkisi için, sağlıklı bir ALAYLI-MEKTEPLİ ilişkisi için grafikerlik mesleğinin ilkeleri ve sınırları bir daha belirlenmelidir.

Bunu alaylı-mektepli tüm grafikerler yapmalı, bir çatı altında toplanmalıdır.
Grafikerler kendi sorunları için boşver dememelidir. Bir birlerini yememelidir. Birbirlerini kırmamalı, birbirleriyle uğraşmamalıdır.

Asıl uğraşması gerekenlerle uğraşmalıdır.

Bu nedenle tüm grafikerler birlik olmalıdır' BİRLİK OLAN YERDE DİRLİK OLUR. BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR. TEK TEK ÇUBUKLAR KOLAY KIRILIR, ÇUBUKLAR BİR ARAYA GELİRSE KOLAY KIRILMAZ.

GRAFİKERLER MESLEK BİRLİĞİ KURULMALIDIR.
BU gibi bitmek tükenmek bilmeyen tartışmaların kesin ve tek çözümü budur!
F.Çağla”


Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx



https://www.grafikerler.org/grafikerlerin-yasadiklari-sorunlar/8786-grafikerlerin-ugradigi-haksizliklar-2.html



“Konya esnafından grafikerlerin ortak şikayeti;

1-Namaz kılıp oruç tutuyorlar ama işçinin hakkını yiyorlar. (Yani müslüman gibi görünüp gereğini insani ve ekonomik ilişkilerde yerine getirmiyorlar, kul hakkı yiyorlar)
2-Grafikerin sigortasını ödemiyorlar.
3-Yasalara aykırı olarak günde 12 saat köle gibi çalıştırıyorlar.
4-Emeğe saygıları yok, tasarımı beğenmeyip bir daha bir daha yaptırıyorlar.(emek hırsızı olmak ve esnaf olmamak)

Şimdi 3 soru aklıma geldi;

1-Bu tespitler ve şikayetler sadece Konya için mi geçerli, başka illerde grafikerlere yapılan böyle maddi ve manevi zulümler yok mu? Bu zulüm en fazla Konya'da mı var?

2-Konya'da veya başka illerde böyle zulüm yapmayan insan oğlu insan, vicdan sahibi esnaflar yok mudur? Varsa da azınlıkta mıdır, çoğunlukta mıdır?

3-Grafikerlerin bu sıkıntıları ne zaman bitecek ya da hafifleyecektir? Bunun için yurdumuzun insan kalitesinin yükselmesini mi beklemeliyiz, yoksa grafikerlerin BİRLİK olması bir çözüm oluşturabilir mi?

Saygılar.
F.ÇAĞLA

“Ben bu oluşuma gönülden destek verip bağlı kalacağıma yemin bile ederim,
Böyle saygın ve elit bir işin ayağa düşmesi beni çok üzüyo, dediğiniz gibi birlik olmalıyız bizim iyiliğimiz için..
Erkin Karataş
 

Ömer YILDIZ

Admin
Yetkili Kişi
Kayıt
29 Temmuz 2007
Mesaj
2.320
Tepki
92
Öncelikle fani kohen arkadaşımıza yaşadığı üzücü durumdan ötürü geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum..

Biz grafikerler.org olarak grafikerlerin haklarını koruyacak birliğin kurulması için daha önce de destek verdik. Ekonomik birlik için hgh projesini çok kısa süre sonra hayata geçirerek destek vereceğimizi belirtmek istiyorum. Gmb'nin kurulması için öncelikle hukukçu desteği gerekmektedir. Bu nedenle oluşumun öncesi ve sonrası için gmb yi yarı yolda bırakmayarak zorluklarla baş edebilecek iyi bir avukata ihtiyaç duyulmaktadır.

Gmb , kısaca aşağıdakiler sağlanırsa kurulur.

1- Avukat bulunup
2- Grafikerlerin en az 56 kurucu üye olması gerekiyor (meslek birliği için)
3- Ne tür bir meslek birliği , meslek odası, dernek vs gibi hangi yasal statüde olması gerekiyor. Bunun avukatlarla ve grafikerlerle tartışılıp karara bağlanması ve o SONUCA GÖRE TÜZÜK hazırlanması gerekiyor
4- Bunun için kimsenin kimseyi yolda bırakmaması, davaya sahip çıkılması gerekiyor

Saygılarımla.
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
Grafikerlerin sırtını dayayabilecekleri bir YER OLMASI ŞARTTIR.

35 yıllık meslek hayatımda hiç değiştirmediysem 35 iş yeri değiştirdim. Bunların yarıdan fazlası Sayın Kohenin anlattığı tarzda işyerleri idi ama bu kötü örnekler son 15 yılda önceki 20 yıla nazaran daha fazlaydı. Mesela ilk 20 yılda 5 tane böyle kötü işyerine denk geldiysem son 15 yılda neredeyse 12-13 işyeri böyle kötüydü. Demek ki son 15 yılda ahlak ve vicdan azaldı. İşte bu nedenle kültürsüzleştirme ve yoksullaştırma başladı deyip duruyorum.

Grafikerlerin hakkını ancak HUKUK korur.

Sayın Kohen bir avukata başvursa uzun zaman alır ama o işyeri bir daha böyle yapmaya çekinir. Ama Türkiyede hukuk bedava değildir ve adalet de çabuk tecelli etmemektedir. Bu nedenle uğraşmayı göze alamadığımız için yapılan, yapanın yanına KAR kalıyor.

İşte tam bu noktada bütün grafikerlerin üye olduğu ve kendillerini sarsmayacak bir aidat ödeyerek üye oldukları bir Dernek, bir meslek ODASI veya bir BİRLİK veya DaYAnışma HAREKETİ olmuş olsa;

1-Bu birliğe üye olan grafikerler zaten baştan sahipli grafikerler olmuş olacaklar ve patronlar onları ezemeyecek.

2-Patronlar ezilmeye müsait, örgütsüz grafikerleri alıp çalıştıracak ama bu grafikerler de günün birinde grafikerler ODASINA veya BİRLİĞİNE ihtiyaç duyar hale gelecekler, çünkü sömürü ve zulüm belli ki bitmeyecek, aksine artarak sürecek.

3-BU grafikerler Birliği veya Teşkilatı veya Çatısı; sadece patronları hizaya sokmakla kalmayacak, benim bir önceki mektubumda belirttiğim grafiker tiplerini ve çeşitlerini de eğitecek, birbirine yakınlaştıracak, aralarındaki yapay sorunları giderecektir.

4-Bununla kalmayarak müşterilerin de daha bilinçli isteklerde bulunmasını sağlayacaktır. Kısaca hem müşterilere, hem patronlara hem de grafikerlere çeki düzen verecek KISACA DAHA DOĞRU İŞLEYEN BİR PİYASA OLUŞTURACAKTIR.

BU; AZ ŞEY MİDİR?

Ama bu ÇATI KURULMADAN ŞUNLAR TARTIŞILMALIDIR;

A-Her grafik tasarımcı orijinal ve özgün bir eser sahibi olduğu için, mesela yapmış olduğu bir logo onun imzasını taşıdığı için.... Yapmış olduğu bir broşür tasarımı onun imzasını taşıdığı için o broşür tasarımını başka grafiker bill board yapsa ilk tasarımı yapan grafikere para ödenmelidir. Bu gibi telif hakları konularında söz sahibi olacak bir sanat meslek birliği mi olmalıdır?

B-Daha çok sendika benzeri, ve Sayın Kohen'in karşılaştığı türden , işçi işveren sorunlarında hakem rolü üstlenecek bir meslek odası tarzında bir yapılanma mı olmalıdır?

C-Kanarya SEvenler DErneği gibi bir Grafiker SEvenler Derneği mi olmalıdır? Bunun gibi bir kurum vardır; O da GMK (Grafikerler Meslek Kuruluşu) dır. Mahkemelerde bilirkişilik yapmakta, her yıl serbest çalışan grafikerlere fiyat listesi hazırlayıp onu parayla satmaktadır. Kendi çapında faydalı faaliyetleri vardır ama kısıtlıdır. 30 yılda ancak 300 üyeye sahip olmuş dar bir sosyete çevresine hitap eden, grafik emekçilerinin sorunlarına ilgisiz bir kurumdur. Böyle mi olmak lazımdır?

D-Veya tüm bunların hepsini kapsayan bir YAPILANMA mı OLMALIDIR?

Bütün bunlar için bir AVUKAT DESTEĞİ almak şarttır. Ama hiç bir avukat bu konuda tecrübeli değildir veya bedava yardım yapmaya HEVESLİ değildir.

BU BAKIMDAN BU GRAFİKERLER BİRLİĞİ MESELESİNE DESTEK VERECEK; Grafikerlerin HUKUK BABASI olacak, veya Grafikerlerin HUKUK alanındaki GÜZİN ABLASI olacak ve hemen değil zamanla para kazanmayı kabul edebilecek ve bu işe bir yatırım gözüyle bakabilecek yani GRafiker DAVALARINI ÜSTLENDİKÇE PARA KAZANACAK AVUKATLARA ACİLEN İHTİYACIMIZ VARDIR.

BU konuda bize yardım edecek VİCDAN sahibi AVUKATLAR ARADIĞIMIZI LÜTFEN TÜM DOSTLARINIZA BİLDİRİNİZ!

Grafikerlerin Birlik olması herşeyden önce bir kaç avukat kardeşimizin bizimle BİRLİK OLMASINA bağlıdır.
 

fani kohen

Üye
Kayıt
19 Ocak 2009
Mesaj
7
Tepki
0
öncelikle cevaplarınız ve konuyla ilgilendiğiniz için çok teşekkür ederim. evet Faruk Beyin dediği gibi bu birliği biran evvel kurmak istiyorum vede bunun için ne yapmamız gerekiyorsa ben varım. gördüğüm kadarıyla da yavaş yavaş destekçilerimiz çoğalıyor. arkadaşlar benim bu birliğe evet dememdeki en büyük sebeb bu güzel mesleğimizi böyle insanlar yüzünden boşvermiyelim bugün benim başıma geldi yarın başkasının başına gelecek sadece o ajansta çalışacak olan bundan sonraki insanları saysak yeterli zaten bu sayı..
bu yüzden birşey rica ediyorum Faruk Bey gördüğüm kadarıyla konuştuğumuz konuyla ilgili en çok siz bilgi sahibisiniz bunun için en büyük manevi desteği sizden bekliyorum.. bu birliği nasıl kurabiliriz ne yapmamız gerekiyor.
herkese özeliklede Faruk Beye çok teşekkür ediyorum..
 

Serkan Baysal

Altın Üye
Altın Üye
Uzman Üye
Kayıt
10 Haziran 2008
Mesaj
2.204
Tepki
76
Öncelikle Sayın Kohen'e yaşamış olduğu üzücü olaydan ötürü geçmiş olsun diyorum.

Konuyu en başından beri takip ediyorum. Fakat bugüne kadar herhangi birşey yazmadım. Daha öncede forum içerisinde buna benzer tartışma ortamları yaratılmıştır ve konuyu tartışan kişi sayısı ne yazıkki bir elin parmaklarını geçememiştir.

Yine benzer bir tartışma ortamımı olacak yoksa kişi sayısı artacakmı diye gerçekten merakla bekledim. Fakat ben hala bu tartışmaya dahil olmuş kişi sayısından hoşnut değilim.

Biri size mesleğinizi sorduğu zaman, ona vereceğiniz Grafik Tasarımcıyım cevabı sizi gururlandırıyormu? Ne yazıkki beni artık gururlandırmıyor. Ben mesleğimin ne kadar onurlu, ne kadar önemli ve ne kadar gurur verici bir meslek olduğunu çok iyi biliyorum. Fakat mesleğimizi öyle bir hale getirdilerki, bilgi, tecrübe, kültür ve kalite kokması gereken bu meslekten iğrenç kokular gelmeye başladı ne yazıkki.

Sayın Kohen'inde değindiği gibi ara sıra ben bile düşünüyordum sektör değiştirmeyi. Sonra düşündüm. Ringe çıktınız ve var gücünüzle dövüşüyorsunuz. Yediğiniz bir yumruktan sonra havluyu sahaya atarmısınız? Yoksa dövüşmeye devam mı edersiniz? Ringe havlu atmak kolaydır. Önemli olan yaptığınız işe saygınız varsa ona sahip çıkmaktır.

Sahip çıkabileceğinize inanıyormusunuz? Yoksa çıkmak isteyipte çıkamıyormusunuz? Alın size fırsat. Yapacağınız tek şey bu beraberliğin bir parçası olmayı kabullenmek ve ona sahip çıkmak. Önce biz bu oluşuma sahip çıkacağız, sonra bu oluşum hepimize sahip çıkacak.

Ben yaşım itibari ile eskileri yaşamadım, görmedim ve bilmiyorum. Fakat o kadar çok dinledimki neredeyse o yıllarda yaşamış, o atmosferi hissetmiş ve o havayı solumuş gibi oldum. Bunu Sayın Faruk Çağla'nın hemen hemen her mesajında yeniden yaşıyorum.

Eskiden Grafik Tasarımcılar çekirdekten yetişiyor, öğrendikleri sanatı yeni nesillere aktararak belli bir düzenin devamını sağlıyor, yaptıkları her işle gurur duyuyor ve takdir ediliyorlarmış. Sonra kurslar çıktı, mertlik bozuldu. Piyasa yan sanayi grafikerlerin akımına uğradı. Işığı gören geliyor. Ben karanlıktan burnumun ucunu göremiyorum.

Sadece kurslarmı yan sanayi grafik tasarımcılar üretiyor? Organize olduğunu zanneden ve büyük bir kitleye hitab eden bazı matbaalar yetiştirilmek üzere elemanlar alıp, programların lazım olabileceğini düşündükleri bazı özelliklerini gösterip, hazır tasarımlar üzerinde iki kelime yazı yazmayı beceren grafiker diyor. Bunlar sonra aldıkları gazla ben grafikerim diye çıkıyor karşımıza. Sonrası malum. Grafik kirliliği, kalite gerilemesi, çekimserliğin oluşması, piyasa bozulması... sayda say.

Yaşanan ekonomik kriz tüm sektörler gibi bizim sektörümüzüde etkilemiştir. Fakat dengesiz bir etkilenme yaşanmaktadır. Bazı kesimler neredeyse işsizlikten kan ağlarken, bazı kesimler ise işten kafasını kaldıramamaktan şikayetçidir. Böyle bir düzensizliğin yaşanmasıda normaldir. Daha öncede bir yazımda ekonomik krizlerde sektörde yaşanabilecek bazı değişikliklerden bahsetmiştim. Herkes ekonomik kriz girdabından kurtulmanın yolunu aramakta, kendince bazı çözümler üretmekte ve uygulamaktadır. Bunların en başında etkilenen sektörlerden biride ne yazıkki bizim sektörümüzdür.
Bazı Şirketlerin ilk alacakları önlem reklama ayrılmış olan bütçenin iptalidir. Bu sektöre yıllarını vermiş kişiler bu yıl başında olması beklenen promosyon ürün satışlarında bunu farketmişlerdir.

Kişiler gerekli olan reklam giderlerinin maliyetlerini düşürmek adına üst seviyelerden orta ölçekli işletmelere kaymakta, kalite olarak üst seviye olmasa bile ona yakın kalitede ve daha uygun fiyatlara ürünler alabilmektedir. Bu nedenle ekonomik krizlerden en çok etkilenenler daima büyük firmalar olmuştur.

Fakat işletmeci ruhuna sahip olmayan, ticaretin T'sini bilmeyen, işçi hakkı ve emeğini gözetmeyen, kafası paradan başka bişeye çalışmayan kişiler bu ortamlardan faydalanmaktadır. Bu tarz kişiler, ya işçisinin maaşını ödememekte, yada işçiye verdiği 3 kuruş para gözüne çok geldiği için onun tüm ayak işlerini yapmasını sağlamakta ve kendini bu şekilde kara geçirdiğini sanmakta olan aciz kişilerdir.

Bunda bizimde suçumuz yokmudur?

Bu durumlara gelinmesinde bu meslekteki her bireyin suçu vardır. Bugüne kadar GMB (Grafikerler Meslek Birliği) 'nin kurulmamış oluşu ve bunu denetleyen, mesleğimize ve bize sahip çıkacak bir oluşumun olmayışı hepimizin suçudur.

Yeterince geç kalınmış olmasına rağmen böyle bir oluşum, hepimizin umut ışığı olacak, hepimizin hakettiği değeri görmesini sağlayacak ve bize gereken en büyük desteği verecek, hakkımızı savunacak ve Grafik Tasarımcıları yan sanayi grafikerlerden ayıracaktır.

Bu oluşumu 24.000 gerçek üyeye sahip bir Grafikerler platformunda sadece bir kaç kişi desteklerse, ya biz koyun oluşumuzdan memnunuz demektir, yada mesleğine sahip çıkacak gerçek Grafik Tasarımcıların sayısı ciddi anlamda düşmüş demektir.

Eğer bu sizin mesleğinizse, mesleğinize ve kendinize saygınız varsa, ezilmekten, horlanmaktan, hakkınızın gasp edilmesinden yıldıysanız MESLEĞİNİZE SAHİP ÇIKIN.

Saygılarımla
Serkan BAYSAL
 

fani kohen

Üye
Kayıt
19 Ocak 2009
Mesaj
7
Tepki
0
herkese iyi akşamlar,
yazışmalardan anladığım kadarıyla benim gibi ağzı yananlarda var yanmasada derdimizi anlayanlarda.. bunun için ne gerekiyorsa yapalım arkadaşlar. ve artık başkalarınında bizler gibi üzülmesine zor durumlara düşmesine izin vermeyelim.
 

Yaşar Karadeniz

Grafikerler.org
Altın Üye
Kayıt
7 Eylül 2008
Mesaj
3.274
Tepki
75
Bende öncelikle sayın Kohen'e, yaşadığı üzücü bu olaydan dolayı geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum ve Sn Faruk Çağla bey'in her zaman olduğu gibi engin bilgilerine bu vesile ile teşekkürü bir borç biliyorum. Serkan bey düşüncelerinizden, yorumlarınızdan ötürü sizede teşekkürler, üstüne söylenecek birşey yok.
Bende her ne kadar mektepli olmayıp, 20 yıldır alaylı olarak bu meslek içersinde emek verenlerden ve bu piyasaya hatrı sayılır stajyer yetiştirenlerden biri olarak sonuna kadar destekliyorum.

MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM...
 

farukcagla

Grafik Öğretim Görevlisi
Kayıt
24 Şubat 2008
Mesaj
642
Tepki
23
Değerli Grafiker Arkadaşlarım;

Bu önemli ve yakıcı konuya bu kadar az katılımın olması da üzücüdür. Diyelim ki henüz konuyu okumayanlar vardır, diyelim ki konuyu okuyup da yazmaya üşenen tembeller vardır… Diyelim ki gönülden desteklediği halde sadece bir köşede oturup olan biteni seyredip kendince uygun zamanda olayın içine katılmayı düşünen tedbirli ve temkinliler vardır…

Hadi onların da aramıza katıldığını varsayalım. 22 bin üye arasında bu kadar sayı devede kulak bile değildir.

Bu da gösteriyor ki gerçekten işine ciddiyetle bağlı, grafikerliği daha üst noktalara taşımak isteyen, mesleğine değer veren grafikerlerin sayısı sanıldığından çok daha az.

Hatta diyebiliriz ki koyun gibi olan, ağzına vur lokmasını al türünden bilinçsiz veya mücadeleden çekinen grafikerlerin sayısı sanıldığından çok daha fazla.

Geçmişte yaşadığım tecrübeler şunu gösterdi ki; kimse taşın altına elini koymak istemiyor. Siz Meslek Birliğini kurun ben gelip faydalanmasını bilirim diyenleri, demeseler bile öyle düşünüp bir kenarda pusuya yatmışları çok gördüm ben.

Ufak bir zorlukta mücadeleyi terk eden korkakları, rakip saldırıları karşısında düşmanla işbirliği yapan hainleri de gördüm. Başkasının başarıları üzerine konmayı düşünen bedavacıları gördüm. Kişisel kin ve hırslarını birinci planda tutup grafikerlerin çıkarlarını sonuncu plana iten dava adamlığı ile ilgisi olmayıp, davaya hizmet ediyormuş pozlarına bürünmüş kişileri gördüm.

Eğer bunlar olmasaydı Grafikerler Meslek Birliği bu gün çoktan kurulmuştu.
Ben bunları uydurmuyorum.

Bunların canlı tanığı Melih Yongacı ve Ömer Yıldız’dır.

Geçmişe ışık tutacak bazı belgeler;
https://www.grafikerler.org/duyurular/5930-aciklama.html
linkinde mevcuttur.

Bir yıl kadar önce başlayan bu Grafikerlerin Meslek Birliği projesi Grafikerler.org tarafından bir yıl önce desteklenmiştir. İşte kanıtı;
https://www.grafikerler.org/duyurular/3931-grafik-tasarimcilar-meslek-birligi.html

Bir yıl kadar önce Grafikerler Meslek Birliği ile ilgili yapılan toplantıların resimleri aşağıdaki linkte mevcuttur;
http://www.farukcagla.com/fotograflar.html

Halen grafikerler.org ve Ömer Yıldız ile diğer yöneticiler bu oluşumu desteklemeye devam etmektedirler.

SON OLARAK DİYECEĞİM ŞUDUR;
Şimdilik hayırına ve bedava hizmet edecek ama olayın da ucundan tutmayacak, olaya sahiplenecek ve ilerde üyelerimizin davalarını alarak çok para kazanacağına inanan bir avukat bulmamız gerekmektedir. BÖYLE BİR DOSTUNUZ varsa çok iyi olur. VEYA BU AVUKATI BULAN kişi bu birliği kurar. Avukat bu kadar önemlidir.

Geçmişte verilen mücadele AVUKATSIZLIK nedeniyle baltalanmıştır.

EVET, MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM!

Saygılar.
 
Yukarı Alt